50 Yıl Önce Çadırda Başlayan Dostluk
Türk sinemasının iki usta oyuncusu Eşref Kolçak ve Ahmet Mekin, 9
Türk sinemasının iki usta oyuncusu Eşref Kolçak ve Ahmet Mekin, 9.İzmir Öykü Günleri'ne konuk oldu. "Edebiyattan Sinemaya Tarık Dursun K. İle yolculuk" konulu panele katılan Mekin ve Kolçak,Tarık Dursun K. İle ilgili anılarını öykü severler ile paylaştı. 1959 yılında Osman Seden'in yönettiği Düşman Yollar Kesti filminin çekimleri sırasında Kastamonu ormanlarında aynı çadırı paylaşan Tarık Dursun K.Ahmet Mekin ve Eşref Kolçak, çok iyi anlaştıklarını ve yıldızlarının herkesle kolay kolay barışmadığını ve üç iyi dost olarak bugüne kadar geldiklerini söylediler.
Kolçak, Tarık Dursun K. İle üç film çevirdiğini ve dostluklarının o gün başlayıp bugüne kadar sürdüğünü anlattı. Bugünkü sinema yapımlarını değerlendiren usta oyuncu Eşref Kolçak, Eşkıya, Babam ve Oğlum ile Güle güle filmlerini beğendiğini bunun dışında özellikli bir filmin bulunmadığını söyledi. Ahmet Mekin ise, dizi çekimlerine tahammül etmenin mümkün olmadığını, sanatçıların 20 saat çalıştırıldığını ve dört günde bir dizinin çekildiğini ve dizilerde kalite bulunmadığını savundu.
Şair Namık Kuyumcu'nun yönettiği panelde, güzel anılara yolculuk yapıldı. Düşman Yolları Kesti isimli filminde Kastamonu ormanlarında çekim yaptıklarını hatırlatan Kolçak, Tarık Dursun K. ve Ahmet Mekin ile birlikte aynı çadırı paylaştıklarını söyledi. O yıllarda sinemanın güzellikler içinde çalıştığını kıskanma ve insanların birbirini kırması gibi durumların yaşanmadığını ifade eden Kolçak, herkesin samimi, gösterişsiz ve içinden geldiği gibi hareket ettiğini vurguladı.
Usta oyuncu Ahmet Mekin de Tarık Dursun K. İle Osman Seden'in bir filminde çalıştıklarını, daha sonra kendisinin yapımcı olduğu bir filmde de Tarık Dursun K.'ya yönetmenlik yaptırdığını söyledi. Mekin, Tarık Dursun K. İle son olarak Kelebekler Çift Uçar filminde birlikte çalıştıklarını ifade etti.
1950-1960'lı yıllardaki sinemayı anlatan Eşref Kolçak, hiçler içinde çalıştıklarını kaydederek," Sadece, yönetmen, senaryo, kamera ve oyuncular vardı. Kostüm, makyaj bu sorunu herkes kendi çözerdi. Bir minibüsün içine, oyuncusu, yönetmeni,figüranı doluşurduk. Güle oynaya gider ve güle oynaya gelirdik ve hiç şikayetçi olmazdık. Bu yıllarda, bizim filmlerimizi izleyenler siyah beyaz olmasına karşın ne kadar güzel olduğunu anlata anlata bitiremiyorlar. Demek ki, o günkü koşullarda iyi sinema yapılıyormuş. Ben bugün Türk sineması göremiyorum" dedi.
Kolçak, Tarık Dursun K. İle üç film çevirdiğini ve dostluklarının o gün başlayıp bugüne kadar sürdüğünü anlattı. Bugünkü sinema yapımlarını değerlendiren usta oyuncu Eşref Kolçak, Eşkıya, Babam ve Oğlum ile Güle güle filmlerini beğendiğini bunun dışında özellikli bir filmin bulunmadığını söyledi. Ahmet Mekin ise, dizi çekimlerine tahammül etmenin mümkün olmadığını, sanatçıların 20 saat çalıştırıldığını ve dört günde bir dizinin çekildiğini ve dizilerde kalite bulunmadığını savundu.
Şair Namık Kuyumcu'nun yönettiği panelde, güzel anılara yolculuk yapıldı. Düşman Yolları Kesti isimli filminde Kastamonu ormanlarında çekim yaptıklarını hatırlatan Kolçak, Tarık Dursun K. ve Ahmet Mekin ile birlikte aynı çadırı paylaştıklarını söyledi. O yıllarda sinemanın güzellikler içinde çalıştığını kıskanma ve insanların birbirini kırması gibi durumların yaşanmadığını ifade eden Kolçak, herkesin samimi, gösterişsiz ve içinden geldiği gibi hareket ettiğini vurguladı.
Usta oyuncu Ahmet Mekin de Tarık Dursun K. İle Osman Seden'in bir filminde çalıştıklarını, daha sonra kendisinin yapımcı olduğu bir filmde de Tarık Dursun K.'ya yönetmenlik yaptırdığını söyledi. Mekin, Tarık Dursun K. İle son olarak Kelebekler Çift Uçar filminde birlikte çalıştıklarını ifade etti.
1950-1960'lı yıllardaki sinemayı anlatan Eşref Kolçak, hiçler içinde çalıştıklarını kaydederek," Sadece, yönetmen, senaryo, kamera ve oyuncular vardı. Kostüm, makyaj bu sorunu herkes kendi çözerdi. Bir minibüsün içine, oyuncusu, yönetmeni,figüranı doluşurduk. Güle oynaya gider ve güle oynaya gelirdik ve hiç şikayetçi olmazdık. Bu yıllarda, bizim filmlerimizi izleyenler siyah beyaz olmasına karşın ne kadar güzel olduğunu anlata anlata bitiremiyorlar. Demek ki, o günkü koşullarda iyi sinema yapılıyormuş. Ben bugün Türk sineması göremiyorum" dedi.