Walesa Hak-iş'in Toplantısında  Ankara

Polonya'nın efsane işçi lideri ve eski cumhurbaşkanı Lech Walesa, Hak-İş Konfederasyonun Ankara'daki 35.

Polonya'nın efsane işçi lideri ve eski cumhurbaşkanı Lech Walesa, Hak-İş Konfederasyonun Ankara'daki 35. kuruluş yıl dönümü paneline katıldı
Uslu, Konfederasyonun 35. kuruluş yıl dönümü kapsamında Rixos Otel'de düzenlenen 'Demokratikleşme, Haklar ve Özgürlükler ve AB: Solidarnosc'tan-AB Üyeliğine Polonya Deneyimi' paneli öncesinde yaptığı konuşmada, özgün ve evrensel bir işçi hareketi olan konfederasyonlarının 35. kuruluş yıl dönümünü kutladıklarını söyledi.
Kuruluş yıl dönümünde dost ülke Polonya'yı otoriter bir yönetimden demokratik bir yönetime dönüştüren işçi hareketinin efsane liderini ağırladıklarını vurgulayan Uslu, 'Cesareti, ufku ve sadeliği, sorumluluk anlayışı, demokrasiye bağlılığı ve özgürlük tutkusu ile dünya işçi hareketine unutulmaz katkılarda bulunan Sayın Lech Walesa'nın aramızda olması bizlere onur vermiştir' diye konuştu.
Türkiye'nin dünyada etkin bir küresel aktör olma yolunda bulunduğunu dile getiren Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Türkiye, küresel aktör yolundaki stratejik rolünü yerine getirecekse kendi içerisinde özgürlük alanlarını genişletmek ve toplumsal barışını sağlamak zorundadır. Bu konudaki temel öncelik ise Türkiye'nin demokrasi anlayışını ve geleneklerini gözden geçirmesi olmalıdır.
Türkiye, sınırlı ve sorumlu bir demokrasi anlayışıyla, seçkinci ve bürokratik vesayet zincirleriyle ne bölgesel ne küresel misyonunu gerçekleştirebilir ne de AB ile bütünleşmeyi. Bu nedenle demokrasimiz üzerindeki ayıpları, defoları ortadan kaldıracak yeni bir anlayışa, yeni bir yaklaşıma ihtiyacımız bulunmaktadır.'
Türkiye-AB ilişkilerine de değinen Uslu, aynı demokratik kimlik, kültür ve davranış kodlarına sahip olmanın Türkiye-AB yol haritasının en belirleyici unsuru olduğunu söyledi. Bu temel noktada anlaşılabilinirse sorunları çözmenin sadece teknik ayrıntı olacağını ve sorunların daha kolay çözüleceğini vurgulayan Uslu, böylece Türkiye-AB ilişkileri ve uyum sürecinin, siyasi çekişme malzemesi ve mazereti olmaktan kurtulacağını dile getirdi. 
Uslu, Hak-İş olarak 2011 yılında AB dönem başkanlıklarını yürütecek olan Macaristan ve Polonya'danbeklentilerinin Türkiye-AB ilişkilerinin ivme kazanması olduğunu söyledi.
Sendikaların karar verme süreçlerinde sorumlulukları, rol ve görevleri olduğunu belirten Uslu, bu görev ve sorumluluklara uygun etkinlik ve taraflılıkların ortaya konulması gerektiğini ifade etti. Sendikaların taraf olmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Uslu, şunları kaydetti:
'Evet, sendikalar taraftır, biz de tarafız. Ancak, burada önemli olan kimden taraf olduğumuzdur. Biz demokrasiden, hukuktan, adaletten, özgürlüklerden ve vicdandan yana tarafız. 

-EGEMEN BAĞIŞ- 

Bakan Bağış, Hak-İş'in kuruluşunun 35. yıl dönümünü dolayısıyla Rixos Otel'de, Hak-İş ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin işbirliğiyle düzenlenen "Demokratikleşme, Haklar, Özgürlükler ve AB: Solidarnosc'ten AB üyeliğine Polonya Deneyimi" konulu panele katıldı.
Panelin açılışında yaptığı konuşmada Bağış, "Emekçinin hakkını savunan, demokrasi ve AB standartları ile özgürlükten yana taraf olan Hak-İş'in bu ülkeye daha uzun yıllar hizmet etmesini diliyorum" dedi.
Panele katılmak üzere Ankara'ya gelen Eski Polonya Cumhurbaşkanı ve AB Düşünce Grubu üyesi Lech Walesa'ya da teşekkür eden Bağış, Walesa'yı geçen yıl Polonya'nın Gdansk şehrinde ziyaret ettiğini, orada Walesa'yla güzel bir sohbet gerçekleştirdiklerini belirtti.
Bağış, "O gün duyduklarımı ülkemdeki insanların da duyması gerektiğine inandım. Sendikaların, faaliyet gösterdikleri kurumları öldüren zararlı bir virüs gibi olmamaları gerektiğini, bakteriler gibi canlandıran, güçlendiren mekanizmalar olmaları gerektiğini o gün orada ondan duydum. Sendikaların toplumun gelişmesinde, demokratikleşmesinde, AB standartlarını yakalamasında ne kadar önemli fonksiyonları olabileceğini söylemişti" dedi.
Walesa'nın bir toplumsal hareket lideri ve Türkiye'nin AB üyelik serüveninin en tutkulu savunucularından biri olduğunu ifade eden Bağış, şunları söyledi:
"Kendisi kahvaltıda, bu yaz eşiyle birlikte Türkiye'de tatil yaptığını ve Dalyan'da girdiği çamur banyosuyla romatizma ağrılarından kurtulduğunu anlattı. Ben de Türkiye'nin, Avrupa'nın bir çok sorununa çare olacak bir ülke olduğu gibi, şifa dağıtmaya da devam edeceğimizi söyledim. Kendisinin de aralarında bulunduğu Avrupa'nın akil adamları, bu sene içinde bir rapor yayımladı. Orada Türkiye'nin AB üyeliğine, Türkiye'den çok Avrupa'nın ihtiyacı olduğunu çok net vurguladılar. Ülkemizde yaptığı tatilin ardından ayrılırken havalimanında yaptığı açıklamada, Fransa'nın Cumhurbaşkanı ve kendisinin de yakın dostu Sarkozy'nin Türkiye'yi ziyaret etmesi durumunda, Türkiye'nin AB'ye üyeliğini destekleyeceğine inandığını dile getirdi. Hatta 'eğer genç olsaydım gelir Türkiye'ye yerleşir ve Türkiye'de yaşamak isterdim' dedi. Bunlar bizi çok duygulandırdı." 
Bağış, Walesa'ya, Türkiye'nin AB sürecine verdiği destek, sendikalaşma, demokratikleşme, özgürleşme, AB standartlarında çağdaş bir ülke olma idealine verdiği katkı için teşekkür etti.

22.10.2010 14:36:55