Almanya'da Müslümanlar, Cumhurbaşkanı Wulff'un açıklamalarından memnu: Bizi mutlu eden tarihi bir beyanat

Almanya'da Müslümanlar hedef tahtasına konarak yürütülen acımasız tartışmalara Cumhurbaşkanı Christian Wulff el koydu. 3 Ekim Almanya Birlik Günü'nde

Almanya'da Müslümanlar hedef tahtasına konarak yürütülen acımasız tartışmalara Cumhurbaşkanı Christian Wulff el koydu. 3 Ekim Almanya Birlik Günü'nde konuşan Cumhurbaşkanı Wulff, Birlik Günü'nün ruhuna da uygun şekilde "Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi İslam ve Müslümanlar da Almanya'nın bir parçasıdır. Ben Müslümanların da Cumhurbaşkanı'yım." diyerek ve Alman toplumundan bunu kabullenmelerini isteyerek ülkede yaşayan Müslümanların yüreğine su serpti. Cumhurbaşkanı Wulff'un açıklamaları Almanya'daki Müslümanlar ve onların kurduğu İslami organizasyonları mutlu etti.

Konuyla ilgili görüşlerini Cihan Haber Ajansı'na açıklayan İslami çatı kuruluşu Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM) dönem sözcüsü ve İslam Konseyi (Islamrat) Başkanı Ali Kızılkaya Cumhurbaşkanı Wulff'un açıklamalarını "Müslümanları memnun eden, hatta rahatlatan bir açıklama. Bu tarihi bir açıklamadır. Cumhurbaşkanı ülkedeki Müslümanları Almanya'nın parçası olarak görerek, onların da Cumhurbaşkanı olduğunu açıklaması tarihi bir açıklama. Bu, entegrasyon sürecinde önemli bir merhale" şeklinde değerlendirdi.

Son aylarda İslam, Müslümanlar ve uyum ekseninde cereyan eden tartışmaları hatırlatan Ali Kızılkaya, "Özellikle de son ayların tartışmaları bağlamında bakıldığı zaman Cumhurbaşkanının açıklamaları rahatlatıcı bir açıklama. Bu açıklamayı, Almanya'da Müslümanlara karşı tutumlara bir tavır koyuş olarak görüyorum ben. Bu tutumu ben entegrasyona ivme katacak bir tutumdur. Müslümanların bu ülkede kabul görmesi konusunda devletin zirvesinin de aklı selim davranışlar göstermesi çok önemli." dedi.

Bundan sonraki durumla ilgili umudunu dile getiren Kızılkaya, "Ümit ediyoruz ki; Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları siyasette yankısını bulsun. Siyasetçiler bunu ciddiye alıp ders çıkarmalarını umuyoruz. Çünkü barışa ve karşılıklı saygıya büyük bir katkıdır bu. Şimdi görev siyasetçilere düşüyor. Bu çağrıya kulak asıp bunu uygulamaya koymaları, Müslümanlara eşit ve reşit vatandaş muamelesi yaparak, şu ana kadar mahrum bırakılan hakların verilmesi hızlandırılmalı. Ayrıca toplumda Müslümanların itibarını zedeleyici açıklamalardan kaçınmalarına vesile olur diye ümit ediyorum." diye konuştu.

İslam Kültür Merkezleri Birliği (İKMB) Diyalog Sorumlusu ve KRM eski dönem sözcüsü Erol Pürlü ise, "Bu açıklamalar bizi sevindirdi. Cumhurbaşkanı, bunları ifade ederek Müslümanların Almanya'nın bir parçası olduğunu vurguladı. Sayın Cumhurbaşkanı, eyalet başbakanı iken de orada, İslam din dersi konusunda olsun, ilk Türk kökenli bakan atama konusunda olsun toplumun ilerisinde gördük. Bunlar kendisinin inandırıcılığını da kuvvetlendiriyor. Bu açıklamalarıyla Alman kamuoyuna da bir mesaj vermiş oluyor. Kültürel çeşitliliği, farklılıkları kabul etmemiz lazım diyor. İslamiyet Almanya'nın bir parçasıdır diyerek bu konunun sinelere inmesini sağlamak için yüksek bir makamdan Alman toplumuna sinyal veriyor. Bunu devletin büyük erkanı söylüyor. Bunu her kesim ciddiye alıyor. Çok müspet yankı buldu. Bunu siyasetçilerinde yapması ve toplumda Müslümanların Almanya'nın tabii bir parçası olarak algılanmasının sağlanması gerek" dedi.

KRM'nin diğer üyesi Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) Genel Başkanı Aiman Mazyek ise "Cumhurbaşkanı'nın sözleri Müslümanlara net ve önemli bir sinyaldir. Cumhurbaşkanı, Müslümanların ikinci sınıf vatandaş olmadıkları sinyalini vermiştir" dedi. Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaleti eski Uyum Bakanı Armin Laschet de Cumhurbaşkanı'nın konuşmasını överek, "Bizim yeni bir Alman birliğine ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.