Ajda: Caz benim ilk göz ağrım
'Popüler müzikte cazın yeri' paneline katılan Ajda Pekkan, cazın ilk göz ağrısı olduğunu hatırlatarak, 'Cazı çok sevdiğimiz halde bugün yapamıyoruz çünkü 'star' olarak devreye girdiğimiz anda fiyatlar fırlıyor!' dedi
İSTANBUL - Akbank Caz Festivali, 20. yılında konserler dışındaki etkinlikler yönünden de hayli zengin. Örneğin, dün akşam saatlerinde Akbank Sanat’ta çok ilginç bir panel vardı. ‘Popüler müzikte cazın yeri’ başlıklı konusu değildi ilginç olanı; konuşmacılardan birinin süperstar Ajda Pekkan olması, meselenin bir anda cazın ‘cool’ ortamından popülerliğin geniş kollarına savrulacağı mesajını veriyordu daha baştan.
Korktuğum başıma gelmedi ve Akbank Sanat’ın mütevazı salonu hınca hınç dolmadı. Saatler 19.00’u gösterdiğinde üçte ikisi dolmuş salona, Ajda Pekkan diğer konuşmacılarla girdi. Pekkan sahneye yerleştirilen masanın tam ortasına oturmak istediğini söyleyip yerine yerleşti ve “Hoşgeldiniz” deyip diğer konuşmacıları anons ediverdi. Ortamın saldığı adrenalinden böyle davranmış olsa gerek çünkü bu işi ‘moderatör’ sıfatını taşıyan Hakan Atala’nın yapması gerekiyordu! Bu küçük rol çalmayı Ajda’nın ‘süperstar’lığına verdik.
Kerem Görsev, Burhan Öcal ve Aşkın Arsunan’ın konuşmacı oldukları panelin açılışını Tünel’deki yarım asırlık Lale Plak’ın sahibi Hakan Atala yaptı. Atala, önce dünyada sonra Türkiye’de kısa bir caz tarihi turu attırdı; rock’n roll, rock, soul, funk gibi türlerin cazın popülerleşmesi sürecinde oynadıkları rolün üzerinde durdu. Türkiye’nin caz dünyasını da birkaç dakika içinde kuşbakışı süzen Atala, İsmet Sıral, Hasan Kocamaz, Sevinç Tevs, Ayten Alpman, Tülay German ve daha pek çok Türk caz büyüğünü andı.
Atala sözü, paneli ön sıradan baştan sona dikkatle izleyen İlham Gencer’in Çatı Bar’ına getirdiğinde, daha yolun başında orada söylemiş Ajda Pekkan’a dönüp, popüler müzikte cazın yeri konusunda ne düşündüğünü sordu. Süperstar sözlerine içten bir yakınmayla başladı; ‘Dinlemek güzel ama gerçekleştirememek çok acı’ cümlesiyle, cazın Çatı Bar günlerinden beri ilk göz ağrısı olduğunu hatırlattı. Popüler müzik piyasasının istikrarsız olmasından dert yandı ve ilk turu şu cümleyle bitirdi: ‘Cazı çok sevdiğimiz halde bugün yapamıyoruz çünkü ‘star’ olarak devreye girdiğimiz anda fiyatlar fırlıyor!’ Pekkan, Çatı Bar’da bir zamanlar söylediği ‘Fly me to the Moon’un arkasının neden gelmediğini ise, gazino müdavimlerinin o dönemdeki ‘feodal’ (‘kırsal’ anlamında) yapısıyla gerekçelendirdi, ‘talep yoktu ki arz edelim’ demeye getirdi.
Burhan Öcal, Ajda Pekkan’la birlikte panelin en renkli konuşmacısı olacağı öngörüsünü haklı çıkaran renkli birkaç değinide bulundu. Her şeyden önce ‘Geleneksel müziğimizden beslenen, caz kalıpları içinde düşünen bir müzisyen’ olarak tanımladı kendini. Joe Zawinul’un kendisine yönelik, ‘vasatsın ama orijinalsin’ tarzındaki ‘övgü’sünü mütevazıca anlatıp panelin en anlamlı saptamalarından birini şu sözlerle yaptı: “Türkiye’de cazın popüler müziğe etkisi çok fazla değil, yaratıcı müziklere destek az, sponsorlar yeterli değil.”
Serzenişin tavan yaptığı hüzünlü havayı pozitif söylemiyle yırtan Kerem Görsev yine ‘eğitim’in altını çizerek, kurucusu olduğu İstanbul Jazz Center’la ilişkisini keseli beri artık içkili mekânlarda konser vermediğini, Anadolu’daki üniversitelere gidip oradaki gençlere caz standartlarını tanıtmaktan büyük keyif aldığını söyledi. Görsev’in eğitim, Arsunan’ın nitelikli cazcıların azlığı, Öcal’ın yaratıcılık yönlerinden eksiklerimize vurgu yaptığı ortamda Ajda Pekkan’ın arayışlarını sürdürdüğünü, cazdan fasıla geçtiğini ve fasıl müziğine tutkun olduğunu da öğrendik. Ama ‘Ajda bize caz söyle’ diyenlere kapıyı hiç kapatmadı süperstar. ‘Cazı Türkiye’de daha fazla nasıl geliştirebiliriz, bu konuya odaklanmalıyız’ deyip, cazla kurduğu tutkulu ama netameli ilişkiyi şu ‘flaş’ cümleyle özetledi: ‘Kocamı seviyorum ama aslında başkasıyla ilişki yaşıyorum’.
300 caz standardı söylüyor
Görsev de artık iyiden iyiye Pekkan’ın çevresinde dönen panelin sonlarına doğru süperstarın 200-300 dolayında caz standardı söyleyebildiğini not olarak düştü. Görsev’in sözleriyle motive olduğu gözlenen Pekkan, bundan sonra caz da söylemek istediğini, hatta kendisini buna artık mecbur hissettiğini, Aşkın Arsunan’la birlikte klasikleşmiş şarkılarının big band’li caz versiyonlarını tamamlamak üzere olduklarının müjdesini verdi. Kendisi çok istediğini birkaç kez söyledi gerçi ama ‘Ajda’yı bir caz kulübünde söylerken dinleyecek miyiz’ sorusunun cevabı galiba olumsuz çünkü sanatçımız ‘star’ kaşesinden feragat edecek gibi gözükmüyor.
Popüler müzik yozlaştı
Panelde Kerem Görsev de konuşmasının büyük bölümünü Türk popüler müziğindeki yozlaşmaya ayırdı. Fecri Ebcioğlu ve İstanbul Gelişim Orkestrası günlerini hayırla yadetti. Görsev’in okullarda klasik ve caz müziklerinin öğretilmediği, çocuklara müzik dinletilmediği saptamasına
Ajda Pekkan, “Sanat yalnızca popüler müzikten ibaret değil, caz da sanat olarak öğretilmeli” şeklindeki görüşüyle destek verip, Görsev’in ‘Caz müziği Rolls Royce otomobildir’ benzetmesini de onayladı.