Osman Durmuş Kendisini Savundu

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş, Kırıkkale'de düzenlediği basın toplantısı ile mecliste yaşananları anlattı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş, Kırıkkale'de düzenlediği basın toplantısı ile mecliste yaşananları anlattı. Sözlerinin çarpıtılarak Peygamber efendimize hakaret ettiği ve başörtülü bayanları rencide ettiği iftira ve yalanına maruz kaldığını söyleyen Osman Durmuş "İftira ve yalandan Allah'a sığınırım, Allah her şeyi bilendir" dedi.
Kırıkkale'de parti yöneticileri ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen Osman Durmuş, TBMM yaşananları Kur'an ayetleri ile desteklediği ve Meclis tutanaklarını delil gösterdiği açıklamalar yaptı. Meclis'te yaptığı konuşmanın genel temasının Başbakan Erdoğan ile ilgili olduğunu açıklayan Durmuş, "Başbakan ve Bekir Bozdağ tarafından çarpıtılan, iftiraya dönüşen ve ağız dolusu hakaretlere muhatap olduğum sözlerim TBMM tutanaklarında mevcuttur. Konuşmamda Arınç ile ilgili sorum cevapsız kalmıştır.
Anayasa Mahkemesi ile ilgili eleştirilerim göz ardı edilmiştir" diye konuştu.
Konuşmasında Başbakanlığın icraat makamı olduğunun, sızlanma makamı olmadığının altını çizerek Emine Erdoğan'ın yaşadığı olayla ilgili Erdoğan'ın tavrını eleştiren Osman Durmuş, "Başbakan Şubat'ın ilk haftasında eşi hanımefendiyi konuşmasında özne yaparak GATA'ya alınmadığı ile ilgili serzenişte bulunmuştur. Kamuoyu yoklamalarında düşüşe geçen AK Parti'yi iki ayrı konuda öne çıkarmak istemiştir. Birincisi; eşinin Gülhane'ye ziyaretçi olarak alınmadığı iddiasıdır. Başbakanlık icraat makamıdır, sızlanma
makamı değildir. Böyle bir olay oldu ise derhal üzerine gidip böyle bir davranışta kim bulundu ise hakkında soruşturma açtırıp, gereğini yapabilirdi. Üç yıl susmuş, ekonomik kriz milleti perişan etmiş, gündemi karartmak için her hafta bir sanal gündem oluşturan Başbakan'ın bu çarpıtmalarını tek tek çürütüyoruz. Domuz gribinde düştükleri durum ortadadır" şeklinde konuştu.
Yeni gündemi bir teşbih cümlesi ile eleştiren Osman Durmuş, "Benim cümlemin öznesi ağlayıp sızlayan Başbakandır. Ne GATA'daki doktorlar ne de eşi hanımefendidir. Kendi seçim stratejisi ve propagandasına uygun buldukları için bu cümlemin öznesini, tümlecini ve yüklemini ters yüz etmektedir. Cümledeki üslup kendi tercilimdir. Ben muhalefet milletvekili olarak bazı televizyon yorumlularının söylediği gibi uzlaşmacı ve şirin görünmek zorunda değilim. Bir gensoru üzerine konuşuyorum. Kabulü halinde hükümet
güven oylaması ile düşmesi dahi söz konusudur diye konuştu
Ne iş takipçisiyim ne de ihale peşindeyim diyen Durmuş, muhalefet olarak iktidarın yanlışlarını söylemek durumunda olduğunu söyledi. Durmuş, "Ben Tayyip Erdoğan hükümetinin yanlışlarını söylemek durumundayım. Gerçek gündemi gizlemek isteyenlerin maskesini düşürmek istiyorum. Benim cümlem çok açıktır. Yandaş basın Allah'tan korkmadan, kuldan utanmadan, cümlemi ters yüz ediyor. Başbakan'ın ifadesi ile eşi hanımefendiye laf atıyormuşum. Yok efendim Peygamber efendimize dil uzatıyormuşum. Bu bir iftiradır,
bühtandır, zulümdür" ifadelerine yer verdi.
Tartışma konusu cümlesini hatırlatan Durmuş sözlerinin çarpıtıldığını ifade etti. Durmuş, "Hele beyaz gömlekli doktorlar yok mu? Nejat Uygur'u ziyaret etmek isteyen Emine Hanıma Gülhane'ye gelmeyin demişler; Sizi beyaz gömlekliler sizi. Üç beş kuruş görünce kendinizi ne sanıyorsunuz? Peygamber olarak anılan bir Başbakanın, eşini nasıl kabul etmezsiniz, üç beş kuruş paranıza mı güveniyorsunuz. Sizin muayenehanelerinizi bir kapattırsın da görün. Şimdi soru şu! Peygamber olarak anılan kim? Tayyip Erdoğan.
Anan kim? AK Parti Aydın eski İl başkanı İsmail Hakkı Eser, şimdi İl Genel Meclisi Üyesi Hangi tarihteki konuşmasında 14 Kasım 2008'de. Ne diyor? Erdoğan'a "Bizim için adeta bir peygamberdir" dinleyen AK Partililer de alkışlıyor. Yazık, bu uyarıyı 13 Mart 2009'da MHP Grup Başkanvekili Sayın Oktay Vural, basın toplantısında yaptı ve bu söylemin kınanmasını istedi. Ses kaydını dinletip, CD'sini dağıttı. On bir ay sonra ben bir defa daha hatırlattım. Tövbe fırsatı verdim, hala tövbe edeceğine, benim Peygamber
efendimizle istihza ettiğimi söyleyerek çarpıtıyor" dedi.
Bir istihza varsa bu cümlede Peygamber olarak anılan kişi ile ilgili olduğunu söyleyen Durmuş, "Kim bu kişi? Tayyip Erdoğan. İslam'ın emridir. İslam'a saldırana Peygambere eş koşulana buğz etmek imandandır, imanın da en zayıf itirazıdır bu. Başbakan bu açıklamalar karşısında her hangi bir işlem yaptı mı? Hayır. Ne yapabilirdi? Bu densizliği yapan İl başkanına sen Peygamberlik zincirinin bittiğini bilmiyor musun? Peygamber efendimize bu saygısızlıktan utanmıyor musun? Tövbe istiğfar et diyebilirdi.
Söyledi mi? Hayır, suskunluğu tercih etti. Kendisine yazık etti. Hala fırsat varken tövbe etmeli ve kendisini uyaran Osman Durmuş'a teşekkür edip İslam aleminden özür dilemelidir. Benim konuşmamdan sonra İl Genel Meclisi üyesinin istifasını istedi ve aldı. Hani yalandı, hani iftira etmiştik. İl Genel Meclisi üyeliği ile taltif ettiği kişiyi görevden alması yetmez. Tövbe etmelidir. Yoksa Peygamberlik yakıştırmasından hoşlandığı ve bu densizliği yapanı hoşgördüğü düşünülür. Bu haddini bilmezliği açıklayan
Oktay Vural ve Osman Durmuş'a kızgınlığını sözlerimizi çarpıtarak Türk Milletinin aklıyla alay etmektedir" şeklinde konuştu.
Başbakanın tutumunu hiciv ettiğini söyleyen Durmuş, "Bir Müslüman'ın Müslüman olmadığını ilan etmek bu yetmiyormuş gibi iftira etmek ve edep dışı tavırlarını sürdürmek inananlar için büyük günahtır. Hanımefendi'yi türbanlı olduğu için Gülhane'ye almayanları övdüğümüz gibi bir ifade sözlerimden çıkarabilmek için sadece cahil olmakla izah edemezsiniz. Burada bir art niyet var ve türban istismarına fırsat bulduğunu sanıyor. Hanımefendi ile ilgili mesele 2007'de olmuş 3 yıl susmuş, sanki başbakanlık makamı
ağlama ve sızlanma makamı imiş gibi iki gün önce kendisi dile getiriyor. Hiciv ettiğimiz Başbakanın tutumudur. Gülhane Komutanını ararsın bu şekilde cevap verenler hakkında soruşturma açılmasını istersin. Yerli yersiz Genel Kurmay Başkanının senin memurun olduğunu söylüyorsun, niçin o zaman halletmedin. Eşine reva görülen muameleyi seçim gündeme geldiğinde ısıtıp ortaya sürüyorsun, bu meseleyi her vesileyle istismar ediyorsun. Amerikan vatandaşı Merve Kavakçı şovunu arzuluyorsun" diye konuştu.
Durmuş, "AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ AK Partiye gönül vermiş insanların içinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanına Peygamber diyen bir densiz çıkmamıştır. Ama bunu bu kürsüden ifade edenler çıkmıştır. Burada kınanması gereken nedir biliyor musunuz? Başı örtülü diye bu ülkenin Başbakanın eşini GATA'ya almayan zihniyeti kınamak lazımken gelip nereye bağlıyorlar bunu? Değerli arkadaşlar biz bu zihniyete çok alışığız. Erkek ürkek deyip Meclisin kapısında Nesrin Ünal'ın başını açtıran anlayışı da
biliyoruz' diyor. Dr. Nesrin Ünal'ı gündeme getirip kişilik haklarına saldırıyor "Erkeklik ve ürkekliğimizden" bahsediyor. Bizim bunu cevapsız bırakmamızı bekliyor. İkinci istismar ettiği konu İmam Hatip Liseleridir. İmam Hatip Liseleri ile ilgili MHP grubu eşit katsayı kanun teklifini Meclise sunmuştur. Destekleyecek mi yoksa istismar mı edecek?"
MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş, açıklamalarının ardından gazetecilerin konuşa ilişkin sorularını cevaplandırdı.