Başbakan Erdoğan Yurda Döndü (1)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin anayasa değişikliği ile ilgili önerisini, 'işin sulandırılması' olarak nitelendirerek, "Bizim bu kadar ciddi olan bir konuyu, bu kadar sulandıran bir yaklaşıma olumlu yaklaşmamız mümkün değil

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin anayasa değişikliği ile ilgili önerisini, 'işin sulandırılması' olarak nitelendirerek, "Bizim bu kadar ciddi olan bir konuyu, bu kadar sulandıran bir yaklaşıma olumlu yaklaşmamız mümkün değil. Kaldı ki bu artık komisyondan geçti. Şimdi Genel Kurul'un gündemine geldi. Kendileri de muhalefet şerhlerini yazdılar. Pazartesi saat 12.00'den itibaren artık Genel Kurul'da bu tasarı görüşülmeye başlanacak" dedi. Başbakan Erdoğan, Deniz Baykal'ın AK Parti'yi
ziyaret edebilceği ifadesiyle ilgili de, "Bizim kapımız her zaman açıktır. Bizim odamızda kamera filan da yoktur" yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan, ABD'deki temaslarının ardından Türkiye'ye döndü. Esenboğa Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Erdoğan, CHP'nin tartışılan üç konuya ilişkin maddeleri paketten çıkartılmasına ilişkin önerisinin hatırlatılması üzerine, CHP'nin kendilerine gönderilen taslağı kapağını bile açmadan Anayasa Mahkemesi'ne götüreceklerini açıkladığını söyledi. Daha sonra da sadece geçici 15. maddeyi Meclis'te görüşmeyi kabul ettiklerini ifade eden
Erdoğan, bir başka partinin de anayasa değişikliği konusunu bütünüyle seçimden sonra görüşmek istediğini kaydetti. Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
"Devlet işi ciddiyet işidir ve parlamento bu ülkenin en ciddi, en onurlu kurumudur. Bu parlamentoyu temsil edenler de dürüst, dikkatli, hassas davranmakla bu onurlu kurumu güçlendirirler. Biz hep bunu bekledik. Gerekirse, gelin bunu beraber yapalım dedik. 2008'de parlamento başkanımızın yazılı davetini kimlerin olumsuz cevap verdiğini hatırlayın. Ana muhalefet partisinin, o zaman Sayın Toptan'ın davetine verdiği olumsuz cevaplar var. Hep bunlar hep bir sulandırma hareketedir. Bunlar ciddi şeyler değil.
Biz bu kadar ciddi olan bir konuyu, bu kadar sulandıran bir yaklaşıma olumlu yaklaşmamız mümkün değil. Kaldı ki bu artık komisyondan geçti. Şimdi Genel Kurul'un gündemine geldi. Kendileri de muhalefet şerhlerini yazdılar. Pazartesi saat 12.00'den itibaren artık Genel Kurul'da bu tasarı görüşülmeye başlanacak."
Başbakan Erdoğan, hangi partiye mensup olursa olsun tüm milletvekillerinin aklı selim ile ülke çıkarları için bu teklifi değerlendireceklerine inandığını vurgulayarak, "Hepsi o kulübede vicdanları ile baş başa kalmak suretiyle 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir', 'ben bu milletin vekili olarak milletimizin talebi istikametinde', nedir bu talep, 82 anayasasının değiştirilmesine yöneliktir... Atılan adım, bunun bir kısmı ile alakalıdır. Ortak akıl, ortak payda bu değişikliğin yapılmasından yanadır. Bu
istikamette ben milletvekillerimiz kararını vereceğine inanıyorum" diye konuştu.

"KATKI VERECEKLERSE GÖRÜŞMEYE VARIZ"
Erdoğan, bir gazetecinin "ABD'ye giderken ben de varım demiştiniz. Süreçte ne oldu da bu fikrinizden vazgeçtiniz" sorusuna, "Söylediklerimi saptırmayın. Biz bir şey söylüyoruz. Söylediğimiz, bize gelenler bir katkı sağlamak için geleceklerse biz bu katkıları görüşmeye varız. Ama bize gelecek olanlar, İstanbul'da yaptığım açıklamada ne dedim; bunları iyi takip edin. Kimse şark kurnazlığı ile yaklaşmasın dedik. Eğer şark kurnazlığı yapmaya kalkarlarsa kimse bunu hakaret olarak da telakki etmesin, en az biz
de onlar kadar bu konularda kurnazız. Kusura bakmasınlar dedik. Burada değişen herhangi bir şey yok" yanıtını verdi. Erdoğan, CHP lideri Baykal'ın gerekirse AK Parti Genel Merkezi'ne gideceğine ilişkin açıklamasının hatırlatılması üzerine ise, "Bizim kapımız her zaman açıktır. Bizim odamızda kamera filan da yoktur. Biz kamerayla falan da karşılamayız. Sadece eğer arzu ederlerse medyaya birlikte bir görüntü veririz. Ondan sonra hangi konuyu görüşeceksek onları görüşürüz. Çünkü misafirperverliğimizin gereği
de budur. Kimseye kapımız kapalı değil. Siyaset yapıyoruz" dedi.
Erdoğan, ABD'ye giderken muhalefete TBMM Başkanı ile görüşmeleri gerektiğinin söylediğinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
"Ana muhalefet lideri, kime çağrı yaptı. Meclis Başkanına mı, bana mı çağrı yaptı. Sayın Cumhurbaşkanına çağrı yaptı. İşin başlangıcı yanlış. Bu işin muhatabı bu safhada Cumhurbaşkanı değildir. Orada biz bir yanlışı düzelttik. Bu aslında, işte kurnazlığın bir yanı buydu, Sayın Cumhurbaşkanını siyasetin içine, yani tarafsızlığını ortadan kaldırarak, tarafsızlığına gölge düşürerek, siyasetin içine çekme gayretindeydi. Dedik ki bu konuda Meclis Başkanına gitmeniz lazım ve daha sonra Meclis Başkanına
gittiler. Bu ilk yapılması gerekendi. Hatta bir önceki Meclis Başkanının davetiyle başlayan bir süreçtir. Yine ayın şekilde bu dönemde Meclis Başkanımızın riyasetinde yapmak mümkündü. Bu tür şeylerin hepsine varız, vardık. Ama şimdi artık müsaade edin de artık komisyonda bunlar tartışıldı, görüşüldü, bitti. Bu dönemlerde bunların hiçbiri yok, sadece geçici 15. madde diye dayattılar. O olmayınca bu defa üç madde başlığı ile geldiler. Halbuki bunlar toplamda 11 maddeyi kapsayan bir yaklaşım tarzıydı. Bunun
tabi olamayacağı ortada. Biz diyoruz ki 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletin' Sizlerde milletin vekillerisiniz. Gelin, vekiller olarak şu an parlamentodan bunları geçirelim. Ama millete gidelim diyorsanız, on ada varız. Millete gitmek için 330-367 aralığı söz konusu. Burada çıkacak bir sayıyla da zaten millete gideceğiz. Bundan da hiç rahatsız olmaya gerek yok. Milletimiz ne karar verirse, başımız gözümüz üstünde yeri var. Milletin rotasındayız. Milletimizin kararı bizim için demokraside her şeydir. 'Millet
bilmez, biz biliriz' mantığı ile hareket edenlerde değiliz. Milletimiz en isabetli kararı verir diyoruz. Bundan da kimse çekinmesin."