Avrupa sıkı dur, Türkiye seni kurtaracak

İstanbul'da başlayacak olan Boğaziçi Konferasları'nın gala yemeğinde konuşan Başmüzakereci Egemen Bağış, ''AB'nin içinden geçtiği bu güçlüklerle dolu döneme bakarak, Türkiye'nin yeni sloganını açıkladı.

Avrupa sıkı dur, Türkiye seni kurtaracak
British Council, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfınca (TESEV) ortaklaşa düzenlenen ve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin ele alınacağı ''7. Boğaziçi Konferansı'', İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosluğunda düzenlenen gala yemeğiyle başladı.

Egemen Bağış, gala yemeğinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kendisini, hem ekonomik hem de siyasi olarak AB katılım sürecinde daha önce hiç olmadığı kadar kararlı, güçlü ve cesaretli hissettiğini söyledi.

Türkiye'nin bu yılın ilk yarısında yüzde 11'lik ekonomik büyüme yaşadığını belirten Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

''AB'nin içinden geçtiği bu güçlüklerle dolu döneme bakarak, yeni bir slogan benimsedik: 'Avrupa sıkı dur, Türkiye gelip seni kurtaracak'. David Lidington konuşmasında endişelerini paylaştı. Dedi ki 'Bazı iddialar var. Türkiye AB üyeliğinden vazgeçse, Türkiye için daha iyi olur diyen kişiler var.' Ama açık konuşalım, tam üyelik müzakerelerine başlamak bile 45 yılımızı aldı, o zaman vazgeçmediysek şimdi hiç vazgeçmeyiz ve müzakerelere başlamış ülkelerin hepsi netice itibariyle bu müzakereleri tamamladılar. Türkiye de eninde sonunda tamamlayacaktır. Her geçen gün Avrupa'nın Türkiye'ye olan ihtiyacı giderek artmaktadır, bunu da gayet iyi biliyoruz. Bizler sabırlı olarak bilinen bir halkız. Bizler, Birleşik Krallık'ın, Polonya'nın yaptığı gibi bu süreci devam ettireceğiz ve AB'nin üyesi olacağız.''

İstanbul'un ve İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosluğu binasının çok savaşa şahitlik ettiğini, hatta binadaki avizelerin bile başka yere taşınması planlanan avizeler olduğunu ifade eden Bağış, ''Ancak savaş nedeniyle İstanbul'da kaldılar ve bu güzel salonu dekore etmekte kullanıldılar. Bu binaya pek çok saldırıda bulunuldu, ama netice itibariyle bu bina ayakta kalmayı başardı'' diye konuştu.

''ADİL, HAKKANİYETLİ MUAMELE İSTİYORUZ''


''Türkiye ve Avrupa'nın kaderi bizi birleşmeye zorluyor, dolayısıyla eğer tarihin bu makinesini durdurmaya çalışırsanız, bu makinenin dişlileri parmaklarınızı ezer'' diyen Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, şöyle devam etti:

''Çünkü bu ortaklık, her iki tarafın da kazanacağı bir ortaklık olacaktır. Türkiye, müzakerelerin tam da bu döneminde neler bekliyor? Biz adil, hakkaniyetli bir muamele istiyoruz, imtiyazlı davranılmasını istemiyoruz. Diğer ülkeler adayken onlara nasıl muamele edildiyse bize de öyle muamele edilsin istiyoruz.

Türk milletinin bir diğer beklentisi şudur; biz terörle mücadelede gerçek anlamda işbirliği istiyoruz. Bizler şunu aklımızdan hiçbir zaman çıkarmamalıyız; herkes güvende olmadıkça, hiç kimse güvende değildir, hiçbir ülke terör sorunuyla tek başına mücadele edemez. Bizler gerçek somut işbirliği bekliyoruz.''

''TÜRK VATANDAŞLARININ VİZE ALMAK ZORUNDA KALMASI AYIP''

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, bir AB üyesi ülkeye gitmek için vize kuyruğunda beklediği zaman kendilerini AB'li hissetmediklerini ifade eden Egemen Bağış, ''AB müzakerelerine başlamamış ülkelerin vatandaşları bile AB ülkelerine bu kadar kolay seyahat edebilirken, Türk vatandaşlarının vize almak zorunda kalmasının ayıp olduğunu'' söyledi.

AB üyesi 27 ülkenin tamamının, bütün Türk vatandaşlarına bir gecede vize uygulamasını kaldırmasını beklemediğini, ancak bu konu üzerinde çalışmaya bir yerden başlanması gerektiğini belirten Bağış, ''Gümrük Birliği'ne üyeyiz ve Türk ürünleri serbestçe Avrupa'da gezinebiliyor. Ancak bu ürünleri üretenler, bu işletmelerin sahipleri Avrupa'da gezinemiyor'' dedi.

''KIBRIS KONUSUNDA DÜRÜST DAVRANALIM''

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, ''Kıbrıs meselesi artık şaka olmaktan çıktı. AB'nin en büyük ülkelerinin bir bölümü bu güzel adanın arkasına saklanıyorlar'' dedi.

Konuşmasını yapmadan önce okuduğu en son haberi anlatan Bağış, ''Hristofyas, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un New York davetini geri çevirmiş. Bu, bir diğer başarısızlığa uğramış girişimdir. Uluslararası camianın bu bölünmeye son vermek için ortaya koyduğu girişimin bir kez daha geri püskürtülmesidir'' diye konuştu.

British Airways Ercan Havalimanına uçmaya hazırsa, Türkiye'nin de limanlarını açmaya hazır olduğunu bildiren Bağış, ''Eğer Air France Ercan Havalimanına uçuş koymaya hazırsa, biz de hazırız' dedi.

Bağış, 26 Nisan 2004'te AB Başkanlık Konseyi'nin, KKTC'nin tecridinin sona erdirilmesi için bir karar aldığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yalnızca tek bir devlet bu kararın arkasında durdu. Sadece tek bir ülkenin vatandaşları şu anda Kuzey Kıbrıs'a seyahat edebiliyor. Kıbrıslı Rumlar rahatlıkla kuzeye geçebiliyorlar, ticaret yapabiliyorlar, ancak Kıbrıslı Rumlar diğer 26 AB ülkesinin, KKTC ile seyahat ve ticari ilişki kurmasını engelliyor.

AB müzakerelerinde fasılları ilerletemiyoruz, çünkü Kıbrıs bunları veto ediyor. Enerji faslını açamıyoruz, ancak Avrupa'da bir enerji krizi var ve Türkiye şu anda Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerji arzının yüzde 70'inin geçtiği ülke olmak üzere, ancak AB enerji faslını Türkiye ile müzakere edemiyor Kıbrıs sırf bunu veto ettiği için. AB'nin uyanma zamanı gelmiştir. AB kendi çıkarlarını talep etmeye başlamak zorundadır.''

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın, AB ve Türkiye arasında stratejik diyalogdan söz ettiğini kaydeden Bağış, şöyle dedi:

''Eğer biz gerçekten stratejik diyalog istiyorsak, Türkiye'nin de başkanlık zirvelerine davet edilmesi gerekir. Türkiye ve Hırvatistan, AB zirvelerine Bulgaristan ve Romanya tam üye olduğundan beri davet edilmiyor. Bazıları, 'Acaba Türkiye eksen mi değiştiriyor?' diye endişeleniyor. Bizler her zaman, batının en doğu kısmı, doğunun en batılı kısmıydık ve şu an bu rolümüz daha da pekişti. Pazarlar değişiyor, refahın kaynağı değişiyor, ticaret merkezleri değişiyor, ama geçtiğimiz bin yıl boyunca Türk ulusunun yönelimi hep batıya doğru oldu ve bu batıya doğru yönelim hep devam edecektir. Bizler hem yürüyüp hem de bir yandan sakız çiğnemeyi becerebiliriz. Yani batıya doğru ilerlememiz, doğu, güney, kuzeydeki fırsatları göz ardı edeceğimiz anlamına gelmez.''

Bu konuların yarın daha detaylı olarak ele alınacağını belirten Bağış'ın ''Ben konuşmamı burada keseyim, çünkü AB normlarına aykırı işkence yapmak. Şu an ben de siz ve akşam yemeğiniz arasındaki kişi olarak, size işkence etmeye başladım gibi hissediyorum'' demesi, salonda bulunan davetliler tarafından tebessümle karşılandı.

''TÜRKİYE'NİN KARANLIK GÜNLERİ GERİDE KALDI''


Türkiye'nin karanlık günlerinin geride kaldığını söyleyen Bağış, ''Ben bir zihniyet değişikliğinden geçtiğimiz için çok memnunum'' dedi.

Sümela Manastırı'nda bir ay önce, birkaç hafta önce de Van'daki tarihi Ermeni kilisesinde dini ayin düzenlendiğini anımsatan Bağış, ''Bu dini ayinlerin gerçekleşmesi güzel, ama bundan yüzlerce yıl önce son dini ayinlerin gerçekleşmiş olması da üzücü. Yüzlerce yıl beklemek zorunda kalmamalıydık. Ancak Karadeniz'deki halk ve Van Gölü kenarındaki halk, binlerce Hristiyanı ağırladı ve bu dini ayinlere katılımlarında onlara konukseverlik gösterdi. Bu, Türkiye'nin nasıl değiştiğinin güzel bir göstergesi ve AB buna şahitlik ediyor'' diye konuştu.
Kaynak: AA