Ayasofya'daki Tarihi Vaftiz Havuzu Gün Yüzüne Çıktı

Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesiyle yaklaşık 500 yıldır gizli kalan tarihi vaftiz havuzu, restorasyon çalışmalarıyla yeniden gün yüzüne çıktı.

Ayasofya Müzesi'nin kilise olarak yapılan ana binasıyla, vaftizhane olarak inşa edilen yan bölümü arasında İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın sağladığı maddi destek ve Ayasofya Bilimsel Kurulu'nca izlenen restorasyon çalışmaları vaftiz havuzunu ortaya çıkardı. Restorasyon çalışmalarıyla saklı bulunduğu yerden çıkarılan vaftiz havuzu bugün ilk kez basın mensuplarına gösterildi. 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreteri Yılmaz Kurt, havuzu basın mensuplarına gösterip, açıklamalarda
bulundu. Yılmaz Kurt, Ayasofya'nın tarihi öneminden bahsederek, "Dünyanın en önemli ve anlamlı yapılarından birisi şehrimizin ortasında duruyor. İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansı olarak bu dünya kültür mirasının restorasyonuna ön ayak olmak, finansman sağlamak ve dev bir yenileme projesini başarıyla yapmak bizim için de örneği zor bulunacak büyük bir kıvanç kaynağıdır" diye konuştu.
Kurt, çalışmalar sırasında yüzyıllarca kullanılmış büyük bir vaftiz havuzunun ortaya çıkarıldığını ifade ederek, havuzun Ayasofya'nın halka açık olmayan bölümünde bulunduğunu söyledi. Bizans dönemi kültür ve mimari anlayışını yansıtan bu havuzun dün yapılmış gibi sağlam ve temiz olduğunu belirten Kurt, "Bu havuz da artık müzemizi ziyaret eden herkes görebilecekler" dedi.
Ayasofya Müzesi Başkanı Doç. Dr. Haluk Dursun ise tarihi yapıda gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi. Vaftiz havuzunun Osmanlı dönemine kadar avluda bulunduğunu, avlunun Osmanlı Padişah Türbesi'ne dönüştürülmesinin ardından çıkarılarak yan bölgeye konulduğunu anlatan Dursun, 1943 yılından sonra başlayan ve 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın katkılarıyla yeniden hızlandırılan Vaftizhane Avlusu Artriumu düzeltme çalışmaları sırasında tek parça ve tasarım özelliği ile dünyada
bir örneği bulunmayan vaftiz havuzunun görücüye çıktığını söyledi. Dursun, havuzun ilk dönem Hıristiyanlığı'nda toplu vaftizlerde kullanılan önemli bir eser olduğunu, havuzun başlarında ikonoların ve istavrozların konulduğu bölümlerin büyük ihtimalle Latin istilası sırasında Ayasofya'dan çıkarıldığını belirtti.
Vaftiz havuzunun ziyarete açılmasıyla birlikte Ayasofya Müzesi'ne olan ilginin de artacağına inandıklarını dile getiren Haluk Dursun, şöyle devam etti:
"Ayasofya 2 milyondan başlayarak 2010 yılında 3 milyon ziyaretçiye çıktı. Büyük bir çıkış yaptı. Bir taraftan da bu kadar çok ilgi ve ziyaretçinin Ayasofya'ya vereceği yoğunluktan bir yönetici olarak biraz kaygı duyuyorum. Çünkü Ayasofya'nın mekanı çok dar. Ayasofya müze olarak tasarlanan ve teşhire açık olan bir bölüm değil, bir abide, anıt eser. Bu tür eserlerin fazla sayıda insan tarafından hareket ve nem yaymak suretiyle gezilmesi uzun vadede sorunlara sebep oluyor".
Dursun, vaftiz avlusu ve havuzunun, 2010 sonunda ya da 2011 baharında kısmen de olsa havuzun ziyarete açılacağını söyledi.