Chp Grup Başkanvekili Hamzaçebi: 'Ak Parti Başörtüsü Sorunun Çözümüne Chp'yi Ortak Etmek İstemiyor'
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, AK Parti'nin başörtüsü sorununun çözümüne CHP'yi ortak etmek istemediğini öne sürdü
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, AK Parti'nin başörtüsü sorununun çözümüne CHP'yi ortak etmek istemediğini öne sürdü. Hamzaçebi, "Başbakan, 'Başörtüsü konusu 2011'den sonraya kalmıştır' açıklaması yaptı. Bizim çağrımızın cevabını biz sayın Başbakan'dan 'hayır' olarak anlıyoruz" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Erdoğan'ın her seçimden ve 12 Eylül referandumundan sonra toplumu kucaklayan konuşmalar yaptığını belirterek, bu konuşmalardan kısa bir süre sonra ise kucaklama tavrını bir kenara bırakarak AK Parti'ye oy vermeyen toplum kesimlerini karşısına aldığını anlattı. Erdoğan'ın referandumdan sonra da yüzde 42'lik toplum kesimini kucaklayacağını ifade ettiğini ancak çok kısa bir süre sonra Tayyip Erdoğan genetiğine dönerek bu
konuşmayı unuttuğunu ifade eden Hamzaçebi, "Onun gözünde yüzde 42'lik toplum kesimi değişime direnenlerdir. Başbakan'ın üslubu, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın üslubunun aynısıdır. Bunu demokrasinin bir zenginliği olarak algılamıyor" diye konuştu.
"AK PARTİ GARANTİ VERMEKTEN KAÇINIYOR"
CHP olarak Başbakan'a bir mini özgürlük paketi önerdiklerini ifade eden Hamzaçebi, bu pakette üniversitelerde başörtüsü sorununun çözümü, kamuda ve ilk ve orta öğretimde mevcut durumun devamı, dokunulmazlıkların kaldırılması, YÖK'ün kaldırılması ve seçim barajının indirilmesi yönünde düzenlemeler bulunduğunu söyledi. Başbakan'ın ve AK Parti Grup Başkanvekillerinin açıklamalarından görüleceği gibi AK Parti'nin başörtüsü konusunda samimi ve net bir tutumunun bulunmadığını öne süren Hamzaçebi, kamuda ve ilk
ve ortaöğretimde mevcut durumun devamıyla ilgili bir garantinin AK Parti tarafından topluma verilemediğini söyledi. Hamzaçebi, YÖK'ün bu konuda aldığı kararlarla sorunun fiilen çözüldüğünü düşünen AK Parti'nin CHP'yi çözüme ortak etmek istemediğini ileri sürdü.
"AK PARTİ'NİN GENETİĞİNDE YOLSUZLUKLA MÜCADELE YOK"
AK Parti'nin genetiğinde yolsuzlukla mücadelenin bulunmadığını kaydeden Hamzaçebi, "Yolsuzlukla mücadele denildiğinde ortalıktan kaybolanlar, başörtüsünü, kendi kişisel ikballerine feda edebilmektedirler. Biz dört ayağı olan bir paketi AK Parti'ye sunduk, sayın Başbakan buna cevap olarak, 'Başörtüsü konusu 2011'den sonraya kalmıştır' açıklaması yaptı. Bizim çağrımızın cevabını biz sayın Başbakan'dan 'hayır' olarak anlıyoruz. Sayın Başbakan'ın gerçekten konuyu çözme niyeti olsaydı bu mini özgürlük
paketini desteklerdi" değerlendirmesini yaptı.
Meclis'in gündeminde Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu tasarılarının bulunduğunu ifade eden Hamzaçebi, Türk Ticaret Kanunu'nun 2 yıldır, Borçlar Kanunu'nun ise 1 yıldır Meclis Genel Kurulu'nda beklediğini belirtti. Bu tasarıların bütün vatandaşların, iş ve ekonomi dünyasının beklediği düzenlemeler olduğunu vurgulayan Hamzaçebi, bunların yanında Hukuk Muhakemesi Yasa Tasarısı'nın da Meclis'te beklediğine dikkat çekti. Meclis'te grubu bulunan siyasi partilere bu konuda bir çağrı yaptığını söyleyen
Hamzaçebi, "Gelin biraraya gelerek bu tasarıları bir uzlaşmayla Meclis'ten çıkaralım" dedi.
Hamzaçebi, Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu tasarılarının görüşülmeyen 2 bine yakın maddesi bulunduğunu, bir uzlaşmayla bunları kısa bir süre içinde yasalaştırabileceklerini söyledi. Vergi ve prim borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili kanun tasarısının hala Meclis'e gönderilmediğini belirten Hamzaçebi, bu gecikmeyi normal bir gecikme olarak değerlendirmediklerini söyledi. Bu düzenlemenin hangi borçları kapsadığını vatandaşların bilmek istediğini kaydeden Hamzaçebi, bunun yanı sıra esnafın kredi
borçlarının yeniden yapılandırılmasının da önem taşıdığını vurguladı. Hamzaçebi, vergi ve prim borçlarıyla elektrik ve su borçlarının yeniden yapılandırılmasını, özellikle 2009 krizinin ardından taşıdığı öneme dikkat çekerek, bununla birlikte vergilerini düzenli ödeyen mükelleflere sembolik bir vergi indirimi yapılmasının da adalet duygularının zedelenmemesi açısından olumlu olacağını dile getirdi.
Hamzaçebi, 2010 yılı Temmuz dönemi işsizlik oranının yüzde 10.6 olarak açıklandığını hatırlatarak, 2002 yılından bu yana ilk kez işsizlik oranının bu noktaya düştüğünü belirtti. TÜİK'in rakamlarla oynadığını öne süren Hamzaçebi, bunun skandal olarak nitelendirilebilecek bir oynama olduğunu söyledi. AB'nin 1998 yılında aldığı karara dayanarak 2010 yılından sonra işsizlik hesaplama yönteminin değiştirildiğine işaret eden Hamzaçebi, 2009'dan önceki yıllar aynı kriterlere göre güncellenmediği için işsizlik
oranında ciddi bir düşüş görüntüsünün ortaya çıktığını ifade etti. Hamzaçebi, "Aynı yöntem devam etseydi Temmuz sonundaki işsizlik oranı yüzde 10.6 değil, yüzde 13 olacaktı" diye konuştu.
Tarım sektöründe 2010 yılında, 2009'a göre 300 bin istihdam artışı olmasının da inandırıcılık taşımadığını belirten Hamzaçebi, "Hükümet işsizlik oranlarını çarpıtmıştır. Sokaktaki durumla hükümetin rakamları uyumlu değil" dedi.
Hamzaçebi, basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını cevapladı. Sayıştay Kanunu Teklifi'nde TSK'nın denetiminin yumuşatılmasını öngören bir korsan önergenin ortada dolaştığı yönündeki iddianın hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, böyle bir korsan önergenin CHP'ye gelmesinin söz konusu olmadığını söyledi. TSK'yı Sayıştay denetimi dışında hiç kimsenin bırakamayacağını dile getiren Hamzaçebi, "TSK'nın bugüne kadar bütün harcamaları Sayıştay denetimine tabiydi. Sayıştay denetimini tabi olma
konusunda Silahlı Kuvvetler'in mallarıyla ilgili tereddüt yaratan bir düzenleme vardı. Bu teklif o tereddüdü de ortadan kaldırıyor. Silahlı Kuvvetler'in malları da denetim altında olacaktır. Bundan hiçbir tereddüt yoktur. Hiç kimsenin böyle bir öneriye destek vereceğini sanmıyorum" şeklinde konuştu.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2008'deki tüzük değişikliğinin uygulanması yönünde CHP'ye yaptığı uyarıyla ilgili soru üzerine Hamzaçebi, "Onu genel merkezimiz değerlendiriyor. MYK toplantısında da değerlendirilecektir. Hukukun gereği neyse o yapılacaktır. Zamanı geldiğinde de o açıklama Genel Merkezimiz tarafından yapılacaktır" diye konuştu.
BAHÇELİ'NİN 'ŞARK KURNAZLIĞI' SUÇLAMASINA CEVAP
MHP lideri Bahçeli'nin, CHP'nin başörtüsü konusundaki tavrını 'şark kurnazlığı' olarak değerlendirdiğinin hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, CHP'nin önerisini öteden beri yaptığını hatırlattı. Başbakan'ın ve AK Parti Grup Başkanvekillerinin topluma bir güvence vermek istemediklerini dile getiren Hamzaçebi, '10 yıl sonrası için ne olacağını bilemeyiz' dediklerini anlattı. Hamzaçebi şunları söyledi:
"Bizim teklifimizi dikkate almayan, YÖK Başkanı'nın fiilen ortaya koyduğu çözüme sığınarak CHP'yi yaklaşan seçim sürecinde siyasi olarak eleştirmeyi hedef alan, tek yanlı bir yaklaşım varken CHP'nin bu konuda çözüme ortak olmadığının söylenmesini doğru bulmuyorum. Biz buradayız. Önerimiz gayet açıktır. Hodri meydan. Burası TBMM. Paketimiz ortada duruyor. Çözmek istiyorsanız gelin çözelim. Ama niyet çözmek değildir. Niyet kamunun diğer alanlarına da bunu taşımaktır. 'Öyle bir niyetimiz yoktur' şeklinde
bir kesin açıklamayı Başbakan yapmaktan kaçınıyor. 'Cumhuriyet çıtkırıldım değildir' diyor, öte taraftan da böyle bir güvenceyi topluma vermiyor. Samimiyetsiz bir yaklaşım."
(ZÇ-CC-Y)
CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Erdoğan'ın her seçimden ve 12 Eylül referandumundan sonra toplumu kucaklayan konuşmalar yaptığını belirterek, bu konuşmalardan kısa bir süre sonra ise kucaklama tavrını bir kenara bırakarak AK Parti'ye oy vermeyen toplum kesimlerini karşısına aldığını anlattı. Erdoğan'ın referandumdan sonra da yüzde 42'lik toplum kesimini kucaklayacağını ifade ettiğini ancak çok kısa bir süre sonra Tayyip Erdoğan genetiğine dönerek bu
konuşmayı unuttuğunu ifade eden Hamzaçebi, "Onun gözünde yüzde 42'lik toplum kesimi değişime direnenlerdir. Başbakan'ın üslubu, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın üslubunun aynısıdır. Bunu demokrasinin bir zenginliği olarak algılamıyor" diye konuştu.
"AK PARTİ GARANTİ VERMEKTEN KAÇINIYOR"
CHP olarak Başbakan'a bir mini özgürlük paketi önerdiklerini ifade eden Hamzaçebi, bu pakette üniversitelerde başörtüsü sorununun çözümü, kamuda ve ilk ve orta öğretimde mevcut durumun devamı, dokunulmazlıkların kaldırılması, YÖK'ün kaldırılması ve seçim barajının indirilmesi yönünde düzenlemeler bulunduğunu söyledi. Başbakan'ın ve AK Parti Grup Başkanvekillerinin açıklamalarından görüleceği gibi AK Parti'nin başörtüsü konusunda samimi ve net bir tutumunun bulunmadığını öne süren Hamzaçebi, kamuda ve ilk
ve ortaöğretimde mevcut durumun devamıyla ilgili bir garantinin AK Parti tarafından topluma verilemediğini söyledi. Hamzaçebi, YÖK'ün bu konuda aldığı kararlarla sorunun fiilen çözüldüğünü düşünen AK Parti'nin CHP'yi çözüme ortak etmek istemediğini ileri sürdü.
"AK PARTİ'NİN GENETİĞİNDE YOLSUZLUKLA MÜCADELE YOK"
AK Parti'nin genetiğinde yolsuzlukla mücadelenin bulunmadığını kaydeden Hamzaçebi, "Yolsuzlukla mücadele denildiğinde ortalıktan kaybolanlar, başörtüsünü, kendi kişisel ikballerine feda edebilmektedirler. Biz dört ayağı olan bir paketi AK Parti'ye sunduk, sayın Başbakan buna cevap olarak, 'Başörtüsü konusu 2011'den sonraya kalmıştır' açıklaması yaptı. Bizim çağrımızın cevabını biz sayın Başbakan'dan 'hayır' olarak anlıyoruz. Sayın Başbakan'ın gerçekten konuyu çözme niyeti olsaydı bu mini özgürlük
paketini desteklerdi" değerlendirmesini yaptı.
Meclis'in gündeminde Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu tasarılarının bulunduğunu ifade eden Hamzaçebi, Türk Ticaret Kanunu'nun 2 yıldır, Borçlar Kanunu'nun ise 1 yıldır Meclis Genel Kurulu'nda beklediğini belirtti. Bu tasarıların bütün vatandaşların, iş ve ekonomi dünyasının beklediği düzenlemeler olduğunu vurgulayan Hamzaçebi, bunların yanında Hukuk Muhakemesi Yasa Tasarısı'nın da Meclis'te beklediğine dikkat çekti. Meclis'te grubu bulunan siyasi partilere bu konuda bir çağrı yaptığını söyleyen
Hamzaçebi, "Gelin biraraya gelerek bu tasarıları bir uzlaşmayla Meclis'ten çıkaralım" dedi.
Hamzaçebi, Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu tasarılarının görüşülmeyen 2 bine yakın maddesi bulunduğunu, bir uzlaşmayla bunları kısa bir süre içinde yasalaştırabileceklerini söyledi. Vergi ve prim borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili kanun tasarısının hala Meclis'e gönderilmediğini belirten Hamzaçebi, bu gecikmeyi normal bir gecikme olarak değerlendirmediklerini söyledi. Bu düzenlemenin hangi borçları kapsadığını vatandaşların bilmek istediğini kaydeden Hamzaçebi, bunun yanı sıra esnafın kredi
borçlarının yeniden yapılandırılmasının da önem taşıdığını vurguladı. Hamzaçebi, vergi ve prim borçlarıyla elektrik ve su borçlarının yeniden yapılandırılmasını, özellikle 2009 krizinin ardından taşıdığı öneme dikkat çekerek, bununla birlikte vergilerini düzenli ödeyen mükelleflere sembolik bir vergi indirimi yapılmasının da adalet duygularının zedelenmemesi açısından olumlu olacağını dile getirdi.
Hamzaçebi, 2010 yılı Temmuz dönemi işsizlik oranının yüzde 10.6 olarak açıklandığını hatırlatarak, 2002 yılından bu yana ilk kez işsizlik oranının bu noktaya düştüğünü belirtti. TÜİK'in rakamlarla oynadığını öne süren Hamzaçebi, bunun skandal olarak nitelendirilebilecek bir oynama olduğunu söyledi. AB'nin 1998 yılında aldığı karara dayanarak 2010 yılından sonra işsizlik hesaplama yönteminin değiştirildiğine işaret eden Hamzaçebi, 2009'dan önceki yıllar aynı kriterlere göre güncellenmediği için işsizlik
oranında ciddi bir düşüş görüntüsünün ortaya çıktığını ifade etti. Hamzaçebi, "Aynı yöntem devam etseydi Temmuz sonundaki işsizlik oranı yüzde 10.6 değil, yüzde 13 olacaktı" diye konuştu.
Tarım sektöründe 2010 yılında, 2009'a göre 300 bin istihdam artışı olmasının da inandırıcılık taşımadığını belirten Hamzaçebi, "Hükümet işsizlik oranlarını çarpıtmıştır. Sokaktaki durumla hükümetin rakamları uyumlu değil" dedi.
Hamzaçebi, basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını cevapladı. Sayıştay Kanunu Teklifi'nde TSK'nın denetiminin yumuşatılmasını öngören bir korsan önergenin ortada dolaştığı yönündeki iddianın hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, böyle bir korsan önergenin CHP'ye gelmesinin söz konusu olmadığını söyledi. TSK'yı Sayıştay denetimi dışında hiç kimsenin bırakamayacağını dile getiren Hamzaçebi, "TSK'nın bugüne kadar bütün harcamaları Sayıştay denetimine tabiydi. Sayıştay denetimini tabi olma
konusunda Silahlı Kuvvetler'in mallarıyla ilgili tereddüt yaratan bir düzenleme vardı. Bu teklif o tereddüdü de ortadan kaldırıyor. Silahlı Kuvvetler'in malları da denetim altında olacaktır. Bundan hiçbir tereddüt yoktur. Hiç kimsenin böyle bir öneriye destek vereceğini sanmıyorum" şeklinde konuştu.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2008'deki tüzük değişikliğinin uygulanması yönünde CHP'ye yaptığı uyarıyla ilgili soru üzerine Hamzaçebi, "Onu genel merkezimiz değerlendiriyor. MYK toplantısında da değerlendirilecektir. Hukukun gereği neyse o yapılacaktır. Zamanı geldiğinde de o açıklama Genel Merkezimiz tarafından yapılacaktır" diye konuştu.
BAHÇELİ'NİN 'ŞARK KURNAZLIĞI' SUÇLAMASINA CEVAP
MHP lideri Bahçeli'nin, CHP'nin başörtüsü konusundaki tavrını 'şark kurnazlığı' olarak değerlendirdiğinin hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, CHP'nin önerisini öteden beri yaptığını hatırlattı. Başbakan'ın ve AK Parti Grup Başkanvekillerinin topluma bir güvence vermek istemediklerini dile getiren Hamzaçebi, '10 yıl sonrası için ne olacağını bilemeyiz' dediklerini anlattı. Hamzaçebi şunları söyledi:
"Bizim teklifimizi dikkate almayan, YÖK Başkanı'nın fiilen ortaya koyduğu çözüme sığınarak CHP'yi yaklaşan seçim sürecinde siyasi olarak eleştirmeyi hedef alan, tek yanlı bir yaklaşım varken CHP'nin bu konuda çözüme ortak olmadığının söylenmesini doğru bulmuyorum. Biz buradayız. Önerimiz gayet açıktır. Hodri meydan. Burası TBMM. Paketimiz ortada duruyor. Çözmek istiyorsanız gelin çözelim. Ama niyet çözmek değildir. Niyet kamunun diğer alanlarına da bunu taşımaktır. 'Öyle bir niyetimiz yoktur' şeklinde
bir kesin açıklamayı Başbakan yapmaktan kaçınıyor. 'Cumhuriyet çıtkırıldım değildir' diyor, öte taraftan da böyle bir güvenceyi topluma vermiyor. Samimiyetsiz bir yaklaşım."
(ZÇ-CC-Y)