Nejat'la Berrak buluştu, Recep İvedik yolcu
Sevgililer niye ayrılır, niye barışır? Ayrılık oyununu kim kazanır, kim kaybeder?
Nejat İşler ve Berrak Tüzünataç aylar sonra barıştı.
Berrak Tüzünataç ile Nejat İşler bunca zaman sonra neden bir araya geldi mi, dediniz? Çünkü gerçek aşklar, ayrılıkla bitmez. Ayrılık son gibi görünse de aslında bir sürecin başlangıcıdır. Ayrılmak zaman alır. Benim basit bir ayrılık hesabım var. Ne kadar âşık kaldıysanız, o süreyi ikiye bölün. En az o kadar zaman acıyla kıvranacaksınız. Aşkınız ne kadar coşkuluysa ayrılık da o kadar yıkıcı olacaktır. Eski sevgilinin eskimesi biraz da sizin eksilmenizdir. Giden sevgili hakkında gelen her haber, içinizde tsunamiler oluşturacak, sizi tarumar edecek.
Ayrılmayı düşünen âşıklara basit bir sorum var: “Büyük bir çaresizlik sınavına hazır mısınız?” Zira kendinizle sınanacaksınız. İradeniz, gücünüz, sabrınız ne kadar büyükse o kadar kolay atlatacaksınız. Bu sınavda sığınabileceğiniz tek liman var, o da ‘zaman’. Kendini kim iyi avutursa onun kazanacağı bir oyundur ayrılık. Durup dururken günün, ayrıldıktan aylar sonra onun kokusunu, teninin tenine değdiği an tüylerinin ürperişini ve bir gülümsemesini hatırlayacaksın. Sonra ‘gümmmm’... Önce ağlayacak sonra ayrılık sürecini sıfırlayıp yeniden başlayacaksın. Tutamayacağın sözleri verdiğin, eşe dosta rezil olduğun bir süreçtir ayrılık. Rezilliktir.
Ayrılık icabı!
Üstelik garantisi de yok. Zamansız bir ayrılıktan sonra, o aşkı içinden atamazsan, hayat boyu bitmemiş bir aşkta rehin kalacaksın. Nejat ile Berrak aylar sonra neden mi bir araya geldiler? Benim basit bir cevabım var: “Ayrılık icabı!”
Onlar bu yüzden kavuştu... Şimdi sen de sessizce sahneyi terk ediyorsun sevgili Recep İvedik kardeşim!
Başbakan ne dedi?
Başbakan’ın öğüdü, gelinle damadı mahçup etti...
FOTOĞRAF: MEHMET KAMAN / AA
Tayyip Erdoğan demiş ki:
“...duyarlılığı olan bütün kardeşlerimi hassas olmaya, bu konuda dikkatli olmaya özellikle davet ediyorum. Sorumluluk mevkiindeki bir insan olarak, Başbakan olarak, vatanımı, milletimi çok sevdiğim için böyle bir hassasiyeti her gittiğim toplantıda hatırlatıyorum.”
Bu sözleri duyduğunuzda aklınıza sizin de benim gibi pek çok şey geldiğinden eminim.
Paniğe kapılmayın, merak edecek bir şey yok. Başbakanın hassas ve dikkatli olmamızı istediği şey çocuk meselesi. Lafın başında bir nikâh töreninde Başbakan’ın en az üç çocuk yapın dediği damat ve gelinin utandığı yazıyor! E, gel de utanma be Sayın Başbakan!
Ergenekon edebiyat seli
Bir ara Ergenekon dalgasını haber yapmaktan yorulmuştuk. İşler tersine döndü. Bu kadar çok adamı toplayıp, bu kadar uzun süre cezaevinde tutarsanız, olacağı aslında buydu. Şimdi ardı ardına cezaevinde yazılmış Ergenekon kitapları piyasaya çıkıyor. Mustafa Balbay, Vedat Yenerer, Ergün Poyraz gibi isimlerin yazdığı kitaplar ‘çok satanlar’ raflarında yerini alıyor. Benim ilk günden bu yana Ergenekon konusunda kafam karışık. Perihan Mağden’i Radikal’de yazdığı bir yazı yüzünden yargılandığı adliyeden, hâlâ tutuklu bulunan kimi Ergenekoncuların elinden nasıl kaçırdığımızı henüz unutmuş değilim. Yine de o isimlerle cumhuriyet mitingleri düzenlemekle suçlanan Tuncay Özkan’ı ya da gazeteci Mustafa Balbay’ı, Doktor Mehmet Haberal’ı aynı kaba koymayı da vicdanım kabul etmez. Yeni Ergenekon’un edebiyat dalgası belki de bu süreçte kimin ne olduğunu anlamamızı sağlayacak. Bugüne kadar biz hep iddianameleri okumuştuk. Şimdi sıra geldi bu iddianamelere verilen cevapları ve trajikomedi hayat hikâyelerini okumaya.
Her Türk garson doğar!
Dün Star gazetesi ibretlik bir haber yayımladı. Türk ordusunda 500 sosyal tesis bulunduğu ve 65.000 erin bu sosyal tesislerde görev yaptığını yazdı. Bugüne kadar “Her Türk asker doğar”ı şiar edinmiş bir millet için hepimizin bildiği gerçeklerle trajik bir yüzleşme rakamı. Orhan Veli’nin malum şiiriyle söylersek:
Ne yapmadık ki bu vatan için. Kimimiz öldük, kimimiz nutuk çektik. ’Kimimiz ise askerlik boyunca komutana çay taşıdık!’
BlackBerry’ni al da git!
Ferit Şahenk dün “Facebook’a geç girdiğime pişmanım” demiş. Haklı olabilir; Osman Çarmıklı, Ümit Boyner gibi iş dünyasının pek çok ismi sosyal paylaşım ağlarındalar. Bu ağlarda iş ya da özel görüşlerini paylaşıyorlar. Şahsen ben Ferit Şahenk’in Twitter’da yazdıklarını takip etmek isterdim. Benimki sadece bir temenni deyip geçebiliriz. Oysa devletimiz, işadamlarının sadece sosyal paylaşım ağlarında değil, cep telefonlarında da ne konuştuğunu bilmek istiyor. Özellikle işadamlarının kullandığı BlackBerry’ler teknolojik olarak izlenemediği için yasaklanacakmış. Hepimizin dinlendiğini biliyorduk ama bu kadar aleni bir şekilde bunu ilan etmekten utanmayan bir Bilişim Teknoloji Kurumumuz var. Yine de haksızlık etmeyelim. Dünyanın en büyük arama motoru Google’a savaş açmış bir Ulaştırma Bakanı’na bağlı çalıştığını düşünürsek BTK’ya da kızmaya hakkımız yok.