Bdp'li Kaplan Ve Ak Parti'li Fırat, Diyarbakır'da Panele Katıldı
Türkiye Ekonomi ve Sosyal Vakfı tarafından Diyarbakır'da düzenlenen panele katılan AK Parti Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, hiçbir siyasi partinin kapatılmasından yana olmadığını belirtirken, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise 30 yıldır süren çatışmanın baş sorumlusu olarak yargıyı gösterdi
Türkiye Ekonomi ve Sosyal Vakfı tarafından Diyarbakır'da düzenlenen panele katılan AK Parti Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, hiçbir siyasi partinin kapatılmasından yana olmadığını belirtirken, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise 30 yıldır süren çatışmanın baş sorumlusu olarak yargıyı gösterdi.
Türkiye Ekonomi ve Sosyal Vakfı tarafından Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Toplantı Salonu'nda bir panel düzenlendi. Panele kapalı öğrencilerin başörtüsü ile katılması dikkat çekerken, konuşmacı olarak AK Parti Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat ve BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan katıldı. Dengir Mir Mehmet Fırat, bir ara yanına gelen Hasip Kaplan'ın, "Burada kendinizi deplasmanda hissetmeyin. Milletvekili sayısı bakımından birincisiniz" esprisi üzerine, "Yok canım ne alakası var" diye cevap
verdi.
Dengir Mir Mehmet Fırat, konuşmasında, "Tamamen kişisel fikirlerimi ifade etmeye çalışacağım. Türkiye yüce bir millet. Nedense hep hakkımızı yemekte ısrar ediyorlar. 25-26 siyasi parti kapatılmasından bahsediliyor ama bu Anayasa Mahkemesi hanesine yazılacak rakamdır. Gerçekte bu rakam çok daha yüksektir, çünkü darbe dönemlerinde kapatılmaların da hesaba katılması gerekmektedir. 1950 öncesi kapatılan partileri de hesaba katarsak dünyada bizim üstümüze yoktur ve bu şampiyonluğu kimse elimizden alamaz.
Bayrağımız en üstte dalgalanacaktır. Ben şahsi fikrim olarak hiçbir siyasi partinin kapatılmasını istemiyorum" dedi.
Daha sonra söz alan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın konuşması ise öğrencilerin "Amed seninle gurur duyuyor" sözleri ile kesildi. Kaplan, Erzurum'da yaşanan yargı krizine değinerek, "Berivan bir taş attığı için 13 sene ceza alıyorsa ve yargı bu konuda ayağa kalkmıyorsa, sadece savcı soruşturmasında ayağa kalkıyorsa Türkiye'de ters giden bir şey var. Bu toplantı için teşekkür ediyorum. Zira yargı krizi yaşadığımız bu günlerde bu tür konuları konuşmamız çok önemli. 12 Eylül askeri darbesi olduğu
zaman yüksek yargı generallere tek kelime söylememiştir. Hatta generaller yargıyı ziyaret ettiklerinde yargı onlara, 'Bize eksiklerimizi karşılarsanız yeter' demiştir. Oysa ki Hindistan'da generallere karşı yargıçların nasıl bir direniş verdiğini biliyoruz. Ben Avrupa'dan örnek vermiyorum. Erzurum-Erzincan meselesinde yargı mekanizması son derece hızlı işledi. HSYK derhal toplandı. Erzurum Özel Yetkili Başsavcısı, Erzincan savcısını tutuklamak üzere mahkemeye sevk etmiş, HSYK görev ve yetkilerini almak için
toplanmış ama Erzurum Savcısı daha uyanık davranarak dosyayı Ergenekon savcısına göndermiş. Böylesine hızlı çalışan bir yargıdan şikayetçi misiniz? Ama söz konusu çocuklar, parti kapatmalar olduğunda yargı son derece yavaş ilerliyor. Hala Evren anayasası ve parti kapatmada da Evren kriterleri geçerli. Seçim Kanunu ve milletvekillerine yönelik kanunu da değiştirmişler. Ben Strazburg'a gidip dava kazanmaktan yoruldum. Hatta, AİHM'de duruşmalar görüldüğünde o kadar çok kişi geliyor ki salonlar doluyor. ÖZ
DEP'in kapatılma davasına gittiğimde aşırı bir kalabalık gördüm ve sordum özel bir gün mü var diye, ama bana verdikleri cevap 'Türkiye'den daha fazla parti kapatan yer olmaması' oldu. Siyasi partinin kapatılması sadece Yargıtay Başsavcısı'na kaldığı sürece böyle olacak. 30 yıl süren çatışmaların en baş sorumlusu yargıdır. Değişimin önündeki en büyük engel yargıdır, Anayasa Mahkemesi'nin bu halidir" diye konuştu.
Parti kapatmanın önüne geçmek için tek çözümün Anayasa Mahkemesi'nin kapatılması olduğunu savunan Kaplan, "Buna karşılık tek çözüm vardır; Anayasa Mahkemesi'ni kapatacaksınız, parti kapatma sona erecektir. Çok uç bir öneri değil mi? Değil. Fransa'da, İngiltere'de Anayasa Mahkemesi yok. Başsavcıdan kapatma davası yetkisi alınabilir. Daha önceleri Sayın Kanadoğlu'ydu, şimdi ise Yalçınkaya. Halkın milyonlarca oyunu almış partilere 'sizi kapatırım ha' diyor. Geliyoruz yargının marifetlerine. Türkiye'de hukuk
çağdaş olmalı, değişimin öncüsü olmalı. Bakıyorsunuz Roma'da siyasetçilerle yargıçlar didişirler ve yargı bağımsızlığının öncüsü olurlar. Ama demokrasi konusunda siyasetçilerden öncüdürler. AK Parti'yi, DTP'yi kapattık mı Meclis'i kapattık demektir. O yüzden ilerleme raporunda eleştiri konusudur. Yargı reformu konusundaki taahhütler yerine getirilmedi henüz. 8 yıllık AK Parti'nin parti kapatmalarda günahı büyük. Siyasi partiler yasasını neden değiştirmiyorsunuz kardeşim? Meclis'teki kavgalara bakmayın. Üç
partinin uzlaştığı bir mesele var; o da yüzde 10 barajı. Bunları da konuşmak lazım" şeklinde konuştu.
Kaplan, DTP'nin kapatılma sürecinde ilginç kapatma gerekçeleri olduğunu söyleyerek, "DTP'nin kapatılması sürecinde bunları ilginç gördüm, alınan kararlara göre Sayın demek, Brez demek, Biji Biji demek parti kapatmasına sebeptir" dedi.
(RB-RB-CC-Y)
Türkiye Ekonomi ve Sosyal Vakfı tarafından Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Toplantı Salonu'nda bir panel düzenlendi. Panele kapalı öğrencilerin başörtüsü ile katılması dikkat çekerken, konuşmacı olarak AK Parti Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat ve BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan katıldı. Dengir Mir Mehmet Fırat, bir ara yanına gelen Hasip Kaplan'ın, "Burada kendinizi deplasmanda hissetmeyin. Milletvekili sayısı bakımından birincisiniz" esprisi üzerine, "Yok canım ne alakası var" diye cevap
verdi.
Dengir Mir Mehmet Fırat, konuşmasında, "Tamamen kişisel fikirlerimi ifade etmeye çalışacağım. Türkiye yüce bir millet. Nedense hep hakkımızı yemekte ısrar ediyorlar. 25-26 siyasi parti kapatılmasından bahsediliyor ama bu Anayasa Mahkemesi hanesine yazılacak rakamdır. Gerçekte bu rakam çok daha yüksektir, çünkü darbe dönemlerinde kapatılmaların da hesaba katılması gerekmektedir. 1950 öncesi kapatılan partileri de hesaba katarsak dünyada bizim üstümüze yoktur ve bu şampiyonluğu kimse elimizden alamaz.
Bayrağımız en üstte dalgalanacaktır. Ben şahsi fikrim olarak hiçbir siyasi partinin kapatılmasını istemiyorum" dedi.
Daha sonra söz alan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın konuşması ise öğrencilerin "Amed seninle gurur duyuyor" sözleri ile kesildi. Kaplan, Erzurum'da yaşanan yargı krizine değinerek, "Berivan bir taş attığı için 13 sene ceza alıyorsa ve yargı bu konuda ayağa kalkmıyorsa, sadece savcı soruşturmasında ayağa kalkıyorsa Türkiye'de ters giden bir şey var. Bu toplantı için teşekkür ediyorum. Zira yargı krizi yaşadığımız bu günlerde bu tür konuları konuşmamız çok önemli. 12 Eylül askeri darbesi olduğu
zaman yüksek yargı generallere tek kelime söylememiştir. Hatta generaller yargıyı ziyaret ettiklerinde yargı onlara, 'Bize eksiklerimizi karşılarsanız yeter' demiştir. Oysa ki Hindistan'da generallere karşı yargıçların nasıl bir direniş verdiğini biliyoruz. Ben Avrupa'dan örnek vermiyorum. Erzurum-Erzincan meselesinde yargı mekanizması son derece hızlı işledi. HSYK derhal toplandı. Erzurum Özel Yetkili Başsavcısı, Erzincan savcısını tutuklamak üzere mahkemeye sevk etmiş, HSYK görev ve yetkilerini almak için
toplanmış ama Erzurum Savcısı daha uyanık davranarak dosyayı Ergenekon savcısına göndermiş. Böylesine hızlı çalışan bir yargıdan şikayetçi misiniz? Ama söz konusu çocuklar, parti kapatmalar olduğunda yargı son derece yavaş ilerliyor. Hala Evren anayasası ve parti kapatmada da Evren kriterleri geçerli. Seçim Kanunu ve milletvekillerine yönelik kanunu da değiştirmişler. Ben Strazburg'a gidip dava kazanmaktan yoruldum. Hatta, AİHM'de duruşmalar görüldüğünde o kadar çok kişi geliyor ki salonlar doluyor. ÖZ
DEP'in kapatılma davasına gittiğimde aşırı bir kalabalık gördüm ve sordum özel bir gün mü var diye, ama bana verdikleri cevap 'Türkiye'den daha fazla parti kapatan yer olmaması' oldu. Siyasi partinin kapatılması sadece Yargıtay Başsavcısı'na kaldığı sürece böyle olacak. 30 yıl süren çatışmaların en baş sorumlusu yargıdır. Değişimin önündeki en büyük engel yargıdır, Anayasa Mahkemesi'nin bu halidir" diye konuştu.
Parti kapatmanın önüne geçmek için tek çözümün Anayasa Mahkemesi'nin kapatılması olduğunu savunan Kaplan, "Buna karşılık tek çözüm vardır; Anayasa Mahkemesi'ni kapatacaksınız, parti kapatma sona erecektir. Çok uç bir öneri değil mi? Değil. Fransa'da, İngiltere'de Anayasa Mahkemesi yok. Başsavcıdan kapatma davası yetkisi alınabilir. Daha önceleri Sayın Kanadoğlu'ydu, şimdi ise Yalçınkaya. Halkın milyonlarca oyunu almış partilere 'sizi kapatırım ha' diyor. Geliyoruz yargının marifetlerine. Türkiye'de hukuk
çağdaş olmalı, değişimin öncüsü olmalı. Bakıyorsunuz Roma'da siyasetçilerle yargıçlar didişirler ve yargı bağımsızlığının öncüsü olurlar. Ama demokrasi konusunda siyasetçilerden öncüdürler. AK Parti'yi, DTP'yi kapattık mı Meclis'i kapattık demektir. O yüzden ilerleme raporunda eleştiri konusudur. Yargı reformu konusundaki taahhütler yerine getirilmedi henüz. 8 yıllık AK Parti'nin parti kapatmalarda günahı büyük. Siyasi partiler yasasını neden değiştirmiyorsunuz kardeşim? Meclis'teki kavgalara bakmayın. Üç
partinin uzlaştığı bir mesele var; o da yüzde 10 barajı. Bunları da konuşmak lazım" şeklinde konuştu.
Kaplan, DTP'nin kapatılma sürecinde ilginç kapatma gerekçeleri olduğunu söyleyerek, "DTP'nin kapatılması sürecinde bunları ilginç gördüm, alınan kararlara göre Sayın demek, Brez demek, Biji Biji demek parti kapatmasına sebeptir" dedi.
(RB-RB-CC-Y)