Hükümeti Eleştiren Kanadoğlu'na Emekli Asker Protestosu

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, HSYK'nın belirtmesine rağmen dosya kaçırmaya çalışmanın bir suç olduğunu iddia ederek, 'Bu görevi kötüye kullanma suçudur

Hükümeti Eleştiren Kanadoğlu'na Emekli Asker Protestosu
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, HSYK'nın belirtmesine rağmen dosya kaçırmaya çalışmanın bir suç olduğunu iddia ederek, "Bu görevi kötüye kullanma suçudur. Bu hesap mutlaka sorulacaktır" dedi.
Aydın Baro'su tarafından düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, konuşma yapmaya hazırlandığı sırada kendisini emekli bir asker olarak tanıtan vatandaşın protestosuyla karşılaştı. Konuşmasında son yaşanan gelişmelerden dolayı sürekli hükümeti eleştiren Kanadoğlu, mevcut iktidarın günlerinin sayılı olduğunu ileri sürdü.
Aydın Barosu tarafından düzenlenen 'Hukuk Devleti ve Yargı Bağımsızlığı' konulu konferansa konuşmacı olarak Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu katıldı. Hüseyin Aksu Konferans Salonu'nda düzenlenen konferansa, Milliyetçi Hareket Partisi Aydın Milletvekilleri Ali Uzunırmak, Recep Taner, Ertuğrul Kumcuoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.

KANADOĞLU'NA PROTESTO SÜPRİZİ
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törenin açılış konuşmalarının ardından Sabih Kanadoğlu, konuşmasını yapmak için hazırlık yaptığı sırada salonun arka sıralarından ayağa kalkan bir kişi kendini emekli bir askeriye mensubu olarak tanıtıp, 'Hem askere faşist diyorsunuz, hem askerle yan yanasınız. Ben emekli bir askerim ve faşist değilim' diyerek salonu terk etti.
Kendisini proteste eden şahsın ne demek istediğini anlayamadığını savunan Sabih Kanadoğlu da, "Demokratik bir ifade özgürlüğünü kullandığını kabul ediyorum. Bu düşüncesine ister katılalım, ister katılmayalım ancak demokratik ifade özgürlüğünün de bir ifade şekli vardır. Bu ifade şekline uygun hareket edilseydi sorular her halde cevabını burada bulabilirdi" diye açıklama yaptı.

"TSK BU ÜLKENİN TEMEL TAŞIDIR"
Son dönemde TSK ile ilgili yaşanan tartışmalara ve son olarak dün ortaya atılan ses kaydı iddialarına değinen Kanadoğlu, Türkiye'nin güçlü bir TSK'ya ihtiyaç duyduğunu dikkat çekerek, "Eğer biz 1912 balkan harbini yaşamış bir halkın evlatlarıysak, eğer biz ordusu yenilmiş, ordusu dağılmış, işgal edilmiş bir ülkenin evlatlarıysak, bu mücadeleyi sonsuza çıkaran bir neslin çocuklarıysak o halde biz Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu ülkenin en büyük güvencesi olduğuna unutmayalım. Türk Silahlı Kuvvetleri bu ülkenin temel taşıdır. Bu temel taşını yıkmaya çalışanlara karşı hep beraber güç birliği içinde karşı çıkalım. Türk Silahlı Kuvvetlerine sahip çıkalım. Gücümüz ordadır. Bugün ortada bir uzun dizi gibi gündeme gelen her olaylar yine yarın Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisinde çözülecek konulardır. Buna çözme gücü Türk Silahlı Kuvvetlerinde vardır. defalarca bunun örneği yaşandı. Bahane ederek Türk Silahlı Kuvvetlerine yıpratmak O'nu zayıf hale düşürmek ve yok etmeye çalışmak her halde Türkiye'nin yararına değil, Türkiye'nin dağılmasını isteyenlerin yararına bir davranış biçimidir. Biz buna şiddetle karşı çıkalım. Ve şiddetle reddedelim" diye konuştu.

"SAVCILAR HERHANGİ BİR İKTİDARIN YADA GÜCÜN SAVCILARI DEĞİLDİR"
Yargının da en az TSK kadar ülkenin birlik ve beraberliği için önemli bir unsur olduğuna işaret eden Kanadoğlu, bağımsız yargıyı bağımlı hale getirip, siyasallaştırmaya karşı da el birliği ile karşı çıkılması gerektiğini iddia etti. Türkiye'de bugün 'Cumhuriyet' kavramını içeren tek makamın Cumhuriyet Savcılığı olduğunun altını çizen Sabit Kanadoğlu, "Cumhuriyet Savcılığı bir dönemin sonucudur. Cumhuriyet hukukun oluşturduğu bir kurumdur. Çünkü biz kadılardan mollalardan gelen bir ülkenin çocuklarıyız.
Biz çağdaş bir hukuk devletinde savcılığın, hakimliğin nasıl olacağını 1926'da ceza muhakemesi kanunu ve Türk Medeni Kanunuyla gösterdik. Kuşadalı Mahmut Esat Bozkurt'un dediği gibi 'Meriç kıyılarında sabanını kaybeden çobanından tutun, Bingöl'de nafakalarını bekleyen çocukların sorumlusu Cumhuriyetin savcısıdır' bunu söylediği için cumhuriyetin koruyucusu ve kollayıcısı cumhuriyet savcısıdır. Cumhuriyetin savcısı 'Cumhuriyeti' korumakla yükümlüdür. Onun için hep söylerim 'savcılar sizler her hangi bir iktidarın, yada her hangi bir gücün savcısı değilsiniz. Siz cumhuriyetin savcılarısınız" şeklinde konuştu.


"DOSYA KAÇIRMAK SUÇTUR"
Mahmut Esat Bozkurt'un memleketi olan Aydın'dan tüm savcılara seslendiğini dile getiren Kanadoğlu, şunları söyledi: "Sizler cumhuriyetin koruyucusu olarak. Anayasaya, yasalara bağlı yargı etiğine fevkalade dikkatli hukukçular olarak yetişiniz ve yetiştiğiniz biçimde mutlaka kalınız. İşlerinde yanlış yapanlar bunun hesabını mutlaka verecektir. Çünkü HSYK'nın belirtmesine rağmen, dosya kaçırmaya çalışmanın bir suç olduğunu hiç kimse unutmasın. Bu görevi kötüye kullanma suçudur. Bu hesap mutlaka sorulacaktır"


"İKTİDARIN GÜNLERİ SAYILIDIR"
En büyük gücün halkın gücü olduğunu dikkat çeken Kanadoğlu, mevcut iktidarın günlerinin sayılı olduğunu ileri sürerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Ne yaparlarsa yapsınlar, bu yönde isteklerini gerçekleştirmek için her yolu denesinler. Ama yargı bağımsızlığını yok ederek hukuk devletini ortadan kaldırarak, bir dikta kurmaya yeltenenler güçlerini birleştiren halkın gücü karşısında mutlaka yenileceklerdir. Halkın gücüne inanan bir kişi olarak baktığımda çok zaman olduğunu görmüyorum. Az zaman kaldı. Bu düşüncelerin sona erdiği ve Türkiye'nin üzerinde bir hukuk devleti olarak bir diktadan uzaklaşmış halkın gücüne boyun e utmayalım. Türk Silahlı Kuvvetleri bu ülkenin temel tağmiş ve halkın istediği biçimde bir siyasi iktidar çok yakındır. Bu siyasi iktidar elbetteki anayasanın ve hukukun çizgisi içerisinde ülkede işsizliği ortadan kaldıracak, yoksuzluğu yok edecek, yolsuzlu ortadan kaldıracak bir iktidar mutlaka olacaktır".