Başbakan Erdoğan, Rektörlerle Buluştu
Rektörlerle bir araya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yasası'nda değişiklik için kolları sıvadıklarını ifade ederek, "Bir komisyon eşliğinde tüm üniversitelerle istişare halinde üniversitelerin bilimin özgür düşüncenin önünü açacak bir yasayı inşallah seçim sonrasında ele alacak ve YÖK'ü düzenleme yapan politika ür
Rektörlerle bir araya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yasası'nda değişiklik için kolları sıvadıklarını ifade ederek, "Bir komisyon eşliğinde tüm üniversitelerle istişare halinde üniversitelerin bilimin özgür düşüncenin önünü açacak bir yasayı inşallah seçim sonrasında ele alacak ve YÖK'ü düzenleme yapan politika üreten bir kurum haline dönüştüreceğiz" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Dolmabahçe Buluşmaları" kapsamında bu kez rektörlerle bir araya geldi. Dolmabahçe'deki toplantıda İçişleri Bakanı Beşir Atalay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve rektörler hazır bulundu. Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, bu topraklarda bilimin her zaman değerli olduğunu söyledi. Bilim insanlarının el üstünde tutulduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, Selçuklu ve Osmanlı'nın ardından Türkiye
Cumhuriyeti'nin de bilime ve bilim insanına her zaman kıymet gösterildiğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, bilim, bilim ortamı ve bilim adamı baskı altına alındığında, bilim için gerekli ortamı tesis etmediğinde bilimin gelişmesinin hiç ama hiç şansı ve imkanının olmadığını söyledi. Devletin ve hükümetlerin sorumlulukları konuşulduğu kadar üniversitelerin, üniversite mensuplarının da sorumluluklarının tartışmak gerektiğine anlatan Erdoğan, "Biz komünist tehdidi gerekçesiyle Rus dili ve edebiyatı, ardından
irtica paranoyasıyla Arap dili ve edebiyatı bölümlerini kapatıldığına bu bölümlere öğrenci alınmadığına şahit olduk. Nice bilim adamlarımız, bilim kadınlarımız mastırlarında seçtikleri konularından dolayı, referanslarından dip notlarından dolayı takibe uğradılar. Soruşturmaya tabi tutuldular, hatta üniversitelerden uzaklaştırıldılar. Özgürlüklerin zemini teminatı olması gereken üniversiteler, bizim ülkemizde 10 yıllarca yasaklarla, kısıtlamalarla baskılarla üzülerek ifade ediyorum. ikna odaları gibi
insanlık dışı uygulamalarla anıldılar. Bilim, bilim insanlarının sorunları üniversitelerin kalitesi değil, sakal, bıyık, kılık kıyafet konuşuldu. Bundan dolayı üniversitelerden ayrılan öğretim üyeleri oldu. Sadece bu konularla gündemde yer alabildiler" şeklinde konuştu.
Ceza alan İTÜ'lü öğrencilerin durumuna da değinen Başbakan Erdoğan, öğrencilerle ilgili herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığını ifade etti. Meselenin tamamen yargının tasarrufunda olduğunu dile getiren Erdoğan, "Hatta yaşandığı söylenen olaylardan bile haberim olmamıştır. Gazete haberlerinden sonra bilgi sahibi olmuşumdur. Protestonun kırıp dökmek olmadığı, şiddete başvurmak olmadığı, demokratik hak olan protestonun yakıp yıkma ile yan yana gelemeyeceği bir gerçektir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, devlet yöneticilerine yumurta ile saldırmanın demokratik özgürlükler içerisinde yer almayacağını ifade ederek, "Kimse özgürlük ortamından istifade ederek, bu hakkı başkalarını susturmak, konuşturmamak, şiddet uygulamak olarak kullanamaz. Bir konferansa gelen, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, Anayasa Mahkemesi Başkanı, kim olursa olsun o insanlara yumurtada saldırıda bulunmak, ayakkabıyla saldırıda bulunmak demokratik özgürlükler içerisinde yer almasa gerekir diye düşünüyorum. Düşünceyi
düşüncenizle eleştirebilirseniz eğer onu antitez üretmek suretiyle zayıflatabilirseniz taktire şayan olursunuz. Diğerleri bir aczin ifadesidir. Kimse buna bir demokratik ortam süsü veremez hiç kimse demokratik ortamdan özgürlük ortamından istifade ederek bu hakkı başkalarını susturmak, konuşturmamak, şiddet uygulamak olarak kullanamaz. Özgürlük ortamını eleştiriye tartışmaya sorgulamaya açık olmalıdır. Hakaretlerle bu süreci devam ettirmek de yanlış insanları susturmaya çalışmak ifade özgürlüğü
değildir. Üniversitesi için yatırım yapan, destek veren, açılışa gelen devlet yöneticilerine karşı öğrencileri kışkırtmak eyleme sevk etmekte özgürlükten yana olan bir şey değildir" şeklinde konuştu.
YÖK'te yapılacak değişikliğe de değinen Başbakan Erdoğan, "YÖK Yasası'nda değişiklik için kolları sıvadık. Bir komisyon eşliğinde tüm üniversitelerle istişare halinde üniversitelerin bilimin özgür düşüncenin önünü açacak bir yasayı inşallah seçim sonrasında ele alacak ve YÖK'ü düzenleme yapan politika üreten bir kurum haline dönüştüreceğiz. Yani bir reform dönemini başlatacağız. Bazıları bana 'YÖK'ü kaldıracağız' diye atıfta bulunuyor. Benim bugüne kadar YÖK'ün kaldırılmasına yönelik hiçbir açıklamam
olmamıştır. Bu bir yalandır. Reform noktasında ana muhalefet partisi ile görüşmelerim olmuştur. Daha önceki genel başkanla bu görüşmeyi yaptım. Kendileri bana şunu söylemişlerdir: 'Bu rejimin bekası ile alakalı' demişlerdir. 'Sakın bunu gündeme getirme' dedi. Şimdi kendileri gündeme getiriyor. Reformu değil kaldırmayı gündeme getiriyor. Biz onlar ne derse desin, YÖK'ün bir reforma ihtiyacı vardır. Bu reformu başta YÖK olmak üzere birlikte çalışmak suretiyle üniversitelerimizle bir dayanışma içinde bu adımı
atacağız" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, yüksek öğretimde bilimsel araştırma konusunda ciddi hareketlilik olduğunu da ifade ederek, vakıf üniversitelerinin bilimsel rekabette yeni bir heyecan oluşturduğunu söyledi. Devlet üniversiteleri arasındaki rekabetin yeni bir boyut kazandığını anlatan Erdoğan, "Her ilde kurduğumuz üniversiteler o kentte heyecan dalgası oluşturdu. Şehirlerimizin geleceği adına ciddi bir umut ışığına dönüştü. Bilenlerle bilmeyenler bir değildir. Bilginin insanı değiştirdiğini biliyoruz" şeklinde devam
etti.
Üniversite yurtları konusunda da yeni bir başlangıç yaptıklarını dile getiren Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı:;
"Yurt noktasında yeni bir başlangıç yapıyoruz. TOKİ'yi yurt inşasında devreye alıyoruz. Eksikleri gidermek için kollarımızı sıvıyoruz. Bu ülkenin çocuklarının okuması eğitim alabilmesi için ne gerekiyorsa biz onu yerine getiriyoruz. Üniversitelerin kendi asli alanları dışına yoğunlaşması siyasallaşması kutuplaşması herkesten ziyade bizi rahatsız eder. Bizim yatırım noktasındaki desteklerimizin değerli rektörlerimiz tarafından değerlendirildiğini görmemiz bizi memnun ediyor."
(ÇK-CMH-Y)
Başbakan Erdoğan, "Dolmabahçe Buluşmaları" kapsamında bu kez rektörlerle bir araya geldi. Dolmabahçe'deki toplantıda İçişleri Bakanı Beşir Atalay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve rektörler hazır bulundu. Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, bu topraklarda bilimin her zaman değerli olduğunu söyledi. Bilim insanlarının el üstünde tutulduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, Selçuklu ve Osmanlı'nın ardından Türkiye
Cumhuriyeti'nin de bilime ve bilim insanına her zaman kıymet gösterildiğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, bilim, bilim ortamı ve bilim adamı baskı altına alındığında, bilim için gerekli ortamı tesis etmediğinde bilimin gelişmesinin hiç ama hiç şansı ve imkanının olmadığını söyledi. Devletin ve hükümetlerin sorumlulukları konuşulduğu kadar üniversitelerin, üniversite mensuplarının da sorumluluklarının tartışmak gerektiğine anlatan Erdoğan, "Biz komünist tehdidi gerekçesiyle Rus dili ve edebiyatı, ardından
irtica paranoyasıyla Arap dili ve edebiyatı bölümlerini kapatıldığına bu bölümlere öğrenci alınmadığına şahit olduk. Nice bilim adamlarımız, bilim kadınlarımız mastırlarında seçtikleri konularından dolayı, referanslarından dip notlarından dolayı takibe uğradılar. Soruşturmaya tabi tutuldular, hatta üniversitelerden uzaklaştırıldılar. Özgürlüklerin zemini teminatı olması gereken üniversiteler, bizim ülkemizde 10 yıllarca yasaklarla, kısıtlamalarla baskılarla üzülerek ifade ediyorum. ikna odaları gibi
insanlık dışı uygulamalarla anıldılar. Bilim, bilim insanlarının sorunları üniversitelerin kalitesi değil, sakal, bıyık, kılık kıyafet konuşuldu. Bundan dolayı üniversitelerden ayrılan öğretim üyeleri oldu. Sadece bu konularla gündemde yer alabildiler" şeklinde konuştu.
Ceza alan İTÜ'lü öğrencilerin durumuna da değinen Başbakan Erdoğan, öğrencilerle ilgili herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığını ifade etti. Meselenin tamamen yargının tasarrufunda olduğunu dile getiren Erdoğan, "Hatta yaşandığı söylenen olaylardan bile haberim olmamıştır. Gazete haberlerinden sonra bilgi sahibi olmuşumdur. Protestonun kırıp dökmek olmadığı, şiddete başvurmak olmadığı, demokratik hak olan protestonun yakıp yıkma ile yan yana gelemeyeceği bir gerçektir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, devlet yöneticilerine yumurta ile saldırmanın demokratik özgürlükler içerisinde yer almayacağını ifade ederek, "Kimse özgürlük ortamından istifade ederek, bu hakkı başkalarını susturmak, konuşturmamak, şiddet uygulamak olarak kullanamaz. Bir konferansa gelen, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, Anayasa Mahkemesi Başkanı, kim olursa olsun o insanlara yumurtada saldırıda bulunmak, ayakkabıyla saldırıda bulunmak demokratik özgürlükler içerisinde yer almasa gerekir diye düşünüyorum. Düşünceyi
düşüncenizle eleştirebilirseniz eğer onu antitez üretmek suretiyle zayıflatabilirseniz taktire şayan olursunuz. Diğerleri bir aczin ifadesidir. Kimse buna bir demokratik ortam süsü veremez hiç kimse demokratik ortamdan özgürlük ortamından istifade ederek bu hakkı başkalarını susturmak, konuşturmamak, şiddet uygulamak olarak kullanamaz. Özgürlük ortamını eleştiriye tartışmaya sorgulamaya açık olmalıdır. Hakaretlerle bu süreci devam ettirmek de yanlış insanları susturmaya çalışmak ifade özgürlüğü
değildir. Üniversitesi için yatırım yapan, destek veren, açılışa gelen devlet yöneticilerine karşı öğrencileri kışkırtmak eyleme sevk etmekte özgürlükten yana olan bir şey değildir" şeklinde konuştu.
YÖK'te yapılacak değişikliğe de değinen Başbakan Erdoğan, "YÖK Yasası'nda değişiklik için kolları sıvadık. Bir komisyon eşliğinde tüm üniversitelerle istişare halinde üniversitelerin bilimin özgür düşüncenin önünü açacak bir yasayı inşallah seçim sonrasında ele alacak ve YÖK'ü düzenleme yapan politika üreten bir kurum haline dönüştüreceğiz. Yani bir reform dönemini başlatacağız. Bazıları bana 'YÖK'ü kaldıracağız' diye atıfta bulunuyor. Benim bugüne kadar YÖK'ün kaldırılmasına yönelik hiçbir açıklamam
olmamıştır. Bu bir yalandır. Reform noktasında ana muhalefet partisi ile görüşmelerim olmuştur. Daha önceki genel başkanla bu görüşmeyi yaptım. Kendileri bana şunu söylemişlerdir: 'Bu rejimin bekası ile alakalı' demişlerdir. 'Sakın bunu gündeme getirme' dedi. Şimdi kendileri gündeme getiriyor. Reformu değil kaldırmayı gündeme getiriyor. Biz onlar ne derse desin, YÖK'ün bir reforma ihtiyacı vardır. Bu reformu başta YÖK olmak üzere birlikte çalışmak suretiyle üniversitelerimizle bir dayanışma içinde bu adımı
atacağız" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, yüksek öğretimde bilimsel araştırma konusunda ciddi hareketlilik olduğunu da ifade ederek, vakıf üniversitelerinin bilimsel rekabette yeni bir heyecan oluşturduğunu söyledi. Devlet üniversiteleri arasındaki rekabetin yeni bir boyut kazandığını anlatan Erdoğan, "Her ilde kurduğumuz üniversiteler o kentte heyecan dalgası oluşturdu. Şehirlerimizin geleceği adına ciddi bir umut ışığına dönüştü. Bilenlerle bilmeyenler bir değildir. Bilginin insanı değiştirdiğini biliyoruz" şeklinde devam
etti.
Üniversite yurtları konusunda da yeni bir başlangıç yaptıklarını dile getiren Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı:;
"Yurt noktasında yeni bir başlangıç yapıyoruz. TOKİ'yi yurt inşasında devreye alıyoruz. Eksikleri gidermek için kollarımızı sıvıyoruz. Bu ülkenin çocuklarının okuması eğitim alabilmesi için ne gerekiyorsa biz onu yerine getiriyoruz. Üniversitelerin kendi asli alanları dışına yoğunlaşması siyasallaşması kutuplaşması herkesten ziyade bizi rahatsız eder. Bizim yatırım noktasındaki desteklerimizin değerli rektörlerimiz tarafından değerlendirildiğini görmemiz bizi memnun ediyor."
(ÇK-CMH-Y)