'Türkiye ağırlığını koydu; sorun çözüldü'

'Filistin'e Yol Açık' konvoyunda bulunan insani yardım malzemelerinin Gazze'ye giriş yapmasında Türkiye'nin ağırlığını koyduğunu ifade eden TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan yaşananları anlattı.

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan,''Filistin'e Yol Açık'' konvoyunda bulunan insani yardım malzemelerinin Gazze'ye giriş yapmasında Türkiye'nin ağırlığını koyduğunu ifade ederek, ''Türkiye devreye girmeseydi bu insani yardım malzemeleri de Gazze'ye girmezdi'' dedi.

Mercan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Ankara Rixos Otel'de düzenlenen nikah töreninden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin ''Mısır'da istenmeyen bir takım olaylar yaşandı. Siz de konvoydaydınız. Henüz geldiniz. İzlenimlerinizi alabilir miyiz?'' sözleri üzerine Mercan, çok zorluklar yaşandığını, 48 saat uyumadığını ifade etti.

Mercan, ''Ama sevindiğimiz şey şu oldu. Konvoy rahatlıkla gitti. 43 araç hariç diğerleri, Gazzelilere teslim oldu. Aldığım bilgilere göre de konvoydaki bütün insanlar geri dönüyorlar. Zannediyorum dönme işlemi de tamamlandı. Bu gece yarısı Türkiye'ye özel bir uçakla gelecekler. Yaşadığımız zorlukları anlatacak olursam sabaha kadar burada kalabiliriz'' diye konuştu.

''Basına da yansıdı ama gerçek sıkıntı neydi? Siz ne gördünüz orada'' denilmesi üzerine Mercan, ''Bir defa hakikaten çok beklendi. Bir örnek vereyim. Gazze'den dönüşte saat 4-4,5 civarı kapıya geldik. Kapıdan çıktığımızda saat 21.00'di. Burada sadece bir pasaport işlemi yapılacak. Koordinasyonsuzluk, bürokratik yanlışlıklar olabilir. Ne olduğunu bilmiyorum ama bu tür zorluklar bu tür beklemeler oldukça fazlaydı'' dedi.

Konvoydaki hangi araçların gideceği ile ilgili konularda sıkıntıların yaşandığını ifade eden Mercan, taşlı sopalı saldırıların da gerilimi çok arttırdığını belirterek, şöyle konuştu:

''Benim gönlüm şunu arzu ederdi. Konvoyu bütün araçları gezdim ilk önce. Araçların hepsi insani yardım dolu. Yani ilaç, tıbbi malzemeler... Gıda yoktu. Çünkü 'gıda sokmayacağız' dedi Mısır Hükümeti. Gıdalar içinde bebek maması bile yoktu. Bebek mamasını bile sokmadılar. Böyle olunca, bu kadar insani bir durumda benim beklentim şuydu. Mısır hükümeti işleri kolaylaştırsın ve işlemleri çok hızlandırsın. Neye izin veriyorlarsa onu hızlıca geçirsinler ve bu süreç gerilimsiz tamamlansın. İnşallah bundan sonraki dönemde bunlar daha iyi koordine edilir, daha iyi organize edilir.''

Gazze'de gördüklerini anlatacak kelime bulamadığını ifade eden Mercan, ''Gazze'de bir insanlık dramının yaşandığını'' belirtti. Bombalanmış binaların enkazlarının hala kaldırılmadığını, bölgeye beton ve çimento girişinin yasaklanması nedeniyle enkazları tekrar betona dönüştüren bir tesis kurulduğunu anlatan Mercan, enkaz altında kırılan demirlerin de düzeltilerek inşaat demiri olarak kullanıldığını söyledi.

Gazze'de babası 11 yıldır hapiste olan 12-13 yaşlarında bir kız çocuğu ile aralarında geçen diyalogu aktaran Mercan, çocuğun amca ve dedesinin de şehit olduğunu belirterek, ''Bu çocuk bana geldi döndü ve 'ben şimdi kime baba diyeceğim' dedi. Yani böyle dehşet manzaralar vardı'' şeklinde konuştu.

''Bu konvoy meselesini bir siyasi mesele olarak görmemek lazım. Son derece yanlış. Bu tamamen insani, vicdani bir mesele'' diyen Mercan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Meselede tüm dünyanın aynı yerde durması lazım. Çünkü orada bir buçuk milyona yakın insan altı yüz kilometrekarelik dünyanın en büyük hapishanesinde, inanamayacağınız olumsuz koşullarda yaşıyorlar. Meseleyi insani bir mesele olarak görüp hepimizin vicdanlarının sesini dinlemesi lazım.

Benim sevincim şu oldu. Türkiye, vicdanının sesini dinledi. Türkiye hükümeti vicdanının sesini dinledi ve konvoyun Gazze'ye geçmesinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin çok büyük katkısı oldu. Eğer Türkiye devreye girmeseydi bu insani yardım malzemeleri de Gazze'ye girmezdi. Türkiye o kadar ağırlığını koydu.''