Ak Parti Kahramanmaraş Siyaset Akademisi Başladı
AK Parti Genel Merkez Siyaset Akademileri Koordinatörü ve MKYK Üyesi Mahir Ünal, "Korkular üzerinden, kimlik üzerinden siyaset değil, bu ülkenin her bir ferdini düşünerek, onların derdini kendine dert edinerek siyaset yapmak gerekiyor
AK Parti Genel Merkez Siyaset Akademileri Koordinatörü ve MKYK Üyesi Mahir Ünal, "Korkular üzerinden, kimlik üzerinden siyaset değil, bu ülkenin her bir ferdini düşünerek, onların derdini kendine dert edinerek siyaset yapmak gerekiyor. Bunu yapan her kimse o kazanacaktır. Bu ister AK Parti olur, ister pak parti olur" dedi.
AK Parti Kahramanmaraş Siyaset Akademisine katılan Ünal, Ak Parti'nin Türk Politikasına yeni bir nefes getirdiğini söyledi. Aradan geçen 8 yılın ardından bunun daha iyi anlaşıldığını kaydeden Ünal, AK Parti'nin siyaseti yapma biçimini, siyasetin değerlerini, siyasetin işlevini ve asli görevini, siyasete tekrar iade ettiğini dile getirdi.
70'li, 80'li ve 90'lı yıllarda yürütülen siyaset anlayışı nedeniyle Türkiye'nin değişen dünyaya ayak uyduramadığını öne süren Ünal, "Türkiye bir çok kez değişen dünyada kendi kullanacağı fırsatları ve imkanları kaybetti. Fazla geriye gitmeye gerek yok, 1990'da dünya çift kutupluluktan tek kutupluluğa doğru yöneldiğinde yani Sovyet Rusya'nın yıkılmasıyla birlikte aslında kendimizi ülke olarak konumlama imkanı bulmuştuk. Ama maalesef 90'lı yılları Türkiye anlamsız siyasi çekişmelerle kaybetti" diye konuştu.
Türkiye'nin kaybedilmiş yıllarının oldukça fazla olduğuna dikkat çeken Ünal, 1960'lı yılların askeri vesayet dönemi, 1970 ve 1980 arasının ise sağ-sol kavgası ile kaybedildiğini savundu. 1960 ve 1980 darbesinin Türk siyasetini dizayn etme amacını taşıdığını ifade eden Ünal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunları birçoğumuz hatırlıyoruz. Kardeşin kardeşe düşürülmesi ve Türkiye'nin kendi gündeminden, gerçek gündeminden uzaklaştırılarak bir yerden bir yere savrulduğu yıllardır bu yıllar. 1960 ve 1980'de gerçekleştirilen iki darbe Türk siyasetini dizayn etti ve asker tekrar kışlasına çekildi. Fakat 90'lı yıllarda yani 96-97-98'deki 28 şubat süreci, Türk siyasetini bırakın dizayn etmeyi var olan, belki de olma ihtimali olan bir siyasi geleneği ortadan ikiye böldü maalesef. Çünkü 28 Şubat bizzat milletin kendisine karşı yapılmış bir hareketti. 28 Şubat'ı bin yıl sürecek diye başlattılar ama sürmedi. Çünkü Türkiye'nin bir kaderi var ve üzerinde bulunduğu bir miras var. 2000'li yıllara geldiğimizde ise Türkiye bir uçurumun eşiğindeydi. Bu dönemde AK Parti kuruldu. Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları Türkiye'yi uçurumun kenarından aldılar ve başka bir yere getirdiler. Burada asıl konuşulması gereken bu 8 yılda neler değişti. Bunlar üzerinde konuşulması düşünülmesi gereken şeyler."
- "ÜLKENİN GÜNEYDOĞUSUNDA YÜRÜTÜLEN SİYASETLE EGE'DE, AKDENİZ'DE VE TRAKYA'DA YÜRÜTÜLEN SİYASET YAPISAL OLARAK AYNI İÇERİK OLARAK FARKLI"
Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yürütülen siyasetin korku temeli üzerinde yoğunlaştığını kaydeden Ünal, bunun ise o siyasetçilerin mevcut durumlarını koruma endişesinden kaynaklandığını belirtti. Ünal şöyle konuştu:
"Türkiye'nin güneydoğusuna baktığınızda birilerinin kimlik üzerinden korku ürettiğini, korku siyaseti ürettiğini görüyoruz. Şimdi referandumdan sonra bu yüzde 42'yi araştırdık. 1,5 2 ay sürdü. Çalışmanın sonunda gördüğümüz şey ilginçti. Aslında ülkenin güneydoğusunda yürütülen siyasetle Ege'de, Akdeniz'de ve Trakya'da yürütülen siyaset yapısal olarak aynı içerik olarak farklı. İkisi de korku siyaseti, yapısal olarak ikisi de korku siyaseti. İçerik olarak birisi bir etnik kimlik üzerinden yürütülen
siyaset, öbürü ise kendi statükolarını, kendi pozisyonlarını kendi mevcut durumlarını korumak için ürettikleri farklı bir korku siyaseti. Bunun temelinde bu ülkenin çıkarları, menfaatleri var mı diye baktığımızda bunu görmüyorsunuz. Bunun temelinde kendi mevcut durumlarını koruma çabası görüyoruz."
AK Parti'nin korku ve kimlik siyaseti taşımadığı vurgulayan Ünal, düşüncelerinin temelinde hizmet etme anlayışının bulunduğunu kaydetti. Ünal sözlerini şöyle tamamladı:
"Şimdi siyaset akademisine bakıldığı zaman bir Ak Parti siyasetinin paylaşıldığı bir platform değil. Bu ülkenin değerleri üzerinden, bu ülkenin ihtiyaçları üzerinden, bu ülkenin vizyonu üzerinden herkesin farklı siyaset yapması gerekir. Korkular üzerinden, kimlik üzerinden siyaset değil, her bir ferdi düşünerek, her bir genci, her bir çocuğu, her bir ihtiyarı düşünerek siyaset yapmak, onların derdi ile dertlenmek, onların derdini kendine dert edinerek siyaset yapmayı gerektiriyor. Bunu yapan her kimse o kazanacaktır. Bu ister AK Parti olur, ister pak parti olur. Ama siyasetin artık bu noktaya gelmesi gerekiyor. Değişimden kastettiğimiz budur. Bunu yapanlar kazananlar olacaktır. Biz de siyaset akademisini daha çok bu temelde, Ak Parti siyasetinden çok Türkiye Siyaseti üzerinden siyaset akademisini düşünüyor ve vurguluyoruz."
Ünal'ın konuşmasının ardından platforma gelen Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Aykut "Siyasi Etik" ve Selçuk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Abdullah Topçu "Türkiye'nin Siyasi Yapısı" konulu eğitim verdi. Programa, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak, Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, AK Parti İl Başkanı Fatih Erkoç, Siyaset Akademisi Kahramanmaraş Koordinatörü Vahit Bağcı ve çok sayıda teşkilat üyesi katıldı.
AK Parti Kahramanmaraş Siyaset Akademisine katılan Ünal, Ak Parti'nin Türk Politikasına yeni bir nefes getirdiğini söyledi. Aradan geçen 8 yılın ardından bunun daha iyi anlaşıldığını kaydeden Ünal, AK Parti'nin siyaseti yapma biçimini, siyasetin değerlerini, siyasetin işlevini ve asli görevini, siyasete tekrar iade ettiğini dile getirdi.
70'li, 80'li ve 90'lı yıllarda yürütülen siyaset anlayışı nedeniyle Türkiye'nin değişen dünyaya ayak uyduramadığını öne süren Ünal, "Türkiye bir çok kez değişen dünyada kendi kullanacağı fırsatları ve imkanları kaybetti. Fazla geriye gitmeye gerek yok, 1990'da dünya çift kutupluluktan tek kutupluluğa doğru yöneldiğinde yani Sovyet Rusya'nın yıkılmasıyla birlikte aslında kendimizi ülke olarak konumlama imkanı bulmuştuk. Ama maalesef 90'lı yılları Türkiye anlamsız siyasi çekişmelerle kaybetti" diye konuştu.
Türkiye'nin kaybedilmiş yıllarının oldukça fazla olduğuna dikkat çeken Ünal, 1960'lı yılların askeri vesayet dönemi, 1970 ve 1980 arasının ise sağ-sol kavgası ile kaybedildiğini savundu. 1960 ve 1980 darbesinin Türk siyasetini dizayn etme amacını taşıdığını ifade eden Ünal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunları birçoğumuz hatırlıyoruz. Kardeşin kardeşe düşürülmesi ve Türkiye'nin kendi gündeminden, gerçek gündeminden uzaklaştırılarak bir yerden bir yere savrulduğu yıllardır bu yıllar. 1960 ve 1980'de gerçekleştirilen iki darbe Türk siyasetini dizayn etti ve asker tekrar kışlasına çekildi. Fakat 90'lı yıllarda yani 96-97-98'deki 28 şubat süreci, Türk siyasetini bırakın dizayn etmeyi var olan, belki de olma ihtimali olan bir siyasi geleneği ortadan ikiye böldü maalesef. Çünkü 28 Şubat bizzat milletin kendisine karşı yapılmış bir hareketti. 28 Şubat'ı bin yıl sürecek diye başlattılar ama sürmedi. Çünkü Türkiye'nin bir kaderi var ve üzerinde bulunduğu bir miras var. 2000'li yıllara geldiğimizde ise Türkiye bir uçurumun eşiğindeydi. Bu dönemde AK Parti kuruldu. Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları Türkiye'yi uçurumun kenarından aldılar ve başka bir yere getirdiler. Burada asıl konuşulması gereken bu 8 yılda neler değişti. Bunlar üzerinde konuşulması düşünülmesi gereken şeyler."
- "ÜLKENİN GÜNEYDOĞUSUNDA YÜRÜTÜLEN SİYASETLE EGE'DE, AKDENİZ'DE VE TRAKYA'DA YÜRÜTÜLEN SİYASET YAPISAL OLARAK AYNI İÇERİK OLARAK FARKLI"
Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yürütülen siyasetin korku temeli üzerinde yoğunlaştığını kaydeden Ünal, bunun ise o siyasetçilerin mevcut durumlarını koruma endişesinden kaynaklandığını belirtti. Ünal şöyle konuştu:
"Türkiye'nin güneydoğusuna baktığınızda birilerinin kimlik üzerinden korku ürettiğini, korku siyaseti ürettiğini görüyoruz. Şimdi referandumdan sonra bu yüzde 42'yi araştırdık. 1,5 2 ay sürdü. Çalışmanın sonunda gördüğümüz şey ilginçti. Aslında ülkenin güneydoğusunda yürütülen siyasetle Ege'de, Akdeniz'de ve Trakya'da yürütülen siyaset yapısal olarak aynı içerik olarak farklı. İkisi de korku siyaseti, yapısal olarak ikisi de korku siyaseti. İçerik olarak birisi bir etnik kimlik üzerinden yürütülen
siyaset, öbürü ise kendi statükolarını, kendi pozisyonlarını kendi mevcut durumlarını korumak için ürettikleri farklı bir korku siyaseti. Bunun temelinde bu ülkenin çıkarları, menfaatleri var mı diye baktığımızda bunu görmüyorsunuz. Bunun temelinde kendi mevcut durumlarını koruma çabası görüyoruz."
AK Parti'nin korku ve kimlik siyaseti taşımadığı vurgulayan Ünal, düşüncelerinin temelinde hizmet etme anlayışının bulunduğunu kaydetti. Ünal sözlerini şöyle tamamladı:
"Şimdi siyaset akademisine bakıldığı zaman bir Ak Parti siyasetinin paylaşıldığı bir platform değil. Bu ülkenin değerleri üzerinden, bu ülkenin ihtiyaçları üzerinden, bu ülkenin vizyonu üzerinden herkesin farklı siyaset yapması gerekir. Korkular üzerinden, kimlik üzerinden siyaset değil, her bir ferdi düşünerek, her bir genci, her bir çocuğu, her bir ihtiyarı düşünerek siyaset yapmak, onların derdi ile dertlenmek, onların derdini kendine dert edinerek siyaset yapmayı gerektiriyor. Bunu yapan her kimse o kazanacaktır. Bu ister AK Parti olur, ister pak parti olur. Ama siyasetin artık bu noktaya gelmesi gerekiyor. Değişimden kastettiğimiz budur. Bunu yapanlar kazananlar olacaktır. Biz de siyaset akademisini daha çok bu temelde, Ak Parti siyasetinden çok Türkiye Siyaseti üzerinden siyaset akademisini düşünüyor ve vurguluyoruz."
Ünal'ın konuşmasının ardından platforma gelen Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Aykut "Siyasi Etik" ve Selçuk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Abdullah Topçu "Türkiye'nin Siyasi Yapısı" konulu eğitim verdi. Programa, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak, Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, AK Parti İl Başkanı Fatih Erkoç, Siyaset Akademisi Kahramanmaraş Koordinatörü Vahit Bağcı ve çok sayıda teşkilat üyesi katıldı.