Mısır'da Diploma Denklikleri İptal Edilen Türk Öğrencilerin Ülkedeki Başarıları Konuşuluyor
Seksenli yılların sonunda ve doksanlı yıllarda üniversite eğitimi almak için Mısır'a gelen Türk öğrencilerin birçoğu, ülkede elde ettikleri başarılarla konuşuluyor.
Mısır'da İslami eğitim veren El Ezher Üniversitesi'nin 28 Şubat sürecinde denkliğinin iptal edilmesinin ardından ciddi sıkıntılar çeken 3 bin civarındaki Türk öğrenci, eğitim sonrasında hayatlarını kazanmak için farklı yöntemlere başvurdu. Öğrencilerin bir kısmı Türkiye'ye yatay geçiş yaparken, bir kısmı da Türkiye'de önlerinin kapanması nedeniyle Mısır'da kalarak iş hayatına atıldı. Mısır'a 1988 yılında Arapça öğrenmek ve dini eğitim almak için gelen Atilla Ataseven, 14 yaşından bu yana Mısır'da
yaşadığını ve diplomaların denkliğinin iptal edilmesinin ardından ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığını dile getirdi. El Ezher Üniversitesi İslam Hukuku Bölümü'ne giren Ataseven, o dönemlerde şirketlerde yarı zamanlı çalışmaya, tercümanlık yapmaya başlamış. Bu deneyimin piyasa ve hayatla ilgili iyi bir tecrübe sağladığını belirten Ataseven, "2000'li yılların başıydı, Mısır devletinin eski taş değirmenleri yenileyeceğine dair bir projesinin olduğunu bilgisi bize ulaştı. Bununla ilgili Türkiye'ye
giderek imalat yapan firmalarla görüştüm ve bir firma ile bayilik anlaşması imzaladık. 1988 yılında başlayan Mısır maceramız çerçevesinde 24 büyük projeye imza attık. Mısır'ın bütün bölgelerinde iş yaptık. Ancak özellikle de Kahire ve Giza bölgelerinde yoğunlaşmış bulunuyoruz" dedi. Şuanda 224 tane un fabrikasının resmi tedarikçisi olan Ataseven, hayata geçirdikleri her projede 50'ye yakın Mısırlı çalıştırdıklarını da belirtti. İlk yıllarda iş kapasitelerinin küçük olduğunu söyleyen Ataseven, yıllık
ortalama 10 milyon Amerikan dolarının üzerinde işlem hacmi olduğunu söyledi. Denkliklerin iptal edilmesiyle birlikte ticarete atılmak durumunda kaldıklarını ifade eden iş adamı Hamdi Bulan, 1992 yılında El Ezher Üniversitesi'nde okumak için Mısır'a geldiklerini ve diplomalarının denkliğinde bazı problemler çıkınca, kendilerini ticaretin içinde bulduklarını söyledi. 1996 yılında Türk iş adamlarının yeni yeni Mısır'a gelmeye başladığını belirten Bulan, onlara tercümanlık yaparak yardımcı olmaya
başladıklarını, daha sonra da kendi işlerini yaptıklarını söyledi. "Diplomanın denkliklerinde sorun yaşanınca kendimizi fuarlarda bulduk. İlk dönemlerde Türkiye'den mutfak eşyası ve cam getirdik. 2001 yılında ise mobilya işine girdik" dedi. Mısır'da kanepe, çek-yat toptan dağıtım işini yapan 2006'dan bu yana ise yemek odası, yatak odası ve koltuk bazında da çalışmaya başlayan Bulan, El Ezher Üniversitesi'nin denklik probleminin kendilerine ticareti kazandırmış olduğunu söyledi. Bulan, El Ezher mezunlarının
son 10-15 yıldır Mısır ve Türkiye arasında ciddi bir köprü vazifesi gördüğünü ve iki ülke ekonomik ilişkilerinin ilerlemesinde ciddi manada katkı sağladığını da ifade etti.
Türkiye baklava ve lokumunu Mısırlılara tanıtan Ayetullah Güneş ise "Turkish Delight" isimli bir pastane kurdu. Türk dizi ve filmlerinin Arap ülkelerinde son yıllarda ilgi görmesinin Türk mutfağına olan ilgiyi de artırdığını belirten Güneş, Türk lokumunun daha meşhur olması sebebiyle pastanenin adını "Turkish Delight" koyduklarını ifade etti. Elazığlı Güneş, Türkiye'den bir baklava ustası arkadaşlarıyla buraya geldiklerini, onunla tanıştıktan sonra Kahire'de Türk pastanesi açma ve Türk baklavasını
Mısırlılara sunma fikrinin ortaya çıktığını söyledi. Türk baklavası ve sütlü mamullerinin hepsinin burada bulunduğunu söyleyen Güneş, Mısırlıların mamullerine oldukça fazla ilgi gösterdiğini söyledi. Denklik sorunu ortaya çıkınca Türkiye'de bir gelecek göremediğinden burada kendi işini kuran Güneş, Türkiye-Mısır yakınlaşmasının başladığı dönemde Türkiye'yi yemek ve tatlılarıyla tanıtma imkânı da bulmuş olduklarını söyledi. Güneş ayrıca Türk dizilerinin bolca izlendiği bir dönemde halkın Türkiye'yi
daha fazla merak etmeye başladığını ve işlerinden memnun olduklarını da sözlerine ekledi.
yaşadığını ve diplomaların denkliğinin iptal edilmesinin ardından ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığını dile getirdi. El Ezher Üniversitesi İslam Hukuku Bölümü'ne giren Ataseven, o dönemlerde şirketlerde yarı zamanlı çalışmaya, tercümanlık yapmaya başlamış. Bu deneyimin piyasa ve hayatla ilgili iyi bir tecrübe sağladığını belirten Ataseven, "2000'li yılların başıydı, Mısır devletinin eski taş değirmenleri yenileyeceğine dair bir projesinin olduğunu bilgisi bize ulaştı. Bununla ilgili Türkiye'ye
giderek imalat yapan firmalarla görüştüm ve bir firma ile bayilik anlaşması imzaladık. 1988 yılında başlayan Mısır maceramız çerçevesinde 24 büyük projeye imza attık. Mısır'ın bütün bölgelerinde iş yaptık. Ancak özellikle de Kahire ve Giza bölgelerinde yoğunlaşmış bulunuyoruz" dedi. Şuanda 224 tane un fabrikasının resmi tedarikçisi olan Ataseven, hayata geçirdikleri her projede 50'ye yakın Mısırlı çalıştırdıklarını da belirtti. İlk yıllarda iş kapasitelerinin küçük olduğunu söyleyen Ataseven, yıllık
ortalama 10 milyon Amerikan dolarının üzerinde işlem hacmi olduğunu söyledi. Denkliklerin iptal edilmesiyle birlikte ticarete atılmak durumunda kaldıklarını ifade eden iş adamı Hamdi Bulan, 1992 yılında El Ezher Üniversitesi'nde okumak için Mısır'a geldiklerini ve diplomalarının denkliğinde bazı problemler çıkınca, kendilerini ticaretin içinde bulduklarını söyledi. 1996 yılında Türk iş adamlarının yeni yeni Mısır'a gelmeye başladığını belirten Bulan, onlara tercümanlık yaparak yardımcı olmaya
başladıklarını, daha sonra da kendi işlerini yaptıklarını söyledi. "Diplomanın denkliklerinde sorun yaşanınca kendimizi fuarlarda bulduk. İlk dönemlerde Türkiye'den mutfak eşyası ve cam getirdik. 2001 yılında ise mobilya işine girdik" dedi. Mısır'da kanepe, çek-yat toptan dağıtım işini yapan 2006'dan bu yana ise yemek odası, yatak odası ve koltuk bazında da çalışmaya başlayan Bulan, El Ezher Üniversitesi'nin denklik probleminin kendilerine ticareti kazandırmış olduğunu söyledi. Bulan, El Ezher mezunlarının
son 10-15 yıldır Mısır ve Türkiye arasında ciddi bir köprü vazifesi gördüğünü ve iki ülke ekonomik ilişkilerinin ilerlemesinde ciddi manada katkı sağladığını da ifade etti.
Türkiye baklava ve lokumunu Mısırlılara tanıtan Ayetullah Güneş ise "Turkish Delight" isimli bir pastane kurdu. Türk dizi ve filmlerinin Arap ülkelerinde son yıllarda ilgi görmesinin Türk mutfağına olan ilgiyi de artırdığını belirten Güneş, Türk lokumunun daha meşhur olması sebebiyle pastanenin adını "Turkish Delight" koyduklarını ifade etti. Elazığlı Güneş, Türkiye'den bir baklava ustası arkadaşlarıyla buraya geldiklerini, onunla tanıştıktan sonra Kahire'de Türk pastanesi açma ve Türk baklavasını
Mısırlılara sunma fikrinin ortaya çıktığını söyledi. Türk baklavası ve sütlü mamullerinin hepsinin burada bulunduğunu söyleyen Güneş, Mısırlıların mamullerine oldukça fazla ilgi gösterdiğini söyledi. Denklik sorunu ortaya çıkınca Türkiye'de bir gelecek göremediğinden burada kendi işini kuran Güneş, Türkiye-Mısır yakınlaşmasının başladığı dönemde Türkiye'yi yemek ve tatlılarıyla tanıtma imkânı da bulmuş olduklarını söyledi. Güneş ayrıca Türk dizilerinin bolca izlendiği bir dönemde halkın Türkiye'yi
daha fazla merak etmeye başladığını ve işlerinden memnun olduklarını da sözlerine ekledi.