Madenciler Şili Gibi Anılmak İstiyor
TMMOB Madenciler Odası Adana Şube Başkanı Sabahadtin Sakatoğlu, toplumun madencilere vefa borcu bulunduğunu belirterek, "Şili'deki gibi madencilik başarısı ile anılabilmeliyiz" dedi.
Maden Mühendisleri Odası Adana Şubesi üyeleri, Adanalı maden mühendislerini ve çeşitli firmalar ile işadamlarını, Dünya Madenciler Günü'nde bir araya getirdi. Etkinlikte bir konuşma yapan Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Sabahatdin Sakatoğlu, sektörde son bir yıl içinde hareketli günler yaşandığını anımsattı.
Maden kanunu ve uygulama yönetmeliğinin bu dönemde yürürlüğe girdiğini, ayrıca çeşitli bakanlıklarda sektörle ilgili önemli sayılacak yönetmeliklerin uygulamaya konulduğunu ancak kanunun uygulama yönetmeliği çıkmadan yeni bir maden kanunundan bahsedilmesinin yetersizliğinden bahseden Sakatoğlu, şunları söyledi:
"Her türlü risk, tehlike ve zorluklar altında doğayla mücadele ederek emek veren sektörümüze bu toplumun vefa borcu olduğunu düşünüyorum. Yerin metrelerce altında insanlığa hizmet için gerektiğinde canlarını hiçe sayan madencilere hak ettikleri değerin verilmesi aynı zamanda bir insanlık görevidir. Yine bu dönemde dünyada önemli olaylar yaşandı ki Şili'den bahsetmeden konuşmamı tamamlamak istemiyorum. Şili, bugün Allande'nin darbeler ülkesi olarak değil, Şili Mart 2010 tarihli 8,8 şiddetinde bir deprem ile sarsıldı, insanlık tarihinin en büyük 10 depremi arasında olan bu depremde dünya ekseni 8 cm kayar iken ölen insan sayısı 100'ler ile ifade ediliyor idi. Bu deprem ülkemizde veya Ortadoğu coğrafyasında olsa idi kayıp sayısını düşünemiyorum. Bu olay hafızalardan çok silinmeden Ağustos 2010 tarihinde yine dünyaya ders niteliğinde bir maden kazası oldu. Bir bakır ve altın üretimi yapılan maden işletmesinde madende meydana gelen göçük sonunda yerin 700 metre altında mahsur kalan işçilerin kurtarılışı muhteşem bir şovdu. Şili devleti her türlü övgüyü hak ediyordu. İlerleyen dönemlerde ülkem madenciliğinin de uzak coğrafyalardaki gibi madencilik başarıları ile anılmasını diliyorum."
Seyhan Oteli'nde düzenlenen gecede bir yılın yorgunluğunu atan katılımcılar sohbet etme ve eğlenme olanağı da buldu.
Maden kanunu ve uygulama yönetmeliğinin bu dönemde yürürlüğe girdiğini, ayrıca çeşitli bakanlıklarda sektörle ilgili önemli sayılacak yönetmeliklerin uygulamaya konulduğunu ancak kanunun uygulama yönetmeliği çıkmadan yeni bir maden kanunundan bahsedilmesinin yetersizliğinden bahseden Sakatoğlu, şunları söyledi:
"Her türlü risk, tehlike ve zorluklar altında doğayla mücadele ederek emek veren sektörümüze bu toplumun vefa borcu olduğunu düşünüyorum. Yerin metrelerce altında insanlığa hizmet için gerektiğinde canlarını hiçe sayan madencilere hak ettikleri değerin verilmesi aynı zamanda bir insanlık görevidir. Yine bu dönemde dünyada önemli olaylar yaşandı ki Şili'den bahsetmeden konuşmamı tamamlamak istemiyorum. Şili, bugün Allande'nin darbeler ülkesi olarak değil, Şili Mart 2010 tarihli 8,8 şiddetinde bir deprem ile sarsıldı, insanlık tarihinin en büyük 10 depremi arasında olan bu depremde dünya ekseni 8 cm kayar iken ölen insan sayısı 100'ler ile ifade ediliyor idi. Bu deprem ülkemizde veya Ortadoğu coğrafyasında olsa idi kayıp sayısını düşünemiyorum. Bu olay hafızalardan çok silinmeden Ağustos 2010 tarihinde yine dünyaya ders niteliğinde bir maden kazası oldu. Bir bakır ve altın üretimi yapılan maden işletmesinde madende meydana gelen göçük sonunda yerin 700 metre altında mahsur kalan işçilerin kurtarılışı muhteşem bir şovdu. Şili devleti her türlü övgüyü hak ediyordu. İlerleyen dönemlerde ülkem madenciliğinin de uzak coğrafyalardaki gibi madencilik başarıları ile anılmasını diliyorum."
Seyhan Oteli'nde düzenlenen gecede bir yılın yorgunluğunu atan katılımcılar sohbet etme ve eğlenme olanağı da buldu.