İşçilerin Hakları
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Buca Belediye Meclisi üyeleri Osman Ergündoğar, Güngör Kaya, Erkut Tamay, Adnan Öztekin, Levent Köstem, Buca Belediyesi'nde çalışan bazı işçilerin keyfi nedenlerden ötürü mağdur edildiğini belirterek bir basın açıklaması yaptı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Buca Belediye Meclisi üyeleri Osman Ergündoğar, Güngör Kaya, Erkut Tamay, Adnan Öztekin, Levent Köstem, Buca Belediyesi'nde çalışan bazı işçilerin keyfi nedenlerden ötürü mağdur edildiğini belirterek bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Yaklaşık bir yıldan beri Buca Belediyesi'ne bağlı faaliyet gösteren Buca-Mar ve taşeron şirketlerde baskılar, işten çıkarmalar artmış ve çalışmaya devam eden işçilerimiz haklarını aramak için girişim
yapmaları durumunda işten çıkarılmakla tehdit edilmiştir. Başta Belediye Başkanı Ercan Tatı, bazı belediye bürokratları ve bazı meclis üyelerinin keyfi uygulamalarıyla işçilerimiz mağduriyete uğramıştır. Bu nedenle biz aşağıda imzası olan CHP'li Buca Belediye meclis üyeleri olarak CHP Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2 Kasım 2010 tarihinde yapılan CHP TBMM grup toplantısında yaptığı ''Tüm taşeron işçilere sesleniyorum, sizin eviniz CHP'dir. Sizin sesiniz CHP'dir. Çünkü biz emekten, üretenden
yanayız. Yiyicilerden yana değiliz. Bütün taşeron işçilere söylüyorum. CHP iktidarında hiçbir işçi taşerona emanet edilmeyecek. Kadrolarını vereceğiz, çalışacaklar. Çünkü biz emekten yanayız'' açıklamasını kendimize rehber bilerek ve Buca Belediyesine bağlı faaliyet gösteren şirketlerde çalışan ve taşeron sisteminin mağduru olan işçilerimizin sorunlarının çözümüne katkı sunmak ve taşeron sisteminin Buca Belediyesi'nde başka mağdurlar oluşturmasının önüne geçmek adına bir adımın atılmasını sağlamak için bu
açıklamayı yapma gereksinimi doğmuştur."
Genel başkanları Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun verdiği bu güvence ile Buca Belediyesi'nde taşeron firmalarda çalışan işçilerin bir araya geldikleri, taşeron sisteminden kurtulmak istediklerini ve sendikalı olmak istediklerinin belirtildiği açıklamada şu bilgiler yer aldı: "Bu konuyu genel merkeze ve basına taşımışlardır. Bu konunun açık olarak belirtilmesi ve haklarını aramalarından sonra bu taşeronda çalışan işçi kardeşlerimize karşı maalesef kendi meclis üyelerimizin bazılarından ve bazı bürokratlar
tarafından baskı uygulanmıştır. Bunun sonucu baskıya maruz kalan taşeron işçisi kardeşlerimizden bazıları önce sürgüne yollanmış ve arkasından işinden atılmıştır. Bir anlamda Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu'nun vermiş olduğu güvence sonrasında işsiz kalmıştır."
Açıklama, "Biz, siyasette ilkeli duruşun önemine inanan ve geçmişte verdiği sözün arkasında duran meclis üyeleri olarak yerel seçimlerden önce Buca halkına ve CHP'ye gönül vermiş Bucalı dostlarımıza vermiş olduğumuz sözlerin bugünde arkasında olduğumuzu belirtiyoruz" diye devam etti.
Açıklamada ayrıca şöyle denildi: "Bu hatırlatmayı yaparken karalama yapmayı kendine adet haline getirmiş ve 1.5 yıl geçmesine rağmen hala kendini seçim meydanlarında zannederek, hizmet üretmek yerine ''caklı, cekli'' vaatler veren ve geçmiş dönemde yapılan projeleri, çalışmaları yeniden boyayarak, ısıtarak servis yapıp ve ben yaptım havasında olan ve yanlışlarını eleştirenleri karalamaya çalışan bir anlayışın, Bucamızı bir başına, kimseye danışmadan meclis üyelerine bilgi vermeden yöneten daha doğrusu
yanındaki 2- 3 kişinin yönlendirmesiyle Buca'yı 15 yıl geriye götüren berbat bir yönetim taklidi ve çalışmaktan, üretmekten uzak bir bakış açısı ile karşı karşıya olduğumuzu da belirtmek isteriz."
Açıklamada ayrıca, "Çalışma koşullarının kötülüğü nedeniyle hayatını kaybeden taşeron işçisi Emrah Kılıç'ın acısını yüreğimizde hala sımsıcak hissediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, "Buca Belediyesi'ne bağlı faaliyet gösteren taşeron şirketler ve Buca Mar şirketinde çalışırken keyfi sebeplerle işten atılan işçilerin derhal işe geri alımlarının yapılması, işçilere karşı uygulanan baskı ve tehditlere en kısa zamanda son verilmesi" istendi.
Ayrıca, "Buca Belediyesi'ne bağlı faaliyet gösteren şirketlerde taşerona karşı mücadele veren ve sendikal haklara sahip olmak için güç birliği yapan tüm işçi kardeşlerimizin de mücadelesinde, hak arama eylemlerinde CHP'li Buca Belediye Meclis üyeleri olarak her zaman işçilerin yanlarında olacağımızı, işçilerimize karşı bundan sonrada uygulanacak bu tür uygulamalara çok daha sert tepki vereceğimizi buradan tüm kamuoyuna bildiriyoruz" denildi.
yapmaları durumunda işten çıkarılmakla tehdit edilmiştir. Başta Belediye Başkanı Ercan Tatı, bazı belediye bürokratları ve bazı meclis üyelerinin keyfi uygulamalarıyla işçilerimiz mağduriyete uğramıştır. Bu nedenle biz aşağıda imzası olan CHP'li Buca Belediye meclis üyeleri olarak CHP Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2 Kasım 2010 tarihinde yapılan CHP TBMM grup toplantısında yaptığı ''Tüm taşeron işçilere sesleniyorum, sizin eviniz CHP'dir. Sizin sesiniz CHP'dir. Çünkü biz emekten, üretenden
yanayız. Yiyicilerden yana değiliz. Bütün taşeron işçilere söylüyorum. CHP iktidarında hiçbir işçi taşerona emanet edilmeyecek. Kadrolarını vereceğiz, çalışacaklar. Çünkü biz emekten yanayız'' açıklamasını kendimize rehber bilerek ve Buca Belediyesine bağlı faaliyet gösteren şirketlerde çalışan ve taşeron sisteminin mağduru olan işçilerimizin sorunlarının çözümüne katkı sunmak ve taşeron sisteminin Buca Belediyesi'nde başka mağdurlar oluşturmasının önüne geçmek adına bir adımın atılmasını sağlamak için bu
açıklamayı yapma gereksinimi doğmuştur."
Genel başkanları Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun verdiği bu güvence ile Buca Belediyesi'nde taşeron firmalarda çalışan işçilerin bir araya geldikleri, taşeron sisteminden kurtulmak istediklerini ve sendikalı olmak istediklerinin belirtildiği açıklamada şu bilgiler yer aldı: "Bu konuyu genel merkeze ve basına taşımışlardır. Bu konunun açık olarak belirtilmesi ve haklarını aramalarından sonra bu taşeronda çalışan işçi kardeşlerimize karşı maalesef kendi meclis üyelerimizin bazılarından ve bazı bürokratlar
tarafından baskı uygulanmıştır. Bunun sonucu baskıya maruz kalan taşeron işçisi kardeşlerimizden bazıları önce sürgüne yollanmış ve arkasından işinden atılmıştır. Bir anlamda Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu'nun vermiş olduğu güvence sonrasında işsiz kalmıştır."
Açıklama, "Biz, siyasette ilkeli duruşun önemine inanan ve geçmişte verdiği sözün arkasında duran meclis üyeleri olarak yerel seçimlerden önce Buca halkına ve CHP'ye gönül vermiş Bucalı dostlarımıza vermiş olduğumuz sözlerin bugünde arkasında olduğumuzu belirtiyoruz" diye devam etti.
Açıklamada ayrıca şöyle denildi: "Bu hatırlatmayı yaparken karalama yapmayı kendine adet haline getirmiş ve 1.5 yıl geçmesine rağmen hala kendini seçim meydanlarında zannederek, hizmet üretmek yerine ''caklı, cekli'' vaatler veren ve geçmiş dönemde yapılan projeleri, çalışmaları yeniden boyayarak, ısıtarak servis yapıp ve ben yaptım havasında olan ve yanlışlarını eleştirenleri karalamaya çalışan bir anlayışın, Bucamızı bir başına, kimseye danışmadan meclis üyelerine bilgi vermeden yöneten daha doğrusu
yanındaki 2- 3 kişinin yönlendirmesiyle Buca'yı 15 yıl geriye götüren berbat bir yönetim taklidi ve çalışmaktan, üretmekten uzak bir bakış açısı ile karşı karşıya olduğumuzu da belirtmek isteriz."
Açıklamada ayrıca, "Çalışma koşullarının kötülüğü nedeniyle hayatını kaybeden taşeron işçisi Emrah Kılıç'ın acısını yüreğimizde hala sımsıcak hissediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, "Buca Belediyesi'ne bağlı faaliyet gösteren taşeron şirketler ve Buca Mar şirketinde çalışırken keyfi sebeplerle işten atılan işçilerin derhal işe geri alımlarının yapılması, işçilere karşı uygulanan baskı ve tehditlere en kısa zamanda son verilmesi" istendi.
Ayrıca, "Buca Belediyesi'ne bağlı faaliyet gösteren şirketlerde taşerona karşı mücadele veren ve sendikal haklara sahip olmak için güç birliği yapan tüm işçi kardeşlerimizin de mücadelesinde, hak arama eylemlerinde CHP'li Buca Belediye Meclis üyeleri olarak her zaman işçilerin yanlarında olacağımızı, işçilerimize karşı bundan sonrada uygulanacak bu tür uygulamalara çok daha sert tepki vereceğimizi buradan tüm kamuoyuna bildiriyoruz" denildi.