Savarona Davasında Gizlilik Kararı Kalktı Antalya

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamının son döneminde bir süre kullandığı Savarona Yatı'na düzenlenen fuhuş baskınıyla ilgili 6'sı tutuklu 10 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında, suç organizasyonunun finansmanını sağladığı iddia edilen tutuklu sanık Kazakistan asıllı iş adamı Tevfik Arif'in ifadesinin alınması işlemi tamamlandı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamının son döneminde bir süre kullandığı Savarona Yatı'na düzenlenen fuhuş baskınıyla ilgili 6'sı tutuklu 10 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında, suç organizasyonunun finansmanını sağladığı iddia edilen tutuklu sanık Kazakistan asıllı iş adamı Tevfik Arif'in ifadesinin alınması işlemi tamamlandı.
Antalya Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianamenin kabul edilmesi sonrasında davanın görülmesine Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmanın başlamasıyla soruşturma dosyasındaki gizlilik kararı da kalktı.
Açık yargılamanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Kazakistan asıllı Türk vatandaşı iş adamı Tevfik Arif, Musa Çelik, Gündüz Akdeniz, Eldar Baidgliev, Hülya Erdoğan ve Erkan Akdeniz ile tutuksuz sanıklar Ekaterine Maisuradze, Kemal Tokay, Ebubekir Sıddık Tekin ve Veysi Avcı katıldı. Sanıkları çok sayıda avukat temsil ederken, mahkeme salonunda yer bulamayan sanık yakınları, duruşmayı ayakta izliyor.
Kimlik tespitleri sırasında kendisini 'iş adamı' olarak tanıtan ve eski Türk dili konuştuğunu beyan eden sanık Tevfik Arif, Moskova Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Bölümü mezunu olduğunu ve yıllık gelirinin 300 ile 500 bin lira arasında olduğunu söyledi.
Antalya Cumhuriyet Savcılığının iddianamesinde, Kazak iş adamı Tevfik Arif'in, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, klasik olarak fuhuş yaptırıp, fuhuştan para kazanan bir kişi olmadığı, 'Aksine cinsel amaçlı temin edilen kadınların tüm ücretlerinin yanı sıra kadınlara, ajanslara ve aracı konumunda olan kişilere ödenmesi gereken tüm parayı ve yabancıların getirilmesindeki transfer ücretlerini de karşılayan, külfet yüklenen kişi' olduğu ifadeleri yer aldı. İddianamede, Tevfik Arif'in fuhuş yaptırmak amacıyla yurt dışından getirilen kadınların, temin edilmesinde doğrudan menfaat sağlamadığı, ancak dolaylı olarak büyük menfaatler elde ettiği suçlaması yöneltildi. 

-'TÜRKÜM VE TÜRKÇE KONUŞACAĞIM'-

İddianamenin okunmasının ardından ilk olarak ifadesi alınan sanık Tevfik Arif, suçlamalara ilişkin avukatlarıyla hazırladığı 4 sayfalık yazılı savunmasını dosyaya sunduklarını, kendisinin Türkçe olarak özel yaşamına ilişkin açıklamalarda bulunmak istediğini söyledi.
'Türküm ve Türkçe konuşacağım' diyen Arif, eski Türkçe konuşması nedeniyle yeminli Rusça tercüman aracılığıyla ifade verdi.
ABD ve İngiltere'deki şirketlerle ortaklıklar kurduğunu, bu süreçte Türkiye'de turizmin geliştiğinin kendisine söylenmesiyle Türkiye'de otel açtığını anlatan Arif, Türk ortaklıkların zor olmasına rağmen yatırımları başarıyla gerçekleştirdiğini ve Türkiye Cumhuriyeti pasaportu alarak Türk vatandaşlığına geçtiğini söyledi.
ABD'de de turizm alanında yatırımlar yaptığını anlatırken Mahkeme Başkanı Mustafa Zeki Söğüt'e, Türkçesinin anlaşılır olup olmadığını soran Tevfik Arif, Söğüt'ün sözlerinin anlaşılır olduğunu söylemesiyle 'Cezaevinde bulunduğum 3 ayda yardımcı oldular, Türkçemi geliştirdim' dedi.

-'SUÇLAMALAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR'-

Soru üzerine hakkındaki suçlamalarla ilgili söyleyecek bir şeyi olmadığını belirten ve 'Bu suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Çok şey söylenebilir ama şu an gerek yok. Bunların hepsi hayal ürünüdür' diyen sanık, mahkeme heyetine, kendisini dinledikleri için teşekkür etti.
Arif, iddia konusu olayı anlayabilmek için Savarona'da yaşananları anlamak ve dikkat etmek gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
'Ben Rus eğitimi aldım ve bu ülkeden ticaret yaptım. Eski Rus arkadaşlarımla buluşma ihtiyacı duyuyorum. Eşiyle gelen arkadaşlarım vardı. Savarona'da çalışan ve şahit olanlara karşın nasıl oluyor da 8 kadın 3 gün süreyle herhangi bir zorlamaya tabi tutulabilir. Bunu anlamak gerekiyor. 'Görmüşler, tahmin ediyorlar' gibi iddiaları kabul etmiyorum. Allah'a şükür ki, Allah yardımcı oldu ki, bu kadınlar da baskın nedeniyle yaşadıkları stres ve baskı nedeniyle kimseye iftira atmadılar. Bu kültürel farklılıklardan kaynaklanan bir konu. İnsanların bir masada oturabileceğini belki buradaki bakış açısıyla anlayamıyorlar. Burada yargılanan insanların her biri ülkelerinde, çevrelerinde saygı gören insanlardır. Bunlar anlaşılmalı.'
Sanığın ifadesini tamamlanasının ardından avukatı da, iddianamede 16 Mart 2010 tarihinde Savarona'da fuhuş yapıldığı iddialarına yer verildiğini belirterek, müvekkilinin 15 Martta annesinin birinci ölüm yıl dönümü nedeniyle Kazakistan'da bulunduğunu, Türkiye'ye 16 Martta döndüğünü, böyle bir matemi yaşarken, iddia konusu suçları gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını söyledi. Sanık avukatı, Arif'in haziran ayında da eşi ve çocuklarıyla Savarona'da tatil yaptığını ileri sürdü.
Duruşma, diğer sanıkların ifadelerinin alınmasıyla devam ediyor.
20.12.2010 13:54:08