Sonsuza kadar darbe ile yaşamak zorundayız
Anayasa Mahkemesi Raportörü ve Demokrat Yargı Derneği Eş Başkanı Doç. Dr. Osman Can, "Yargıyı demokratikleştiremediğiniz sürece sonsuza kadar darbe düzeniyle yaşamak zorundayız" dedi.
Ticaret Borsası Meclis Salonu'nda yapılan "Anayasa Değişikliği ve Yargı Reformu" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Can, Kahramanmaraşlı avukatlara seslendi. Yargıda demokratikleşilmediği sürece yeni bir anayasa yapılamayacağını belirten Can, "Çünkü yeni bir anayasayı programına alan bir parti kapatılır. Kapatma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Neden? Daha doğrusu iki yol izlemek zorunda kalır. Yeni bir anayasa diyerek harekete geçer. Anayasaya dokunmadan varlığını devam ettirmeye çalışır. Ya da ben yeni bir anayasa yapacağım der ve buna göre harekete geçer ardından da kapatma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Ve yargıyı demokratikleştirmediğiniz sürece sonsuza kadar darbe düzeniyle yaşamak zorundayız" dedi.
Türkiye'de siyasetin ideolojik bir silaha dönüştüğünü savunan Can, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gerektiği zaman yasaları, gerektiği zaman anayasayı dahi ilhak etmiş bir yapıya dönüşmüş durumda. İşte bu nedenle yargıda demokratikleşme şart, işte bu nedenle bir anayasa reformu şart. Ve bu nedenle de biz Türkiye'de öncelikle bir anayasa reformunun gerçekleşmesini, merkezinde yargının olduğu bir anayasa reformunun gerçekleşmesini; ardından da bu yetmez yeni bir anayasa gerekir demeyi sürdürüyoruz."
"Siyasi partiler siyaset okuludur, demokrasinin güvencesidir" diyen Can, parti kapatmalara değindi. Can, "Kültür üretilememektedir. Kültür bitirilmektedir. Bunların hepsinin temelinde bir sürü başka şey vardır. Bunların hepsinin temeline baktığımızda önemli ölçüde yargısal kararlarla inşa edilen şeyler olduğunu görürsünüz. Bu gün reform olarak başlatılan, işte temel hak ve özgürlükler konusunda bir sürü anayasa değişikliği yapıldı, bir sürü yasa değişiklikleri yapıldı. Bir bakın reform olarak gerçekleştirilenlerin çok büyük bir kısmı yargı yoluyla üretilmiş bu ideolojik parametreleri temizleme amacını taşımaktadır. İşte dokuzuncu reform paketi, onuncu reform paketi, ondördüncü reform paketi. filan. AB demokratikleşme sürecinde bir sürü yasa çıkartıldı. Hepsini ardı ardına sıralayın hepsini görürsünüz. Çok net olarak görürsünüz. Hepsi yüksek yargıda gerçekleşen, demokrasiye karşı gerçekleşen, direnci kırmak adına yapılıyor. Kırılmıyor; ikinci bir yasa çıkartılıyor, kırılmıyor üçüncü bir yasa çıkartılıyor. Bu şekilde yani yasama faaliyeti adeta yargının antidemokratik ve anti özgürlükçü tutumunu bir şekilde ortadan kaldırabilmek ve giderebilmek için kullanılan bir erke dönüşmüş durumdadır" dedi.
Konferansa Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır da katıldı.
Türkiye'de siyasetin ideolojik bir silaha dönüştüğünü savunan Can, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gerektiği zaman yasaları, gerektiği zaman anayasayı dahi ilhak etmiş bir yapıya dönüşmüş durumda. İşte bu nedenle yargıda demokratikleşme şart, işte bu nedenle bir anayasa reformu şart. Ve bu nedenle de biz Türkiye'de öncelikle bir anayasa reformunun gerçekleşmesini, merkezinde yargının olduğu bir anayasa reformunun gerçekleşmesini; ardından da bu yetmez yeni bir anayasa gerekir demeyi sürdürüyoruz."
"Siyasi partiler siyaset okuludur, demokrasinin güvencesidir" diyen Can, parti kapatmalara değindi. Can, "Kültür üretilememektedir. Kültür bitirilmektedir. Bunların hepsinin temelinde bir sürü başka şey vardır. Bunların hepsinin temeline baktığımızda önemli ölçüde yargısal kararlarla inşa edilen şeyler olduğunu görürsünüz. Bu gün reform olarak başlatılan, işte temel hak ve özgürlükler konusunda bir sürü anayasa değişikliği yapıldı, bir sürü yasa değişiklikleri yapıldı. Bir bakın reform olarak gerçekleştirilenlerin çok büyük bir kısmı yargı yoluyla üretilmiş bu ideolojik parametreleri temizleme amacını taşımaktadır. İşte dokuzuncu reform paketi, onuncu reform paketi, ondördüncü reform paketi. filan. AB demokratikleşme sürecinde bir sürü yasa çıkartıldı. Hepsini ardı ardına sıralayın hepsini görürsünüz. Çok net olarak görürsünüz. Hepsi yüksek yargıda gerçekleşen, demokrasiye karşı gerçekleşen, direnci kırmak adına yapılıyor. Kırılmıyor; ikinci bir yasa çıkartılıyor, kırılmıyor üçüncü bir yasa çıkartılıyor. Bu şekilde yani yasama faaliyeti adeta yargının antidemokratik ve anti özgürlükçü tutumunu bir şekilde ortadan kaldırabilmek ve giderebilmek için kullanılan bir erke dönüşmüş durumdadır" dedi.
Konferansa Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır da katıldı.