Tüsiad Heyeti Mhp Lideri Bahçeli'yi Ziyaret Etti
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, demokratikleşme paketinin siyasi partiler yasası ve seçim barajı unsurlarının, öncelikli olarak 2011 seçimleri öncesinde hayata geçirilmesinin parlamentonun paketi daha sağlıklı ve temsil gücü daha yüksek bir durumda gerçekleştirmesine imkan tanıyacağını söyledi
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, demokratikleşme paketinin siyasi partiler yasası ve seçim barajı unsurlarının, öncelikli olarak 2011 seçimleri öncesinde hayata geçirilmesinin parlamentonun paketi daha sağlıklı ve temsil gücü daha yüksek bir durumda gerçekleştirmesine imkan tanıyacağını söyledi.
Boyner ve beraberindeki heyet, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi MHP'nin Genel Merkez'deki makamında ziyaret etti. TÜSİAD Başkanı Boyner, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Ankara'da 2 gündür devam eden ve bugün sona eren temasları hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Ankara'daki görüşmelerinin tümünde TÜSİAD'ın 2010-2011 programını paylaştıklarını kaydeden Boyner, talep ve beklentilerini şeffaf bir şekilde paylaşma imkanı bulduklarını ifade etti.
Ankara'daki temaslarından elde ettikleri izlenimin ''Türkiye'nin konjonkturel gelişmeler içerisinde dalgalanan, sıklıkla verimsiz siyasi tartışmalar içinde olduğudur'' diyen Boyner, şöyle devam etti:
"İçinde bulunduğumuz dönemin en önemli özelliği, belki de şu anda yaşadığımız kamplaşmayı yaratan neden; istikamet problemi olmayan ancak bu istikamete ulaşma konusunda net bir yol haritasının da bulunmamasıdır. Bu hem refah politikaları hem de demokratik standartların yükseltilmesi için geçerlidir. TÜSİAD olarak hiç bir partimizin daha hızlı büyüyen ve daha demokratik bir Türkiye arzusu olmadığına inanmamız kesinlikle söz konusu değildir. Hal böyleyken toplumun çeşitli kademelerine yansımış olan
kamplaşmanın ve verimsiz kavga ortamının şeffaflıkla, somut programlarla ve daha fazla diyalog kurarak aşılacağına inanıyoruz."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bugün gerçekleştirmiş olduğu zirve ve benzeri girişimlerin bu sürecin yumuşaması, uzlaşı ortamının sağlanması açısından çok önemli olduğunu gördüklerini ve bunun devamını dilediklerini belirten Boyner, Türkiye'nin kendileri açısından hızla büyüyebilecek, bölgede ve dünyada önemli bir ekonomik güç olabilecek bir ülke olduğunu söyledi. Tüm kişi ve kurumlardan TÜSİAD ile işbirliği yapma imkanının var olduğunu tespit ettiklerini, bu durumun kendileri açısından son derece olumlu
ve memnuniyet verici gelişme olduğunu dile getiren Boyner, "Hiç bir kurum ile mutlak fikir birliği içinde olmak veya kategorik olarak farklı düşünmek gibi bir anlayışımız yok. Biz kurum kültürümüzü diyalog ve uzlaşmaktan alıyoruz" diye konuştu.
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ
Türkiye'ye güvendiklerini, umutlarını koruduklarını belirten Boyner, ancak bu anlayışın devamını sağlayacak, kendilerini yatırım yapmaya, istihdam oluşturmaya sevk edecek koşulların olması gerektiğini, bu koşulların aynı zamanda Türkiye için sürdürülebilir büyümenin, rekabetçi bir güç haline gelmenin koşulları olduğunu söyledi. Boyner şöyle devam etti:
"Ekonomik politikaları bağlamında yaptığımız görüşmeler sonunda Avrupa Birliği'ne uyumlu bir sanayi stratejisinin çalışıyor olması, kayıt dışı ile mücadele alanında yeni düzenlemelerin değerlendiriliyor olmasını memnuniyetle gördük. Bu konuda daha detaylı olarak çalışacağız. Bu çalışmaların Türk sanayisinin rekabet gücü açısından olumlu katkılar sağlayacağını bekliyoruz. Kısa bir süre içerisinde iş ve yatırım ortamının geliştirilmesine hem makro yönetim hem mikro reformlar konusunda yine görüşlerimizi ve
önerilerimizi paylaşacağımız bir Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nu tüm ekonomi bakanları birlikte hazırlayacağız. Sanıyorum; bunu önümüzdeki bir ay içerisinde gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz."
Boyner, demokratikleşme paketinin siyasi partiler yasası ve seçim barajı unsurlarının öncelikli olarak 2011 seçimleri öncesinde hayata geçirilmesinin parlamentonun demokratikleşme paketini daha sağlıklı ve temsil gücü daha yüksek bir durumda gerçekleştirmesine imkan tanıyacağını da ifade etti. "Açıkçası temsil gücü kuvvetli olmayan parlamentonun uzlaşma noktasına gelmesi de çok zor görünüyor" diyen Boyner, bu nedenle 2011 seçimleri öncesi süreci çok önemsediklerini anlattı.
Bu yaklaşımların en büyük ortak paydasının süratle hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Boyner, parçalı demokratikleşme paketlerinin siyasi fizibilite anlayışı ile gündeme getirilen düzenlemelerin artık önemini yitirdiğini söyledi. 2010'lu yılları 1990'lı yıllar gibi hem ekonomik hem de siyasi açıdan kaybedilmiş yıllar olarak anmak istemediklerini belirten Boyner, kendilerinin bu konuda kararlı olduğunu ifade etti..
Sürecin ikinci aşamasının 2011 seçimleri ile ilintili olduğunu ifade eden Boyner, bu seçimin daha yüksek bir demokratik standardın ve Türkiye'nin yüksek gelir grubu ülke kategorisine nasıl çıkarılabileceğinin tartışıldığı ve bu ana gayeye yönelik programların ortaya konulduğu bir seçim atmosferini sağlamak zorunda olduğunu vurguladı.
Boyner ve beraberindeki heyet, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi MHP'nin Genel Merkez'deki makamında ziyaret etti. TÜSİAD Başkanı Boyner, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Ankara'da 2 gündür devam eden ve bugün sona eren temasları hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Ankara'daki görüşmelerinin tümünde TÜSİAD'ın 2010-2011 programını paylaştıklarını kaydeden Boyner, talep ve beklentilerini şeffaf bir şekilde paylaşma imkanı bulduklarını ifade etti.
Ankara'daki temaslarından elde ettikleri izlenimin ''Türkiye'nin konjonkturel gelişmeler içerisinde dalgalanan, sıklıkla verimsiz siyasi tartışmalar içinde olduğudur'' diyen Boyner, şöyle devam etti:
"İçinde bulunduğumuz dönemin en önemli özelliği, belki de şu anda yaşadığımız kamplaşmayı yaratan neden; istikamet problemi olmayan ancak bu istikamete ulaşma konusunda net bir yol haritasının da bulunmamasıdır. Bu hem refah politikaları hem de demokratik standartların yükseltilmesi için geçerlidir. TÜSİAD olarak hiç bir partimizin daha hızlı büyüyen ve daha demokratik bir Türkiye arzusu olmadığına inanmamız kesinlikle söz konusu değildir. Hal böyleyken toplumun çeşitli kademelerine yansımış olan
kamplaşmanın ve verimsiz kavga ortamının şeffaflıkla, somut programlarla ve daha fazla diyalog kurarak aşılacağına inanıyoruz."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bugün gerçekleştirmiş olduğu zirve ve benzeri girişimlerin bu sürecin yumuşaması, uzlaşı ortamının sağlanması açısından çok önemli olduğunu gördüklerini ve bunun devamını dilediklerini belirten Boyner, Türkiye'nin kendileri açısından hızla büyüyebilecek, bölgede ve dünyada önemli bir ekonomik güç olabilecek bir ülke olduğunu söyledi. Tüm kişi ve kurumlardan TÜSİAD ile işbirliği yapma imkanının var olduğunu tespit ettiklerini, bu durumun kendileri açısından son derece olumlu
ve memnuniyet verici gelişme olduğunu dile getiren Boyner, "Hiç bir kurum ile mutlak fikir birliği içinde olmak veya kategorik olarak farklı düşünmek gibi bir anlayışımız yok. Biz kurum kültürümüzü diyalog ve uzlaşmaktan alıyoruz" diye konuştu.
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ
Türkiye'ye güvendiklerini, umutlarını koruduklarını belirten Boyner, ancak bu anlayışın devamını sağlayacak, kendilerini yatırım yapmaya, istihdam oluşturmaya sevk edecek koşulların olması gerektiğini, bu koşulların aynı zamanda Türkiye için sürdürülebilir büyümenin, rekabetçi bir güç haline gelmenin koşulları olduğunu söyledi. Boyner şöyle devam etti:
"Ekonomik politikaları bağlamında yaptığımız görüşmeler sonunda Avrupa Birliği'ne uyumlu bir sanayi stratejisinin çalışıyor olması, kayıt dışı ile mücadele alanında yeni düzenlemelerin değerlendiriliyor olmasını memnuniyetle gördük. Bu konuda daha detaylı olarak çalışacağız. Bu çalışmaların Türk sanayisinin rekabet gücü açısından olumlu katkılar sağlayacağını bekliyoruz. Kısa bir süre içerisinde iş ve yatırım ortamının geliştirilmesine hem makro yönetim hem mikro reformlar konusunda yine görüşlerimizi ve
önerilerimizi paylaşacağımız bir Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nu tüm ekonomi bakanları birlikte hazırlayacağız. Sanıyorum; bunu önümüzdeki bir ay içerisinde gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz."
Boyner, demokratikleşme paketinin siyasi partiler yasası ve seçim barajı unsurlarının öncelikli olarak 2011 seçimleri öncesinde hayata geçirilmesinin parlamentonun demokratikleşme paketini daha sağlıklı ve temsil gücü daha yüksek bir durumda gerçekleştirmesine imkan tanıyacağını da ifade etti. "Açıkçası temsil gücü kuvvetli olmayan parlamentonun uzlaşma noktasına gelmesi de çok zor görünüyor" diyen Boyner, bu nedenle 2011 seçimleri öncesi süreci çok önemsediklerini anlattı.
Bu yaklaşımların en büyük ortak paydasının süratle hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Boyner, parçalı demokratikleşme paketlerinin siyasi fizibilite anlayışı ile gündeme getirilen düzenlemelerin artık önemini yitirdiğini söyledi. 2010'lu yılları 1990'lı yıllar gibi hem ekonomik hem de siyasi açıdan kaybedilmiş yıllar olarak anmak istemediklerini belirten Boyner, kendilerinin bu konuda kararlı olduğunu ifade etti..
Sürecin ikinci aşamasının 2011 seçimleri ile ilintili olduğunu ifade eden Boyner, bu seçimin daha yüksek bir demokratik standardın ve Türkiye'nin yüksek gelir grubu ülke kategorisine nasıl çıkarılabileceğinin tartışıldığı ve bu ana gayeye yönelik programların ortaya konulduğu bir seçim atmosferini sağlamak zorunda olduğunu vurguladı.