MB için daha esnek, piyasa için daha dalgalı

İhracatçıların, bakanların baskısı ile Merkez Bankası döviz alım ihalelerinde...


İhracatçıların, bakanların baskısı ile Merkez Bankası döviz alım ihalelerinde değişiklik yaptı. Görünüşte daha fazla döviz alacağını açıkladı. Ama açıkladığı yeni sistemle orta vadede daha fazla alım yapacak mı? Garantisi yok. Ama şurası kesin, ilan edilen yeni sistem; bir taraftan eskisine göre daha oynak bir döviz piyasasına yol açacağa benziyor. Diğer taraftan da, ‘ince ayar’ ölçüsü kaçarsa kuru yukarı itmeye aday bir özellik taşıyor. Bu durumda da, uygulanan döviz kuru rejimini sessizce ‘yönetilen dalgalı’ kur sistemine çark ettirmiş olacağız.

Eski sistem
Yeni sistemi anlamak için, önce bugüne dek uygulanan sisteme bakalım, yakın geçmişte nasıl seyretmiş?
Ekim 2008’de kriz nedeniyle kesilen döviz alım ihalelerine 4 Ağustos 2009’da başlanmıştı. 30 milyon dolarlık alım ile 30 milyon dolarlık opsiyonel alım içeriyordu. Bir yıl boyunca 2 Ağustos 2010’a kadar uygulandı. Bu süre boyunca her gün 30 milyon dolar alım yapılırken, 30 milyon dolarlık opsiyonun kullanılan bölümü sadece ortalamada 16 milyon dolar oldu. Yani kabaca yarısı. Bu yıl ağustos başında alım tutarı 40 milyon dolara, opsiyon tutarı da 40 milyon dolara yükseltilirken; yine opsiyonlu bölümde alım ortalaması 17.9 milyon dolar oldu. Bankalar, döviz alım ihalelerinde oluşan ortalama kurdan ilave döviz satmaya pek istekli olmamışlar.
Son bir yıllık dönemdeki bu veriler şunu söylüyor: İstisnai zamanlar dışında, 30 ya da 40 milyon dolarlık ihalelerde Merkez Bankası’na döviz satan bankaları, ihale ortalamasından ilave miktarlarda opsiyon kullanarak döviz satmaya teşvik edecek kadar bir arz fazlası olmamış.
Merkez Bankası’nın döviz alım ihalesi yaptığı günlerde, ihalelerde oluşan döviz kuru ortalaması ile piyasadaki döviz kuru seviyesi arasında ihale ortalaması lehinde farklılık olsaydı, opsiyon kullanımları limitine kadar kullanılacaktı. Ama uzun zaman ortalaması böyle bir farklılığın ve de limitinde opsiyon kullanımı olmadığını gösteriyor. Son bir ayda, tam (40 milyon) olarak kullanılan opisyon sayısı 5 günde gözleniyor.

Yeni sistem  
Şimdi gelelim Merkez Bankası tarafından açıklanan yeni sisteme. Eski sisteme bankanın getirdiği yenilik, haftalık ilave esnek alım miktarıdır. 40+40 olarak adlandırabileceğimiz döviz alım ihalelerine, haftalık ilave alım miktarları konulabilecek. İlk hafta 300 milyon dolar olarak ilan edilen ilave alım, haftanın günlerine farklı oranlarda yayılabilecek. Eğer bu ilave alımlar gerçekleşirse opsiyonlar devreden çıkacak. Merkez Bankası oldukça esnek bir sistem yaratmış oldu. Eski sistemde opsiyonla birlikte toplam 80 milyon dolar satın alabilme olanağı olan Merkez Bankası, yeni sistemle beraber (haftalık 300 milyon toplam ilave miktar esas alınırsa günlük ortalama 60 milyon dolar ilave alımla) 40+60 yani 100 milyon dolar alabilecek. Tabii bu alımların, bankalardan piyasa kurlarından yeterli miktarda teklif geldiği sürece olabileceğini hesaba katmak gerekiyor. Bu alım miktarlarının ‘en fazla’ olarak, bir üst limiti tarif ettiğini unutmadan.

Döviz piyasasında ne olur?
Merkez Bankası tasarladığı bu döviz alım sistemiyle, oldukça esnek bir yapıya geçmiş oldu. Peki, döviz piyasasında ne değişir?
Birincisi, sistem aşırı esnek bir yapıya geçmesine geçti ama bununla alım miktarı konusundaki haftalık bazda limit belirsizliği, günlük olarak da bunun hangi oranda olacağına ilişkin belirsizlik ortaya çıktı. Arz-talep konusundaki kestirilebilirlik azaldı. Örneğin son bir yılda geçerli olan 30+30 milyon, son iki ayda geçerli olan 40+40’lık veriler, şimdi hem haftalık olarak, hem de haftanın kalan günlerine dağılan oranlar açısından belirsizlik unsuru olacak. Döviz piyasasındaki oyuncuların bilgi setinin asimetrik olduğu hesaba katılırsa şurası kesin, döviz piyasası eskisine göre daha hareketli ve oynak seyredecek.
İkincisi, ihalelere yeterli satış teklifi gelmezse sistem çalışmayacaktır. Merkez Bankası alımları fiilen eski sistem yürütüyor olacak. Ama geriye bıraktığı bu belirsizlik ‘dumanı’ piyasada kalacak.
Üçüncüsü, Merkez Bankası arz fazlasını çekmeye niyetli olduğunu söylüyor. Şimdiye dek, fiyatı etkileyen bir ihale ya da alım stratejisi izlemedi ya da ‘ince ayarı’ kaçırmadı. Şimdi ortaya çıkacak dalgalanma ile bu ‘ince ayarı’ elden kaçırma, ‘arz fazlasının’ ötesine geçme olasılığı var. Bu olursa ‘arzuladığı kur’ konuşulmaya başlanır. Bu da örtülü ‘yönetilen dalgalı kur’ rejimine geçildiği yorumlarına kapı açar.
Merkez Bankası ‘baskıları göğüsleyeyim’ derken, ilan ettiği biçimde uygulanırsa daha oynak bir döviz piyasasının kapısını açmış oldu.