Diş Hekimleri Ağız Ve Diş Sağlığı Merkezlerinden Şikayetçi
Konya Diş Hekimleri Odası Başkanı Tayip Turan Ekinalan, vatandaşların özel muayenehaneler yerine açılan Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri'ni (ADSM) tercih ettiğini, bunun da yığılmalara neden olduğunu belirterek, oluşan yığılma sebebiyle yeterli hizmetin verilemediğini dile getirdi
Konya Diş Hekimleri Odası Başkanı Tayip Turan Ekinalan, vatandaşların özel muayenehaneler yerine açılan Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri'ni (ADSM) tercih ettiğini, bunun da yığılmalara neden olduğunu belirterek, oluşan yığılma sebebiyle yeterli hizmetin verilemediğini dile getirdi.
Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası nedeniyle oda binasında bir basın toplantısı düzenleyen Tayip Turan Ekinalan, ağız ve diş sağlığının genel sağlığın ve yaşamsal fonksiyonların önemli bir parçası olduğunu dile getirdi. Dünya Sağlık Örgütü'nün diş ve diş eti hastalıklarını insanların karşılaştığı en büyük sağlık sorunları arasında saydığını ifade eden Ekinalan, "Diş ve diş eti hastalıkları 5-17 yaş grubunda büyüme yetersizliğine, hamilelerde 8 kat daha fazla düşük yapma riskine ve 36-69 yaş grubunda ise
7 kat daha fazla kalp rahatsızlığına neden oluyor. Ülkemizde bu rahatsızlıklar daha sık görülüyor, çünkü önleyici sağlık hizmetlerine yeterli ilgi ve destek verilmiyor" dedi.
ADSM'LER YETERSİZ
Türkiye'de diş sağlığı ile ilgili ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Ekinalan, "Kısa sürede ve az harcama yapılarak çözülebilecek sorunlar, artarak devam ediyor. Halkımızın yüzde 90'ında çürük ve diş eti rahatsızlıklarına rastlanıyor. Vatandaşlar özel muayenehaneler yerine hastaneler ve ADSM'leri tercih ediyor. Bu da buralarda yığılmalara neden oluyor. Bu yığılma nedeniyle burada çalışan arkadaşlarımız vatandaşlara gereken hizmeti veremiyor. Tüm dünyada diş hekimliği hizmetleri ağırlıklı olarak
serbest çalışan hekimler tarafından yürütülmekte ise de ülkemizde serbest çalışanların sayısı giderek azalmakta, kamu ağırlığı ise giderek artmaktadır. 2000 yılında sıfır olan ADSM sayısı 2010 yılında 123'e çıktı. Lüksemburg'da serbest çalışanların oranı yüzde 99 seviyelerinde iken, bizde bu oran yüzde 62 seviyelerinde yer alıyor" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE'DE DİŞ VE DİŞ ETİ HASTALIKLARI RAKAMLARI
Konya Diş Hekimleri Odası Başkanı Tayip Turan Ekinalan, Türkiye'deki diş ve diş eti rahatsızlıklarının oranları konusunda da şu bilgileri verdi:
"Yapılan araştırmada ülke nüfusunda en az bir diş kaybının 5 yaşında 3.4, 12 yaşında yüzde 7.9, 15 yaşında yüzde 16.2, 35-44 yaşında yüzde 89.3 ve 65-74 yaşında yüzde 93.4 oranında yaşandığı belirtiliyor. Diş eti sorunlarında ise 35-44 yaş aralığında bu sorunu yaşayanların oranı yüzde 84.3, 65-74 yaş aralığında ise yüzde 85.7 oranında görülüyor. 2009 yılında Sağlık Bakanlığı'na bağlı kurumlarda yapılan işlem sayılarına göre ise en fazla diş çekimi işlemi yapıldı. 2009 yılında 6 milyon 8 bin 220 diş
çekimi işlemi yapılırken, 4 milyon 735 bin 101 detertraj, 4 milyon 94 bin 4'te dolgu yapıldı. İhtiyaç duyulan işlem sayısı ise 247 milyon dolgu, 35 milyon diş çekimi, 8 milyon 700 bin kanal tedavisi ve 39 milyon 500 bin de detertraj olarak belirlendi."
Yapılan araştırmada 2009 yılında gerçekleştirilmesi gereken dolgu işlemlerinin devlet tarafından sadece yüzde 2'sinin, çekim işlemlerinin sadece yüzde 15'inin, kanal tedavisinin sadece yüzde 6'sının ve detertraj işleminin sadece yüzde 11'inin gerçekleştirilebildiği ifade edilirken, vatandaşların serbest çalışan diş hekimlerine yönlendirilmesinin önemine vurgu yapıldı.
Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası nedeniyle oda binasında bir basın toplantısı düzenleyen Tayip Turan Ekinalan, ağız ve diş sağlığının genel sağlığın ve yaşamsal fonksiyonların önemli bir parçası olduğunu dile getirdi. Dünya Sağlık Örgütü'nün diş ve diş eti hastalıklarını insanların karşılaştığı en büyük sağlık sorunları arasında saydığını ifade eden Ekinalan, "Diş ve diş eti hastalıkları 5-17 yaş grubunda büyüme yetersizliğine, hamilelerde 8 kat daha fazla düşük yapma riskine ve 36-69 yaş grubunda ise
7 kat daha fazla kalp rahatsızlığına neden oluyor. Ülkemizde bu rahatsızlıklar daha sık görülüyor, çünkü önleyici sağlık hizmetlerine yeterli ilgi ve destek verilmiyor" dedi.
ADSM'LER YETERSİZ
Türkiye'de diş sağlığı ile ilgili ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Ekinalan, "Kısa sürede ve az harcama yapılarak çözülebilecek sorunlar, artarak devam ediyor. Halkımızın yüzde 90'ında çürük ve diş eti rahatsızlıklarına rastlanıyor. Vatandaşlar özel muayenehaneler yerine hastaneler ve ADSM'leri tercih ediyor. Bu da buralarda yığılmalara neden oluyor. Bu yığılma nedeniyle burada çalışan arkadaşlarımız vatandaşlara gereken hizmeti veremiyor. Tüm dünyada diş hekimliği hizmetleri ağırlıklı olarak
serbest çalışan hekimler tarafından yürütülmekte ise de ülkemizde serbest çalışanların sayısı giderek azalmakta, kamu ağırlığı ise giderek artmaktadır. 2000 yılında sıfır olan ADSM sayısı 2010 yılında 123'e çıktı. Lüksemburg'da serbest çalışanların oranı yüzde 99 seviyelerinde iken, bizde bu oran yüzde 62 seviyelerinde yer alıyor" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE'DE DİŞ VE DİŞ ETİ HASTALIKLARI RAKAMLARI
Konya Diş Hekimleri Odası Başkanı Tayip Turan Ekinalan, Türkiye'deki diş ve diş eti rahatsızlıklarının oranları konusunda da şu bilgileri verdi:
"Yapılan araştırmada ülke nüfusunda en az bir diş kaybının 5 yaşında 3.4, 12 yaşında yüzde 7.9, 15 yaşında yüzde 16.2, 35-44 yaşında yüzde 89.3 ve 65-74 yaşında yüzde 93.4 oranında yaşandığı belirtiliyor. Diş eti sorunlarında ise 35-44 yaş aralığında bu sorunu yaşayanların oranı yüzde 84.3, 65-74 yaş aralığında ise yüzde 85.7 oranında görülüyor. 2009 yılında Sağlık Bakanlığı'na bağlı kurumlarda yapılan işlem sayılarına göre ise en fazla diş çekimi işlemi yapıldı. 2009 yılında 6 milyon 8 bin 220 diş
çekimi işlemi yapılırken, 4 milyon 735 bin 101 detertraj, 4 milyon 94 bin 4'te dolgu yapıldı. İhtiyaç duyulan işlem sayısı ise 247 milyon dolgu, 35 milyon diş çekimi, 8 milyon 700 bin kanal tedavisi ve 39 milyon 500 bin de detertraj olarak belirlendi."
Yapılan araştırmada 2009 yılında gerçekleştirilmesi gereken dolgu işlemlerinin devlet tarafından sadece yüzde 2'sinin, çekim işlemlerinin sadece yüzde 15'inin, kanal tedavisinin sadece yüzde 6'sının ve detertraj işleminin sadece yüzde 11'inin gerçekleştirilebildiği ifade edilirken, vatandaşların serbest çalışan diş hekimlerine yönlendirilmesinin önemine vurgu yapıldı.