Paü Edebiyat Buluşmaları'nda Eleştirmenler Öğrencilerle Buluştu
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) tarafından Denizli Sanat ve Kültür Vakfı (DESAV) katkılarıyla düzenlenen Edebiyat Buluşmaları Programı'nın ikinci söyleşisi edebiyat eleştirisinin önde gelen isimlerinden Semih Gümüş ve Ömer Türkeş'in katılımıyla gerçekleşti
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) tarafından Denizli Sanat ve Kültür Vakfı (DESAV) katkılarıyla düzenlenen Edebiyat Buluşmaları Programı'nın ikinci söyleşisi edebiyat eleştirisinin önde gelen isimlerinden Semih Gümüş ve Ömer Türkeş'in katılımıyla gerçekleşti.
PAÜ Eğitim Fakültesi Engin Aksel Konferans Salonu'nda gerçekleşen 'Eleştiri Nedir Ne değildir?' konulu söyleşiye Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. İzzet Kara, ilgili öğretim elemanları, öğrenciler ve okurlar katıldı. Ömer Türkeş, okudukça bir bakış elde etmeye başlandığını, kitaba ayrıntılı bakan bir gözün oluştuğunu belirterek, "Hepimiz maç izleriz ama yetinmeyiz. Futbol yorumcularının da görüşlerini dinlemek isteriz. Eleştirinin yaptığı budur. Bir yapıt biriciktir. Yazarın nasıl olup da yazdığını, aynı koşullara sahip olan birinden farklı bir yaratıcılığın nasıl ortaya çıkardığını çözmeye çalışırız" dedi.
Edebiyat eleştirmeninin öncelikle eseri sevmesini ve tanıması gerektiğini beliren Türkeş, "Eleştiri, tanıtım yazısı değildir. Kitap tanıtım yazıları ile eleştiri karıştırılmaktadır. Yayın sayısı eskiye göre çok artmış, bir eleştirmenin yıl içinde çıkan tüm yayınları takip etmesi olanaksız hale gelmiştir. Aslında Türkiye'de kitapları kucaklayacak eleştirmen sayısına ihtiyaç vardır" diye konuştu. Son zamanlarda biyografilerin roman adı altında yazılıp yayınlandığını, bunu da medya kültürününün teşvik ettiğini kaydeden Ömer Türkeş, "Bizi röntgenci kültür besliyor, çok satan romanlar ortaya çıkıyor. Roman yazarı kurmaca-gerçeklik ortaya koyar. Tarih ise anlatıdır. Kişisel tarihler, aile tarihleri, esintileri, duygusallıklarının roman diye ortaya konması sorundur. Okuyucuyu yanıltan budur. Edebiyat eleştirisi popüler kültürle çevrili durumdadır" ifadelerini kullandı.
Semih Gümüş ise, öğrencilere önerilerde bulunduğu konuşmasında, eleştirinin okumakla eşdeğer olduğunu söyledi. Öğrencilik döneminin okumak için en uygun dönem olduğunu söyleyen Gümüş, edebiyatta en sıkıcı tür olarak görülen eleştirinin aslında en pahalı, emek isteyen tür olduğunu belirtti. Eleştirmenler olarak 'Neden?' sorusunu sorduklarını, sistematik davrandıklarını, yazarın söyledikleri ile yetinmediklerini, yazarın ardında dolanıp yazılanların ötesini keşfetmeye çalıştıklarını belirten Semih Gümüş, "Günümüz okuru, 50-100 yıl önceden niteliksiz değildir. Gençler okuyor. Ben yayıncılık yapıyor, çok sayıda dergi çıkarıyorum. Ürünleri gençler satın alıyor. Ayrıca Anadolu'dan genç yazarlar yayıncıların engeline takılıyor görüşü de doğru değil. Gecikmeler olabilir ama değerler, yazarlar mutlaka keşfedilir" dedi.
Öğrenciler tarafından ilgiyle takip edilen söyleşinin sonunda PAÜ Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. İzzet Kara tarafından eleştirmenlere günün anısına hediyeler sunuldu.
PAÜ Eğitim Fakültesi Engin Aksel Konferans Salonu'nda gerçekleşen 'Eleştiri Nedir Ne değildir?' konulu söyleşiye Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. İzzet Kara, ilgili öğretim elemanları, öğrenciler ve okurlar katıldı. Ömer Türkeş, okudukça bir bakış elde etmeye başlandığını, kitaba ayrıntılı bakan bir gözün oluştuğunu belirterek, "Hepimiz maç izleriz ama yetinmeyiz. Futbol yorumcularının da görüşlerini dinlemek isteriz. Eleştirinin yaptığı budur. Bir yapıt biriciktir. Yazarın nasıl olup da yazdığını, aynı koşullara sahip olan birinden farklı bir yaratıcılığın nasıl ortaya çıkardığını çözmeye çalışırız" dedi.
Edebiyat eleştirmeninin öncelikle eseri sevmesini ve tanıması gerektiğini beliren Türkeş, "Eleştiri, tanıtım yazısı değildir. Kitap tanıtım yazıları ile eleştiri karıştırılmaktadır. Yayın sayısı eskiye göre çok artmış, bir eleştirmenin yıl içinde çıkan tüm yayınları takip etmesi olanaksız hale gelmiştir. Aslında Türkiye'de kitapları kucaklayacak eleştirmen sayısına ihtiyaç vardır" diye konuştu. Son zamanlarda biyografilerin roman adı altında yazılıp yayınlandığını, bunu da medya kültürününün teşvik ettiğini kaydeden Ömer Türkeş, "Bizi röntgenci kültür besliyor, çok satan romanlar ortaya çıkıyor. Roman yazarı kurmaca-gerçeklik ortaya koyar. Tarih ise anlatıdır. Kişisel tarihler, aile tarihleri, esintileri, duygusallıklarının roman diye ortaya konması sorundur. Okuyucuyu yanıltan budur. Edebiyat eleştirisi popüler kültürle çevrili durumdadır" ifadelerini kullandı.
Semih Gümüş ise, öğrencilere önerilerde bulunduğu konuşmasında, eleştirinin okumakla eşdeğer olduğunu söyledi. Öğrencilik döneminin okumak için en uygun dönem olduğunu söyleyen Gümüş, edebiyatta en sıkıcı tür olarak görülen eleştirinin aslında en pahalı, emek isteyen tür olduğunu belirtti. Eleştirmenler olarak 'Neden?' sorusunu sorduklarını, sistematik davrandıklarını, yazarın söyledikleri ile yetinmediklerini, yazarın ardında dolanıp yazılanların ötesini keşfetmeye çalıştıklarını belirten Semih Gümüş, "Günümüz okuru, 50-100 yıl önceden niteliksiz değildir. Gençler okuyor. Ben yayıncılık yapıyor, çok sayıda dergi çıkarıyorum. Ürünleri gençler satın alıyor. Ayrıca Anadolu'dan genç yazarlar yayıncıların engeline takılıyor görüşü de doğru değil. Gecikmeler olabilir ama değerler, yazarlar mutlaka keşfedilir" dedi.
Öğrenciler tarafından ilgiyle takip edilen söyleşinin sonunda PAÜ Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. İzzet Kara tarafından eleştirmenlere günün anısına hediyeler sunuldu.