'Hırsızların hamisi bölücülerin kılavuzu'

MHP lideri Devlet Bahçeli, referandum öncesinde, AK Parti'nin terörist Abdullah Öcalan ve terör şebekesiy...


MHP lideri Devlet Bahçeli, referandum öncesinde, AK Parti'nin terörist Abdullah Öcalan ve terör şebekesiyle pazarlık yaptığını söylediklerinde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kendisini kaybederek bu iddiayı "şerefsizlikle" nitelendirdiği anımsattı ve "Artık canilerle yapılan pazarlıkların bütün yönleri kamuoyunda ifşa ediliyor. Bizim iddiamızı şerefsizlikle suçlayarak reddeden Başbakan, bundan sonra şereften nasıl bahsedecektir" diye konuştu. Bahçeli küskün ülkücüleri de "Başka siyasi partilere oy veren, siyaset yapan veya mensup olan kardeşlerimizi de 'Millet ve Devlet Bekası İçin Güçbirliğine' davet ediyorum" sözleriyle MHP'ye geri dönmeye davet etti.
Bahçeli, dün Atatürk Spor Salonu'nda 1,5 saat süren bir konuşma yaptı. Bahçeli, şu mesajları verdi:

AHLAK ÇÖKÜYOR: Türkiye hiç bu kadar karanlık ve tehlikelerle dolu bir dönemden geçmedi. Cumhuriyeti yıkmaya, hazır olan mihraklar emel ve eylem birliği içinde zehir saçmaktadır. Ve Türkiye'yi yöneten AKP iktidarı bunlarla kol koladır ve destek çıkmaktadır. Her tarafı saran çürümüşlük, çöküntü, çözülme ve çöküş hali Erdoğan'ın Başbakanlığında zincirlerinden boşanmıştır.
AKP'nin sekiz yıllık karanlık bilançosunda ahlak çökme aşamasına gelmiştir. Başbakan Erdoğan ve yol arkadaşları, yolsuzluk ve hırsızlık yapanların hamiliğini ve bölücülerin kılavuzluğunu yapmaktan asla utanmamışlardır. ABD ve AB'ye tam teslimiyet içinde, küresel cinayet projelerinin eşbaşkanlığını ve taşeronluğunu yapmaktan ar etmemişlerdir.

ŞEREFTEN NASIL BAHSEDECEK: Analar AKP'yle daha çok ağlamıştır. Her ocağa bir ateş düşmüştür. Ancak Başbakan Erdoğan için terör bir provokasyondur. Referandum öncesinde, İmralı canisiyle pazarlık yaptığını söylediğimizde Başbakan kendini kaybetmişti. İddiamızı şerefsizlikle suçlamıştı.
Artık canilerle yapılan pazarlıkların bütün yönleri kamuoyunda ifşa ediliyor. Başbakan Türk devlet geleneğini, kendisinin yetiştiği kabile anlayışıyla bir görüyor. Coğrafyaları kumaş gibi kesen Türk milletini ve devletini çapulcularla aynı seviyeye indiriyor. Peki, bizim iddiamızı şerefsizlikle suçlayarak reddeden Başbakan, bundan sonra şereften nasıl bahsedecektir? Siyasi namus ve haysiyeti ağzına nasıl alacaktır? Avrupalı dostlarının, İmralı canisinin siyasete girmesini tavsiye etmelerine sessiz kalmak şerefli bir duruş mudur?
Bugün geldiğimiz bu aşamada İstiklal Marşımızın karşısına, 'ey rakip' diyerek başka bir marşı dillendirme alçaklıklarına şahit olunmaktadır.