Kimse bizden tek boyutlu bir dış politika beklemesin

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Medeniyetler İttifakı Enstitüsü'nde yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu.

Kimse bizden tek boyutlu bir dış politika beklemesin
Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi'nin açılışında konuşan Başbakan Erdoğan açıklamaları:

Adaletin ve barışın sembolü olan İstanbul inanıyorum ki açılışını yaptığımız bu ilim ve irfan ocaklarıyla insanlığımızı daha aydın bir geleceğe taşıyacaktır.

Medeniyet yolculuğumuza bu üniversitemizin de diğer üniversitelerimiz gibi öncülük edeceğine inanıyor bu projenin hayata geçmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Güç ve kudreti esas alan sömürgeciler 18. YY'dan bugüne istila ve işgal ettikleri ülkelere medeniyet götürdüklerini iddia etmişlerdir. Zulümlerini medeniyet kavramıyla maskelemişlerdir. İnsana zulmedenler medeniyet kavramına da zulmetmişlerdir. Medeniyet özünde insan olan, merkezinde insani değerlerin bulunduğu bir kavramdır. İnsanın hayatı can ve mal emniyeti kutsaldır. Bir insanı öldürenbütün insanlığı öldürmüş, bir insanı kurtaran bütün insanlığı kurtarmıştır. İşte bu anlayışla her insanın hukukunu korumak ve savunmak inancımızın insanı esas alan medeniyet anlayışımızın gereğidir.

Şimdi biz bölgemizde olsun uzak coğrafyalarda olsun haksızlık karşısında sesimizi yükselttiğimiz için farkıl şekillerde eleştirilere maruz kalıyoruz. Baskı ve zulme karşı tavır koyduğumuzda hemen karşımıza malum ithamlar dikiliveriyor. Türkiye'nin rotası mı değişiyor Türkiye yön mü değişiyor, Türkiye'nin ekseni mi kayıyor? Bu ithamların tamamı yanlış ve haksızdır. Art niyetin bir ürünüdür. Türkiye'nin haksızlık ve adaletsizlik karşısında neden tavır koyduğunu bilmek görmek isteyenler bizim medeniyet tasarruvumuza baksınlar. Biz millet olarak, ülke olarak sadece bugün değil tarih boyunca var olduğumuz her zaman barışı, hakkı ve adaleti savunduk. Bizim ilkemiz Yurtta sulh, cihanda sulh anlayışıdır. Küreselleşen bir dünyada siz içe kapanıp dünyaya kör sağır dilsiz tepkisiz kalma lüksüne sahipdeğilsiniz. Dünyadaki gelişmelere sırtınızı döndüğünüzde bilime, teknolojiye refaha da sırtınızı dönmüş olursunuz. Belli bölgelere odaklanıp diğerlerine sırtınızı döndüğünüzde tarihinize, kültürünüze medeniyetinize yabancılaşmaya başlarsınız.

Lübnan'a ziyaret yaptık ve her kesime destek mesajlarımızı sunduk. Bizim medyamızda oradaki bir kaç pankart konuşuluyor, bir kaç küçük eylem konuşuluyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakan'ın bir ülkede gördüğü büyük ilgi ve alaka burada birilerinde hazımsızlığa yol açıyor. Lübnan'da Türk bayraklarının açılmış olması bu ülkenin her bir ferdini gururlandırırken birilerini rahatsız ediyor kaygılandırıyor. Malesef milletin sevincini milletle birlikte paylaşamayanlar var. Aynı yaklaşımı aynı çelişkili tavrı NATO'nun Lizbon Zirvesi'nde de gördük.

Biz ne isek oyuz. Biz Hazreti Mevlana'nın ifade ettiği gibi 'Olduğu gibi görünenlerden, göründüğü gibi olanlardan'ız. Hiçbir gizli ajandamız ve niyetimiz yok olamaz. Biz medeniyet mirasımıza sahip çıktığımız içindir ki bugün Ortadoğu'dan Kafkasya'ya barışın kılavuzluğunu yapıyoruz ve bize verilen her görevde de bıkmadan usanmadan görevi ifa etmenin gayreti içindeyiz. Biz bölgemizde artık daha fazla gözyaşı terör östemiyoruz onun için medeniyetler ittifakı diyoruz.

Bizim sesimizi yükseltmemiz, haksızlık karşısında feryadımız sadece vesadece bu anlayışın neticesidir. Kimse bizden tek boyutlu bir dış politika beklemesin. Son bir ay içerisinde Kosova'da Kore'de Suriye'de de bu ilgiyi gördük. Türkiye'nin her yerde seviliyor, ilgi ve alaka görüyor olması o bölgelerin insanlarına hizmetkar olmak efendi olmak için değil sevgi anlaşımızı sunmak içindir. Zira biz insana her zaman söylediğimiz gibi 'Yaradılanı seviyoruz yaradandan ötürü' anlayışı ile yaklaşıyoruz. Herkes emin olsun ki haksızlıklara maruz kalmak pahasına bizler hiçbir zaman zulmedenlerin safında olmayacağız. Sağlam bir zemin üzerindeyiz. Dünyaya söyleyecek sözlerimizi söylüyoruz. Dünya'daki güç dengeleri ne olursa olsun daima haktan ve hakkaniyetten yana olacağız, adaletten yana olacağız, insan hak ve özgürlüklerinden yana olacağız, adaletli bir paylaşımdan yana olacağız. Hak ve adaletten yaan olmak bütün silahlardan daha güçlü bütün sermayelerden daha değerlidir. Tarih boyunca insanlara şerefle hizmet ettik bundan sonra da aynı şekilde devam edecek. Sorunlarımızı bir bir çözeceğiz. Tarihin yeni bir kavşağındayız. Yüreği olanlar insanlığın ortak mirasına ve ortak aklına sahip çıkanlar inanıyoruz ki geleceği inşa edeceklerdir. İmkansız görülen düğümleri çözmeye muvaffak olduk. Komşularımız başta olmak üzere dünyanın bütün ülkeleri ile kalıcı köprüler kurduk daha sağlam köprüler kurmaya da devam edeceğiz.

İşte bugün açılışını yaptığımız bu üniversite bu noktada inanıyorum ki çok önemli boşluğu dolduracak tezlerimizin daha iyi tanınmasına aracı olacaklardır. Sultan Murat ve Kosova Savaşı. Her zaman birileri tarafından farklı şekilde algılandı, kutuplaşmanın sembolü olarak gösterildi. O türbenin etrafını güzelleştirerek, sahip çıkarak aynı zamanda Sultan Murat'ın kutuplaşmanın değil birleştirmenin sembolü olduğunu tüm dünyaya gösterdik. Tarihin farklı yorumlarından kaynaklanan düşmanlıkları sona erdirmek için yoğun gayret içerisindeyiz. Tarihimiz boyunca cesaretle sürdürdüğümüz barış mücadelemizi bugün de sürdürüyoruz. Siyasette ekonomide yaptığımız bütün bu eserleri aldığımız neticeleri kültürel alanda da yapıyoruz. Dış politikadaki tezlerimizi destekliyoruz. Türkiye'nin bu anlamlı girişim ve çabalarının artık bilimsel ve akademik zeminde de savunuluyor olması geleacek adına umutlu olmamızı sağlıyor. Ben bir kez daha bu üniversitenin ülkemize ve insanlığa hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserleri istanbul'a kazandıran merhum ecdadımıza Allah'tan rahmet diliyorum, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum' dedi.