Mhp'li Akçay'dan Bakan Eroğlu'na Çevre Soruları
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, şakşakçılığın Meclis'e kadar taşındığını belirterek, "Bizim bildiğimiz Orman Bakanlığı, bürokrasi içerisinde çok ciddi yapısıyla temayüz etmiş bir kurumdur
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, şakşakçılığın Meclis'e kadar taşındığını belirterek, "Bizim bildiğimiz Orman Bakanlığı, bürokrasi içerisinde çok ciddi yapısıyla temayüz etmiş bir kurumdur. Görüyoruz ki burada bir zedelenme meydana gelmiş" dedi.
Meclis Genel Kurulunda MHP Grubu adına çevre sorunları ile ilgili konuşma yapan MHP Manisa Milletvekili Akçay, "Elbette Türkiye'de herkes şak şak yapmıyor, eleştirenler de var eleştiriye tahammül edilmediği kanaatindeyim" diye konuştu.
Akçay, konuşmasında, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'na, Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından Çevre Özel Ödülü verildiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Bu ödül üzerine Doğa Derneği Başkanı tarafından Sayın Bakanla ilgili bazı iddia ve isnatlarda bulunulmuştu. Bütün derelerin inşaat makinelerine açıldığı, çok sayıda gölün kurumasına neden olunduğu, korunan alanların madencilere açıldığı ve ormanların yağmalanmasına sessiz kalındığı ifade edilerek elbette
mecazi anlamda da Sayın Bakanın "doğanın seri katili" olduğu ifadeleri kullanılmıştı ve bunun üzerine de Sayın Bakanın Doğa Derneği Başkanı aleyhine tazminat davası açtığını biliyoruz. Acaba bu dava hangi safhadadır? Sonuçlanmış mıdır?"
ÇEVREMİZ RANT YERİNE DÖNDÜ
Çevre alanı ve çevre konusunun yıllar boyunca istismar edildiğini savunan Akçay, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Doğal varlıklarımız bir talan ve yağma alanı olarak görülmüş ve sunulmuştur. Altyapı yatırımlarında izlenen yanlış politikalar, ülkemizin doğal ve kültürel varlıklarını, ormanlarımızı, kıyılarımızı bir rant cennetine dönüştürme çabaları, çevre sorunlarına ilişkin politika yoksunluğu, denetim ve yaptırım eksikliği ve uzman kadroların yetersiz düzeyde ve yanlış alanlarda istihdamı çevre sorunlarını
daha da çıkmaza sokmuştur. Hükümetin sekiz yıllık icraat döneminde oluşan çevresel tabloya bakmamız ve bu konuda Çevre ve Orman Bakanlığının bizleri bilgilendirmesi gerekmektedir."
CEVAP BEKLEYEN SORULAR
Akçay, konuşmasında, Bakan Eroğlu'dan şu soruların cevabını istedi: "Örneğin, hava kalitesi açısından 2002 yılında 11'inci sırada olan ülkemiz şu an kaçıncı sıradadır? Su kalitesi açısından 2002 yılında 41'inci sırada olan ülkemiz şimdi kaçıncı sıraya gelmiştir? Gerilemiş midir, ilerleme mi vardır? Yine, biyolojik çeşitlilik açısından 2002 yılında 91'inci sırada olan ülkemiz şu an hangi sıradadır? Arazi kullanımı açısından 2002 yılında 87'nci sırada olan ülkemiz şu an hangi sıradadır? Yine, hava
kirliliğinin azaltılması açısından 2002 yılında 75'inci sıradaydık, şimdi kaçıncı sıradayız? Su yetersizliğinin azaltılması açısından 2002 yılında 94'üncü sıradaydık, şimdi kaçıncı sıradayız? Eko sistemler üzerindeki baskı açısından 2002 yılında 29'uncu sıradayken şimdi kaçıncı sıradayız?"
ÇALDAĞI'NDA DOĞA FELAKETİ
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından, Turgutlu Çaldağı'ndaki nikel madeninde, orman alanında yer tahsisi yapılması sonrası yaşanacak çevre ve doğa felaketiyle ilgili birkaç hususa dikkat çeken Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzunca bir süreden beri maden çıkarma faaliyetlerinin sürdüğü bölgede, bakanlıkça alınan kararlar konuyu belli bir safhaya getirmiştir ve bu safhada yüzde 1,14 oranındaki nikel ve kobalt, İngiliz sermayeli ruhsat sahibi firma tarafından uygulanmak istenen sülfürik asidin zenginleştirilmesi söz konusudur."
300 BİN KIZILÇAM KATLEDİLECEK
Her şeyden önce asit ve cevherin muamele edilebilmesi için genişliği 100, boyu da 2 bin metreyi bulan bir sahaya ihtiyaç olduğunu anlatan Akçay, şunları söyledi: "Burada bir felaket söz konusudur. Bu alandaki ağaçların önemli bir kısmı, yirmi beş-otuz yıl önce erozyonu önleme çalışmaları çerçevesinde vatandaşlar tarafından elle dikilerek bölgede yaşayan köylülerimizin de ihtimamıyla büyütülmüş kızılçam ağaçlarıyla örtülüdür. Söz konusu olan 100, bin, 2 bin değil yaklaşık 300 bin yetişkin kızılçam ağacı
kesilecek katledilecektir."
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın görevlerinin ağaçları yok etmek değil ağaçları ve ormanları artırmakla yükümlü olduğunu anlatan
Akçay, "Nikel madeni için orman katliamına izin verilmektedir. Asit üretiminin bir ağır sanayi bölgesi değil dünyanın en güzel ovasında. Ege'nin kıt su kaynaklarını ve doğasını riske sokacak şekilde yapılmasını kabul etmek mümkün değildir" dedi.
GÖSTERMELİK AÇILIŞ TÖRENLERİ
Bakan Eroğlu'na, "İngiliz Hükümetinin ve İngiliz Büyükelçiliğinin baskısı altında mısınız?" diye soran Akçay, Gördes Barajı'nda Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla iki defa açılış töreni yapıldığını söyledi.
Barajda çatlaklar meydana geldiği ve su kaçağı olduğunu belirten Akçay, Bakan Eroğlu'na şu soruları sordu: "Adalet ve Kalkınma Partisinin sekiz yıllık iktidarı döneminde her şeyiyle sizin başlatıp sizin bitirdiğiniz kaç adet baraj vardır, isimlerini alabilir miyiz? Yalnız, lütfen göletlerle karıştırmayalım, gerçek baraj böyle Gördes Barajı gibi bir baraj var mıdır hangileridir?"
Meclis Genel Kurulunda MHP Grubu adına çevre sorunları ile ilgili konuşma yapan MHP Manisa Milletvekili Akçay, "Elbette Türkiye'de herkes şak şak yapmıyor, eleştirenler de var eleştiriye tahammül edilmediği kanaatindeyim" diye konuştu.
Akçay, konuşmasında, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'na, Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından Çevre Özel Ödülü verildiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Bu ödül üzerine Doğa Derneği Başkanı tarafından Sayın Bakanla ilgili bazı iddia ve isnatlarda bulunulmuştu. Bütün derelerin inşaat makinelerine açıldığı, çok sayıda gölün kurumasına neden olunduğu, korunan alanların madencilere açıldığı ve ormanların yağmalanmasına sessiz kalındığı ifade edilerek elbette
mecazi anlamda da Sayın Bakanın "doğanın seri katili" olduğu ifadeleri kullanılmıştı ve bunun üzerine de Sayın Bakanın Doğa Derneği Başkanı aleyhine tazminat davası açtığını biliyoruz. Acaba bu dava hangi safhadadır? Sonuçlanmış mıdır?"
ÇEVREMİZ RANT YERİNE DÖNDÜ
Çevre alanı ve çevre konusunun yıllar boyunca istismar edildiğini savunan Akçay, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Doğal varlıklarımız bir talan ve yağma alanı olarak görülmüş ve sunulmuştur. Altyapı yatırımlarında izlenen yanlış politikalar, ülkemizin doğal ve kültürel varlıklarını, ormanlarımızı, kıyılarımızı bir rant cennetine dönüştürme çabaları, çevre sorunlarına ilişkin politika yoksunluğu, denetim ve yaptırım eksikliği ve uzman kadroların yetersiz düzeyde ve yanlış alanlarda istihdamı çevre sorunlarını
daha da çıkmaza sokmuştur. Hükümetin sekiz yıllık icraat döneminde oluşan çevresel tabloya bakmamız ve bu konuda Çevre ve Orman Bakanlığının bizleri bilgilendirmesi gerekmektedir."
CEVAP BEKLEYEN SORULAR
Akçay, konuşmasında, Bakan Eroğlu'dan şu soruların cevabını istedi: "Örneğin, hava kalitesi açısından 2002 yılında 11'inci sırada olan ülkemiz şu an kaçıncı sıradadır? Su kalitesi açısından 2002 yılında 41'inci sırada olan ülkemiz şimdi kaçıncı sıraya gelmiştir? Gerilemiş midir, ilerleme mi vardır? Yine, biyolojik çeşitlilik açısından 2002 yılında 91'inci sırada olan ülkemiz şu an hangi sıradadır? Arazi kullanımı açısından 2002 yılında 87'nci sırada olan ülkemiz şu an hangi sıradadır? Yine, hava
kirliliğinin azaltılması açısından 2002 yılında 75'inci sıradaydık, şimdi kaçıncı sıradayız? Su yetersizliğinin azaltılması açısından 2002 yılında 94'üncü sıradaydık, şimdi kaçıncı sıradayız? Eko sistemler üzerindeki baskı açısından 2002 yılında 29'uncu sıradayken şimdi kaçıncı sıradayız?"
ÇALDAĞI'NDA DOĞA FELAKETİ
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından, Turgutlu Çaldağı'ndaki nikel madeninde, orman alanında yer tahsisi yapılması sonrası yaşanacak çevre ve doğa felaketiyle ilgili birkaç hususa dikkat çeken Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzunca bir süreden beri maden çıkarma faaliyetlerinin sürdüğü bölgede, bakanlıkça alınan kararlar konuyu belli bir safhaya getirmiştir ve bu safhada yüzde 1,14 oranındaki nikel ve kobalt, İngiliz sermayeli ruhsat sahibi firma tarafından uygulanmak istenen sülfürik asidin zenginleştirilmesi söz konusudur."
300 BİN KIZILÇAM KATLEDİLECEK
Her şeyden önce asit ve cevherin muamele edilebilmesi için genişliği 100, boyu da 2 bin metreyi bulan bir sahaya ihtiyaç olduğunu anlatan Akçay, şunları söyledi: "Burada bir felaket söz konusudur. Bu alandaki ağaçların önemli bir kısmı, yirmi beş-otuz yıl önce erozyonu önleme çalışmaları çerçevesinde vatandaşlar tarafından elle dikilerek bölgede yaşayan köylülerimizin de ihtimamıyla büyütülmüş kızılçam ağaçlarıyla örtülüdür. Söz konusu olan 100, bin, 2 bin değil yaklaşık 300 bin yetişkin kızılçam ağacı
kesilecek katledilecektir."
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın görevlerinin ağaçları yok etmek değil ağaçları ve ormanları artırmakla yükümlü olduğunu anlatan
Akçay, "Nikel madeni için orman katliamına izin verilmektedir. Asit üretiminin bir ağır sanayi bölgesi değil dünyanın en güzel ovasında. Ege'nin kıt su kaynaklarını ve doğasını riske sokacak şekilde yapılmasını kabul etmek mümkün değildir" dedi.
GÖSTERMELİK AÇILIŞ TÖRENLERİ
Bakan Eroğlu'na, "İngiliz Hükümetinin ve İngiliz Büyükelçiliğinin baskısı altında mısınız?" diye soran Akçay, Gördes Barajı'nda Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla iki defa açılış töreni yapıldığını söyledi.
Barajda çatlaklar meydana geldiği ve su kaçağı olduğunu belirten Akçay, Bakan Eroğlu'na şu soruları sordu: "Adalet ve Kalkınma Partisinin sekiz yıllık iktidarı döneminde her şeyiyle sizin başlatıp sizin bitirdiğiniz kaç adet baraj vardır, isimlerini alabilir miyiz? Yalnız, lütfen göletlerle karıştırmayalım, gerçek baraj böyle Gördes Barajı gibi bir baraj var mıdır hangileridir?"