Modanın Oxford'u Eğitime Başladı

Ünlü modacı Faruk Saraç'ın Bursa'da tarihi Fabrika-i Hümayun'u restore ederek kurduğu Tasarım Meslek Yüksek Okulu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın da katıldığı törenle eğitime başladı.

Modanın Oxford'u Eğitime Başladı
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Valiliği ve Faruk Saraç tarafından restore edilen 8 bin metrekarelik alan üzerine kurulan Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksekokulu, ilk öğrencileriyle eğitim ve öğretim sezonunu açtı. Törene; YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mühittin Şimşek ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Berrak Kurtuluş, Akademik Direktör Dr. Neşe Öztimur, Bursa Valisi Şahabettin Harput, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Açılış töreninde yaptığı konuşmada okulun açılmasında emeği geçenlere teşekkür eden YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, dünyadaki üniversitelerin sürekli bir değişim halinde olduğunu belirterek, lisans eğitimi konusunda üniversitelere korkunç bir talebin olduğunu söyledi. Bütün ülkelerin bu talebi karşılamak için yarış içerisinde olduğunu ifade eden Özcan, "İki senelik, dört, senelik, yüksek lisans gibi hizmetlerle üniversiteler öğrencilere hizmet veriyor. Bu talepler bir şekilde karşılanıyor. Biz de bu talebi
karşılamak için çalışıyoruz. Türkiye'deki üniversitelerimizin kontenjanlarını 430 binden 710 binlere çıkardık. Bu içinde bulunduğumuz tasarım meslek yüksekokulu da gösterdiğimiz faaliyetlerin bir sonucudur. Yüksek öğretime taleplerin olduğu dönemde, küreselleşme diye güçlü bir süreçle karşı karşıyayız. Küreselleşme yüksek öğrenim için çok önemli. Sınırların kalkması demektir. Bütün dünyayla bizi yüz yüze getiriyor. ABD ve Türkiye'deki üniversiteler arasında bilgi akışı sağlıyor, rekabet ortamı
oluşturuluyor. İş birliği başlıyor. Bunun yanında tatlı bir rekabeti ortamı meydana çıkıyor" diye konuştu.

"ÜNİVERSİTELERİ YENİ ROLLERE ADAPTE ETMELİYİZ"
Özcan, küreselleşen dünyada Türkiye'deki üniversitelerin yeni rollere sahip olması gerektiğini belirterek, "Bizim çok iyi durumda olmamız gerekir. Ülkeler, üstünlük sağlamak için korkunç yarış içerisindeler. Biz de bu yarıştan geri kalmayalım. Üniversiteler yeni roller oluşturmalı. Yeni düzene adapte etmeli. Klasik olarak araştırma yapıyoruz ve gelecek nesillere bilgileri aktarıyoruz. Bu çok önemli. Bu bizim görevimiz" ifadelerini kullandı.
Özcan, üniversitelerin çalışmaları ile ülke ekonomisine katkıda bulunulabileceğini vurguladı. Üniversitelerin içinde bulunduğu toplumdan uzak kalamayacağını ifade eden Özcan, "Üniversiteler kesinlikle içinde bulunduğu toplumdan uzak faaliyetler içerisinde olmamalıdır. Tam tersine bu faaliyetlerin tam ortasında yer almalıdır. Gelişmiş ülkelere bakın, bütün yenilikler üniversitelerden çıkmıştır. Biz de derhal o pozisyonu almalıyız. Ayrıca ülke insanına ve ekonomisine katkıda bulunmalıyız. Bunu yapmak
zorundayız. Bunu yapmazsak üniversite yok demektir. Zannetmeyin ki sadece akademik çalışmalar yeterli. O bizim başka bir meselemiz. Bizden yeni dünyada beklenen, ekonomimize fayda sağlamaktır" dedi.

"BURSA TANITIMINDA DOKSANDAN VURDUK"
Bursa Valisi Şahabettin Harput, bu muhteşem eserin eğitim ve öğretime açılması dolayısıyla mutluluk duyduklarını dile getirdi. Meslek yüksekokulunun Bursa'nın dünyaya tanıtılmasını sağlayacağını vurgulayan Vali Harput, "Bursa'da yaşamak bir şanstır. Bunun hakkını vermek zorundayız. Bu inançla görev yapıyoruz. Bursa'yı hep marka şehir olarak daha yükseklere taşıma mücadelesi veriyoruz. Faruk Saraç bize yolda yardım etti. Ünlü bir modacıyla anlaşarak Bursa'nın tanıtımında adeta doksandan vurduk" dedi.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de Bursa için anlamlı bir eğitim kurumunun açılışı yaptıklarını belirterek, "Bu kentimizde özellikli yapılar ve çalışmaların çoğalması önemli. Bu tür mekanların artmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

"DÜNYACA ÜNLÜ TASARIMCILARI HEP GÖZÜMÜZDE BÜYÜTÜYORUZ"
Modacı Faruk Saraç ise meslek hayatının 30. yıl dönümünde böyle bir eğitim kurumunu açmanın mutluluğunu yaşadığını kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın destekleriyle meslek yüksekokulunu eğitime açtıklarını ifade eden Saraç, dünyaca ünlü modacıları hep gözümüzde büyüttüğümüzü belirterek, "Teoriyle ve pratiği beraber vermeyi istedik. Tasarım üretirken nasıl ortaya koyulması gerektiğini göstereceğiz. Tek kalıcı olan yer Türkiye Cumhuriyeti olacaktır. Meslek yüksekokulumuz dünyada büyük bir referans
olacaktır. Bedelini göze alanlar için özgürlük vardır. Burası tarihi bir yapıydı. Burada eğitim-öğretim vermeyi çok istiyordum. Ve onu başardım. Ben buraya akademik kadromuzdan Dolce Gabbana'yı getirecektim. İtalya'nın ünlü tasarımcıları var. Hep onları gözümüzde büyütmüşüzdür. Belki alıp onların modern kıyafetlerini alıp kendimize uydurmuşuzdur. Bizim bir kültür ve tarzımız olmalıdır. Biz çok güçlü bir ülkeyiz, her alanda daha iyi şeyler yaparız" açıklamasını yaptı.

MODACI SARAÇ'TAN LALE KOLEKSİYONU
Saraç, kendisine inananlara teşekkür ederek okulda lale koleksiyonu oluşturmak için ayrı derslerin verileceğini vurguladı. Saraç, "İstanbul lalesi çok önemli. Lale koleksiyonunu da burada yapmaya karar verdik. Ayda bir gün ders vereceğiz. Bir Avrupalı tasarımcıyla bu yola baş koyduk. İstanbul lalesini de tasarıma döküp burada koleksiyonu hazırlayacağız. Bursa'nın moda günleri olacak" diye konuştu.
Sanata gönül verenlere meslek yüksekokulunda eğitim vereceklerini kaydeden Saraç, "Burada farklı tasarımlar yapacağız. Burada üç ayrı bölüm kuruyoruz. Herkes halkla ilişkiler ve uluslararası ilişkiler okursa sanat kaybolur. Ben okulumda sadece sanata gönül verenleri yetiştireceğim. Sanatı gerçekten isteyenlere kucak açacağız. Öğrencilerimizin bir tane bilezik sahibi olmalarını sağlayacağız" şeklinde konuştu.
Rahatsızlığı sebebiyle kürsüye gelemeyen Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mete Cengiz, Faruk Saraç'ı yürekten kutladığını dile getirdi.
Konuşmaların ardından modacı Saraç, YÖK Başkanı Özcan, YÖK Üyesi Şimşek ve Kurtuluş'a plaket takdim etti. Ardından protokol üyeleri, Faruk Saraç'ın annesinin ismini taşıyan Cemile Hanım Atölyesi'nin açılışını yaptı.
Açılışın ardından Tasarım Meslek Yüksek Okulu'nun yeni eğitim ve öğretiminin başlaması sebebiyle kitap şeklinde pasta kesildi. Kitaba benzeyen pastayı kesen Özcan'ın kıyafetinin lekelenmemesi için bir garson ceketin pastaya değmesini engelledi. Özcan, daha sonra pastanın tadına baktı.