Binali Yıldırım: TT'de ikincil arz 2010'da olabilir
Bakan Yıldırım, '2010'u küresel krizin artık etkilerinin azaldığı bir yıl olarak görüyoruz. O bakımdan 2010 yılında düşünülebilir' diye konuştu.
Türk Telekom'un halka arzıyla ilgili olarak, zamanlamanın tamamen piyasaların durumuna göre ayarlanacağını ifade eden Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 2010'u küresel krizin artık etkilerinin azaldığı bir yıl olarak görüklerini belirterek. "O bakımdan 2010 yılında düşünülebilir" dedi.
Bakan Yıldırım, Turkcell ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü işbirliğiyle gerçekleştirilen "Deniz Fenerlerinin Uzaktan Yönetimi" projesinin imza töreninin ardından basın mensuplarının Türk Telekom'un halka arzıyla ilgili sorularını yanıtladı.
Yıldırım, tarihin henüz belirlenmediğini, bu konuda yetkili kurumun Özelleştirme İdaresi olduğunu, Özelleştirme İdaresi'nin 2005'ten beri bu çalışmaları yürüttüğünü söyledi.
Geçen yıl yüzde 15'lik bir dilimin halka arz edildiğini anımsatan Yıldırım, "2 milyar lira civarında Hazine'ye bir kaynak aktarılmıştı. Ondan sonra da tabii tekrar halka arz şeklinde olacağını zannediyorum. Özelleştirme İdaresi bu konuda alternatifli çalışmalar yapıyor" diye konuştu.
Binali Yıldırım, bunun zamanlamasının tamamen borsadaki piyasaların, küresel finans piyasalarının durumuna göre ayarlanacağını, azami oranda kamu yararının sağlanacağı şartların oluşmasını amaçladıklarını, bunlar oluştuğunda işlemin gerçekleşeceğini kaydetti.
Yıldırım, "2010'u küresel krizin artık etkilerinin azaldığı bir yıl olarak görüyoruz. O bakımdan 2010 yılında düşünülebilir" şeklinde konuştu.
Yabancı bayraklı teknelerin Türk Bayrağına geçişi için uygulanan vergi indiriminin ocak ayında devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine de Yıldırım, "Şu anda o uygulama 31 Aralık itibariyle bitti. Yeniden uzatılması için Maliye Bakanlığı'na müracaat yaptık. Bu konuda Maliye Bakanlığı ile görüşmelerimiz devam ediyor" dedi.
"Deniz fenerlerinin uzaktan yönetimi" projesi
Bakan Yıldırım, Turkcell ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü işbirliğiyle gerçekleştirilen "Deniz fenerlerinin uzaktan yönetimi" projesinin denizlerde teknolojinin kullanımı alanında belki de dünyada bir "ilk" olduğunu bildirdi.
Yıldırım, telemetri de denilen projenin denizlerle teknolojiyi buluşturma projesi olduğunu vurguladı. Denizcilerin rotası üzerindeki fenerleri izlediklerini, görme mesafesinde fenerlerin çalışıp çalışmadığını fark ettiklerini ve ona göre vaziyet aldıklarını anlatan Yıldırım, bu proje ile feneri görmeden bilginin elde edilebileceğini, hava şartları ve deniz durumu gibi birçok konuda bilgi sahibi olabileceklerini söyledi.
Turkcell'in iletişim altyapısıyla bu bilgilerin taşınma işini sağlayacağını belirten Yıldırım, "Proje, denizlerde teknolojinin kullanımı alanında belki de dünyada bir ilk. Fenerlerde uzaktan kumanda etmek, takip etmek, 24 saat oradan veri akışını sağlamak... Bugün daha bunu düşünenler var. Bazıları bunu hayal ediyor, bazıları da gerçekleştiriyor. Biz gerçekleştiren taraftayız. Bu bir takım çalışması" diye konuştu.
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün faaliyetlerine değinen Bakan Yıldırım, "Bütün sahillerimizin her karışı kontrolümüz altındadır. Yani burada hangi gemi seyrediyor, nereden kalktı, nereye gidiyor, yükü nedir, sürati nedir, gemide bir hasta mı oldu, gemide bir çarpışma mı, kaza mı oldu? Bu bilgiler ana arama kurtarma merkezine gelmekte ve gerekli müdahaleler anında gerekli birimlere yönlendirilerek yapılmaktadır" dedi.
Binali Yıldırım, denizci ülkeler arasında Türkiye'nin öncü rol oynadığını ve bu hizmetleri sadece kontrol altındaki sahillerde değil birçok sahil ülkesi denizcilerine de verdiğini ifade etti.
Turkcell, 16 bin liralık data trafiği ihalesini aldı
Toplantıda soruları da yanıtlayan Yıldırım, otomatik seyir sisteminin (AIS) bir parçası olan deniz fenerlerinin uzaktan yönetimi projesinde data trafiğiyle ilgili ihaleyi de yıllık 16 bin liralık ihale bedeliyle Turkcell'in aldığını bildirdi.
Gemilere yönelik bu hizmetin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilen bir kamu hizmeti olduğunu kaydeden Yıldırım, "İhalede kıran kırana yarış oldu. İpi Turkcell göğüslemiş görünüyor" dedi.
"Herkes bize kendini beğendirmek için yarışıyor"
Binali Yıldırım, ihalede seçimin neye göre yapıldığı sorusunu ise "Biz kimseyi seçmiyoruz. Herkes bize kendini beğendirmek için yarışıyor. Arkadaşlar saçına, başına, kaşına, gözüne göre seçmiyor. Bu, Kamu İhale Kanunu'na tabidir. Gerekli yarış ve rekabet ortamından sonra seçme olmuştur. En ekonomik teklifi veren bu yarışı kazanır. Ama artıları da kurumun avantajına oluyor. Ucuz olacak, en iyisi olacak. Artıları var diye devlet daha pahalıya almaz" şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin "Antalya-Alanya projesine" ilişkin iddialara yönelik sorusuna Bakan Yıldırım, "Böyle bir ihale yok. Böyle bir proje de yok. Birisine bir iftira atmak isterseniz bu çok kolay bir iştir. Böyle bir ihale yok, belge de yok. Çok net; yok. Antalya-Alanya arasında demiryolu projesi yapılmadı, ihalesi de yapılmadı. Bu kadar" karşılığını verdi.
Zamlara ilişkin soru üzerine de Yıldırım, artık araç depolarının biraz daha pahalıya dolacağını, bunun taşıma ücretlerine yansıyabileceğini belirterek, "Köprü ve otoyol ücretlerine yapılan zamla ilgili yargıya gitme işi yeni değil. İdarenin bütün yaptığı iş ve işlemler yargı denetiminde. Tüketici farkındalığı son yıllarda Türkiye'de arttı. Buna saygı duyuyoruz. Ama bizim yaptığımız işin mevzuata ve Türkiye'nin gerçeklerine uygun olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Bakan Yıldırım, Turkcell ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü işbirliğiyle gerçekleştirilen "Deniz Fenerlerinin Uzaktan Yönetimi" projesinin imza töreninin ardından basın mensuplarının Türk Telekom'un halka arzıyla ilgili sorularını yanıtladı.
Yıldırım, tarihin henüz belirlenmediğini, bu konuda yetkili kurumun Özelleştirme İdaresi olduğunu, Özelleştirme İdaresi'nin 2005'ten beri bu çalışmaları yürüttüğünü söyledi.
Geçen yıl yüzde 15'lik bir dilimin halka arz edildiğini anımsatan Yıldırım, "2 milyar lira civarında Hazine'ye bir kaynak aktarılmıştı. Ondan sonra da tabii tekrar halka arz şeklinde olacağını zannediyorum. Özelleştirme İdaresi bu konuda alternatifli çalışmalar yapıyor" diye konuştu.
Binali Yıldırım, bunun zamanlamasının tamamen borsadaki piyasaların, küresel finans piyasalarının durumuna göre ayarlanacağını, azami oranda kamu yararının sağlanacağı şartların oluşmasını amaçladıklarını, bunlar oluştuğunda işlemin gerçekleşeceğini kaydetti.
Yıldırım, "2010'u küresel krizin artık etkilerinin azaldığı bir yıl olarak görüyoruz. O bakımdan 2010 yılında düşünülebilir" şeklinde konuştu.
Yabancı bayraklı teknelerin Türk Bayrağına geçişi için uygulanan vergi indiriminin ocak ayında devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine de Yıldırım, "Şu anda o uygulama 31 Aralık itibariyle bitti. Yeniden uzatılması için Maliye Bakanlığı'na müracaat yaptık. Bu konuda Maliye Bakanlığı ile görüşmelerimiz devam ediyor" dedi.
"Deniz fenerlerinin uzaktan yönetimi" projesi
Bakan Yıldırım, Turkcell ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü işbirliğiyle gerçekleştirilen "Deniz fenerlerinin uzaktan yönetimi" projesinin denizlerde teknolojinin kullanımı alanında belki de dünyada bir "ilk" olduğunu bildirdi.
Yıldırım, telemetri de denilen projenin denizlerle teknolojiyi buluşturma projesi olduğunu vurguladı. Denizcilerin rotası üzerindeki fenerleri izlediklerini, görme mesafesinde fenerlerin çalışıp çalışmadığını fark ettiklerini ve ona göre vaziyet aldıklarını anlatan Yıldırım, bu proje ile feneri görmeden bilginin elde edilebileceğini, hava şartları ve deniz durumu gibi birçok konuda bilgi sahibi olabileceklerini söyledi.
Turkcell'in iletişim altyapısıyla bu bilgilerin taşınma işini sağlayacağını belirten Yıldırım, "Proje, denizlerde teknolojinin kullanımı alanında belki de dünyada bir ilk. Fenerlerde uzaktan kumanda etmek, takip etmek, 24 saat oradan veri akışını sağlamak... Bugün daha bunu düşünenler var. Bazıları bunu hayal ediyor, bazıları da gerçekleştiriyor. Biz gerçekleştiren taraftayız. Bu bir takım çalışması" diye konuştu.
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün faaliyetlerine değinen Bakan Yıldırım, "Bütün sahillerimizin her karışı kontrolümüz altındadır. Yani burada hangi gemi seyrediyor, nereden kalktı, nereye gidiyor, yükü nedir, sürati nedir, gemide bir hasta mı oldu, gemide bir çarpışma mı, kaza mı oldu? Bu bilgiler ana arama kurtarma merkezine gelmekte ve gerekli müdahaleler anında gerekli birimlere yönlendirilerek yapılmaktadır" dedi.
Binali Yıldırım, denizci ülkeler arasında Türkiye'nin öncü rol oynadığını ve bu hizmetleri sadece kontrol altındaki sahillerde değil birçok sahil ülkesi denizcilerine de verdiğini ifade etti.
Turkcell, 16 bin liralık data trafiği ihalesini aldı
Toplantıda soruları da yanıtlayan Yıldırım, otomatik seyir sisteminin (AIS) bir parçası olan deniz fenerlerinin uzaktan yönetimi projesinde data trafiğiyle ilgili ihaleyi de yıllık 16 bin liralık ihale bedeliyle Turkcell'in aldığını bildirdi.
Gemilere yönelik bu hizmetin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilen bir kamu hizmeti olduğunu kaydeden Yıldırım, "İhalede kıran kırana yarış oldu. İpi Turkcell göğüslemiş görünüyor" dedi.
"Herkes bize kendini beğendirmek için yarışıyor"
Binali Yıldırım, ihalede seçimin neye göre yapıldığı sorusunu ise "Biz kimseyi seçmiyoruz. Herkes bize kendini beğendirmek için yarışıyor. Arkadaşlar saçına, başına, kaşına, gözüne göre seçmiyor. Bu, Kamu İhale Kanunu'na tabidir. Gerekli yarış ve rekabet ortamından sonra seçme olmuştur. En ekonomik teklifi veren bu yarışı kazanır. Ama artıları da kurumun avantajına oluyor. Ucuz olacak, en iyisi olacak. Artıları var diye devlet daha pahalıya almaz" şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin "Antalya-Alanya projesine" ilişkin iddialara yönelik sorusuna Bakan Yıldırım, "Böyle bir ihale yok. Böyle bir proje de yok. Birisine bir iftira atmak isterseniz bu çok kolay bir iştir. Böyle bir ihale yok, belge de yok. Çok net; yok. Antalya-Alanya arasında demiryolu projesi yapılmadı, ihalesi de yapılmadı. Bu kadar" karşılığını verdi.
Zamlara ilişkin soru üzerine de Yıldırım, artık araç depolarının biraz daha pahalıya dolacağını, bunun taşıma ücretlerine yansıyabileceğini belirterek, "Köprü ve otoyol ücretlerine yapılan zamla ilgili yargıya gitme işi yeni değil. İdarenin bütün yaptığı iş ve işlemler yargı denetiminde. Tüketici farkındalığı son yıllarda Türkiye'de arttı. Buna saygı duyuyoruz. Ama bizim yaptığımız işin mevzuata ve Türkiye'nin gerçeklerine uygun olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.