12. Çalışma Ekonomisi Ve Endüstri İlişkileri Kongresi

12. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kongresi Antalya Belek'te Belconti Resort Hotel'de başladı.

7-10 Ekim tarihleri arasında Belek'te Belconti Resort Hotel'de düzenlenen kongrede konuşan Türkiye İşçi Sendikaları Konferedasyonu Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Türkiye'nin gelişim ve değişim sürecinde önemli bir kavşak noktasına geldiğini belirtti. Kumlu, "Bunun üç boyut olduğunu düşünüyorum. Birinci boyut olan siyasal boyut Türkiye'nin demokratikleşme süreciyle ilgilidir. İkinci ekonomik kalkınma sorunlarıyla ilgilidir. Üçüncüsü ise toplumsal kalkınma sorunudur' dedi. Konuşmasında anayasal sürece
değinen Kumlu, "Anayasalar toplumla bir sözleşme metni olma iddiasındadır. Devletle toplum arasında yapılacak sözleşme devletin topluma karşı yükümlülüklerini, toplumun ve birey olarak yurttaşların özgürlüklerini teminat altına alır. Bu sebeple yeni Anayasa yapılırken, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) bütün unsurlarını kapsayan, sivil toplum kuruşlarının taleplerini dikkate alan bir hazırlığa ihtiyaç vardır" dedi.
Anayasaların temel metinler olduğunu kaydeden Kumlu, "Orada her şeyi yazmak bazen doğru olmayabilir. Ama unutmamak gerekir. Orada yer alan ifadeler sadece ve sadece insanların toplumsal, ekonomik, siyasal ve bireysel özgürlüklerini düzenleyecek bir sadecilikte ifade edilirse, yasa yapıcının işi de kolaylaşır. Bunun için biz anayasanın sade özgürlükler metni olmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı. Anayasa metninde bir işçinin aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olamayacağına dair bir hükmün yer
almasını doğru bulmadıklarına da sözlerine ekleyen Kumlu, "Ama anayasadan bu hüküm çıkarıldı diye, yerine bir kaos ortamının ikame edilmesini de doğru bulmuyoruz nitekim dün yapılan üçlü danışma kurulu toplantısında bu mesele tartışılmıştır. Memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz ki, HAK-İŞ, DİSK ve TİSK de bu konuda bizimle aynı fikirdedir" diye konuştu.

EN BÜYÜK SORUN İŞSİZLİK
12. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kongresi'ne katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, yaptığı konuşmada işsizliğin Türkiye'de en büyük sorun olduğunu söyledi. İşsizliğin kolayca çözülecek bir sorun olmadığını belirten Bakan Dinçer, uzun vadeli strateji ile üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu vurgulayarak, "Küresel ekonomik krizde tüm dünyada işsizlik artarken, Türkiye'de sınırlı kaldı. İşsizlik oranı 2009 yılında yüzde 14 iken, 2010'da ise yüzde 12.5 oldu. İşsizlik oranı
ekonomik krizin hissedildiği 2008 yılı Eylül ayında artmaya başladı. Ancak 2010'da ciddi bir azalma gözlendi. Küresel ekonomik krizden ülkemizde alınan önlemlerle minimuma indi. Çok uzun süreli etkilenmedi. Diğer ülkelere göre 2 çeyrek daha sonra etkilendik ve daha erken krizden çıktık. 2009 yılı bitmeden büyüme başladı, 2010 yılında da bu devam etti. IMF'ye göre Türkiye'de 2010 yılı işsizlik oranı yüzde 11 olacak. Sevindirici olan genç işsizlik oranı azaldı. Rakam, krizden sonra yüzde 24 iken, bu sayı
yüzde 19'a düştü. Avrupa ülkelerinde bu oran daha da yüksek. İşsizlik oranı düşerken iş gücüne katılım oranı arttı" şeklinde konuştu.

İŞİ DEĞİL İNSANI KORUYAN STRATEJİ
İşsizliğin yapısal ve mevsimsel faktörlerden etkilendiğini de sözlerine ekleyen Bakan Dinçer, işsizliğe 2023 yılına kadar kalıcı çözümler bulmak için Ulusal İstihdam Stratejisi çalışmalarına başladıklarını belirtti. "Bu çalışmalarda ciddi bir politika dosyası oluşturduk" diyen Bakan Dinçer şunları söyledi:
"Temel olarak, bu ülkenin işsizlik oranı ile topyekün bir strateji üretmeye mecburuz. Özel sektör tavır ve davranışları da önemli. Artık işi değil, insanı koruyan bir yaklaşım önemli. Biz işçilerimizi korumak istiyoruz. Belirli bir işte kalmayı sağlamak istiyoruz. İşini kaybetmiş olsa bile başka bir yerde, her an iş bulacak bir kabiliyet kazandırmanın daha önemli olduğunu düşünüyoruz. İşverenlerin ek yüklerine yeni yükleri getirmemek için uluslararası yeni bir yapılanma getirmek istiyoruz."

2023'E KADAR İŞSİZLİĞE KALICI ÇÖZÜMLER
Bakan Dinçer, işsizliğin 2023 yılına kadar kalıcı çözümlerle önlenebilmesi için ulusal istihdam stratejisi çalışması başlatıldığını belirterek, temel tespitlerin yapıldığını söyledi. İşsizliğin sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın çözeceği bir sorun olmadığını kaydeden Bakan Dinçer, "Sivil ve sosyal faktörlerden bağımsız düşünülemez. Özel sektörün tavır ve davranışları da önemlidir. 2023 vizyonu oluşturmak istiyoruz. Mesela işsizliği yüzde 5'e düşürebilir miyiz? Her yıl 400 bin kişiye mesleki
eğitim verebilir miyiz? Mesleki eğitimle istihdamı güçlendirmek için çalışma içindeyiz" dedi.

ABD, 'BİZE MESLEKİ EĞİTİMİ ÖĞRETİN' DEDİ
Bakan Dincer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, TOBB ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'yle bir çalışma içinde olduklarını ve yılda 200 bin kişiye mesleki eğitim verilerek yüzde 95'inin istihdam edilmesini hedeflediklerini söyledi. 5 yılda 1 milyon kişiye mesleki eğitim verilmesini hedeflediklerini ifade eden Dinçer, işsizliğin uzun vadeli strateji ile çözülebileceğini kaydetti. Dinçer, "2002 yılında İş-Kur 172 mesleki eğitim programı yaptı. 2008 yılında bin 8, 2009
yılında ise 10 bin 734 oldu. 160 bin kişi eğitildi. Önümüzdeki yıl 400 bin kişiyi eğitmeyi düşünüyoruz. G20 zirvesi toplantısında ABD, 'Bize mesleki eğitimi öğretin' dedi" şeklinde konuştu.