Baba Kurt: Oğlum bir provokasyona kurban gitti
Muğla'daki öğrenci olaylarında bir polis memuru tarafından silahla vurularak öldürüldüğü iddia edilen Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt, oğlunun bir Tür
Muğla'daki öğrenci olaylarında Şerzan Kurt'u (21) tabancayla vurarak ölümüne neden olduğu iddia edilen polis memuru G.Ş.'nin yargılanması Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmayı, Şerzan Kurt'un babası Ömer ve annesi Necla Kurt ile Kurt ailesine savunan 20 avukat, tutuklu sanık polis memuru G.Ş. ile 3 avukatı katıldı. Duruşmayı AK Parti Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, BDP milletvekilleri Ayla Akat Ata, Bengi Yıldız, Hamit Geylani, Akın Birdal, Pervin Buldan ile bazı partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de salonda izledi. Salon dar olduğu için çok sayıda kişi duruşma salonuna giremedi.
Mahkeme başkanı, davacı avukatlarının davanın teknik araçlarla takip edilmesi, salondaki sivil polislerin çıkarılması, davanın olayın olduğu bölgeden alınarak Eskişehir'e, yargılama ilkesi ile doğal yargıçlık ilkesine aykırı olduğu için davanın Anayasa Mahkemesine götürülmesi taleplerini reddetti.
BU OLAYI BENİM ÜZERİMDEN DEVLETE MAL ETMEK İSTİYORLAR
Hakkındaki iddiaları kabul etmeyen tutuklu sanık polis memuru G.Ş., olay günü gece yarısı Vilayet binasına yakın bölgedeki Tavuk Evi önünde ülkücüler ile karşıt grubun karşı karşıya gelerek aralarında arbede yaşadıklarını belirterek, sonra da karşıt görüşlü grubun polislere taş ve sopalarla saldırdığını anlattı.
Bu sırada 3 el silah sesi duyduğunu ve Muğla İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Akpınar'a karşı grubun dağıtılması için "havaya uyarı ateşi açalım mı?" diye sorduğunu kaydeden sanık G.Ş, başıyla "evet" cevabını vermesinin ardından Serpil Parkın köşesinde silahını çıkarak 3 el havaya ateş ettiğini belirtip, "Koşarak 3 el attığı atış 2-3 saniye sürdü. Bu olaylar kamera görüntülerinde mevcut. Ateş ettiğimde grubun bize uzaklığı 40-50 metre civarında idi. Ben ateş ettikten sonra çok sayıda silah sesi duydum. Çalışma arkadaşım Oktay Can da ateş ediyordu. Eli havada idi. Ama başka silah sesleri de duydum. Bu sırada gaz bombaları da atılmaya başladı." diye konuştu.
Daha sonra olay yerinden geriye döndüğünü ve bu esnada yaralanma olayı olduğunu duyduğunu dile getiren Sanık G.Ş, "Fakat şahsın nasıl ve neyle yaralandığını bilmiyorum. Benim silahımdan çıkan kurşunlarla yaralandığını ise hiç tahmin etmiyorum. Çünkü ben havaya ateş ettim." dedi.
Olayların bir provokasyon olduğunu, kendisinin bu işin sorumlusu olarak seçildiğini ve asıl hedefin devlet olduğunu ileri süren sanık G.Ş. savunmasına daha sonra şöyle devam etti: "Arkadaşları maktulün başından nasıl kurşun aldığını ve başına neyle vurulduğunu çok iyi biliyor. Bu arkadaşlarının ifadelerinde de var. Ancak arkadaşları bunu gizleyip suçluların ortaya çıkmamasını sağlıyor. Maktulün üniversiteden arkadaşı olan Yavuz Gezici bu konuları iyi biliyor. Çünkü Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Akpınar'a (hani karşı tarafta silah yoktu, vurdular arkadaşımı) şeklinde ifade de bulunmuştur. Bu kamera kayıtlarında var. Bu şahıs ayrıca bir televizyona açıklama yaparak, olaylar sırasında başkalarının da silahla atış yaptığını belirtmiştir. Bu işlerde beni hedef seçtiler. Çünkü ben sağcı solcu öğrencilerin 7 yıldır işlemlerini yapıyorum, haklarında rapor yazıp ilgili yerlere gönderiyorum. Bu yöntemle sadece beni değil, devleti hedef almak istiyorlar. Suçu devletin üzerine yıkmak istiyorlar. Bunlar bir provokasyondur ve ben suçsuzum."
BABA KURT: KİNİMİ DOSTLUĞA, KARDEŞLİĞE, ADALETE BIRAKIYORUM
Ağlayarak ifadesine başlayan Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt ise oğlunun 1.5 yıldır Muğla'da olduğunu kimseyle bir sıkıntı ve probleminin olmadığını kaydetti. Oğlunun ileride doktora yapmak istediğini ve bunun için çalıştığını ifade eden Baba Kurt, şöyle dedi: "Oğlum herkes tarafından sevilen, sayılan bir insandı. Ahlaklıydı, vicdanlıydı. Herkes onun dostuydu. Oğlum harcandı. Birilerinin amacın için harcandı. Öğrenciler orada prova edildi. Kürt kökenli öğrenciler oradan uzaklaştırılmak istiyor. Türkiye'de derin yapılar var, failli meçhuller var. Bu olayın bir provokasyon olduğuna inanıyorum. Ben bunu yapanları devletin, adaletin vicdanına bırakıyorum. Ben kinimi dostluğa, kardeşliğe, hoşgörüye adalete bırakıyorum. Adalet gereken cezayı versin. Adalet bu işin sırrını çözsün. Tek isteğim bu."
Anne Necla Kurt da, oğlunun bu zaman kadar hiç bir kötü olaya karışmadığını, bunu devletin de polisin de teyit ettiğini belirterek, oğlunu öldürenlerin bulanarak, cezalandırılmasını istedi.
Öğleden sonra saat 14:00'de başlayan ve akşam saat 20:30'da tamamlanan duruşma, eksik evrakların tamamlanması, tanıkların dinlenmesi için ileri ki bir tarihe ertelendi.
Duruşma sonrası bir açıklama yapan Baba Kurt, olayın bir an önce aydınlanmasını istediklerini belirterek, olayın bir provokasyon olduğunu yineledi. Herkesi hoşgörülü olmaya davet eden Baba Kurt, "Olayın kısa sürede netleşeceğine inanıyoruz. Bize destek veren herkese teşekkür ederim." dedi.
BDP Batman Milletvekili Bengi Yılmaz ise yargıyı eleştirerek, dışarıdakilerin iyi ancak içeridekilerin iyi olmadığını belirterek, "İçeridekiler önyargılı. Bunun böyle olmasını istemiyoruz. Sanki yargıya siyaset bulaşmış. İnşallah bu böyle değildir. Bizim ön yargımızdır ve bu ters çıkar, aksi çıkar." ifadesini kullandı.
Daha sonra Kurt ailesi, milletvekilleri ve destek için gelen grup adliye önünden slogan atarak ayrıldı.
Bu arada, Şenol Gündoğdu isimli bir vatandaş, duruşmanın yapıldığı adliyenin önündeki üstgeçitin üstüne çıkarak Türk bayrağı açtı. Emekli astsubay olduğu öğrenilen Gündoğdu polis tarafından üst geçitten uzaklaştırıldı.
-OLAY-
Muğla'da bir kız öğrenciye laf atma tartışmasıyla 11 Mayıs gecesi başlayan olaylarda karşıt görüşlü öğrenciler kavga etmişlerdi. Sabaha kadar süren olaylarda Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 2. sınıf öğrencisi Şerzan Kurt, vurularak ağır yaralanmıştı. Kurt, 19 Mayıs'ta tedavi gördüğü İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yaşamını yitirmişti.
Kurt'un ölümüyle ilgili olarak Muğla Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru G.Ş. tutuklanmıştı. G.Ş. hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nde ''olası kasıtla nitelikli adam öldürme'' suçundan dava açılmıştı.
Mahkeme ilk duruşmada güvenlik nedeniyle davanın Eskişehir'e görülmesine karar vermişti.