Doğa severler Bafa Gölü'nü inceledi
Ege Bölgesi'nin değerli sulak arazilerinden biri olan Bafa Gölü, doğa severler tarafından incelendi.
Antik Dönem’de Ege Denizi’nin bir körfeziyken, Büyük Menderes Nehri’nin getirmiş olduğu alivyonlarla önü kapanarak göl şeklini alan Bafa Gölü, tarihiyle, kültürüyle, kuşlarıyla, bitkisiyle ve yaban hayatıyla büyük bir zenginliği barındıran ve mitolojideki Ay tanrıçası Selene’nin Çoban Endymion’a aşık olduğu Anadolu coğrafyasının en güzel gölüdür. Son yıllarda susuzluk ve kirliliğin getirdiği sorunlarla boğuşan ve ağır hasta durumundaki Bafa Gölü’ne hayat verecek çalışmaların ilk adımı olan Coca cola – WWF-Türkiye(Doğal Hayatı Koruma Vakfı) işbirliğinde yapılan ve yerel ortak olarak Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD)’un desteklediği “Bafa’ya Su, Ege’ye Bereket” projesi, 2008 yılının Kasım ayında başlamıştı. Söke, Didim ve Milas çevresinde uygulanacak projenin ilk iki yılında pilot bir alan oluşturularak, bölgede 12 köydeki 3 bin çiftçiye ulaşılması hedeflenen proje, hazırlanan program kapsamında tüm hızıyla devam ediyor.
“Bafa’ya Su Ege’ye Bereket” projesi kapsamında, Aydın’da yapılan 2. Yuvarlak Masa toplantısı için bölgeye gelen, WWF-Türkiye(Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat KALEM’le birlikte, Büyük Menderes Nehri ve Bafa Gölü’nde inceleme yapıldı. Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat KALEM ve Doğa koruma proje sorumlusu Ayça AKSOY’la yaptımız inceleme gezisinde, gölün batısındaki Sakızburnu Dalyanı’nın geçmişinden günümüze kadar olan işleyişini anlattık.
Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, incelemenin başarıyla sonuçlandığını belirterek, “1978 yılında göl kamulaştırılmadan önce özel bir kişi tarafından, günümüzde ise Ak-Yeniköy kooperatifince işletilen dalyandaki tesisleri gezdik. 1985 yılında yapılan Serçin seddesiyle birlikte gölün ekolojisi bozulmaya başladığından, Serçin besleme kanalı yapılmıştı. Bafa Gölü’ne hayat veren ana damar olan Serçin Prizinin işleyişini yerinde anlattık.Bafa Gölü’nün son yıllarda yaşadığı sorunlara çözüm bulmak, bölgedeki su kaynaklarının doğru kullanılarak tarımda modern sulama yöntemlerine geçmelerini sağlamak amacıyla yapılan bu projenin en büyük yararı, tüm ilgi gruplarını bir araya getirmesi olmuştur. ‘Bafa’ya su, Ege’ye Bereket’ projesi gölle ilgili olan kamu kurumlarını, gölün sorunlarına olumsuz katkı yapan işletmeleri, gölden yararlanan turizmcileri, balıkçıları, göl kıyısında yaşayan yöre insanlarını, göl çevresinde tarım yapan çiftçileri, göl ve tarım konusunda uzman bilim insanlarını, gölün kurtulması için gayret gösteren sivil toplum örgütlerini bir araya getirerek, çözüm önerileri üretmeye başlamış ve gölün eski günlerine dönmesi için program dahilinde çalışmalara devam edilmektedir” dedi.
“Bafa’ya Su Ege’ye Bereket” projesi kapsamında, Aydın’da yapılan 2. Yuvarlak Masa toplantısı için bölgeye gelen, WWF-Türkiye(Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat KALEM’le birlikte, Büyük Menderes Nehri ve Bafa Gölü’nde inceleme yapıldı. Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat KALEM ve Doğa koruma proje sorumlusu Ayça AKSOY’la yaptımız inceleme gezisinde, gölün batısındaki Sakızburnu Dalyanı’nın geçmişinden günümüze kadar olan işleyişini anlattık.
Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, incelemenin başarıyla sonuçlandığını belirterek, “1978 yılında göl kamulaştırılmadan önce özel bir kişi tarafından, günümüzde ise Ak-Yeniköy kooperatifince işletilen dalyandaki tesisleri gezdik. 1985 yılında yapılan Serçin seddesiyle birlikte gölün ekolojisi bozulmaya başladığından, Serçin besleme kanalı yapılmıştı. Bafa Gölü’ne hayat veren ana damar olan Serçin Prizinin işleyişini yerinde anlattık.Bafa Gölü’nün son yıllarda yaşadığı sorunlara çözüm bulmak, bölgedeki su kaynaklarının doğru kullanılarak tarımda modern sulama yöntemlerine geçmelerini sağlamak amacıyla yapılan bu projenin en büyük yararı, tüm ilgi gruplarını bir araya getirmesi olmuştur. ‘Bafa’ya su, Ege’ye Bereket’ projesi gölle ilgili olan kamu kurumlarını, gölün sorunlarına olumsuz katkı yapan işletmeleri, gölden yararlanan turizmcileri, balıkçıları, göl kıyısında yaşayan yöre insanlarını, göl çevresinde tarım yapan çiftçileri, göl ve tarım konusunda uzman bilim insanlarını, gölün kurtulması için gayret gösteren sivil toplum örgütlerini bir araya getirerek, çözüm önerileri üretmeye başlamış ve gölün eski günlerine dönmesi için program dahilinde çalışmalara devam edilmektedir” dedi.