Ahmet Ümit Edebiyat Tutkunlarıyla Buluştu
Kültür ve sanatın İzmir'deki birinci adresi Konak Belediyesi, Çağdaş Türk Edebiyatının önemli kalemlerinden Ahmet Ümit'i Prof
Kültür ve sanatın İzmir'deki birinci adresi Konak Belediyesi, Çağdaş Türk Edebiyatının önemli kalemlerinden Ahmet Ümit'i Prof. Dr. Türkan Saylan Alsancak Kültür ve Sanat Merkezi'nde İzmirlilerle buluşturdu. Benal Nevzat sahnesinde gerçekleşen söyleşiye katılımın yoğunluğu nedeniyle çok sayıda izleyici ayakta kalırken, salona giremeyenler için fuaye bölümünde barkovizyon görüntüsü dışarıya verilerek gelenlerin Ahmet Ümit'in keyifli sohbetine katılımları sağlandı. Söyleşi sonunda Ahmet Ümit, kitaplarını imzaladı. Sunumunu şair Namık Kuyumcu'nun yaptığı söyleşi ve imza gününde konuşan Konak Belediyesi Başkanvekili Ömer Faruk Akınbingöl, salonda yerini alan kalabalığın İzmirlilerin ince sanat zevkinin bir göstergesi olduğunu söyledi.
Türk Edebiyatında polisiye tarzın gelişiminde bir dönüm noktası yaratan Ahmet Ümit, sevenleriyle gerçekleştirdiği sohbette yazarlık serüvenini ve hayatından kesitleri içtenlikle paylaştı. Yazar olmanın aklının ucundan bile geçmediğini belirten Ümit, aşık olan arkadaşları şiir yazarken kendisinin bildiri yazdığını söyledi. 1982 Anayasasına tüm tehlikelerine rağmen "hayır" diyen yazar aynı zamanda duvarlara afişler yapıştırdığını da anlatırken polisiye eserler verişinin altında, muhalifliğin, devrimciliğin ve illegal eylemlerde bulunmanın da yattığını aktardı.
İlk yayınlanan yazısının edebi kalitesinden dolayı değil, politik niteliği nedeniyle yayınlandığını belirten Ahmet Ümit, "Ben öykü değil bildiri yazdım. Benim yazın sürecim böyle başladı. Moskova'ya gittiğimde öyküyü bırakıp şiire başladım. Şiir yazmamın nedeni de hava durumudur. Bizim gibi güneşle yaşamaya alışık insanlar kapalı havada ne yapar? Ben de şiir yazdım ama şair değilim" sözleriyle yazmaya nasıl başladığını anlattı. Yazdıklarının polisiyeye yakın olduğunu fark ettikten sonra kendisini kitapların içine gömerek polisiye okumaya başlayan Ahmet Ümit, ilk polisiye öyküyü Edgar Allan Poe'nun yazmış olduğunun kabul edilmesine rağmen kendisinin bunu Habil ve Kabil'in hikayesinde gördüğünü ifade etti. Kendisinden bir aşk yazarı çıkmayacağını belirten yazar "Gerilimli şeyler yazmayı seviyorum, çünkü hayat böyle. Yazdıklarında bir derinlik, psikolojik çözümleme, toplumsal kaygı olacak" dedi.
İzmirlilere hem derinlikli hem de keyifli saatler yaşatan Ahmet Ümit, okurlarının sorularına da yine tüm içtenliğiyle yanıt verdi. Yazar kitaplarını imzalarken oluşan uzun kuyruk salona sığmayarak merdivene kadar taştı. Söyleşi sonunda Ahmet Ümit'e bir anı tabağı ve çiçek armağan edildi.
Türk Edebiyatında polisiye tarzın gelişiminde bir dönüm noktası yaratan Ahmet Ümit, sevenleriyle gerçekleştirdiği sohbette yazarlık serüvenini ve hayatından kesitleri içtenlikle paylaştı. Yazar olmanın aklının ucundan bile geçmediğini belirten Ümit, aşık olan arkadaşları şiir yazarken kendisinin bildiri yazdığını söyledi. 1982 Anayasasına tüm tehlikelerine rağmen "hayır" diyen yazar aynı zamanda duvarlara afişler yapıştırdığını da anlatırken polisiye eserler verişinin altında, muhalifliğin, devrimciliğin ve illegal eylemlerde bulunmanın da yattığını aktardı.
İlk yayınlanan yazısının edebi kalitesinden dolayı değil, politik niteliği nedeniyle yayınlandığını belirten Ahmet Ümit, "Ben öykü değil bildiri yazdım. Benim yazın sürecim böyle başladı. Moskova'ya gittiğimde öyküyü bırakıp şiire başladım. Şiir yazmamın nedeni de hava durumudur. Bizim gibi güneşle yaşamaya alışık insanlar kapalı havada ne yapar? Ben de şiir yazdım ama şair değilim" sözleriyle yazmaya nasıl başladığını anlattı. Yazdıklarının polisiyeye yakın olduğunu fark ettikten sonra kendisini kitapların içine gömerek polisiye okumaya başlayan Ahmet Ümit, ilk polisiye öyküyü Edgar Allan Poe'nun yazmış olduğunun kabul edilmesine rağmen kendisinin bunu Habil ve Kabil'in hikayesinde gördüğünü ifade etti. Kendisinden bir aşk yazarı çıkmayacağını belirten yazar "Gerilimli şeyler yazmayı seviyorum, çünkü hayat böyle. Yazdıklarında bir derinlik, psikolojik çözümleme, toplumsal kaygı olacak" dedi.
İzmirlilere hem derinlikli hem de keyifli saatler yaşatan Ahmet Ümit, okurlarının sorularına da yine tüm içtenliğiyle yanıt verdi. Yazar kitaplarını imzalarken oluşan uzun kuyruk salona sığmayarak merdivene kadar taştı. Söyleşi sonunda Ahmet Ümit'e bir anı tabağı ve çiçek armağan edildi.