CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu gazileri ziyaret etti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin bir ittifak arayışı ve çağrısı olmadığını belirterek, ''Bizim düşüncemiz CHP'nin tek başına iktidar olması için halka gitmek, halkla kucaklaşmak'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu gazileri ziyaret etti
Bilkent'teki Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi'nde gazilerle bayramlaşan Kılıçdaroğlu, çıkışta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. ''Solda ittifak çağrıları var, CHP olarak siz bu çağrıları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, "CHP olarak bizim görüşümüz belli biz tek başına iktidar olmak istiyoruz. Herhangi bir ittifak arayışımız da yok. Bir çağrımız da yok. Siyasi partiler çağrı yapabilirler, bunlara saygı göstereceğiz, onlar kendi düşüncelerini aktarabilir. Ama bizim düşüncemiz, CHP'nin tek başına iktidar olması için halka gitmek, halk ile kucaklaşmak. Söylemlerimizi toplumun kılcal damarlarına aktarmak, bizim amacımız bu. 'Sayın Başbakan demiyor muydu 'Siz Sivas'ın öte tarafına geçemiyorsunuz' diye. Her tarafına gidiyoruz. Eğer birileri Sivas'ın öte tarafına geçemiyorsa bu ülkede, önce Sayın Başbakan'ın dönüp kendisine sorması lazım. Neden bu ülke bu hale geldi diye'' dedi.

Gazilerle ilgili bir soruya ise Kılıçdaroğlu, ''Burada sadece tedavi görmüyorlar, sosyal yaşamın da bir parçası oluyorlar. Futbol oynuyorlar ve derece almışlar. Bu da güzel bir olay. Hayatlarından tabii memnunlar, var olan şikayetleri sürüyor'' karşılığını verdi.

Bir gazinin yurtdışında tedavi görmek için talepte bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Tabii eğer Türkiye'de bir tedavi olanağı yoksa, yurt dışına gitme şansı var mı ona bakacağız. Gazi değil ama burada tedavi gören bir öğretmen arkadaşımızın ailesi geldi, 'kendisinin bir trafik kazası geçirdiğini ama sözleşmeli olduğu için sözleşmesinin iptal edilmemesi gerektiğini düşündüklerini' ifade ettiler. Bunu da not aldık, Milli Eğitim Bakanlığı ile konuşacağız'' dedi.

Bir gazetecinin ''Eski CHP'li, AK Parti Ankara Milletvekili Haluk Özdalga'nın dünkü parti bayramlaşması sırasında sizin ve parti milletvekilleriniz hakkında söylediği bazı sözler mikrofonların açık olması sebebiyle kamuoyuna yansıdı. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?'' şeklindeki sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Kişilik sorunu olanlara benim yanıt vermem doğru olmaz'' şeklinde cevap verdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'başörtüsü' sorunun seçimden önce çözülmesi yönündeki çağrısının hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, ''Sayın Başbakan'a defalarca çağrı yapıldı ama Başbakan bu konuları gündemine pek almak istemiyor. O, öyle anlaşılıyor ki gündeme seçim sırasında alacak, seçimlerde malzeme olarak kullanacaktır'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, ''Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney'in mezarlarını ziyaret ettiniz, karanfil bıraktınız. Bu, CHP'de bir çizgi değişikliği mi oldu yönünde eleştiriler getirdi. Siz nasıl değerlendirirsiniz'' şeklindeki soruya ise şöyle cevap verdi:

''Bizim çizgimiz bellidir. Biz Kuvayı Milliye'den geliyoruz. Ulusal bağımsızlık savaşını veren kadroların kurduğu bir partiyiz. Biz sanata ve sanatçıya her zaman saygı duymuşuzdur. Onların görüşlerine katılmayabiliriz, görüşlerini benimsemeyebiliriz ama sanatına ve sanatçıya saygı duymak zorundayız. Onlar bizim ülkemizin bir parçası, bizim kültürümüzün bir parçası. Hatırlayın Nazım Hikmet, yıllar yılı, 'vatan haini' ilan edildi. Türkiye'ye cenazesi bile getirilmedi. Cesaret bile edilemedi. Kimse Nazım Hikmet'in mezarını ziyarete bile gidemiyordu. Korkarak, kaçak olarak gidebiliyordu. Şimdi bakın en sağcısından en solcusuna kadar Moskova'ya her giden Nazım Hikmet'in mezarını ziyaret ediyor. Gidenlerin hepsi Nazım'ın siyasi düşüncesini benimsiyorlar mı? Hayır ama sonuçta, o bizim ülkemizin bir parçası, bizim kültürümüzün bir parçasıdır. Sinema sanatına damga vuran bir sanatçımız var, müziğimize damga vuran bir sanatçımız var. Biz bunları öne çıkarmak istiyoruz. Sanat ve sanatçı dünyanın her tarafında aykırı insanlardır. Aykırı insanların düşüncelerini benimsemesek bile onların ortaya koyduğu eserler, bizim kültürümüzün bir parçasıdır. Biz, bu kültürümüzün bir parçası olan bu eserleri, radyolarda çalıyoruz, televizyonlarda müzik olarak kullanıyoruz. Sinema var, ödüller alınmış. Her ülke benim daha fazla sanatçım olsun diye çaba harcıyor. Bizse 'acaba sanatçıları nasıl yok edebiliriz' gibi bir düşünce içine girersek bu doğru değil.''

Diyarbakır'a gerçekleştireceği gezi ile ilgili ise Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

''Şanlıurfa'ya gidiyorum. Uçak önce Diyarbakır'a indiği için Diyarbakır'a gidiyorum. Yurttaşlarla beraber olacağız. Bayramlaşacağız onlarla. Yani onlar başka bir ülkenin insanları mı? Bizim insanlarımız. Beraber gideceğiz, bayramlaşacağız. Belki bana sitem edecekler, kızacaklar, hoş geldin diyecekler, belki birisi bana çay, kahve ısmarlayacak. Sayın Başbakan demiyor muydu 'Siz Sivas'ın öte tarafına geçemiyorsunuz' diye. Her tarafına gidiyoruz. Eğer birileri Sivas'ın öte tarafına geçemiyorsa bu ülkede, önce Sayın Başbakan'ın dönüp kendisine sorması lazım. Neden bu ülke bu hale geldi diye. O yönetmiyor mu? Hem yöneteceksiniz, hem şikayet edeceksiniz? Doğru değil. Bizim şikayet etme hakkımız var. Çünkü biz yönetmiyoruz. Onların yönetme güçleri var, yönetiyorlar. Şikayet etmeye hakları yok. Türkiye'nin her karış toprağına siyasetçinin gitmesi, kendi yurttaşlarıyla seçmen kitlesiyle bir araya gelmesi, konuşması lazım. Bizim yaptığımız da bu.''