Davutoğlu, Mısır Arap Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Gheit İle Görüştü

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail basınında çıkan 'Füze Kalkanı'nın düğmesi Erdoğan'ın elinde' haberiyle ilgili olarak, gazete yorumlarına göre konuşmanın doğru olmayacağını belirterek, "NATO'nun yerleşik kuralları vardır

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail basınında çıkan 'Füze Kalkanı'nın düğmesi Erdoğan'ın elinde' haberiyle ilgili olarak, gazete yorumlarına göre konuşmanın doğru olmayacağını belirterek, "NATO'nun yerleşik kuralları vardır. Son NATO Zirvesi'nde bu çerçevede önemli kararlar alınmıştır. Bütün bu kararlarda Türkiye'nin kaygıları gözetilmiştir. Kararlara yansımıştır. Dün İran tarafı Sayın Celili, Sayın Muttaki de bize bu konudaki takdirlerini ifade etmişlerdir" dedi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Mısır Arap Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmed Aboul Gheit başkanlığındaki heyetle Dışişleri Bakanlığı'nda biraraya geldi. Davutoğlu, İsrail basınında çıkan 'Füze Kalkanı'nın düğmesi Erdoğan'ın elinde' haberiyle ilgili bir soru üzerine gazete yorumlarına göre konuşmanın doğru olmayacağını belirterek, "NATO'nun yerleşik kuralları vardır. Son NATO Zirvesi'nde bu çerçevede önemli kararlar alınmıştır. Bütün bu kararlarda Türkiye'nin kaygıları gözetilmiştir. Kararlara yansımıştır.
Dün İran tarafı Sayın Celili, Sayın Muttaki de bize bu konudaki takdirlerini ifade etmişlerdir" diye konuştu. Gazete haberlerine göre yorum yapmanın doğru olmadığını yineleyen Davutoğlu, çoğu zaman spekülatif haberlerin çıktığına işaret etti. Davutoğlu, "NATO'da Türkiye en önemli aktörlerdendir. Tabii ki NATO'nun komuta, kademesinde ve bütün karar mekanizmalarında Türkiye'nin ağırlığı herkes tarafından bilinmektedir. NATO ortak bir güvenlik teşkilatıdır. Türkiye'de bu güvenlik teşkilatının en önemli
unsuru olarak bütün o komuta sistemi içinde yetkiye sahiptir" ifadelerini kullandı.
İran'la nükleer müzakerelerin nerede yapılacağının sorulması üzerine de Davutoğlu, nükleer konusunda pozitif momentum başladığını belirtti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda P5 +1 ülkelerinin müzakerelerin başlamasının ve arkasından İran'ın açıklamalarının pozitif olduğunu söyleyen Davutoğlu, "İran'dan gelen bir temsilciyle geçen hafta görüştük. Müzakerelere başlama konusunda hazır olduklarını ifade ettiler. NATO Zirvesi'nde Sayın Ashton ile bu konuları ele alma fırsatım oldu. Önümüzdeki günlerde
tarafların müzakerelerin başlaması için pozitif bir atmosfer var. Tarihler üzerinde çalışılıyor. Ümit ederiz ki müzakereler pozitif yaklaşımla başlar. Yer konusu hakkında İran tarafı İstanbul'u istediğini belirtti. Önemli olan buralarda yol alınması, yer konusu büyük bir önem taşımıyor. Cenevre olabilir, daha sonra İstanbul olabilir. İstanbul'da buluşmak isterlerse biz her türlü imkanı sağlarız. Başka bir yerde toplanmayı isterlerse bundan memnuniyet duyarız. Tabloyu son derece olumlu görüyorum" diye
konuştu.
Mısır Arap Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmed Aboul Gheit ise, İran'ın nükleer programı konusunda barışçıl olarak konunun ele alınması gerektiğini ifade ederek, "Silahların yaygınlaştırılması çerçevesinde yürütülmesi gerekiyor. Bu anlaşma İran'ın haklarını yoksun bırakmamaktadır. İran ile Batı arasında meydana gelebilecek yıkıcı bir durum gelirse, bu Orta Doğu'daki istikrara da zarar verecektir" şeklinde konuştu.
Bir basın mensubunun "İsrail-Filistin görüşmeleri ele alındı mı?" sorusu üzerine Gheit, yerleşim yerleri inşasının açık süreli olarak durdurulması gerektiğini belirterek, siyasi çözüm olana kadar durdurulmasının yararlı olacağını söyledi. Gheit, "ABD'nin İsrail'e yardımları Arap bölgelerine zarar vermemelidir. Amerika'nın hiçbir icraatı kabul edilemez" dedi.
Bakan Davutoğlu ise, konuları kapsamlı şekilde ele aldıklarını belirterek, Orta Doğu'nun barış sürecinin bölgenin istikrarında en önemli unsur olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Artık Filistinlilerin doğal haklarına saygı gösterecek bir barışın tesis edilmesi vakti gelmiştir, geçmiştir. Uluslararası toplumun aktif şekilde böyle bir barışa, adil ve kalıcı bir barışa Filistinli kardeşlerimizin hukukunu gözeten ve Filistin Devleti'nin inşasına dayalı nihai sonucu öngören bir barış konusunda çalışması gerektiğine
inanıyoruz. Yerleşimler konusu zaten gayri meşru bir konudur. Ama bu konunun sadece tartışılması yetmez. Yeni bir müzakere sürecinin nihai hedefinin Filistin Devleti'nin kalıcı sınırlar ve mutlak egemenliğe sahip sınırlar içinde inşa edilmesi, kurulması ve tanınmasıdır. Bu yöndeki çabaları destekleyeceğiz. Bütün uluslararası forumlarda Türkiye her zaman Filistin davasının yanında yer almıştır. Barışçıl bir çözümün sağlanması için her türlü çabaya katkı vermiştir. Ümit ederiz ki, İsrail yerleşim yerleri
konusundaki tutumunu terk eder ve bir an önce barış müzakereleri kaldığı yerden, ama kalıcı şekilde sürdürülür" diye konuştu.
Yunanistan ile yapılan istişafi görüşmelerin iyi gittiği, Ege deniz sahanlığı konusunda Türkiye'nin esneklik göstereceği yorumlarının hatırlatılması üzerine Bakan Davutoğlu, istişafi görüşmelerin gizli yapıldığını belirterek, bu konularda yorum yapmayı doğru bulmadığını söyledi. İstişafi görüşmelerde belli bir noktaya ulaşıldığını ifade eden Davutoğlu, görüşmelerin iyi niyetli olarak sürdürülmesine önem verdiklerini söyledi. Davutoğlu, "Yunanistan bizim komşumuzdur. En iyi ilişkileri geliştirmek isteriz
ama Ege'de Türkiye'nin hayati çıkarları söz konusudur. O çıkarları korunmasını da teminat altına alacak çalışmalar yürütülecektir" cevabını verdi.
Yunan Bakan Druças'ın '2012 yılında Türkiye eğer Rumlara limanlarını açmazsa, Avrupa Birliği müzakerelerinin duracağı'na ilişkin yorumunun sorulması üzerine Davutoğlu, Druças'la NATO Zirvesi'nde birlikte olduklarını belirterek, Türkiye'nin AB müzakerelerine verdiği desteği vurguladığını söyledi. Davutoğlu, Türkiye'nin limanlarla ilgili tutumunun belli olduğunu belirterek, "Adil bir çözümün olması gerekir. Kıbrıs Türk tarafına AB taahhütlerinin de yerine getirilmesi gerekir. Bu çerçevede müzakereler
sürüyor. Ancak Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin bu kadar stratejik perspektife sahip ilişkilerin, böylesine bir konuya düğümleniyor gibi görünmesi büyük bir stratejik vizyon eksikliği anlamına gelir. Biz, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin asli stratejik vizyon içinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kıbrıs sorununu ise siyasi bir engel olarak önümüze getirmeyi Avrupa Birliği'nin kendi prensipleri ve taahhütleri açısından doğru görmediğimizi ifade etmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, Türkiye-Mısır ilişkilerinin sadece bölgenin değil, uluslararası siyasetin en köklü ilişkileri arasında olduğunu belirterek, iki ülkenin köklü bir geçmişe sahip olduğunu söyledi.
Mısır'ı bölgedeki en önemli istikrar merkezi olarak niteleyen Davutoğlu, "İki ülke arasında yüksek düzeyli stratejik işbirliği kurma kararı aldık. Sayın Başbakan'ın ziyaretleri sırasında imzalanacak, hem de ilk konsey toplantısı yapılacak" diye konuştu.
Mısır ile 3,5 milyar dolara yaklaşan dış ticaret hacminin daha da geliştirilmesi kararında olduklarını ifade eden Davutoğlu, kültürel alanda da işbirliğinin yoğun şekilde sürdüğünü söyledi. Davutoğlu, ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel alanda da Türkiye ile Mısır'ın işbirliği içinde olduğunu kaydederek, görüşmede kapsamlı bir şekilde Orta Doğu barış sürecini ele aldıklarını belirtti. Davutoğlu, Akdeniz politikalarında da Türkiye ile Mısır'ın "bölgenin iki önemli aktörü olarak" sürekli temas halinde
olduğunu kaydederek, "Doğu Akdeniz'de istikrarın iki omurga ülkesiyiz" dedi.
Afrika politikaları ve Türkiye'nin Afrika açılımını da ele aldıklarını aktaran Davutoğlu, küresel sorunlarla ilgili olarak da iki ülkenin Birleşmiş Milletler çerçevesindeki ortak çabalarını sürdürmek istediklerini belirtti.
Gheit ise, tüm anlamıyla Türk-Mısır işbirliğinin mevcut olduğunu söyleyerek, iki ülkenin bölgede istikrar, barışı sağlama konusunda önemli rol oynadığını belirtti. Gheit, "Yüksek stratejik işbirliği yapıcı adım teşkil etmektedir. Bununla ilgili anlaşmaya vardık. Bütün mekanizmalarını kararlaştırdık. Ümit ederim ki, Başbakan Erdoğan ziyaretinde imzalar. İlişkiler daha yüksek bir aşamaya intikal edebilsin" ifadelerini kullandı.
Bölgesel sorunlarda ortak fikirleri paylaştıklarını da sözlerine ekleyen Gheit, Orta Doğu'da birlikte çalışmaktan mutlu olduklarını söyledi.
Bu arada, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun cumartesi günü Uluslararası İlişkilerde 100 Global Düşünür Ödülü'nü almak üzere Washington'a gideceği öğrenildi.
(AUÖ-CC-Y)