Marfod Üyeleri Nimara Mağarasını Gezdi
Marmaris Müze Müdürü ve aynı zamanda Marmaris Fotoğraf Dostları Derneği yönetim kurulu üyesi de olan Esengül Yıldız Öztekin rehberliğinde düzenlenen Nimara Mağarası gezisine Marfod üyeleri de katıldı.
Sarkıtlar ve dikitler ve de antik döneme ait pişmiş toprak kapları, turizm adına, kente kazanım getirmek için bekliyor. Marfod üyeleri Nimara'yı turizme kazandırma gayreti içinde tanıtım fotoğrafları çekerek kent turizmine katkıda bulunma amacında olduklarını belirtiliyorlar.
Marmaris Müze Müdürü Esengül Yıldız Öztekin Mağaranın tarihi ve yapılan kurtarma çalışmaları hakkında üyelere detaylı bilgi vererek, "Marmaris'in antik adı Physkos'dur ve Karia'nın liman kenti olarak gelişim göstermiştir. 1999 yılında Cennet adasında bulunan Nimara mağarasında iki adet kabartma heykel bulunduğunun Marmaris Müzesine ihbar edilmesi üzerine Nimara Mağarasına kolluk kuvvetleri ile gelinerek burada bulunan heykeller Marmaris Müze müdürlüğüne nakledilmiştir. O tarihte mağarada yapılan incelemeler neticesinde söz konusu mağara içinde yükseklikleri 2,5-3 metre yüksekliğe ulaşan sarkıtlar ve dikitlerin varlığı tespit edilmiştir. Ayrıca mağara içinde çok sayıda antik döneme ait pişmiş toprak günlük kullanım kap parçalarına rastlanmıştır. Mağarada yapılan tespitler neticesinde Mağara 1999 yılında arkeolojik ve doğal sit alanı ilanı olarak tescil edilmiştir. Mağarada 2007 yılında Marmaris Belediyesinin Maddi Destekleri ve Muğla Üniversitesinin Bilimsel danışmanlığında kurtarma kazısı yapılmıştır. Çalışmalarda çok sayıda adak boncukları, Küçük pişmiş toprak adak heykelcikleri, sikkeler, 2 adet obsidyen keski, dilgiler ve kemikten yapılmış delici alet uçu olabilecek malzemeler bulundu. Obsidyen aletler eğer burada kullanılmış malzeme ise M. Ö. 10 bin yıla dayandığını, yani 12 bin yıl önce insanların mağarayı mesken edindiğini düşünebiliriz. Bazı aletler Mağara tabanında bulunan açmalardaki kalker tabakası içinde ele geçmiştir. Mağarada Helenistik dönemden başlayarak, Roma dönemine, M.Ö 4.yüzyıl ve M.S. 1.yüzyıla devam eden dönemlere ait seramikler çıktı. 3 metreye ulaşan sayısız sarkıt ve dikitlerin jeolojik evriminden yola çıkan araştırmacılar mağaranın 100 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirtmişlerdir."
Mağaranın Antik çağlarda tapınak ve adak yeri olduğunu, Roma döneminde de kullanıldığını belirten Öztekin; "Ortaya çıkarılan iki taş terastan, mağaranın antik çağlarda tapınak ve adak yeri olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Yüzlerce kap parçası, pişmiş topraktan yapılmış adak heykelcikleri, adak boncukları ve bulunan sikkelerden Roma döneminde de mağarada insanların yaşadığını ortaya koyuyor" dedi.
Mağara hakkında bilgilendirilen Marfod üyeleri eşsiz güzellikler sergileyen mağarayı fotoğrafladılar. Marfod üyeleri Marmaris'in diğer saklı cennetlerini bu çalışma yılı içersinde de fotoğraflayarak sanatsal çalışmalarına devam edeceklerini ve bu güzelliklerin turizme kazandırılması için tanıtım faaliyetlerine devam edeceklerini söylediler.
Marmaris Müze Müdürü Esengül Yıldız Öztekin Mağaranın tarihi ve yapılan kurtarma çalışmaları hakkında üyelere detaylı bilgi vererek, "Marmaris'in antik adı Physkos'dur ve Karia'nın liman kenti olarak gelişim göstermiştir. 1999 yılında Cennet adasında bulunan Nimara mağarasında iki adet kabartma heykel bulunduğunun Marmaris Müzesine ihbar edilmesi üzerine Nimara Mağarasına kolluk kuvvetleri ile gelinerek burada bulunan heykeller Marmaris Müze müdürlüğüne nakledilmiştir. O tarihte mağarada yapılan incelemeler neticesinde söz konusu mağara içinde yükseklikleri 2,5-3 metre yüksekliğe ulaşan sarkıtlar ve dikitlerin varlığı tespit edilmiştir. Ayrıca mağara içinde çok sayıda antik döneme ait pişmiş toprak günlük kullanım kap parçalarına rastlanmıştır. Mağarada yapılan tespitler neticesinde Mağara 1999 yılında arkeolojik ve doğal sit alanı ilanı olarak tescil edilmiştir. Mağarada 2007 yılında Marmaris Belediyesinin Maddi Destekleri ve Muğla Üniversitesinin Bilimsel danışmanlığında kurtarma kazısı yapılmıştır. Çalışmalarda çok sayıda adak boncukları, Küçük pişmiş toprak adak heykelcikleri, sikkeler, 2 adet obsidyen keski, dilgiler ve kemikten yapılmış delici alet uçu olabilecek malzemeler bulundu. Obsidyen aletler eğer burada kullanılmış malzeme ise M. Ö. 10 bin yıla dayandığını, yani 12 bin yıl önce insanların mağarayı mesken edindiğini düşünebiliriz. Bazı aletler Mağara tabanında bulunan açmalardaki kalker tabakası içinde ele geçmiştir. Mağarada Helenistik dönemden başlayarak, Roma dönemine, M.Ö 4.yüzyıl ve M.S. 1.yüzyıla devam eden dönemlere ait seramikler çıktı. 3 metreye ulaşan sayısız sarkıt ve dikitlerin jeolojik evriminden yola çıkan araştırmacılar mağaranın 100 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirtmişlerdir."
Mağaranın Antik çağlarda tapınak ve adak yeri olduğunu, Roma döneminde de kullanıldığını belirten Öztekin; "Ortaya çıkarılan iki taş terastan, mağaranın antik çağlarda tapınak ve adak yeri olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Yüzlerce kap parçası, pişmiş topraktan yapılmış adak heykelcikleri, adak boncukları ve bulunan sikkelerden Roma döneminde de mağarada insanların yaşadığını ortaya koyuyor" dedi.
Mağara hakkında bilgilendirilen Marfod üyeleri eşsiz güzellikler sergileyen mağarayı fotoğrafladılar. Marfod üyeleri Marmaris'in diğer saklı cennetlerini bu çalışma yılı içersinde de fotoğraflayarak sanatsal çalışmalarına devam edeceklerini ve bu güzelliklerin turizme kazandırılması için tanıtım faaliyetlerine devam edeceklerini söylediler.