Chp: 'Belgeyi Saklayan İçişleri Bakanlığıdır' Ankara

CHP'den yapılan açıklamada, İçişleri Bakanlığının, gizlendiğini iddia ettiği evrakın "Ömer Doğanay imzalı" evrak olduğunu belirtilerek, "Dosyada var olan ve suça işaret eden belgeyi saklayan İçişleri Bakanlığıdır" denildi.

CHP'den yapılan açıklamada, İçişleri Bakanlığının, gizlendiğini iddia ettiği evrakın "Ömer Doğanay imzalı" evrak olduğunu belirtilerek, "Dosyada var olan ve suça işaret eden belgeyi saklayan İçişleri Bakanlığıdır" denildi.
CHP'den yapılan yazılı açıklamada, "sorulardan kaçmak, konuyu çarpıtmak yerine, sorulara yanıt vermek" gerektiği belirtildi. İçişleri Bakanı'nın "CHP'nin bir belgeyi sakladığını iddia ettiği" belirtilen açıklamada, "Bakanın gizlendiğini iddia ettiği evrak, 3 Eylül 2007 tarihli Ömer Doğanay imzalı evraktır. Bu evrak Bakanın basın açıklamasından tam bir gün önce 14 Aralık 2010 tarihli TBMM'de yaptığımız basın açıklamasında basın mensuplarına dağıtılan evraktır. Bir İçişleri Bakanı'na bilmeden ve araştırmadan ithamda bulunmak yakışıyor mu? Sayın Bakan 'aymazlık'tan bahsetmişti, asıl aymazlık bu değil midir?" denildi.
Dosyada var olan ve suça işaret eden belgeyi saklayanın, İçişleri Bakanlığının olduğu iddia edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Zira 16 Ağustos 2007 tarihli Kayseri Valiliğinin emri ile şikayet konularının tamamını kapsayacak şekilde ön araştırma yapmak üzere İl İdare Kurulunca oluşturulan muhakkik heyetinin raporu nerededir? Bakanlık tüm taleplerimize rağmen bu evrakı açıklamamakta ve dosyaya koymamaktadır. Şimdi soruyoruz asıl belge gizleyen kimdir ve bu eyleminin suç olduğunu Sayın Bakan bilmiyor mu? Avukat Yakup Erikel, Hacı Ali Hamurcu isimli şahsın avukatı mıdır? Avukatı ise vekaleti nerededir? Dosyada bulunan vekaletin noter kaydı bulunmadığına göre, dosyada sahte vekalet kullanılmıştır. Adalet Bakanı neden hala bu olayla ilgili olarak bir soruşturma açtırmamaktadır.
Avukat Yakup Erikel, Hacı Ali Hamurcu isimli şahsın avukatı ise ve bu şahsın Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ile bu dosyada hasım oldukları kesin iken, Erikel'in bu dava ile ilgili olarak Kayseri'de bulunduğu günlerde konakladığı otel faturalarını neden karşı taraf olan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı ödemiştir?"
"Valilikçe hazırlanan birinci ön araştırma raporunun Bakanlıkça kabul edilmeyip, İçişleri Bakanlığınca 4 Ekim 2007 tarihli yazı ile Kayseri Valiliğinden yeniden ön araştırma yapılmasının isteyen yazısı üzerine yeni atanan muhakkik heyeti göreve başlamadan bir gün önce Kayseri Vali Yardımcısı tarafından nasıl aklama raporu yazılabilmiştir?" sorusunun sorulduğu açıklamada, "Bu olay Beşir Atalay'ın vicdanını sızlatmıyor mu?" ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, şu sorulara da yer verildi:
"30 Kasım 2007 tarihinde müsteşarlığa atanan Kayseri Valisi'nin ikinci rapor olarak düzenlenen bu aklama raporunu incelemeden ve belgeleri görmeden 4 Ekim 2007 tarihinde nasıl onaylayabilmiştir? Aklama raporunun imzaladıktan sonra Ankara'ya müsteşar olarak atanan Vali Osman Güneş 4 Ekim'de imzaladığı raporu bu kez de üst makam olarak müsteşar kimliği ile kendi imzasının üstüne imza atarak, dosyanın işlemden kaldırılması kararını ikinci kez tasdik etmiştir. Bu hangi usul ve vicdanla imzalanmıştır. İçişleri Bakanı bunu da mı görmemektedir?
Soruşturulan suç 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu olduğuna göre savcılık soruşturması ve Bakanlık tahkikatında rüşvetle suçlanan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğer belediye üst düzey yöneticilerinin tahkikat içerisinde yapılması zorunlu olan, geçmiş ve tahkikat anındaki mal beyanları istendi mi, araştırıldı mı?
Kanunun aradığı yakınlarının da dahil olduğu banka kayıtları ve tapu idaresi başta olmak üzere, mal varlıkları tahkikatı ve tespiti yapıldı mı? Yapıldı ise bu evraklar nerededir? Eğer bu araştırmalar yapılmadı ise İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı neden hala görevleri başında durmakta ve istifayı düşünmemektedirler?"
16.12.2010 16:36:16