Bebeğin ölümünde doktor suçlu bulundu, tazminatı Sağlık Bakanlığı ödeyecek (Özel)

Doktorun ihmali sebebiyle 11 aylık bebeklerini kaybeden aile hukuk savaşını kazandı. Sağlık alanında emsal teşkil edecek kararı Bursa 1. İdare Mahkeme

Doktorun ihmali sebebiyle 11 aylık bebeklerini kaybeden aile hukuk savaşını kazandı. Sağlık alanında emsal teşkil edecek kararı Bursa 1. İdare Mahkemesi verdi. Sağlık Bakanlığı'nı 100 bin TL tazminat ödemeye mahkûm eden mahkeme, bakanlığın 'çalıştırdığı hekimin bilgi ve becerisinden mes'ul olduğunun' altını çizdi.

Bursa merkez Yıldırım ilçesinde ikamet eden Köksal-Saval Gültekin çiftinin 11 aylık bebekleri Yücel Gültekin'i 6 Temmuz 2006 günü saat 19.00 sıralarında yüksek ateş şikâyetiyle Bursa Çocuk Hastanesi'ne götürdü. Hemşireler tarafından duş aldırılan ve paranox fitil uygulaması yapılan bebeği muayene eden doktor Fatih B., "Bebekte bir şey yok, boğazı apse yapmış." dedi. Anne Saval Gültekin'in "Vücudunda kızarıklar var, onlar ne olacak?" itirazı üzerine Fatih B., "Bizden iyi biliyorsan niye bebeğe getirdin?" diyerek ilaç yazıp gönderdi. İki saat sonra ateşi yeniden yükselen Yücel bebek, Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi'ne ardından da Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Yapılan müdahaleye rağmen 11 aylık bebek hayatını kaybetti.

5 çocuklu Saval-Köksal Gültekin çifti, bebeğe yanlış tedavi uygulandığını belirterek hastane görevlileri hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Dr. Fatih B. ve iki hemşire hakkında soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcısı, bebeğe otopsi talebinde bulundu. Raporda bebeğin beyin viral (virüse bağlı) menenjitten öldüğü belirlendi. Savcı, bunun üzerine Yücel Gültekin'in ölümüyle ilgili Adli Tıp Kurumu'ndan rapor istedi. Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu, bebeğin ölüm nedeninin meningokoksemi (vücuda yayılmış, bulaşıcı menenjit) olduğunu bildirdi. Savcı bu kez de Adli Tıp Kurumu'na 'Bebeğin ölümünde doktorun hatası var mı?' diye sordu. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından 2008'de hazırlanan raporda, "40,5 -41 derece ateşi olan 11 aylık bebeğin ilaç verilip gönderilmesi yerine hastanede yatırılarak gözlem altında tutulmasının uygun olduğu belirlenmiştir. Bebeğin hastaneye yatırılması durumunda ateşin yine yüksek seyrettiği saat 21.00 sıralarında hastalığın ölümcül döneme girmeye başladığı ve bu dönemde acil müdahale yapılabileceği, kurtulma şansının bulunduğu, saat 03.00'te getirildiğinde geri dönülmez tablonun başladığı göz önüne alındığında Dr. Fatih B.'nin eyleminin tıp kurallarına uygun olmadığı oy birliği ile mütalaa edildi." ifadeleri yer aldı.

Cumhuriyet Savcısı rapor üzerine Bursa 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'Meslekte tecrübesizlik nedeniyle ölüme sebebiyet vermek' iddiasıyla Dr. Fatih B. hakkında ceza davası açtı. Savcılık iddianamesinin ulaştığı Saval-Köksal Gültekin çifti, Ankara Barosu avukatlarından Mustafa Akıncı vasıtasıyla 2 Haziran 2009'da Bursa 1. İdare Mahkemesi'ne Sağlık Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtı. Bakanlık avukatları savunmalarında, "Davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı olayın sağlık personelinin gayretleri ile kontrolü ve önlenmesi mümkün olmayan sebepler nedeniyle gerçekleştiği hizmetin sunulmasından kaynaklanmadığı ortadadır. Eylem ile netice arasında illiyet bağı bulunmadığı davanın reddi edilmesi gerekir." savunması yaptı.

İdarenin kusuru nedeniyle bebeğin öldüğünü savunan ailenin tazminat talebini mahkeme heyeti oy birliği ile kabul etti. Mahkeme anne baba ve çocuklara ödenmek üzere yasal faiziyle birlikte 100 bin TL ödenmesine hükmetti.

DAVALI İDARE PERSONELİ İYİ YETİŞTİRMEMİŞ

Mahkeme heyeti, davanın masraflarının da Sağlık Bakanlığı'nca ödenmesini kararlaştırdı. Mahkeme gerekçeli kararında, 11 aylık bebeğe yanlış teşhis koyan ve hastanede yataklı tedavi görmesi gereken bebeği ilaç yazdıktan sonra evine gönderen doktorun tecrübesizlik sebebiyle yanlış karar verdiğine dikkat çekti. Mahkeme kararındaki, "İdare kamu hizmeti ifa ederken istihdam ettiği personeli yetiştirmek gerekli bilgi ve donanımı vermekle yükümlü olup, hizmetin yürütülmesi sırasında personele atfedilen kusurun esasen idarenin kusuru olduğu ve bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu olacağı açıktır. Davanın idarenin personeli iyi yetiştirilmemesi ve sunulan sağlık hizmeti sonucu meydana gelen olayda kusurlu olduğu Adli Tıp raporunca da belirlenmiştir." ifadesi dikkat çekti.

Avukat Mustafa Akıncı, bebeğin ölüm sonrası çekilen görüntülerinde vücudunun kömür gibi siyahlaştığını ve bunun da bebeğin acı çekerek öldüğünün göstergesi olduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığı'nın mesleki tecrübesi zayıf insanı çalıştırmakla kusurlu olduğunun mahkeme kararıyla tespit edildiğini anlatan avukat Akıncı, "Hizmet kusuru yapıldığında devlet tazminat ödemekle yükümlüdür. Doktorların dünya standartlarında yetiştirilmesi gerekiyor. Gerekli takibin yapılmamasına bağlı olarak ortaya çıkan ölüm olayı nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararların hukuk devleti anlayışının bir gereği olarak kusursuz sorumluluk ilkesi doğrultusunda karşılanması gerektiği tartışmasızdır." dedi.

"BEN YANDIM BAŞKASI YANMASIN"

100 bin TL'lik tazminat kazanmanın önemli olmadığını belirten anne Saval Gültekin, "Keşke, bebeğim hastanede ölseydi. Biz inançlı insanlarız. Ancak 'bir şey yok, boğazında apse var' denilip eve gönderildik. Ben yandım, başka anneler yanmasın. Biz paranın peşinde değiliz. Sorumluların cezalandırılmasını bekliyoruz." şeklinde konuştu.

İnşaat boyacısı baba Köksal Gültekin ise, bebeğin ölümüne tüm mahallelinin şaşırdığını söyledi. Baba Gültekin şunları kaydetti: "Çocuğum o güne kadar çok sağlıklıydı. Ateşi yükselince hastaneye götürdük. 41 derece ateşi duş sonrası 39'a indi. Doktor bekledik, sonra 'bir şey yok' denilip ilaç yazdılar. Bebeğimin ölümüne herkes şaşırdı. Çünkü herhangi bir hastalığı yoktu. Bizim parayla işimiz yok, hatta avukata 'kazan da istersen tamamı senin olsun' dedim Önemli olan sorumluların cezalandırılması."