İzmir Büyükşehir ve Narlıdere belediyeleri Hazine'yi zarara uğratmakla suçlanıyor

İzmir'in Narlıdere ilçesi Merkez Mahallesi'nde, Hazine'ye ait arsa ve Narlıdere Belediyesi'ne ait alanda, Narlıdere ve İzmir Büyükşehir Büyükşehir bel

İzmir'in Narlıdere ilçesi Merkez Mahallesi'nde, Hazine'ye ait arsa ve Narlıdere Belediyesi'ne ait alanda, Narlıdere ve İzmir Büyükşehir Büyükşehir belediyelerinin imar yetkisini kötüye kullandığı gerekçesiyle mülkiye müfettişleri inceleme başlattı.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye başmüfettişleri Kemal Çeper ve Adnan Kurtipek imzasıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Belediye Meclis üyelerine, ön incelemeye ilişkin resmî yazı gönderildi. Yazıda, Hazine'ye ait 6533 ada 5 parselde, 3 bin 772 metrekare yüzölçümlü taşınmaz v mülkiyeti Narlıdere Belediyesi'ne ait 6533 ada 6 parselde, 2 bin 292 metrekare yüzölçümlü taşınmazın bulunduğu alanda, Narlıdere ve İzmir Büyükşehir belediyelerinin imar yetkisini kötüye kullanarak Hazine'nin zararına sebebiyet verdikleri yönündeki iddiaların araştırıldığı bildirildi. Bununla ilgili olarak Narlıdere Belediyesi tarafından hazırlatılan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne iletilen, yürürlükteki 1/5000 çekli nazım imar planında belediye hizmet alanının konut alanı olarak belirlenmesi ve 1/1000 ölçekli imar planının kabul edilmesine ilişkin toplantılara katılan meclis üyelerinin ifadesi alındı. Meclis üyeleri, müfettişlere ilettikleri yazılı savunmada, planlama sürecinde Hazine'ye ait sözkonusu taşınmazın ''yeşil alan, tarım alanı, kısmen park, kısmen belediye hizmet alanı, çok işlevli belediye hizmet alanı'' olarak belirlendiğini söyleyerek, ''Yasa koyucu, imar planlarında kamuya terkedilmesi gereken yerlerle ilgili düzenleme getirmiş ve bu yerlerin bedelsiz terkini emretmiştir. İmar planlarında baştan itibaren kamusal alan ve belediye hizmet alanı olarak ayrılmış bir parselde, Hazine'nin zararının varlığından bahsedebilmek mümkün değildir.'' dedi.

AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar ise Büyükşehir Belediye Meclisi'nde konu görüşülürken planların yanlış olacağı ve bundan dönülmesi gerektiği konusunda ikazda bulunduklarını belirten savunmasını gönderdi. Çakar, plan değişikliğine ilişkin bir önergeye de ret oyu verdiklerini, dolayısıyla imar yetkisinin kötüye kullanılması ve Hazine'nin zararına sebebiyet verilmesine ilişkin iddiaların kendisi ve grubu için doğru olmadığını belirtti. Grup Başkan Vekili Çakar, incelemeye konu olan arsaya ilişkin tartışmaların 2000 yılında başladığını, yeşil alanın çeşitli plan tadilatlarıyla konut alanına çevrildiğini söyledi. Tadilat planlarını mahkemenin iptal ettiğini, buna rağmen dava konusu arsadaki 32 konutun tamamlandığını ifade eden Çakar, şunları kaydetti: ''Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur yönetimi tarafından burası, kat karşılığı inşaat olarak bir müteahhide verilmiş. Hem müteahhit hem de belediye rant elde etmiş. Mahkeme, plan tadilatlarına ilişkin durdurma kararı verdiyse de oradaki konutlara yapı kullanma izni vermiş oldular. Oradaki konutların her birinin değeri 300 ile 500 bin lira arasında değişiyor. Konutlardan 16'sını belediye, 16'sını da müteahhit almış. Maliyetleri çıkardığınızda, müteahhidin en az 5 milyon lira para kazanmış olduğunu görürsünüz. Şunu soruyoruz: Kat karşılığı alan firmanın sahiplerinin CHP ile ilişkisi var mıdır? Bu kişiler, herhangi bir dönemde belediye meclis üyeliği yapmış mıdır? Bu, hukukun arkasından dolanmak anlamına geliyor. Burada birilerine rant alanı oluşturuluyor. Bizim itirazımız, hukukun hiçe sayılmasınadır. Bu etik değildir, halka ait arazi birilerine peşkeş çekiliyor. 1/5000'lik planlar da İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nden geçiyor, 1/1000'likler de. Başkan Kocaoğlu da bu konuda sorumlu. Yasa, başkanlara hukuka aykırı alınmış kararları meclise yeniden incelenmek üzere geri gönderme görevi veriyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı bunun ihmal etmiş, görevini yapmamıştır. Bundan dolayı da sorumludur. Onun yapmadığını Hazine yapmış, vilayet kanalıyla konuyu yargıya intikal ettirmiştir.''

Bundan sonraki süreçte soruşturmaya gerek görüldüğü takdirde önce müfettişlere, sonra da savcılığa ifade verileceği belirtildi.