'Doğu Karadeniz'de Yer Alan Belediyelerin Altyapı Sorunları Ve Mali İmkanlar' Paneli
Trabzon Belediye Başkanı Dr
Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, kent sorunlarının genelde aşırı göçe bağlanarak kısa vadeli geçici çözümler ve kolaycı bir tutumla sosyal, fiziki ve teknik sorunların yapısal ve kalıcı çözümünden kaçınıldığını belirterek "Kent sorunlarının çözümünde en temel aşama öncelik sıralamasını doğru biçimde tanımlamaktır" dedi.
Doğu Karadeniz Belediyeler Birliği tarafından bugün Trabzon Zorlu Grand Otel'de "Doğu Karadeniz'de yer alan belediyelerin altyapı sorunları ve mali imkanlar" konulu bir panel düzenleniyor.
Panelin açılışında söz alan Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, alt yapı denildiğinde çoğunlukla sudan kanaldan yoldan ve diğer imalattan söz edildiğini, kimsenin bu ve diğer hizmetleri planlayıp kaynak temin edip uygulamaya koyan teknik ve idari personeli dikkate almadığını söyledi. "Altyapı eşittir belediye hizmetleri" ifadesini kullanan Gümrükçüoğlu "Bugün kentlerdeki en önemli sorunların birinci nedeni veya birinci sorun, donanımlı ve hazırlıklı hizmet sunucuların ve yöneticilerin sayıca çok az olmasıdır. Başka bir deyişle insan kaynakları sorunudur. İkinci neden olarak akçalı kaynakların yetersizliği ifade edilebilir. 5393 sayılı Belediye Kanunu'na göre belediyelerin yetki ve sorumluluğuna verilen hizmetlere karşılık dengeli ve sürekli gelir kaynakları belirlenmiştir. Bunların yanında sorunların büyüklüğü yatırım maliyetleri ve benzeri çoğu gerekçe temelden yönetim kapasitesinin yetersizliğinin başka türlü ifadeleri olarak görülmektedir. Kent sorunları genelde aşırı göçe bağlanarak kısa vadeli geçici çözümler ve kolaycı bir tutumla sosyal fizik ve teknik sorunların yapısal ve kalıcı çözümden kaçınılmaktadır. Bu nedenle kent sorunlarının çözümünde en temel aşama öncelik sıralamasını doğru biçimde tanımlamaktır. Aslında 5393 sayılı kanunda bu konuda bir düzenleme de bulunmaktadır" diye konuştu.
"Kentlerdeki ulaşım, altyapı, konut, çevre, sosyal ve kültürel etkinlikler çağdaş yaşamın gerektirdiği kentsel yaşam kalitesi bağlamında değerlendirildiğinde, mevcut durumun ne derece yeterli olduğu ne tür uygulamaların doğru yapıldığı ve hangi projelerin doğru temele dayandığı kolaylıkla anlaşılacaktır" diyen Gümrükçüoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gelinen bu noktada kentler için de 'Gelişmişlik Raporu' hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu bağlamda kentlerin ekonomik, sosyal ve teknik yönlerden gelişmişlik düzeyleri ölçülebilir. Bu tür bir araştırma ile kentlerimizde bireylerin barınma, ısınma, ulaşım, içme suyu, sosyal ve kültürel etkinlikler için ödedikleri maliyetler ölçüldüğünde aslında yaşam maliyetlerimizin büyük bölümünün yanlış yatırımlardan kaynaklandığı ve Türkiye'de belediyelerin her şey den önce bir ölçek sorunun olduğu görülecektir. Bilimsel araştırmalar neticesinde başta büyük şehirler olmak üzere belediyelerce yapılan altyapı konut ve benzeri çoğu yatırım ile istihdamın gereksinimlere ve tekniğine uygun biçimde yapılmadığı bu nedenle bireylere büyük maliyetlerin yansıdığı görülmüştür."
Gümrükçüoğlu, yerel yönetimlerde gelirlerin yarısından fazlasının merkezi hükümet transferlerinden oluştuğuna dikkat çekerek "Global kriz ile birlikte belediyelerin öz gelirlerinde bir azalma gözlendiği gibi merkezi hükümetten yerel yönetimlere transfer edilen kaynaklarda bir azalmanın olması kaçınılmazdır. Diğer yandan merkezi hükümet giderek görevlerini yerel yönetimlere aktarmak eğilimindedir. Resmin hepsi birlikte düşünüldüğünde yerel yönetimlerin kaynak ihtiyaçları arttığı gibi gelirlerinin de azalmakta olduğu sonucuna varılmaktadır. Bir kentin yaşanabilirliğinin ve özgünlüğünün yansımaları farklı biçimlerde görülebilmektedir. Kentin konuklarınca görülmeğe özgün ve tarih sayfalarında yer etmiş mekanlarını korumak ve sonraki nesillere bırakmak gibi bir sorumluluğumuz bulunmaktadır. Bu nedenle önümüzdeki dönemlerde bölgemizde var olan fiziki durum ve hizmetlerin alışagelen yüzeysel yöntemlerden farklı biçimde kentsel yaşam kalitesi,yaşam maliyetleri, özgün değerler bağlamında değerlendirilmesine gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Doğu Karadeniz Belediyeler Birliği tarafından bugün Trabzon Zorlu Grand Otel'de "Doğu Karadeniz'de yer alan belediyelerin altyapı sorunları ve mali imkanlar" konulu bir panel düzenleniyor.
Panelin açılışında söz alan Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, alt yapı denildiğinde çoğunlukla sudan kanaldan yoldan ve diğer imalattan söz edildiğini, kimsenin bu ve diğer hizmetleri planlayıp kaynak temin edip uygulamaya koyan teknik ve idari personeli dikkate almadığını söyledi. "Altyapı eşittir belediye hizmetleri" ifadesini kullanan Gümrükçüoğlu "Bugün kentlerdeki en önemli sorunların birinci nedeni veya birinci sorun, donanımlı ve hazırlıklı hizmet sunucuların ve yöneticilerin sayıca çok az olmasıdır. Başka bir deyişle insan kaynakları sorunudur. İkinci neden olarak akçalı kaynakların yetersizliği ifade edilebilir. 5393 sayılı Belediye Kanunu'na göre belediyelerin yetki ve sorumluluğuna verilen hizmetlere karşılık dengeli ve sürekli gelir kaynakları belirlenmiştir. Bunların yanında sorunların büyüklüğü yatırım maliyetleri ve benzeri çoğu gerekçe temelden yönetim kapasitesinin yetersizliğinin başka türlü ifadeleri olarak görülmektedir. Kent sorunları genelde aşırı göçe bağlanarak kısa vadeli geçici çözümler ve kolaycı bir tutumla sosyal fizik ve teknik sorunların yapısal ve kalıcı çözümden kaçınılmaktadır. Bu nedenle kent sorunlarının çözümünde en temel aşama öncelik sıralamasını doğru biçimde tanımlamaktır. Aslında 5393 sayılı kanunda bu konuda bir düzenleme de bulunmaktadır" diye konuştu.
"Kentlerdeki ulaşım, altyapı, konut, çevre, sosyal ve kültürel etkinlikler çağdaş yaşamın gerektirdiği kentsel yaşam kalitesi bağlamında değerlendirildiğinde, mevcut durumun ne derece yeterli olduğu ne tür uygulamaların doğru yapıldığı ve hangi projelerin doğru temele dayandığı kolaylıkla anlaşılacaktır" diyen Gümrükçüoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gelinen bu noktada kentler için de 'Gelişmişlik Raporu' hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu bağlamda kentlerin ekonomik, sosyal ve teknik yönlerden gelişmişlik düzeyleri ölçülebilir. Bu tür bir araştırma ile kentlerimizde bireylerin barınma, ısınma, ulaşım, içme suyu, sosyal ve kültürel etkinlikler için ödedikleri maliyetler ölçüldüğünde aslında yaşam maliyetlerimizin büyük bölümünün yanlış yatırımlardan kaynaklandığı ve Türkiye'de belediyelerin her şey den önce bir ölçek sorunun olduğu görülecektir. Bilimsel araştırmalar neticesinde başta büyük şehirler olmak üzere belediyelerce yapılan altyapı konut ve benzeri çoğu yatırım ile istihdamın gereksinimlere ve tekniğine uygun biçimde yapılmadığı bu nedenle bireylere büyük maliyetlerin yansıdığı görülmüştür."
Gümrükçüoğlu, yerel yönetimlerde gelirlerin yarısından fazlasının merkezi hükümet transferlerinden oluştuğuna dikkat çekerek "Global kriz ile birlikte belediyelerin öz gelirlerinde bir azalma gözlendiği gibi merkezi hükümetten yerel yönetimlere transfer edilen kaynaklarda bir azalmanın olması kaçınılmazdır. Diğer yandan merkezi hükümet giderek görevlerini yerel yönetimlere aktarmak eğilimindedir. Resmin hepsi birlikte düşünüldüğünde yerel yönetimlerin kaynak ihtiyaçları arttığı gibi gelirlerinin de azalmakta olduğu sonucuna varılmaktadır. Bir kentin yaşanabilirliğinin ve özgünlüğünün yansımaları farklı biçimlerde görülebilmektedir. Kentin konuklarınca görülmeğe özgün ve tarih sayfalarında yer etmiş mekanlarını korumak ve sonraki nesillere bırakmak gibi bir sorumluluğumuz bulunmaktadır. Bu nedenle önümüzdeki dönemlerde bölgemizde var olan fiziki durum ve hizmetlerin alışagelen yüzeysel yöntemlerden farklı biçimde kentsel yaşam kalitesi,yaşam maliyetleri, özgün değerler bağlamında değerlendirilmesine gerekmektedir" şeklinde konuştu.