Kepsut Belediyesi'nden Hasan Basri Çantay'a Vefa

Balıkesir'in Kepsut Belediyesi, Hasan Basri Çantay hazretine vefa örneği sergiledi

Kepsut Belediyesi'nden Hasan Basri Çantay'a Vefa
Balıkesir'in Kepsut Belediyesi, Hasan Basri Çantay hazretine vefa örneği sergiledi. Kepsut Belediyesi, Milli Mücadele döneminde hizmet veren Milli Kahramanlar için ilçe girişine diktirdiği, "Vefalı Yurt Kepsut" tabelası ile ahde vefa örneği gösterdi.
Kepsut Belediye Başkanı İsmail Cankul, anne tarafından Kepsutlu olan gazeteci, yazar, Kuva-yi Milliyeci ve 1. Dönem Karesi (Balıkesir) Mebusu olan Hasan Basri Çantay ve Kuva-yi Milliyeciler adına ilçe girişine, "Vefalı Yurt Kepsut" yazılı dev bir totem tabela dikti. Başkan Cankul, hem Kuva-yi Milliyecileri hem de Milli Mücadele döneminde emeği geçen tüm kahramanları hiçbir zaman unutmadıklarını ve unutmayacaklarını söyledi. "Kara Günler" ile ifade edilen Milli Mücadele döneminde ilk Kuva-yi Milliyecilerden olan Hasan Basri Çantay, İngiliz temsilcilerinin kendisini tutuklamak istediği dönemde Balıkesir'den ayrılmak zorunda kalır ve tekrar, "Vefalı yurt"dediği Kepsut'a, Kepsut dağlarına döner. Kepsut Belediye Başkanı İsmail Cankul'un girişimleri ile dikilen, "Vefalı Yurt Kepsut" tabelası için Başkan Cankul, "Bilindiği gibi Kepsut önemli bir coğrafyada bulunduğundan tarihte de bir çok olaya tanıklık etmiştir. Öncelikle verimli toprak yapısı yüzünden tarihte Kes - bit olarak anılmıştır. Önemli tarih yolları üzerinde olduğu da bilinmektedir. Her zaman olduğu gibi Kepsut halkı Milli Mücadele döneminde de vatan için çalışan ve çarpışanlara kucak açmış onları evlerinde, dağlarında barındırarak katkıda bulunmuştur. Özellikle Kuva-yi Milliyecilerden ve anne tarafından Kepsutlu olan merhum Hasan Basri Çantay en sıkıntılı günlerinde Kepsut ve dağlarına dönmüş, bunu ifade ederek de Kepsut için vefalı yurt ifadesini kullanmıştır. Biz, Kepsut Belediyesi olarak merhum Hasan Basri Çantay nezdinde tüm Kuva-yi Milliyecileri unutmadığımızı göstermek ve bir nebze de olsa ahde vefa örneği göstermesi açısından bu tabelanın ilçe girişine koyulmasını uygun gördük" dedi.

HASAN BASRİ ÇANTAY KİMDİR?
Hasan Basri Çantay son devir din adamlarından. Öğretmen, gazeteci, politikacı ve fikir adamı. Babası, Balıkesirli tüccar Halil Cenabi Efendi, annesi Balıkesir Kepsut'tan Hatice Hanımdır. 1887 (H.1305) senesinde Balıkesir'de doğdu. 1964 (H.1384) senesinde Balıkesir'de vefat etti. İlk tahsilini Arap Hoca ve İbtidai-i Kebir Mekteplerinde gördükten sonra Balıkesir İdadisine girdi. Dördüncü sınıftayken babası ölünce okulu terk etmek zorunda kaldı. Zelzeleden yıkılıp yeniden yapılan Zağanos Paşa Camii için yazdığı elli beyitlik tarihi sebebiyle Mutasarrıf Adanalı Paşabeyzade Ömer Beyin takdirini kazandı. Halil Edib'in bir şiirine nazire yazdığı için Mehmed Ali Ayni Beyin dikkatini çekti. Nafia dairesi, tahrirat kalemine memur oldu. Aynı zamanda Mevlevihane medresesinde, Ahmed Naci Dededen ve Hacı Ahmed Efendi'den Arapça ve Farsça öğrendi. İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra yayınlanan Nasihat ve Balıkesir gazetelerinde yazı yazdı. Mutasarrıf Mümtaz Beyden hukuk, iktisat ve maliye okudu. İttihat ve Terakki Cemiyetinin Balıkesir'deki yayın organı Yıldırım Gazetesi'ni çıkardı. Özel İdare Encümeni Başkatibiyken, 1913 senesinde Karesi Gazetesi'ni çıkardı. Lise seviyesinde bir mektep olan Dar-ül-Hilafe'de, Türkçe, yazı, edebiyat ve Arapça öğretmenliği yaptı. Genel Meclis ve Daimi Encümen üyeliklerinde bulundu. Birinci Dünya Savaşı sonlarına doğru Ses Gazetesi'ni çıkardı.Mütareke yıllarında padişah Sultan Vahideddin Hana açıktan hücum eden yazılar yayınladı. Ses Gazetesi kapatıldıktan sonra Balıkesir'den ayrılarak sekiz-dokuz ay Burhaniye, Kepsut ve Dursunbey'de kaldı. Birinci Büyük Millet Meclisine Balıkesir Milletvekili olarak katıldı. M. Akif Ersoy ile yakın arkadaşlık kurdu. Büyük Millet Meclisinin birinci dönemi sonunda tekrar Balıkesir'e dönen Hasan Basri Çantay, okullarda edebiyat öğretmenliği ve Çocuk Yuvası Müdürlüğü yaptı. Mahalli gazetelerde yazı yazdı. 1928 senesinde rahatsızlığı sebebiyle emekliye ayrıldı. Musiki ile de ilgilenmiş olan Hasan Basri Çantay'ın çeşitli besteleri vardır. Şiirlerinde, Basri, Hüzni, Serseri, aşık Hasan ad ve mahlaslarını kullandı. Ömrünün son yıllarını dini, ilmi, edebi araştırmalara veren Hasan Basri Çantay 1964 (H. 1384) senesinde Balıkesir'de öldü. Başlıca eserleri, Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim (üç ciltlik Kur'an-ı kerim mealidir), Mektebli Yavrularıma, Müslümanlıkta Himaye-i Etfal, Ülkü Edebiyatı, Kara Günler ve İbret Levhaları, Zeka Demetleri, Babamın Şiirleri, Vakifname ve Fıkh-ı Ekber Tercümesi'dir.

VEFALI YURT KEPSUT
Balıkesir Heyeti, Birinci Müdafa-i Hukuk Kongresini hazırlamakla meşgul. 28 Haziran'dan - 13 Temmuz 1919'a kadar devam eden bu kongre, milli müdafa işlerini daha sağlam temellere bağlamıştır. Bu arada öğrenilir ki, Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal isyan etmiştir. Anadolu'da milli birlik ve Hükümet kurulması için çalışmaktadır. 10 Ağustos 1919.. Sultani Mektebi'nde (Balıkesir lisesi) gizli bir toplantı yapılacaktır. H.Basri Çantay ve Vehbi Bolak da davet edilir. Kürseli İzzet Efe, onları Gümüşçeşme'ye kadar getirir ve geri döner. Şehrin sokaklarında gezerken tanıyanlar sevinç ve endişe karışık bir halde ona bakmaktadırlar. Toplantıda, 4 Eylül Sivas Kongresine temsilci olarak gönderileceğini öğrenir.Ancak o, İngiliz temsilcisinin tavrından çekinmektedir.İşgal mıntıkasından sağ olarak geçmenin zor olduğu endişesini dile getirir. Bu endişesinde haklıdır.İngiliz temsilci Hasan Basriyi tutuklamak istemektedir.Bu yüzden Balıkesir'den ayrılmak zorunda kalır ve tekrar "vefalı yurt"dediği Kepsut'a , Kepsut dağlarına döner. Böylece Sivas Kongresine katılamaz.Aylarca Kepsut dağlarında, köylerinde bir kör oğlu gibi dolaşır;Milletinin bağrına sığınmıştır. Merkez heyetten de hala bir ses yoktur.Kendi silahıyla kurtulmaktan başka çaresi kalmamıştır. Her şeyi göze alarak, 27 Aralık1919 da Balıkesir e gelir.Gerine gerine sokaklarda gezmeye başlar.Yanında Kürseli İzzet Efe ve çetesi vardır. Ortalıkta ne yabancı temsilci kalmıştır, ne baskı, ne hafiye, ne casus ne korku. Bu durumu oğlu Murşit'e şu cümlelerle anlatır:
"Oğlum, dokuz ay on gün devam eden bu kaçaklık devrinden sonra, sanki bir çocuk gibi yeniden dünyaya gelmiştim. O kara günlerimde, hele para hususunda çektiğim sıkıntıları hala unutamıyorum. Bununla beraber kimseye yük olmamaya çalıştık. Göğsümdeki eski ve müzmin bronşit, kaçaklık devrinin yadigarıdır. Evladım, şu günler hayatımızın en mesut günleridir. Ne bir tek düşman, ne Damat Ferit kalmadı. Artık istiklalimize kavuştuk. Artık Türkiye bizimdir ve şimdi siz, babanızın senelerce evvelden beri sayıkladığı güneşin altında hür ve müstakil yaşıyorsunuz. Bu günlerin kıymetini iyi, çok iyi bilin evladım."
Kepsut Çarşı Cami 1897 yılında yapılmış, Balkan ve Çanakkale Savaşları sırasında Kepsut'ta erkek nüfus ve cemaat azaldığı için cami bakımsız kalmıştır. Kepsut'a gelen ünlü alim, anne tarafından Kepsutlu olan Hasan Basri Çantay Bey ve Avni Bolak bey caminin bu durumuna üzülmüşler, Kepsut halkı ile toplanıp yeni cami yapılmasına karar vermişler. Kepsut'ta savcılık yapıp emekli olan ve Balıkesir'e yerleşen Halil Rıfat Beye durumu anlatmışlar. Halil Rıfat Bey camiye yardım edemeyeceğini söylemiş. Fakat ertesi gün Hasan Basri Beye, cami inşaatını kendisinin yaptırmak istediğini, toplanan yardımların geri sahiplerine iade edilmesini söylemiş. İstanbul'a gidip usta, plan, proje durumlarını halledip, ustalarla Kepsut'a gelmiştir. 1914 yılında başlanan inşaat 1916 yılı Muharrem ayında ibadete açılmış, mevlüt okunmuş, aşure dağıtılmış. Camiyi yaptıran Halil Rıfat bey aynı gün vefat etmiştir.