Diyarbakır'da Hemşirelere Koah Hastalarına Yaklaşım Semineri
Dicle Üniversitesi Hastanesi'nde hemşirelere KOAH hastalarına yaklaşım semineri verildi
Dicle Üniversitesi Hastanesi'nde hemşirelere KOAH hastalarına yaklaşım semineri verildi. Yrd.Doç. Dr. Çetin Tanrıkulu, KOAH hastalığının, kanser ve kalp krizinden sonra üçüncü ölüm sebebi olan bir hastalık olduğunu belirtti.
Dicle Üniversitesi Hastaneleri Başhekimliği konferans salonunda verilen seminerde konuşan Yrd. Doç.Dr. Tanrıkulu, Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığının (KOAH) öksürük, balgam ve nefes darlığı ile kendini gösterdiğine dikkat çekerek, "Esas olarak akciğerleri etkileyen, kronik bronşit ve amfizemden birinin veya genellikle ikisinin bir arada bulunduğu, zararlı partiküllere ve gazlara, özellikle de sigara dumanına karşı akciğerlerde gelişen anormal inflamatuvar yanıt ile ilişkili, tam olarak geri dönüşlü
olmayan, genellikle ilerleyici hava akımı kısıtlanması ile karakterize, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH'lı hastaların çoğunluğu erkek ve sigara içicisi olup, genellikle 45 yaşın üzerindedirler. KOAH nedeniyle solunum fonksiyon bozukluğu olduğu icin, Primer Spontan Pnomotoraks'lardan (PSP) daha ciddi klinik tablo gösterirler. Pulmoner rezervi azalmış olan bu hastalarda bir akciğerin parsiyel veya total pnomotoraksı ölüme bile yol açabilir" dedi.
Yapılan tedavide plevral boşlukta biriken havanın boşaltılması ve buna bağlı olarak akciğerin reekspansiyonunun sağlanması ayrıca nuksun önlenmesi olduğunu belirten Çetin Tanrıkulu, "Uygulanan tedavi seçenekleri arasında gözlem, oksijen verilmesi, iğne aspirasyonu, katater takılması, tüp torakostomi, plorodezis, torakoskopi ve torakotomidir. Tedavi ise, hastanın klinik durumu, ilk veya nuks pnomotoraks olması, pnomotoraksın büyüklüğü ve altta yatan akciğer hastalığına göre planlanmalıdır" diye konuştu.
Dicle Üniversitesi Hastaneleri Başhekimliği konferans salonunda verilen seminerde konuşan Yrd. Doç.Dr. Tanrıkulu, Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığının (KOAH) öksürük, balgam ve nefes darlığı ile kendini gösterdiğine dikkat çekerek, "Esas olarak akciğerleri etkileyen, kronik bronşit ve amfizemden birinin veya genellikle ikisinin bir arada bulunduğu, zararlı partiküllere ve gazlara, özellikle de sigara dumanına karşı akciğerlerde gelişen anormal inflamatuvar yanıt ile ilişkili, tam olarak geri dönüşlü
olmayan, genellikle ilerleyici hava akımı kısıtlanması ile karakterize, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH'lı hastaların çoğunluğu erkek ve sigara içicisi olup, genellikle 45 yaşın üzerindedirler. KOAH nedeniyle solunum fonksiyon bozukluğu olduğu icin, Primer Spontan Pnomotoraks'lardan (PSP) daha ciddi klinik tablo gösterirler. Pulmoner rezervi azalmış olan bu hastalarda bir akciğerin parsiyel veya total pnomotoraksı ölüme bile yol açabilir" dedi.
Yapılan tedavide plevral boşlukta biriken havanın boşaltılması ve buna bağlı olarak akciğerin reekspansiyonunun sağlanması ayrıca nuksun önlenmesi olduğunu belirten Çetin Tanrıkulu, "Uygulanan tedavi seçenekleri arasında gözlem, oksijen verilmesi, iğne aspirasyonu, katater takılması, tüp torakostomi, plorodezis, torakoskopi ve torakotomidir. Tedavi ise, hastanın klinik durumu, ilk veya nuks pnomotoraks olması, pnomotoraksın büyüklüğü ve altta yatan akciğer hastalığına göre planlanmalıdır" diye konuştu.