MİT: Dink'in Valilikte uyarılması bilgimiz dahilinde

Hrant Dink davasında MİT'in mahkemeye gönderdiği yazıda Dink'in İstanbul Valiliği'ne çağrılması ve bir MİT mensubu tarafından uyarılması doğrulandı. Y

Hrant Dink davasında MİT'in mahkemeye gönderdiği yazıda Dink'in İstanbul Valiliği'ne çağrılması ve bir MİT mensubu tarafından uyarılması doğrulandı. Yazıda, "Valilikte yapılan görüşme müsteşarlığımız bilgisi dahilinde yapılmıştır. Görüşmede Dink'in Sabiha Gökçen ile ilgili yazdığı yazının toplumsal infiale sebep olabileceği aktarılmıştır." denildi. MİT'in yazısında Dink'in öldürüleceğine dair bir bilginin kendilerine ulaşmadığı belirtildi.

Dink davasında mahkemeye ulaşan evraklar okundu. Gelen evraklar arasında MİT'in yazısı dikkat çekti. MİT, mahkemenin talebi üzerine gönderdiği cevabi yazısında Hrant Dink'in İstanbul Valiliği'ne çağrılmasını ve bir MİT mensubu tarafından uyarıldığını doğruladı. Yazıda, "Valilikte yapılan görüşme müsteşarlığımız bilgisi dahilinde yapılmıştır. Görüşmede Dink'in Sabiha Gökçen ile ilgili yazdığı yazının toplumsal infiale sebep olabileceği aktarılmıştır." denildi. MİT'ten gelen yazıda ayrıca Dink'in öldürüleceğine yönelik kendilerine herhangi bir bilginin ulaşmadığı belirtildi. MİT, "Ermenilik faaliyetleri ve AGOS gazetesi hakkında basında yer alan bilgi dışında bir şey yok. Trabzon'daki birimlerden ve resmi kurumlardan da bu yönde bir bilgi gelmemiştir. dedi.

Ardından duruşmada söz alan müdahil avukatlardan Fethiye Çetin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Hrant Dink'in yazılarından dolayı aldığı cezalarla ilgili Türkiye'yi mahkum ettiği kararı özetleyerek okudu. Mahkemenin AİHM kararı doğrultusunda, Dink'e saldırı eylemini tüm yönleriyle araştırması gerektiğini belirten Çetin, AİHM kararının, Trabzon'da devam eden "görevi ihmal" davası ile bu davanın birleştirilmesi yönündeki taleplerinin haklılığını ortaya çıkardığını söyledi. AİHM'in söz konusu kararını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2. ve 10. maddelerinde yer alan "yaşam hakkı" ve "ifade özgürlüğü" çerçevesinde değerlendirdiğini aktaran Çetin, mahkemenin tespitleri doğrultusunda Hrant Dink'e ceza verilmesini sağlayan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini de söyledi.

Hrant Dink hakkında, Agos Gazetesinde yazdığı bir yazıdan dolayı, TCK'nın 301. maddesi kapsamında "Türklüğe hakaret" suçundan yargılandığı Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 6 ay hapis kararı verildiği ve bu kararın Yargıtay'ca onaylandığını hatırlatan Çetin, "AİHM yargıçları şaşkınlık içinde. Böyle karar veren Yargıtay'ın bu kararının nedenini araştırmaya başlamışlar. Yargıtay yargıçları açısından çok utanç verici bir durum ortaya çıkmıştır. Bu kararı veren bir yargıç olsaydım, utancımdan kaçacak delik arardım. Okuduklarından bu anlamı çıkarıyorlarsa önyargı vardır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, zeka geriliğiyle malul ya da ırkçı önyargılarla malul devlet memurunun her halükarda hukukçu olmadığını, kesin demektedir." dedi.

Diğer müdahil avukatları da, cinayet yerinde yeniden keşif yapılmasını istedi. Mahkeme tarafından yapılmış bir keşif olmadığını söyleyen avukatlar Ogün Samast'ın da keşfe katılmasını talep etti.

Duruşmada taleplere ilişkin görüşü sorulan savcı Mustafa Çavuşoğlu, müdahil avukatlarının olay yerinde yeniden keşif yapılması talebinin reddine karar verilmesini istedi. Poyrazköy davası sanıkları Tuğamiral Fatih Ilgar ile Koramiral Kadir Sağdıç'ın müdahillik taleplerinin reddedilmesini isteyen savcı, dava kapsamında tanık olarak dinlenen Erhan Özen ile ilgili savcılıkta bir soruşturma olduğunu ve tanık olarak verdiği beyanın bu dosyaya gönderilmesini talep etti. Savcı, sanıklarının tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini de istedi. Duruşmaya ara verildi.