Türkiye Buluşmaları Konferansı
Ak Parti tarafından kamuoyunda demokratik açılım olarak ta bilinen 'Milli Birlik, Beraberlik ve Demokratik Açılım' projesinin tanıtımı kapsamında düzenlenen Türkiye Buluşmaları'nın Zonguldak ayağında Ak Parti Medya ve Tanıtım Başkan Yardımcısı ve Bursa Ak Parti Milletvekili Mehmet Ocak'tan konferans verdi
Ak Parti tarafından kamuoyunda demokratik açılım olarak ta bilinen 'Milli Birlik, Beraberlik ve Demokratik Açılım' projesinin tanıtımı kapsamında düzenlenen Türkiye Buluşmaları'nın Zonguldak ayağında Ak Parti Medya ve Tanıtım Başkan Yardımcısı ve Bursa Ak Parti Milletvekili Mehmet Ocak'tan konferans verdi.
Genel Maden İşçileri Sendikası'nda Ak parti Zonguldak İl Teşkilatı Tanıtım ve Medya Başkanlığı tarafından düzenlenen konferansa, Ak Parti Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, Ak Parti Zonguldak İl Başkanı Hamdi Uçar, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ramis Muslu, Devrek İlçesi Belediye Başkanı Özcan Ulupınar, Filyos Belde Belediye Başkanı Ömer Ünal, parti teşkilat yöneticileri ve çok sayıda partili katıldı.
Ak Parti Zonguldak İl Başkanı Hamdi Uçar, açılış konuşmasında ülkedeki demokrasi anlayışının çok farklı olmasına rağmen demokrasi bilinci gelişmememesinden şikayet etti.Ak Parti Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan'da, "Yürekten gelen sözlerkarşı taraftaki inasının kulağından izinsiz ve vizesiz geçermiş" sözü doğrultusunda seviyle ve iyi niyetle demokratik açılım sürecinin işletileceğini ifade etti. Ak Parti Tanıtım Medya Başkan Yardımcısı ve Ak Parti Bursa Milletvekili, Gazeteci Mustafa Ocaktan, mikrofonu alarak, konuşma yaptı.
Milli Birlik ve Beraberlik projesinin hem demokratik standartların yükseltilmesini, hem de terörden kurtuluşu hedeflediğini belirten Mehmet Ocaktan, iyi bir niyetli proje olmasına karşın karalama kampanyalarına kadar varan acımasız eleştirilere maruz kaldıklarını kaydetti. Ocaktan, "Bir ülke hem iktidarı, hem de muhalefetiyle birlikte kalkınma demokrasi mücadelesini sürdürmelidir. Bir ülkenin tüm bireyleri, aslında çalışmalarını belli bir kardeşlik, dayanışma içerisinde yapmalıdırlar. Halen iktidarımıza karşın çok acımasız ve insafsız bir şekilde yapılan muhalefetlerin, bu projesi çerçevesinde yapılan bu karalama kampanyalarının ne kadar haksız olduğunu milletimiz yavaş yavaş görmeye başlamıştır. Bu projelerin iki hedefi vardır. Birincisi, insanımızın demokratik standartlarını arttırmak, ikincisi ise bu ülkeyi terör belasından kurtarmaktır. 25 yıldır terör dediğimiz bu bela ile yaşıyoruz. Bütün ekonomik imkanlarımızı bu yolda harcadık, insanlarımızı gençlerimizi şehit verdik. Büyük acılar yaşadık. Bu uğurda 300 milyar dolar harcandı. Bu ülkenin güvenliği ve korunması, için gerekirse 500 milyar doları ve daha fazlasını harcarız. Gerekirse hepimiz şehit oluruz. Bu konuda tereddüdümüz bile olmaz. Ama yazıktır. Bu ülkenin kaynaklarını, insanlarımızı kaybetmenin anlamı yoktur. Bundan kaçınmayız ama kimseye daha fazla acı çektirmeye kimsenin hakkı yoktur. Biz dünyanın en büyük ordularından birine sahibiyiz. 25 yıldır bu terörle uğraşıyoruz. Zaman zaman eleştiriler oluyor. 'Nasıl bu 3-4 çapulcuyla baş edemezsiniz' diye. Burada başka bir boyut var" dedi.
TERÖRÜN ARKASINDAKİ GÜÇLER
Terörü yıllardır 'müttefik ve dost' diye tabir edilen ülkelerin desteklediğini belirten Ocaktan, ilk kez uluslararası konjektörün Türkiye lehine döndüğünü kaydetti. Uluslararası güçlerin terör örgütüne ihtiyacı bulunmadığını belirten Ocaktan şöyle konuştu:
"Ülkede terör örgütünün arkasında belli uluslararası güçler varsa, o ülkede dünyanın sonuna kadar terörle mücadele etmek mümkün değildir. PKK terörünün arkasında, bugüne kadar ABD vardı. AB ülkeleri vardı. Ortadoğu ülkeleri vardı. Barzani ve Talabani güçleri de vardı. İsrail de vardı. İlk kez uluslararası anlamda Türkiye bir konjektör yakaladı. PKK denilen terör örgütü aslında biraz da taşeron bir örgüttür. Yani uluslar arası güçlerin er zaman kullanımına açık, emrine amade bir güçtür. Bugüne kadar tüm bize yaşattığı acıların arkasında aslında Avrupalı dostlarımızla Amerikalı müttefiklerimiz de vardı. Şimdi ilk kez uluslararası güçlerin, terör örgütüne artık ihtiyacı kalmamıştır. Çünkü ABD ırak'tan çıkıyor. Geçmişi hatırlayın, Kuzey Irak'taki Kürtlerin peşmergelerin binlerce insanı Türkiye'ye sığınmıştır. Kuzey Irak'taki Kürtlerin, tek koruyucusu, kollayıcısı, sığınabilecekleri tek yer Türkiye'dir. Biz, dünyadaki tüm mazlum milletlere kucağımızı açtık. Biz geçmişimizde, hiçbir şekilde yüzümüz kararmış, ayıplı bir ülke değiliz. Biz, hep insanı özellikleri ön plana çıkmış bir ülkeyiz. Emperyalist bir ülke de değiliz. Biz gittiğimiz tüm ülkelerde insanlık, kardeşlik, barış ve medeniyet götürdük. Hiçbir ülke insanına zulmetmedik."
BAYKAL'A İTHAMLAR
Muhalefet partilerinin çağın çok gerisinde kaldığını belirten Ocaktan, özellikle CHP'nin tüm dünyada değişmesine rağmen siyasi ve yıllar önceki zihniyetle hareket ettiğini savundu. Deniz Baykal'ın iktidar olma gibi bir derdi bulunmadığını ileri süren Ocaktan eleştirisini şöyle sürdürdü:
"Demokrasi anlayışında muhalefetin zayıflığı Türkiye adına da partiler adına da talihsizliktir. Demokrasilerde iktidar kadar muhalefet çok önemlidir. Muhalefetleri zayıf olan ülkelerde demokrasi yürüyüşü bir adım eksik yürür. Muhalefetlerin esas görevi, iktidarlara da dinanizm kazandırmaktır. Tüm dünyadaki, demokratik ülkelerdeki sosyal demokrat partilerin esas görevi, budur. Avrupa'ya da çok önemli mesafeler aldırmışlardır. Bizde sosyal demokrat partinin anlayışı, özgürlüklerin,demokratikleşmenin önüne engel çıkarmaktır. Türkiye'nin modern demokrasilerin muasır medeniyet seviyesine çıkışına hep engel olmuşlardır. Artık yeni dünyada bu anlayışlara yer yoktur. Hatta statükoyu savunan modern demokrasi anlayışlarını kabul edemeyen, halkın idaresini, en küçük bireyinden anoduluyo, anadulunun her yöresindeki Edirne'den Kars'a, güneyinde, doğusunda ve batısındaki bir tek bireyin bile talebinin önemli olduğunu dikkate alan, 70 milyonu kucaklayan, siyasi ve modernleşme anlayışını kabul edemememişseniz, o tür anlayışların 21,yy da bir geçerliliği yoktur. Tedavülden kaldırılmıştır. Ana muhalefet partisi liderimizin iktidar olma gibi bir sorunu, problemi olduğunu düşünmediğim için, o rahattır. Parti emrindedir. Dikenlik ti, gül bahçesi haline getirmiştir. Muhalifler da bırakmadı. Böyle bir huzuru ve rahatı bırakıp, iktidar gibi zor işlerle uğramak çok işine gelen bir iş değildir Sayın Baykal'ın."
Demokratik açılımda artık herhangi bir aksamanın olmayacağını belirten Ocak'tan sürecin iktidarın kararlı tutumuyla işletileceğini ifade etti. Çünkü bugünkü bu Türkiye'nin normalleşme sürecidir. Başka bir yolu yoktur.
ERGENEKON OPERASYONU
Ergenekon Operasyonu ile ilgili soru üzerine ise Ocaktan, mahkemelerin sonunda sembolik cezaların çıkacağını söyledi. Cezanın da önemli olmadığını vurgulayan Ocaktan, "Bu ülke de kim ne yapıyorsa, her şey yasal çerçeve içerisinde olur. Kimse yasalardan muaf değildir. Yasalar, sokaktaki vatandaşımız için de geçerlidir. Başbakan için de generaller için emniyetçiler için de geçerlidir. Yasalar, kendisine güç vermediği halde böyle bir gücü veriyormuş gibi devletin içindeki yapılanmaların, belli karanlık odakların, su yüzüne çıkarılması, Türkiye'deki karanlıkta kalmış işlerin hukukun önüne çıkarılmasıdır Ergenekon sürecidir. İtalya'daki temiz eller operasyonunda öyle büyük cezalar çıkmamıştır. Bu süreç, devletin belil karanlık odaklardan, yasa dışı oluşumlardan ayıklanması ve kurumların şeffaf haline gelmesidir. Sembolik cezalar çıkabilir ama esas o sürecin varlığı önemlidir. Eğer bu süreç başlamamış olsaydı, Türkiye'deki bugünkü demokratikleşme yürüyüşünün, milli birlik ve beraberlik projesinin mesafe alması mümkün olmazdı" diye konuştu.
DİYANET TEŞKİLAT YASA TASARISI
Dini eğitimlerin verilmesini kolaylaştırmayı da kapsayan bir Diyanet Teşkilat Yasa tasarısının gündemde olduğunu ifade etti. Böyle bir yasanın yıllardır eksikliği yaşanmasına rağmen Diyanet Teşkilat Yasası'nın daha önceki dönemlerde hazırlanamadığını kaydetti. Ocaktan, "Diyanet teşkilat yasası hazırlanıyor. Bizden önceki dönemlerde bu tür teşkilat yasası çıkarılamamıştı. Eksikliğini yaşıyorduk. İktidarımız hedeflerinden biridir. Dini eğitimleri daha da kolay hale getirecektir. Önümüzdeki günlerde parlamentoya gelecek. Bu çok önemli. Güneydoğu'da, terör örgütünün belalarına rağmen hale milletimizin sağ duyusu ayakta ise bu ülkenin milli değerleri çok önemlidir. Bizim milletimizin hafızası ve inancı güçlüdür."
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Daha önce YÖK'ün büyük bir problem olduğunu vurgulayan Ocaktan, şimdi ise acilen anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu kaydetti. Elbiseye benzetti anayasanın sivil topluma dar geldiğini vurgulayan Ocaktan, "Daha önce YÖK büyük bir problemdi. Şimdi böyle bir problemle karşı karşıya değiliz. Kendi mecrası içerisindeki bir takım sorunlar, giderek daha rahat bir şekilde çözülecektir. Zaten zorlasanız bile olmuyor. Anayasa değişikliği yaptık, Anayasa mahkemesi iptal etti. Türkiye'nin acilen anayasa değişikliğine ihtiyacı vardır. Türkiye darbe anayasaları, 12 Eylül yasaları ile yönetilemiyor. Çünkü bu elbise, bu sivil topluma dar geliyor. Bu değişimler yapılacaktır ama her şey belli zamanı gelince yapılacaktır. Bugün yarın anayasayı değiştirelim diyemiyoruz. Dünyadaki değişimi siyasi partileri kavrayamadığı için alternatif oluşturamıyorlar. Bunu kavrayabilselerdi, tüm siyasi partilerimizin hemen hepsi, darbe anayasası dedikleri halde bir adım atmıyorlar. Eğer burada bir adım atamazsanız, muhalefet olarak, atılacak adımlara katkı sağlamazsanız, o zaman niye siz siyasi partisiniz? Millet niye size öncelik versin, sizi tercih etsin?" dedi.
Konferansın bitiminde Ocaktan'a, Ak Parti Zonguldak İl Başkanı Hamdi Uçar tarafından kenti simgeleyen hediyeler verildi.
Genel Maden İşçileri Sendikası'nda Ak parti Zonguldak İl Teşkilatı Tanıtım ve Medya Başkanlığı tarafından düzenlenen konferansa, Ak Parti Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, Ak Parti Zonguldak İl Başkanı Hamdi Uçar, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ramis Muslu, Devrek İlçesi Belediye Başkanı Özcan Ulupınar, Filyos Belde Belediye Başkanı Ömer Ünal, parti teşkilat yöneticileri ve çok sayıda partili katıldı.
Ak Parti Zonguldak İl Başkanı Hamdi Uçar, açılış konuşmasında ülkedeki demokrasi anlayışının çok farklı olmasına rağmen demokrasi bilinci gelişmememesinden şikayet etti.Ak Parti Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan'da, "Yürekten gelen sözlerkarşı taraftaki inasının kulağından izinsiz ve vizesiz geçermiş" sözü doğrultusunda seviyle ve iyi niyetle demokratik açılım sürecinin işletileceğini ifade etti. Ak Parti Tanıtım Medya Başkan Yardımcısı ve Ak Parti Bursa Milletvekili, Gazeteci Mustafa Ocaktan, mikrofonu alarak, konuşma yaptı.
Milli Birlik ve Beraberlik projesinin hem demokratik standartların yükseltilmesini, hem de terörden kurtuluşu hedeflediğini belirten Mehmet Ocaktan, iyi bir niyetli proje olmasına karşın karalama kampanyalarına kadar varan acımasız eleştirilere maruz kaldıklarını kaydetti. Ocaktan, "Bir ülke hem iktidarı, hem de muhalefetiyle birlikte kalkınma demokrasi mücadelesini sürdürmelidir. Bir ülkenin tüm bireyleri, aslında çalışmalarını belli bir kardeşlik, dayanışma içerisinde yapmalıdırlar. Halen iktidarımıza karşın çok acımasız ve insafsız bir şekilde yapılan muhalefetlerin, bu projesi çerçevesinde yapılan bu karalama kampanyalarının ne kadar haksız olduğunu milletimiz yavaş yavaş görmeye başlamıştır. Bu projelerin iki hedefi vardır. Birincisi, insanımızın demokratik standartlarını arttırmak, ikincisi ise bu ülkeyi terör belasından kurtarmaktır. 25 yıldır terör dediğimiz bu bela ile yaşıyoruz. Bütün ekonomik imkanlarımızı bu yolda harcadık, insanlarımızı gençlerimizi şehit verdik. Büyük acılar yaşadık. Bu uğurda 300 milyar dolar harcandı. Bu ülkenin güvenliği ve korunması, için gerekirse 500 milyar doları ve daha fazlasını harcarız. Gerekirse hepimiz şehit oluruz. Bu konuda tereddüdümüz bile olmaz. Ama yazıktır. Bu ülkenin kaynaklarını, insanlarımızı kaybetmenin anlamı yoktur. Bundan kaçınmayız ama kimseye daha fazla acı çektirmeye kimsenin hakkı yoktur. Biz dünyanın en büyük ordularından birine sahibiyiz. 25 yıldır bu terörle uğraşıyoruz. Zaman zaman eleştiriler oluyor. 'Nasıl bu 3-4 çapulcuyla baş edemezsiniz' diye. Burada başka bir boyut var" dedi.
TERÖRÜN ARKASINDAKİ GÜÇLER
Terörü yıllardır 'müttefik ve dost' diye tabir edilen ülkelerin desteklediğini belirten Ocaktan, ilk kez uluslararası konjektörün Türkiye lehine döndüğünü kaydetti. Uluslararası güçlerin terör örgütüne ihtiyacı bulunmadığını belirten Ocaktan şöyle konuştu:
"Ülkede terör örgütünün arkasında belli uluslararası güçler varsa, o ülkede dünyanın sonuna kadar terörle mücadele etmek mümkün değildir. PKK terörünün arkasında, bugüne kadar ABD vardı. AB ülkeleri vardı. Ortadoğu ülkeleri vardı. Barzani ve Talabani güçleri de vardı. İsrail de vardı. İlk kez uluslararası anlamda Türkiye bir konjektör yakaladı. PKK denilen terör örgütü aslında biraz da taşeron bir örgüttür. Yani uluslar arası güçlerin er zaman kullanımına açık, emrine amade bir güçtür. Bugüne kadar tüm bize yaşattığı acıların arkasında aslında Avrupalı dostlarımızla Amerikalı müttefiklerimiz de vardı. Şimdi ilk kez uluslararası güçlerin, terör örgütüne artık ihtiyacı kalmamıştır. Çünkü ABD ırak'tan çıkıyor. Geçmişi hatırlayın, Kuzey Irak'taki Kürtlerin peşmergelerin binlerce insanı Türkiye'ye sığınmıştır. Kuzey Irak'taki Kürtlerin, tek koruyucusu, kollayıcısı, sığınabilecekleri tek yer Türkiye'dir. Biz, dünyadaki tüm mazlum milletlere kucağımızı açtık. Biz geçmişimizde, hiçbir şekilde yüzümüz kararmış, ayıplı bir ülke değiliz. Biz, hep insanı özellikleri ön plana çıkmış bir ülkeyiz. Emperyalist bir ülke de değiliz. Biz gittiğimiz tüm ülkelerde insanlık, kardeşlik, barış ve medeniyet götürdük. Hiçbir ülke insanına zulmetmedik."
BAYKAL'A İTHAMLAR
Muhalefet partilerinin çağın çok gerisinde kaldığını belirten Ocaktan, özellikle CHP'nin tüm dünyada değişmesine rağmen siyasi ve yıllar önceki zihniyetle hareket ettiğini savundu. Deniz Baykal'ın iktidar olma gibi bir derdi bulunmadığını ileri süren Ocaktan eleştirisini şöyle sürdürdü:
"Demokrasi anlayışında muhalefetin zayıflığı Türkiye adına da partiler adına da talihsizliktir. Demokrasilerde iktidar kadar muhalefet çok önemlidir. Muhalefetleri zayıf olan ülkelerde demokrasi yürüyüşü bir adım eksik yürür. Muhalefetlerin esas görevi, iktidarlara da dinanizm kazandırmaktır. Tüm dünyadaki, demokratik ülkelerdeki sosyal demokrat partilerin esas görevi, budur. Avrupa'ya da çok önemli mesafeler aldırmışlardır. Bizde sosyal demokrat partinin anlayışı, özgürlüklerin,demokratikleşmenin önüne engel çıkarmaktır. Türkiye'nin modern demokrasilerin muasır medeniyet seviyesine çıkışına hep engel olmuşlardır. Artık yeni dünyada bu anlayışlara yer yoktur. Hatta statükoyu savunan modern demokrasi anlayışlarını kabul edemeyen, halkın idaresini, en küçük bireyinden anoduluyo, anadulunun her yöresindeki Edirne'den Kars'a, güneyinde, doğusunda ve batısındaki bir tek bireyin bile talebinin önemli olduğunu dikkate alan, 70 milyonu kucaklayan, siyasi ve modernleşme anlayışını kabul edemememişseniz, o tür anlayışların 21,yy da bir geçerliliği yoktur. Tedavülden kaldırılmıştır. Ana muhalefet partisi liderimizin iktidar olma gibi bir sorunu, problemi olduğunu düşünmediğim için, o rahattır. Parti emrindedir. Dikenlik ti, gül bahçesi haline getirmiştir. Muhalifler da bırakmadı. Böyle bir huzuru ve rahatı bırakıp, iktidar gibi zor işlerle uğramak çok işine gelen bir iş değildir Sayın Baykal'ın."
Demokratik açılımda artık herhangi bir aksamanın olmayacağını belirten Ocak'tan sürecin iktidarın kararlı tutumuyla işletileceğini ifade etti. Çünkü bugünkü bu Türkiye'nin normalleşme sürecidir. Başka bir yolu yoktur.
ERGENEKON OPERASYONU
Ergenekon Operasyonu ile ilgili soru üzerine ise Ocaktan, mahkemelerin sonunda sembolik cezaların çıkacağını söyledi. Cezanın da önemli olmadığını vurgulayan Ocaktan, "Bu ülke de kim ne yapıyorsa, her şey yasal çerçeve içerisinde olur. Kimse yasalardan muaf değildir. Yasalar, sokaktaki vatandaşımız için de geçerlidir. Başbakan için de generaller için emniyetçiler için de geçerlidir. Yasalar, kendisine güç vermediği halde böyle bir gücü veriyormuş gibi devletin içindeki yapılanmaların, belli karanlık odakların, su yüzüne çıkarılması, Türkiye'deki karanlıkta kalmış işlerin hukukun önüne çıkarılmasıdır Ergenekon sürecidir. İtalya'daki temiz eller operasyonunda öyle büyük cezalar çıkmamıştır. Bu süreç, devletin belil karanlık odaklardan, yasa dışı oluşumlardan ayıklanması ve kurumların şeffaf haline gelmesidir. Sembolik cezalar çıkabilir ama esas o sürecin varlığı önemlidir. Eğer bu süreç başlamamış olsaydı, Türkiye'deki bugünkü demokratikleşme yürüyüşünün, milli birlik ve beraberlik projesinin mesafe alması mümkün olmazdı" diye konuştu.
DİYANET TEŞKİLAT YASA TASARISI
Dini eğitimlerin verilmesini kolaylaştırmayı da kapsayan bir Diyanet Teşkilat Yasa tasarısının gündemde olduğunu ifade etti. Böyle bir yasanın yıllardır eksikliği yaşanmasına rağmen Diyanet Teşkilat Yasası'nın daha önceki dönemlerde hazırlanamadığını kaydetti. Ocaktan, "Diyanet teşkilat yasası hazırlanıyor. Bizden önceki dönemlerde bu tür teşkilat yasası çıkarılamamıştı. Eksikliğini yaşıyorduk. İktidarımız hedeflerinden biridir. Dini eğitimleri daha da kolay hale getirecektir. Önümüzdeki günlerde parlamentoya gelecek. Bu çok önemli. Güneydoğu'da, terör örgütünün belalarına rağmen hale milletimizin sağ duyusu ayakta ise bu ülkenin milli değerleri çok önemlidir. Bizim milletimizin hafızası ve inancı güçlüdür."
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Daha önce YÖK'ün büyük bir problem olduğunu vurgulayan Ocaktan, şimdi ise acilen anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu kaydetti. Elbiseye benzetti anayasanın sivil topluma dar geldiğini vurgulayan Ocaktan, "Daha önce YÖK büyük bir problemdi. Şimdi böyle bir problemle karşı karşıya değiliz. Kendi mecrası içerisindeki bir takım sorunlar, giderek daha rahat bir şekilde çözülecektir. Zaten zorlasanız bile olmuyor. Anayasa değişikliği yaptık, Anayasa mahkemesi iptal etti. Türkiye'nin acilen anayasa değişikliğine ihtiyacı vardır. Türkiye darbe anayasaları, 12 Eylül yasaları ile yönetilemiyor. Çünkü bu elbise, bu sivil topluma dar geliyor. Bu değişimler yapılacaktır ama her şey belli zamanı gelince yapılacaktır. Bugün yarın anayasayı değiştirelim diyemiyoruz. Dünyadaki değişimi siyasi partileri kavrayamadığı için alternatif oluşturamıyorlar. Bunu kavrayabilselerdi, tüm siyasi partilerimizin hemen hepsi, darbe anayasası dedikleri halde bir adım atmıyorlar. Eğer burada bir adım atamazsanız, muhalefet olarak, atılacak adımlara katkı sağlamazsanız, o zaman niye siz siyasi partisiniz? Millet niye size öncelik versin, sizi tercih etsin?" dedi.
Konferansın bitiminde Ocaktan'a, Ak Parti Zonguldak İl Başkanı Hamdi Uçar tarafından kenti simgeleyen hediyeler verildi.