Erdoğan, 'Bunlar yıkılırsa biz çökeriz'
Ankara Kent Güvenliği Sistemi açılış töreninde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, WikiLeas'ın yayınladığı bilgi ve belgeleri siyaset aracı olarak kullananlara ilişkin sert açıklamalarda bulundu.

Elbette Tamer kardeşimizi geri getirmek mümkün değil. İstanbul Emniyeti çevredeki mobese kameralarını kullanılarak zanlıları kısa sürede yakaladı. İnşallah 2016 yılına kadar bu sistemi kazandırmış olacağız bütün illerimize. Suç olanlarında ciddi oranda azalmanında gözlendiğine şahit oluyoruz. AB istatistik kurumu tarafından Eylül 2010 bilgilerine göre İsveç'te 100 bin kişiye düşen suç miktarı 14 bin, Almanya'da 7 bin 630, Fransa'da 5 bin 603 iken Türkiye'de bin 339. Yani Türkiye en emniyetli ülke konumuna yükselmiş durumunda. Şahsa yönelik suçları aydınlatma oranımız yüzde 95lere ulaştı. 8 Yıllık iktidarımız süresince 76 bin gencimizi polis teşkilatımıza kazandırdık. 8 Yıl önce emniyette yüksekokul ve üniversite mezunu polis oranı yüzde 21 iken bugün bu oran yüzde 85'e çıktı.
ÜLKEYİ 4 ÖNEMLİ ŞEY ÜZERİNDE YÜKSELTECEĞİZ DEDİK VE YAPTIK
Biz iktidara yürürken bir söz verdik, eğitime, sağlığa, adalete ve emniyete ağırlık verecek ve Türkiye'nin kalkınmasını bu dört unsur üzerine kuracağız dedik ve 160 bin derslik kurarken, sağlıkta köklü bir değişim uygularken, adalet ve hukuk sistemini Türkiye'nin gerçekleriyle buluştururken emniyeti de en yukarı seviyelere taşıdık. Güvenlik yoksa vatndaş kendini emniyetli hissetmiyorsa emniyette olmaz, sağlıkta olmaz ekonomik kalkınma da olmaz. Bunların hepsi atbaşı götürülmek durumundadır.
Her zaman ifade ediyorum emniyet güçlerimiz son derece özverili çalışma yürütüyor. Polisimiz, jandarmamız son derece fedakarca mücadele ediyor bu milletin güvenliğini sağlamak için adeta bedenlerini suça kalkan yapıyorlar. Eğer bu büyük teşkilat içinde suça karışanlar farklı yollara tevessül edenler görevini ihmal edenler varsa elbette hukuk çerçevesinde bunlar ayıklanacaktır ve ayıklanıyor. Bunu da herkesin bilmesi lazım. bir kaç kişinin yanlış haraketi asla ve asla bütün bir teşkilatı bağlamaz, töhmet altında bırakmaz. Bu teşkilatlar bizim gözbebeğimizdir. Silahlı kuvvetlerimiz böyledir, emniyet teşkilatımız böyledir diğer kurumlar böyledir. Bunlar yıkıldığı anda biz çökeriz. İşini yapanla yapmayan ne kadar birbirinden ayrılırsa azim ve cesaret de o oranda artar. Biz siyasette fırsatçılığı, haksızlığı en büyük hastalık, siyasete musallat olmuş, siyasetin seviyesini kemiren bir ur gibi görüyoruz. Eleştiri yıkmak için yaralamak için lekelemek için değil daha mükemmeli yakalamak için yapılmalı.
WİKİLEAKS İDDİALARI
Eleştiri yıkıcı değil yapıcı olmalı. Siyasette de yalan yanlış haberleri alarak hükümete saldırı aracı olarak kullanmak bir fırsatçılıktır. Son günlerde ABD dışişlerine ait gizli yazışmalar bir internet aracılığı ile dünya kamuoyuna açıklandı. Önemli bir kısmı düşük düzeyli yazışmalar olan bu bilgilerin mutlak bir hakikat ve büyük bir gerçek gibi algılanması hakikat duygusunu da mantık ve izanı da ortadan kaldırır. Ben P.tesi günü Libya'ya hareketim öncesinde gelişmeleri incelediğimizi, WikiLeaks'ın eteğindeki tüm taşları dökmesini istemiştim. Birileri çok telaşlandı ve açıklanan çok az bilgiyi belge bile demiyorum bilgiyi bir fırsat olarak görüp burudan hükümete nasıl saldırırımın derdine düşmüş durumdalar.
MUHALEFET BIRAKIN ÇÖZÜMÜ SİYASET ÜRETMEKTEN ACİZ
Muhalefet bu ülke için bu millet için çözüm üretmekten aciz olduğu kadar siyaset üretmek konusunda da büyük bir acziyet içerisinde. Hakkımızda bugüne kadar her türlü ipe sapa gelmez iddiayı gündeme taşıdılar. Her seferinde yüzleri kızardı. söyledikleri yalandı, doğru değildi. Sabah iftira attılar, öğlen altında kaldılar. Akşam söyledikleri yalan yatsıya kalmadan yüzlerini kızarttı. Şimdi görüyoruz ki kendilerine ait cümle kalmadığı için başka bir devletin diplomatların kendi aralarında yazıştığı yazılardan medet umar hale geldiler.
Bu diplomatların yalan yanlışları ABD'yi bağlar. ABD'nin bunun hesabını sorması lazım. Hiçbir diplomat yalan yanlış yazılarla bir ülkeyi karalayamaz. Kendi ürettikleri dedikoduları başkalarından duyunca gerçek sandılar. İsrail medyasına Türkiye Başbakanı'nı şikayet edenler, en son yabancı diplomatların hezeyanlarına sarılmış durumdalar. Neymiş Başbakan'ın falanca ülkede şu kadar hesabı varmış, Raylı sistem ihalesine müdahale etmiş. Bunlara sarılacak kadar mı acizsiniz? Bunlardan medet umacak kadar mı çaresizsiniz? Bu kadar fırsatçılık olur mu Allah aşkına? Benim abdestimden şüphem yok dolayısıyla namazımdan da şüphem olmaz. İftira ve iddia ithal etmeye başladılar. yeter ki hükümete yönelik bir saldırı olsun, yeter ki başbakana yönelik bir saldırı olsun. Aslını astarını araştırmadan arkasındaki hedefe bakmadan buna sarılmak en hafif tabiri ile fırsatçılıktır.
BENİM İSVİÇRE BANKALIRNAD BİR KURUŞ PARAM YOK Kİ İSPAT EDEYİM
Bana şahsıma, aileme, dünürüme yönelik ki benim dünürüm yazmak çizmektir başka birşey bilmez adamı müteahhit yaptılar. Bu tür iftiraları atıp ispatlamayamayanlar ne kadar alçaksa bu iftiraları manşetleri ile yayanlar, siyaset malzemesi yapanlar da aynı derecede müfteridir alçaktır.
Ana muhalefet lideri gitsin bu iddiayı ortaya atanlara sorsun. Böyle birşey söylüyorsunuz ama ABD bu işleri iyi bilir bunun delilini gösterin bu bizim işimize yarasın Türkiye'de demesi lazım. Sadece atlıan iftira üzerinden kalkıpta benden bunun ispatını istemek kadar cehalet olur mu? Olmayan birşey ispat edilebilir mi? Benim İsviçre bankalarında bir Allah kuruşu param yokki ispat edeyim.
Bunu ispat edin ben bu makamda durmam, milletvekilliği makamında durmam. Ama siz duracak mısınız? Biz yola çıkarken 3 şeyle mücadele edeceğiz dedik. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Masum olan masumiyetini ispata çalışmaz. Ana muhalefet lideri çıkmış bunu söylüyor. Başbakan iddiaları ispatlasın. Bunu bilmemek ne kadar büyük bir cehaletse bunu siyaset malzemesi yapmak o kadar büyük bir seviyesizliktir. Siyaset seviye ister nezaket ister. Siyasetini yalan üzerine kuranlar hiçbir zaman amaçlarına ulaşamazlar. Son dönem gördüğümzü tablo hiç hoş değildir. Küfürlü konuşmak, hakaret etmek, iftira etmek siyaset dili haline getirilemez.
MİLLETİM SEVİYESİZLİĞİ DEĞERLENDİRECEK, GÜNÜ GELİNCE GEREĞİNİ YAPACAK
Buradan medyaya da sesleniyorum. Bunları sürmanşet veya manşetlerle hükümete saldıranlar da aynı seviyesizliğin içerisindedirler. Bir defa olumlu bir medya veya mensubu kalkar bunu sorar. Kime bu iftira yapılıyorsa ona sorar. Sayın Başbakan var mı böyle birşey varsa üzerine gideceğiz. Hayır ilgim yok diyorsa yazmaman gerekiyor. Hiç sormadan araştırmadan kalkıp iftira at tutmasa da iz bırakır mantığı ile hareket edersen bu seviyesizlik ve ahlaksızlıktır.
ABD yönetimi ile de bunları konuştuk kendileri özür beyanında bulundular. Biz bunu yeterli bulmuyoruz. Biz bu diplomatlarla ilgili gerekli tüm herşey yapılmalı. Diplomasisi bakın ne hale gelmiştir. Bu ABD'nin sorunudur bizim değil. Biz rahatız. Bizim hiçbir sıkıntımız yok. Sıkıntısı olanlar düşünsün. Yapmadığımız şeylerle bize iftira atanlar bu iftiralarının altında ezilecekler ve yok olacaklar.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakan'ı Kosova'da Libya'da büyük ilgi görüyor diye kıskananlar var. Muhalefet partisine yönelik iftiralar bana atılmış kadar beni rahatsız etmiştir. Hiçbir ülke benim ülkemin siyasetçisine hakaret edemez, çirkin sözler kullanamaz. Biz aynı duruşu muhalefetten de beklerken maselef onlar.....
FIRSATÇILIK TAVRIYLA YAPILAN HER DEĞERLENDİRME YANLIŞTIR
Buradan bir kez daha söylüyorum. Böyle ciddiyetsizlik olmaz. Dedikodu yapmak fitne çıkarmaya çalışmak diplomatik değildir. Bir dönemin büyükelçisinin veya iki büyükelçinin kişisel kininden kaynaklanan yalanlarını gerçek gibi görmek hükümeti suçlamak büyük bir yanlıştır. ABD'nin bile ciddiye almadığı dedikoduları siyaset malzemesi haline getirenler ömür boyu yaşayacağı utancı paylaşmış olurlar. Hadise henüz çok sıcaktır.
Bugün bu iddialarla manşet atanlar söylem üretenler yarın mahçup olurlar. Şuanda Belediye Başkanlığım döneminde Erdoğan'ın 1 milyar doları vardır diyen Ergenekon'dan zanlı olarak içerde. 1 Milyar Dolar! Ya bizim o zaman 4,5 yıllık belediye bütçelerinin toplamı o kadar tutmaz. 1 Milyar Dolar benim param varmış ve buna o zaman önemli bir işadamı da sahip çıktı sonra özür diledi. Şimdi Ergenekon sanığı olarak bu efendi içerde. Aynı şekilde yolla devam eden bir medya hala var, köşe yazarları hala var. Bunların dünyasına işlemiş bu. Ruh dünyası bunlarla zenginlik kazanıyor. Bunları malzeme yapanlar yarın birileri tarafından bunların kullanıldığını görür ve utanırlar. bizim hakkımızda iftiralarla dolu bir çok kitaplar yazılıyor. Tamamen iftiralarla dolu. Başbakan'a iftira atmak prim yapıyor. Gazete için de aynı şey geçerli. Türkiye birileri attığı adımları Türkiye'nin görebilmesi için idrak edebilmesi için onlar istese de istemese de itibarlı bir ülkedir, güçlü bir ülkedir. Biz gerektiği zamanda gereken zeminde gerekeni söyler ve yaparız. Bunu da hiçkimsenin hatırlatmasını beklemeyiz.
Polisiyle jandarmasıla tüm birimleriyle Emniyet Teşkilatımıza başarılar diliyor, şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize Allah'tan şifalar diliyor milletim adına teşekkür ediyorum' dedi.
