Cemal Enginyurt, 10 Yıllık Tarihi Sırrı Açıkladı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 21

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 21. dönem Ordu Milletvekili olduğu 2000 yılında, Cumhurbaşkanlığı'na aday olmak isteyen Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu'nu Meclis koridorunda ve bahçesinde tartaklayan Cemal Enginyurt, o gün neden öyle davrandığını 10 yıl sonra açıkladı.
İlkokul 4. sınıfa giderken MHP'nin kapısından içeri giren ve bir daha 'ülkücülükten' vazgeçmeyen, ilk eylemine 10 yaşında katılan, 13 yaşında cezaevine giren, 14 yaşında işkence ile tanışan, 34 yaşında milletvekili olan Cemal Enginyurt, adının geçtiği her yerde "Sadi Somuncuoğlu'nu döven vekil" olarak anılması karşısında yıllar süren sessizliğini bozdu.
Enginyurt, aralıklı olarak köşe yazısı yazdığı "haberA.com" sitesindeki köşesinde, "Sadi Abinizi Neden Dövdüm?" başlıklı yazısında, Somuncuoğlu'nu neden tartakladığına açıklık getirdi. Enginyurt, yazısında Somuncuoğlu'nun yıllarca başka partilerde görev aldığını, MHP adaylarına karşı başka partilerin adaylarını desteklediğini, tüm hatalarına rağmen Devlet Bahçeli'nin onu yeniden partiye alıp bakan yaptığı gibi parti politikalarına aykırı hareket ettiğini ileri sürdü. Enginyurt'un köşe yazısı şöyle: "Bir
yerde ismim geçse, makale yazıp görüş belirtsem, ülkücü hareket konuşulsa hemen soruyorlar. 'Sadi abimizi neden dövdün?' Kısa da olsa kendimden bahsedeyim bilmeyenler için. 1978 yılının en karanlık günlerinde, ülkücü dünya görüşünü benimsedim. 1980 ihtilalinde 14 yaşında işkenceyle tanıştım, 3 yıl hapis yattım, lise 1. sınıftan tekrar okula başlayarak, üniversite tahsilimi tamamladım, 32 yıldır Milliyetçi Hareket Parti'li ülkücüyüm. Sadi abiniz, 12 eylülcülerle pazarlık yaparak Türkeş ve arkadaşları hapiste
yatarken tahliye olduğunda ben, Samsun Askeri Cezaevi'nde sabah akşam işkence görüyordum. Sadi abiniz, Turgut Özal'ın partisi Anavatan'ı kurmak için Türkiye'yi karış karış gezip ülkücüleri bu partiye pazarlarken ben, Muharrem Şemsek'ten aldığımız yetki belgesiyle, partiye kayıt olacak adam arıyor, yetmediğinde okuması yazması olmayan annemi babamı kayıt ederek, Muhafazakar Parti'yi kuruyordum. Sadi abiniz, geçmişi unutalım diyerek 1986 yılında Ankara Bulvar Palas'ta yapılan, Başbuğ'un birlik davetini
reddederken ben, Libya Caddesi'nde soğuk bir odada, Başbuğ'un emriyle Milliyetçi Çalışma Partisi'ni kongreye hazırlıyordum. Sadi abiniz, 28 aralık 1992 yılında Ankara Yükseliş Koleji'nde Alpaslan Türkeş'e karşı savaş açarken ben, ülkücü Türk gençleriyle 8 saat boyunca yağan karın altında, buz gibi bir havada 'Hepimiz Alpaslan Türkeş'in askerleriyiz' diye haykırıyordum. Sadi abiniz, 1993 yılının ocak ayında 'MHP ile manevi bağlarım zaten yoktu, bu kongre ile hukuki bağlarımı da bitirdim' derken ben, 1993
yılının 24 ocak tarihli MÇP'nin MHP ismini aldığı kongrede Merkez Yürütme Kurulu üyesi seçilmiştim. Sadi abiniz, 1994 yılının 27 mart yerel seçimlerinde ANAP'lı belediye başkan adaylarını desteklerken ben, Milliyetçi Hareket Partisi'nin Ordu Belediye Başkan adaylığı şerefini taşıyordum. Sadi abiniz,1995 yılının 24 aralık seçimlerinde ANAP Aksaray Milletvekili adayı olarak seçimlere girerek MHP'yi baraj altı bırakırken ben, 30 yaşında MHP Ordu 1. sıra milletvekili adayı olarak milletin bekası
mücadelesi veriyordum. Sadi abiniz yıllar sonra Devlet Bahçeli tarafından bütün geçmişine rağmen, affedilip partiye alınarak divan üyesi olduğunda ben, MHP Ordu İl Başkanı olarak köy köy, belde belde, mahalle mahalle iktidar mücadelesi için çalışıyordum. Sadi abiniz, birçoğunuzun eleştirdiği Devlet Bey tarafından, önseçimsiz Aksaray 1. sıra adayı olurken ben, Ordu il delegelerinin ekseriyetinin oyuyla, MHP Ordu Milletvekili adayı seçilmiştim. Sadi abiniz, bakanlığı döneminde tek bir ülkücüyü işe almaz
iken ben, memleketimde hapishane arkadaşlarım da dahil yüzlerce ülküdaşımı ekmek sahibi yaptım. Sadi abiniz, ben 'Cumhurbaşkanlığı'na aday mısın? Sana oy veririm lakin istifa et' dediğimde, 'Şerefsiz miyim? Devlet Bey bir söz verdiyse bize uymak düşer' derken ben, sözünün arkasında durmayanlara bu sözünü hatırlattım. Şimdi siz verin kararınızı!.."
(MAK-SLH-EA-Y)