Nimet Çubukçu Kültür Üniversitesi'nin Yeni Dönem Açılış Törenine Katıldı

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, İstanbul Kültür Üniversitesi'nin 2010-2011 öğretim yılı açılış törenine katıldı.

Ataköy Yerleşkesi'nde düzenlenen törende Çubukçu'nun yanı sıra, İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Dursun Koçer ve İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver de hazır bulundu.
İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Dursun Koçer ortaçağdan günümüze üniversitelerin tüm dünyadaki gelişim sürecini özetleyerek başladığı açılış konuşmasında, Türk yükseköğretiminin yaşadığı sıkıntıların sebebini, 2006 yılında yayınlanan bir raporda belirtilen Avrupa Üniversitelerinin yaşadığı problemlerin nedenleriyle benzetti. Koçer, bu nedenleri fon yetersizliği nedeniyle akademik yeteneklerin ülke dışına gitmesi, üniversite özerkliğinin olmaması ve kötü yönetilmeleri, var olan kaynakların
tüm üniversiteler arasında bölüşülmesi, kendi ürettikleri kaynakları özgürce kullanamaması ve özel sektörden kaynak elde etmede bürokratik sorun yaşaması olarak gösterdi. Koçer sözlerine şöyle devam etti: "Gerek devlet, gerekse de vakıf üniversitelerinin artık girdileri ile değil çıktıları ile değerlendirilmesi, üniversitelerin artık özel sektörün ayrılmaz bir partneri olduğunun içselleştirilip aynı zamanda da yasalar ile desteklenmesi, 2547 ve ekleri ile çepeçevre sarılmış bürokrasiden kurtarılması
gerekmektedir" dedi.
Koçer, "13 yıllık çok genç üniversitemiz, 2009-2010 akademik döneminde de kuruluş ilkeleri ve heyecanı ile çok başarılı bir yıl geçirmiştir. 53 tane SCI giden yayın, 9 tane ulusal sempozyum, 5 tane uluslararası sempozyum, 62 konferans, panel, söyleşi, 49 bilimsel seminer 36 sergi ve konser gerçekleştirmiş, öğrencilerimiz girdikleri bir çok yarışmada derecelere girerek ödüller almışlardır. Sosyal sorumluluk projelerine çok önem verilmiştir" diye konuştu.
İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bahar Akıngüç Günver, açılış konuşmasında, tüm öğrencilerin yeni akademik yılını kutlayarak, 1997de Kültür Koleji Vakfı tarafından kurulan İstanbul Kültür Üniversitesinin bugün 5 fakülte, 2 meslek yüksekokulu 2 enstitü ile 1000 öğrenciye yüksek öğretim hizmeti vermenin gururunu yaşadığını ifade etti. 50 yıllık geçmişe dayanan Kültür Eğitim Okulları geleneği ile bugün, tüm eğitimcilerin işinin lideri olması gerektiğine ve yüksek motivasyonla çalışmanın
yaratacağı büyük potansiyelden daha güçlü bir kaynak olmayacağına dair sarsılmaz inancın var olduğu bir kültür yaratıldığını ifade eden Günver, İstanbul Kültür Üniversitesi'nin de bu düşüncenin çekirdeğini oluşturan bir vizyonun eseri olduğunu söyledi.
Okul öncesinden başlayarak üniversiteye uzanan eğitim sistemiyle ilgili düşüncelerini ifade eden Günver; "Ülkemizdeki eğitim sistemini genel bir yaklaşımla değerlendirdiğimizde: altyapı, nitelikli eğitmen, müfredat, eğitim düzeyleri arası geçiş uygulamaları gibi konular dışında önemli bir sorun da eğitimin tamamen belli test sınavlarında alınacak sonuçlara endeksli hale getirilmesi, nitelik ölçütünün bu sınavlarda kazanılan başarıyla belirlenir hale gelmesidir. Bu yaklaşımlar, gerek öğrencilerde gerek
ise velilerde eğitimin genişletilmesi, ufuk açıcı hale getirilmesi yönündeki talepleri teşvik etmemekte öğrenciyi dar bir eğitim sürecinin içine hapsetmektedir. Eğitimdeki bu daralmadan en çok zarar gören sanat eğitimi olmaktadır. Oysa bireyin gelişiminde sanatın çok önemli rolü vardır. Farklı kültürleri, gelenekleri tanımanın en sağlıklı yolu onların sanatsal ürünleri hakkında sınırlı da olsa bir fikir sahibi olmaktan ve bunları değerlendirebilecek minimum bir donanıma sahip olmaktan geçer. Sanat eğitimi
çocuklara ve gençlere kendinden farklı olana dokunabilme, onunla temas kurabilme olanağını sağlar. Bugün Türkiye'de her alanda bireysel insiyatiflere ve sorumluluk almaya ihtiyaç var. Eğitmenlerimizin en katı müfredatın içinde bile sanatla, müzikle, dansla, tiyatroyla, resimle açacakları bir pencere mutlaka bulunabilir. Bu alanda gösterilecek bireysel insiyatiflerin yanısıra eğitim içinde sanat ve kültüre daha fazla önem verecek resmi düzenlemelerde sayın Bakanımızdan destek bekliyoruz" dedi.
Törende konuşan Nimet Çubukçu, günümüzde gençlerin, gelişimleri için çok değerli fırsatlara sahip olduklarını belirtti. Çubukçu, üniversitelerin ülke ekonomisine büyük katkı sağladığını belirterek, Türkiye'nin dünya çapında en büyük 10 ekonomiden biri olma hedefine eğitim yoluyla ulaşılabileceğinin altını çizdi. 2003-2010 yılları içerisinde Türkiye'de 78 üniversitenin açıldığına dikkat çeken Bakan Çubukçu, bu sayının Türkiye'de bilgi toplumuna ve eğitime verilen değerin önemli bir göstergesi olduğunu
söyledi. Türkiye'de eğitim alanında önemli gelişmeler yaşandığını da sözlerine ekleyen Çubukçu, söz konusu ilerlemelerin dünya ölçeğinde ele alındığında ülke olarak daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini ifade etti. Yükseköğrenimin önemli bir kalkınma göstergesi olduğunu söyleyen Nimet Çubukçu, çağdaş eğitim anlayışıyla kurulan İstanbul Kültür Üniversitesi'ne de Türk Yükseköğrenimine katkılarından ötürü teşekkür ederek başarılar diledi.
Prof. Dr. Dursun Koçer, İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun açılış konuşmalarının ardından tüm konuklarla birlikte Ataköy Yerleşkesi'nde bulunan İstanbul Kültür Üniversitesi Çağdaş Sanat Atölyesi'ne geçilerek, Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Devrim Erbil'in İstanbul manzaralarından oluşan resim sergisi ziyaret edildi. Serginin açılışında sanatçının hayatı ve eserleri ile ilgili bir belgesel gösterimi de yapıldı.