Türkiye Kısa, Orta Ve Uzun Vadede Risklerini Fırsata Dönüştürebilir
Active ACADEMY tarafından düzenlenen 4. Risk Yönetimi Zirvesi, iş ve finans dünyasının ileri gelenlerini buluşturdu.

Açılış konuşmalarını Yeşil Bilgi Platformu Direktörü Banu Aydoğan, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkan Yardımcısı Nuri Bodur ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Burhan Göklemez'in yaptığı zirvede 2001 krizinden edinilen deneyim ve akabinde kazanılan risk yönetim kabiliyeti ile gelişmekte olan Avrupa ülkelerinden farklı bir konumda bulunan Türkiye'nin ekonomi ve finans sektörünün yanı sıra reel sektörün de risk analizi yapıldı.
4. Risk Yönetimi Zirvesi sosyal ortağı olan Yeşil Bilgi Platformu Direktörü Banu Aydoğan, konuşmasında doğal yaşamlar üzerindeki tahribatın bu şekilde devam etmesi halinde tüm insanlığın en önemli risklerinden biri haline gelecek yaşam kalitesi riskine dikkat çekti ve tüm iş dünyasını bu konuda farkındalık yaratmak ve eyleme geçmek için ortak çalışmaya davet etti.
Konuşmasına geçen yıl birçok insanın kötümser olduğunu ama artık önümüzdeki dönemde iyimser olunabileceğini söyleyerek başlayan Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, bu iyimserliğin nedenini küresel ekonomide başlayan toparlanmanın yanı sıra Türkiye'nin riskleri bir fırsat olarak değerlendirebilme kabiliyeti de olduğunu belirtti. Kriz sonrası toparlanmayı daha güçlü ve sürdürülebilir hale getirmek için Türkiye'nin önünde fırsata dönüştürebileceği üç risk olduğunu söyleyen Zachau, bu fırsatları kısa vadede ekonomik yönetimin sağlanması, orta vadede rekabetçi bir iş ortamının ve yeni istihdamın yaratılması ve uzun vadede iklim değişikliği riskine yönelik çalışmaların yapılması olarak sıraladı.
Zachau küresel krizin Türkiye'ye son derece olumsuz yansıdığını belirterek, bunun nedeninin bir ölçüde kriz öncesi Türk ekonomisinde yaşanan yavaşlama olduğunu kaydetti. Bu kadar olumsuz yansımanın ardından reel sektör güven endeksinin kısa süre içinde toparlanmasının ise Türkiye'nin gücünü kanıtladığının altını çizen Zachau, Türkiye'nin uzun vadede güçlü yönlerini kullanarak, kriz sonrasında karşılaşılan zorlukları rahatlıkla aşabileceğini ifade etti. Türkiye'nin uzun vadede etkili olan güçlü yönleri arasında girişimciliğinin, konumunun ve büyüklüğünün yer aldığını söyleyen Zachau, kriz sonrasında karşılaşabileceği en önemli zorlukları ise yavaş küresel büyüme, yüksek işsizlik, daha düşük uluslararası sermaye akışı ve daha yüksek kamu borcu olarak sıraladı.
Zachau zorlukları aşmak için kısa, orta ve uzun vadede olmak üzere yapılması gerekenleri ise şu şekilde aktardı: "Kısa vadede riskleri yöneterek kendinizi farklılaştırın ve hedeflerinize ulaşarak güveni oluşturun. Orta vadede daha fazla istihdam yaratacak sağlıklı ve esnek bir iş ortamı tesis edin. Türkiye'nin genç nüfusunu eğitimi kullanarak fırsat haline dönüştürün. Gelecek nesiller için fırsat yaratmanın anahtarının eğitim olduğunu unutmayın. Uzun vadede ise çevresel riskler ve fırsatlara dikkat edin. Türkiye, bulunduğu bölgede iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında üçüncü sırada yer alıyor. Bu durum, insani riskin yanı sıra iş dünyası için de enerji, su gibi kaynaklar açısından önemli bir risktir. İş dünyası bunun farkında olmalı ve bu konuda kayda değer çalışmalar yapmalıdır."
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkan Yardımcısı Nuri Bodur konuşmasında, Türk bankacılık sistemindeki gelişmeler hakkında bilgiler verdi ve bankacılık sisteminde finansal risk yönetimi konusunda görüşlerini dile getirdi. Türk bankacılığının 2001 sonrası hızlı bir büyüme ve gelişme dönemine kavuştuğunu, düzenleme ve denetim altyapısının güçlendiğini ve şeffaflığın ön plana çıktığını aktaran Bodur, bu dönemde risk yönetimine dair önemli derslerin çıkarıldığını, sektörün aktif büyüklüğü konusunda istikrarlı bir gelişme yakalandığını ve istikrarlı bir karlılık yapısı oluşturulduğunu belirtti. Bu olumlu gelişmelerin gerçekleşmesinde bankalarda risk yönetimi anlayışı ve uygulamalarında kaydedilen ilerlemenin önemli katkısı olduğunu vurgulayan Bodur, Basel II uzlaşısı, yeni muhasebe standartlarının hayata geçirilmesi, konsolide denetim konusunda çeşitli kuruluşlarca gerçekleştirilen çalışmaların önemine de değindi. Kurum olarak risk yönetimi alanında önemli değişikliklere imza attıklarını ve çalışmaların devam ettiğini kaydedin Bodur, "Sektör temsilcileri bu gelişmeleri takip etmeli ve kuruluşlarında risk yönetimi ilkelerinin yerleşmesi için çaba sarf etmelidir" dedi.
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Burhan Göklemez ise, küresel krizde gelinen nokta ve Merkez Bankası'nın para politikaları konusundaki duruşuna ilişkin görüşlerini aktardı. Göklemez, büyüme tahminlerine bakıldığında Avrupa'nın ABD'ye kıyasla daha yavaş toparlanacak olmasının, AB ülkeleri en büyük ihracat pazarımız olduğu için ülkemiz açısından önemli bir risk unsuru olduğuna dikkat çekti. Bununla birlikte birçok ülkede hızla artan işsizlik oranlarının hane halkı harcama oranlarını azaltmasının da ekonomiler üzerinde olumsuz etki yarattığını kaydeden Göklemez, bu ve bunun gibi olumsuz etkiler yaratan konuların toparlanmanın kalıcılığına ilişkin risklerin devam ettiğini gösterdiğini ifade etti.
Enflasyonun seyri hakkında bilgiler de veren Bodur konuyla ilgili olarak "Yılbaşında yürürlüğe giren vergi düzenlemeleri ve emtia fiyat artışı enflasyonun yükselmesinde belirleyici rol oynadı. Bu durum genel davranışlardaki bozulmadan ziyade geçici unsurlardan kaynaklanmıştır. Yine de baz etkisi nedeniyle enflasyonun yükselişi beklentiler açısından bir risk unsudur. Ancak bu konuda temel enflasyon hedefleri orta vade hedeflerle uyumluluğunu sürdürmektedir. Enflasyon yayılma endeksi tarihsel olarak düşüktür. Geçici etkiler ortadan kalktığında enflasyon tekrar düşüş sürecine girecektir" dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Ernst & Young İngiltere ve İrlanda Finansal Hizmetler Risk Başkanı Owen Purcell de "Riskin Değişen Görünümü ve Risk Yönetiminin Rolü" başlıklı bir konuşma yaptı. 4. Risk Yönetimi Zirvesi "Yeni Normalde Riskler ve Beklentiler" ve "2010 İçin Öngörüler ve Stratejik Öncelikler" konulu oturumlarla devam etti. Zirvenin ilk ana oturumunda Ernst & Young Güney ve Doğu Avrupa Risk Lideri Linas Dicpetris, Koç Bilgi Grubu Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu, SAP BusinessObjects EMEA Satış Direktörü Thierry Nicault ve Türkiye Vakıflar Bankası Baş Ekonomisti Serkan Özcan "daha az risk, daha fazla denetleme" içeren "yeni normal"e dair görüşlerini dile getirdi. Oturum başkanlığını ise Garanti Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cüneyt Sezgin üstlendi.
Zirvenin ikinci ana oturumunda ise CEO'lar 2010 yılına dair öngörülerini ve stratejilerini paylaştı. Başkanlığını Sabancı Holding Risk Yönetimi Direktörü Dr. Tamer Saka'nın yaptığı oturumda Ziraat Bankası CRO'su Mehmet Ayhan Altıntaş, Gantek Teknoloji CEO'su Selda Bağdat Bahadır, Kiler Holding CEO'su Ahmet Kacar ve Eroğlu Yapı CEO'su Ramadan Kumova söz aldılar.
