'11 korucuyu korucular katletti'
Eski Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu, Şırnak'ın Güçlükonak ilçesindeki 11 korucunun katledilmesiyle ilgili olarak ilginç bir iddiada bulundu.
Tozlu, 1996'da Şırnak'ın Güçlükonak ilçesindeki 11 korucuyu, dönemin Akçay Piyade Tugay Komutanı Albay Selahattin Uğurlu'nun emriyle, Muhabere Arama Kurtarma (MAK) timlerinin gözetiminde, 7 korucunun katlettiğini ileri sürdü.
Saldırıyı yapan korucu Ahmet Özalp ve ekibinin iş için Akçay Tugay'ından 50 bin dolar aldığını iddia eden Tozlu, sonra olayın PKK'nın üzerine atıldığını kaydetti.
Özalp ve ekibinin birçok faili meçhul olayda kullanıldığını, halen de kullanılmakta olduğunu iddia eden Tozlu, bu korucuların bölgede, Tugay'dan kelle başına para alarak infaz yapan tim olarak bilindiğini dile getirdi.
Katliamın içyüzünü MİT'le yaptıkları ortak çalışmada ortaya çıkardıklarını, raporun MİT'te olduğunu savunan Tozlu, olayı ortaya çıkarmalarının ardından çok kez pusuya düşürüldüğünü belirterek, "MİT'in sayesinde kurtuldum. JİTEM de beni korumak istedi." dedi.
JİTEM'in kurucularından Cem Ersever, Abdülkerim Kırca ve 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım, MAK Komutanı Albay Levent Göktaş, Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral Selahattin Uğurlu ile Doğu ve Güneydoğu, Ergenekon'un tutuklu sanıklarından Veli Küçük'le de İstanbul'da çalışan Tozlu, Güçlükonak'ta 11 korucunun katledilmesi olayını Cihan Haber Ajansı Muhabiri'ne anlattı.
2000 yılında ordudan YAŞ kararı ile atılan Tozlu, 11 korucuyu dönemin Şırnak Akçay Piyade Tugay Komutanı Albay Selahattin Uğurlu'nun himayesinde, Muhabere Arama Kurtarma timlerinin gözetiminde 7 geçici köy korucusunun katlettiğini iddia etti.
BÖLGEDE ASKER'DEN HABERSİZ KUŞ BİLE UÇAMAZDI
Tozlu, 1994'de Güçlükonak, 1996'de Şırnak Merkez Komutanlığı görevlerine atandığını, Albay Selahattin Uğurlu'nun bu sırada Akçay Tugay Komutanı olduğunu söyledi.
Tozlu, 1996'nın 15 Ocak günü 11 korucunun Güçlükonak ilçesi Taşkonak bölgesinde öldürüldüğü haberi üzerine Şırnak İl Jandarma Komutanı Albay Tahsin Baltacıoğlu'nun kendisini çağırarak, olayla ilgili analiz yapmasını istediğini söyledi.
Baltacıoğlu'nun, "Sen Güçlükonak'tan geldin. Bu olayı analiz eder misin" dediğini aktaran Tozlu, "Hareket odasına gittik. Haritadan olay yerini göstererek, tahlil yapmamı istedi.
Olayın PKK'nın işi değil, askerin müsaadesiyle, bilgisi dâhilinde yapılmış olabileceğini anlattım. Çünkü bölge kurtarılmış, askerin elinde olan bir yerdi.
Ayrıca PKK o dönemde silah bırakmıştı. Burada askerden habersiz kuş bile uçamazdı. Tahlil üzerine Baltacıoğlu (Saçmaladın sen. Nereden uyduruyorsun) diyerek beni odadan kovdu." açıklamasını yaptı.
KATLİAMI YAPAN KORUCULAR, TUGAY'DAN PARA ALDI
Tozlu, olay sonrası telsiz muhaberesinde, o sırada Güçlükonak İlçe Jandarma Karakol Komutanı olan Yüzbaşı Hüseyin Gürocak'ın üstlere bilgi aktarırken (işi Özcan Yüzbaşı'nın adamları yaptı) ifadesini kullandığını ileri sürdü.
Bunun üzerine MİT'le görüşerek çalışma yaptıklarını anlatan Tozlu, "Çalışmalarda inanamadığımız bir sonuca ulaştık. Olayın oluş şekli, zamanı, mekânı, işi PKK'nın yapmadığını gösteriyordu.
Çünkü ön ve arkadaki koruma araçlarına bir şey olmamış. Yananların nüfus cüzdanları sağlam, silahları kullanılmamış. Oysa araçlara yakın mesafeden atılan roketlerle yangın çıkmış, silahlarla taranmış.
MİT'le yaptığımız çalışmalarda, korucuları Albay Uğurlu himayesinde, MAK timlerinin gözetiminde, tetikçi geçici köy korucularının öldürdüğünü tespit ettik.
Saldırıyı Siirtli olup Güçlükonak'ın Bulmuşlar köyünde ikamet eden geçici korucu Ahmet Özalp ile yakınlarından oluşan 7 kişilik grubun icra ettiğini belirledik.
Ekip saldırı yerine helikopterle getirilip, götürülmüş. Özalp ve yakınları bu işin karşılığında Tugay'dan 50 bin dolar almış. Bunları MİT biliyor."
MAK BU KORUCULARI TAŞERON TETİKÇİ OLARAK KULLANIYORDU
Özalp ve yakınlarının bölgede birçok faili meçhul olayda kullanıldığını, halen de kullanılmakta olduğunu iddia eden Tozlu, "Bu korucular, bölgede, Tugay'dan kelle başına paran alan infaz grubu olarak bilinir.
MAK taşeron tetikçi olarak bu grubu kullanıyordu. O dönem Albay Uğurlu tarafından askeri helikopterle görev yerlerine bırakılıyorlardı." dedi.
Özalp ile en son iki sene önce bir iş için gittiği Siirt'te öğretmen evinde görüştüğünü aktaran Tozlu, "Özalp, Siirt'te 350 bin TL'ye pasaj ve 15 tane otobüs almış.
Personel taşıyormuş. O zamanlar bu grubun parayla iş yaptığını biliyorduk. Üst makamlarca korundukları için bir şey yapamıyorduk." değerlendirmesinde de bulundu.
OLAYI ARAŞTIRDIĞIM İÇİN ÖLDÜRÜLMEK İSTENDİM
Olayı araştırdığı için öldürülmek istendiğini iddia eden Tozlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Şırnak ve Cizre merkez, Milli karakol bölgesi, Mardin ve Eruh yolu üzerinde, şahsıma pusu yöntemi ve mayınla suikast düzenlendiler.
Bunlardan MİT vasıtasıyla haberdar oldum ve kurtuldum. Daha sonra MİT'e sığındım. Birinde ise mayın patlamadı. MİT'le yaptığımız çalışmada, suikast girişimlerinin gönüllü geçici köy korucularına yaptırıldığını belirledik.
Özür dileyerek, yanlışlıkla PKK yerine bana pusu attıklarını belirttiler. MİT, bunları da ayrıntısıyla biliyor."
JİTEM BENİ KORUMAK İSTEDİ
Diyarbakır JİTEM bölge komutanı ve hocası olan Abdülkerim Kırca'nın kendisine koruma vermek istediğini aktaran Tozlu şunları anlattı: "Diyarbakır'a mahkûm götürmüştüm.
Kırca, beni Sur içindeki JİTEM grup komutanlığına çağırdı. Bahçede, JİTEM'in Diyarbakır tim komutanı Yüzbaşı Tünay Yanardağı ile tavla oynuyorlardı. (Oğlum çok ciddi duyumlar alıyoruz.
Seni öldürecekler, korumamız lazım. Uğur Atalay Yüzbaşı'ya söyleyeyim, BOTAŞ'tan gelip seni korusun. Uğur'u istemiyorsan Tünay'ı göndereyim.
Uğur o zaman JİTEM'in BOTAŞ komutanıydı. Ben Kırca'ya (Komutanım onlar kendini korusun, ben kendimi korurum) yanıtını verdim. Şırnak'a geri dönünce de beni telefonla arayıp, dikkatli olmamı istedi.
Uğur Yüzbaşı birkaç kez yanıma gelip gitti. Bu esnada Milli karakolundan gelirken pusuya düşürüldüm. Kaçarak kurtuldum. Bundan sonra zırhlı araçla dolaştım."
Görev süresi boyunca 350 korucu ile Gabar'da çalıştığını, öldürülen korucuların çok iyi insanlar olduğunu vurgulayan Tozlu, "Zararlı bir yanlarını görmedim. Aileleriyle görüştüm, her biri çok iyi insanlardı.
Yapılan katliam, bölge insanına gözdağı ve PKK'ya yönelik operasyonlara hız vermek için." diye konuştu.
Saldırıyı yapan korucu Ahmet Özalp ve ekibinin iş için Akçay Tugay'ından 50 bin dolar aldığını iddia eden Tozlu, sonra olayın PKK'nın üzerine atıldığını kaydetti.
Özalp ve ekibinin birçok faili meçhul olayda kullanıldığını, halen de kullanılmakta olduğunu iddia eden Tozlu, bu korucuların bölgede, Tugay'dan kelle başına para alarak infaz yapan tim olarak bilindiğini dile getirdi.
Katliamın içyüzünü MİT'le yaptıkları ortak çalışmada ortaya çıkardıklarını, raporun MİT'te olduğunu savunan Tozlu, olayı ortaya çıkarmalarının ardından çok kez pusuya düşürüldüğünü belirterek, "MİT'in sayesinde kurtuldum. JİTEM de beni korumak istedi." dedi.
JİTEM'in kurucularından Cem Ersever, Abdülkerim Kırca ve 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım, MAK Komutanı Albay Levent Göktaş, Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral Selahattin Uğurlu ile Doğu ve Güneydoğu, Ergenekon'un tutuklu sanıklarından Veli Küçük'le de İstanbul'da çalışan Tozlu, Güçlükonak'ta 11 korucunun katledilmesi olayını Cihan Haber Ajansı Muhabiri'ne anlattı.
2000 yılında ordudan YAŞ kararı ile atılan Tozlu, 11 korucuyu dönemin Şırnak Akçay Piyade Tugay Komutanı Albay Selahattin Uğurlu'nun himayesinde, Muhabere Arama Kurtarma timlerinin gözetiminde 7 geçici köy korucusunun katlettiğini iddia etti.
BÖLGEDE ASKER'DEN HABERSİZ KUŞ BİLE UÇAMAZDI
Tozlu, 1994'de Güçlükonak, 1996'de Şırnak Merkez Komutanlığı görevlerine atandığını, Albay Selahattin Uğurlu'nun bu sırada Akçay Tugay Komutanı olduğunu söyledi.
Tozlu, 1996'nın 15 Ocak günü 11 korucunun Güçlükonak ilçesi Taşkonak bölgesinde öldürüldüğü haberi üzerine Şırnak İl Jandarma Komutanı Albay Tahsin Baltacıoğlu'nun kendisini çağırarak, olayla ilgili analiz yapmasını istediğini söyledi.
Baltacıoğlu'nun, "Sen Güçlükonak'tan geldin. Bu olayı analiz eder misin" dediğini aktaran Tozlu, "Hareket odasına gittik. Haritadan olay yerini göstererek, tahlil yapmamı istedi.
Olayın PKK'nın işi değil, askerin müsaadesiyle, bilgisi dâhilinde yapılmış olabileceğini anlattım. Çünkü bölge kurtarılmış, askerin elinde olan bir yerdi.
Ayrıca PKK o dönemde silah bırakmıştı. Burada askerden habersiz kuş bile uçamazdı. Tahlil üzerine Baltacıoğlu (Saçmaladın sen. Nereden uyduruyorsun) diyerek beni odadan kovdu." açıklamasını yaptı.
KATLİAMI YAPAN KORUCULAR, TUGAY'DAN PARA ALDI
Tozlu, olay sonrası telsiz muhaberesinde, o sırada Güçlükonak İlçe Jandarma Karakol Komutanı olan Yüzbaşı Hüseyin Gürocak'ın üstlere bilgi aktarırken (işi Özcan Yüzbaşı'nın adamları yaptı) ifadesini kullandığını ileri sürdü.
Bunun üzerine MİT'le görüşerek çalışma yaptıklarını anlatan Tozlu, "Çalışmalarda inanamadığımız bir sonuca ulaştık. Olayın oluş şekli, zamanı, mekânı, işi PKK'nın yapmadığını gösteriyordu.
Çünkü ön ve arkadaki koruma araçlarına bir şey olmamış. Yananların nüfus cüzdanları sağlam, silahları kullanılmamış. Oysa araçlara yakın mesafeden atılan roketlerle yangın çıkmış, silahlarla taranmış.
MİT'le yaptığımız çalışmalarda, korucuları Albay Uğurlu himayesinde, MAK timlerinin gözetiminde, tetikçi geçici köy korucularının öldürdüğünü tespit ettik.
Saldırıyı Siirtli olup Güçlükonak'ın Bulmuşlar köyünde ikamet eden geçici korucu Ahmet Özalp ile yakınlarından oluşan 7 kişilik grubun icra ettiğini belirledik.
Ekip saldırı yerine helikopterle getirilip, götürülmüş. Özalp ve yakınları bu işin karşılığında Tugay'dan 50 bin dolar almış. Bunları MİT biliyor."
MAK BU KORUCULARI TAŞERON TETİKÇİ OLARAK KULLANIYORDU
Özalp ve yakınlarının bölgede birçok faili meçhul olayda kullanıldığını, halen de kullanılmakta olduğunu iddia eden Tozlu, "Bu korucular, bölgede, Tugay'dan kelle başına paran alan infaz grubu olarak bilinir.
MAK taşeron tetikçi olarak bu grubu kullanıyordu. O dönem Albay Uğurlu tarafından askeri helikopterle görev yerlerine bırakılıyorlardı." dedi.
Özalp ile en son iki sene önce bir iş için gittiği Siirt'te öğretmen evinde görüştüğünü aktaran Tozlu, "Özalp, Siirt'te 350 bin TL'ye pasaj ve 15 tane otobüs almış.
Personel taşıyormuş. O zamanlar bu grubun parayla iş yaptığını biliyorduk. Üst makamlarca korundukları için bir şey yapamıyorduk." değerlendirmesinde de bulundu.
OLAYI ARAŞTIRDIĞIM İÇİN ÖLDÜRÜLMEK İSTENDİM
Olayı araştırdığı için öldürülmek istendiğini iddia eden Tozlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Şırnak ve Cizre merkez, Milli karakol bölgesi, Mardin ve Eruh yolu üzerinde, şahsıma pusu yöntemi ve mayınla suikast düzenlendiler.
Bunlardan MİT vasıtasıyla haberdar oldum ve kurtuldum. Daha sonra MİT'e sığındım. Birinde ise mayın patlamadı. MİT'le yaptığımız çalışmada, suikast girişimlerinin gönüllü geçici köy korucularına yaptırıldığını belirledik.
Özür dileyerek, yanlışlıkla PKK yerine bana pusu attıklarını belirttiler. MİT, bunları da ayrıntısıyla biliyor."
JİTEM BENİ KORUMAK İSTEDİ
Diyarbakır JİTEM bölge komutanı ve hocası olan Abdülkerim Kırca'nın kendisine koruma vermek istediğini aktaran Tozlu şunları anlattı: "Diyarbakır'a mahkûm götürmüştüm.
Kırca, beni Sur içindeki JİTEM grup komutanlığına çağırdı. Bahçede, JİTEM'in Diyarbakır tim komutanı Yüzbaşı Tünay Yanardağı ile tavla oynuyorlardı. (Oğlum çok ciddi duyumlar alıyoruz.
Seni öldürecekler, korumamız lazım. Uğur Atalay Yüzbaşı'ya söyleyeyim, BOTAŞ'tan gelip seni korusun. Uğur'u istemiyorsan Tünay'ı göndereyim.
Uğur o zaman JİTEM'in BOTAŞ komutanıydı. Ben Kırca'ya (Komutanım onlar kendini korusun, ben kendimi korurum) yanıtını verdim. Şırnak'a geri dönünce de beni telefonla arayıp, dikkatli olmamı istedi.
Uğur Yüzbaşı birkaç kez yanıma gelip gitti. Bu esnada Milli karakolundan gelirken pusuya düşürüldüm. Kaçarak kurtuldum. Bundan sonra zırhlı araçla dolaştım."
Görev süresi boyunca 350 korucu ile Gabar'da çalıştığını, öldürülen korucuların çok iyi insanlar olduğunu vurgulayan Tozlu, "Zararlı bir yanlarını görmedim. Aileleriyle görüştüm, her biri çok iyi insanlardı.
Yapılan katliam, bölge insanına gözdağı ve PKK'ya yönelik operasyonlara hız vermek için." diye konuştu.