Kandil, İmralı'ya gitmeden Erbil Ankara'ya geldi
Irak'taki hükümet kurma çalışmalarının Kürt ve enerji sorunlarıyla iç içe gelişerek oyundaki hisseleri büyüttüğü bir dönemde PKK bir dönüm noktasına geliyor.
WikiLeaks internet sitesinin ABD’nin savaş suçlarını ortaya dökmesindeki amacı Amerikan siyasetinden ‘kelle almaktı’. Mecazi, siyasi anlamda tabii... Ama ilk sonucu gerçek anlamıyla, hem de önemli bir kellenin düşmesine neden olacak gibi. Bir zamanlar Irak’taki Baas rejiminin Saddam Hüseyin’den sonraki güçlü ismi Tarık Aziz dün idama mahkûm edildi.
Saddam rejiminden geri kalan herkes çoktan idam edilmişken Tarık Azia’in yaşaması gizli bir anlaşmaya dayandırılıyordu. İstihbarat dünyasındaki söylentilere göre, Hıristiyan inancında olan Aziz, Vatikan’ın son anda devreye girmesiyle saf değiştirip Saddam Hüseyin ile birlikte kurdukları rejimin kâğıttan kuleler gibi yıkılmasında Brütüs rolü oynamış, bunun karşılığında canını kurtarmış, nispeten rahat koşullarda hapse atılmıştı.
İddialara göre, Yüksek Mahkeme’nin yıllardır bitmeyecekmiş gibi süren yargılamasının sonuçlanmasında, Başbakan Nuri El Maliki’nin üyesi olduğu Şii Dava Partisi üyelerinin sabık rejimde bizzat Aziz’in talimatıyla tutuklanıp idam edildiği yolunda ifşa ettiği bilgilerin payı olmuştu.
Maliki, WiliLeaks Irak’la ilgili son parti belgeleri ilk ortaya döktüğünde, hatırlayalım, bunun Irak’ta yeni hükümet çabalarını sabote etmeye yönelik bir hamle olarak gördüğünü söylemişti.
Tarık Aziz’in idama mahkûm edildiğinin ilan edildiği saatlerde Irak’taki yeni hükümet kurulması çalışmalarıyla ilgili olarak Ankara’da önemli bir konuk vardı.
Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) Başkan Yardımcısı Neçirvan Barzani, bir gün önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı telefon görüşmesi ardından Ankara’ya gelmişti. Ankara’da yalnızca Davutoğlu ve Dışişleri ekibiyle görüşmekle yetinmedi. Beraberindeki IKDP heyetiyle birlikte Başbakan Tayyip Erdoğan (ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik) ile de bir buçuk saat görüştüler. Tabii ki Irak’taki yeni hükümet çalışmalarının vaz geçilmez parçası olan petrol vegaz paylaşımına işaret edecek şekilde Enerji Bakanı Taner Yıldız da görüşmelere katıldı.
Ankara, Irak’ta yeni hükümet kurma meselesini yalnızca Kürtlerle değil, Irak’taki bütün taraflarla görüşüyor. Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik adeta Irak siyasetinde bir arabulucu gibi çalışıyor. İçinde bulunduğumuz ekim ayı içinde Davutoğlu ve Erdoğan’ın görüştüğü Iraklı yetkililer arasında Başbakan Maliki’den Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’ye, Yüksek İslam Konseyi Başkanı Ammar el Hekim’den Başbakan Yardımcısı Rafi İsavi’ye, Irakiye Partisi lideri İyad Allavi’ye dek pek çok isim var.
Çünkü Irak’ta yeni hükümet kurulması Türkiye için yalnız bölge istikrarı için değil, PKK dolayısıyla ülke güvenliği ve Kürt sorunu nedeniyle iç barış bakımlarından da önem taşıyor.
PKK sorunu bakımından
Dün Aysel Tuğluk’un sözlerini okudunuz; bugün bir aksilik olmaz ise İmralı Adası’na gidip PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan ile görüşmeyi planlıyordu. Tuğluk, Öcalan’a Diyarbakır ve Ankara’nın, ama daha önemlisi Kandil’in havasını aktarıp, PKK’nın eylemleri tırmandırmasının önüne geçmesini sağlamaya çalışacağını söylüyordu. Nitekim bir ‘aksilik’ çıktı ve görüşmenin muhtemelen gerçekleşmeyeceği avukatlar tarafından açıklandı.
Barzani ile yalnızca Irak hükümet çalışmalarının konuşulduğunun Dışişleri yetkililerince vurgulanıyor olması tek başına bir anlam taşımıyor. Önemli olan Kandil nabzının İmralı’ya gitmesinden önce Erbil nabzının Ankara’ya gelmesidir.
ABD yönetiminin Türkiye’nin Irak’taki PKK varlığını etkisizleştirmesi için gerekirse Irak sınırları içinde askeri önlem almasını görmezden gelmesini dahi Irak’taki yeni hükümet kuruluşuna bağlaması rastlantı değildir.
Irak Kürtleri, ABD’nin bölgeyi tamamen terk etmesinden sonra kendilerini Sünni ve Şii Arap vatandaşlarının insafı yerine Türkiye’nin işbirliğine bırakmayı tercih edebilirler. PKK’nın bu resmi ne kadar doğru okuduğunu tahmin etmek güç. Ancak Fırat Haber Ajansı’na yansıyan sözlerinden, bir köşeye sıkışmışlık duydusu içinde tepkilerini daha çok şiddetle ortaya dökecekleri tahmini yapılabilir.
Görülüyor ki oyun büyüdü ve uluslararası enerji ve güvenlik denkleminin bir parçası haline geldi. PKK bu oyunda kendisine silahla ne kadar yer açabilir, silahtan vazgeçerek bölgedeki bütün Kürtlere ne kadar rahatlık sağlayabilir? PKK açısından bir dönüm noktasına yaklaşılıyor.
